Arapça:
قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْأُولَىٰ
Çeviriyazı:
ḳâle femâ bâlü-lḳurûni-l'ûlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Firavun: "Öyleyse geçmiş asırlar (daki insanlar)ın durumu nedir?" dedi.
Diyanet İşleri:
Firavun: "Öyleyse önceki nesillerin durumu ne oluyor?" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Firavun, peki, önce gelenlerin halleri ne olacak dedi.
Şaban Piriş:
Önceki nesillerin durumu ne olacak? dedi.
Edip Yüksel:
"Peki geçmiş nesillerin hali ne olacak," dedi.
Ali Bulaç:
(Firavun) Dedi ki: "İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?"
Suat Yıldırım:
Firavun dedi ki: “Peki o zaman, önceki nesillerin durum ve âkıbeti ne olur?”
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Fir´avun) Dedi ki: «Öyle ise evvelki ümmetlerin hali neden ibarettir?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dedi: "Peki, ilk nesillerin hali ne olacak?"
Bekir Sadak:
20:56
İbni Kesir:
Öyle ise önceki nesillerin durumu nedir? dedi.
Adem Uğur:
Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi.
İskender Ali Mihr:
(Firavun): “Öyleyse evvelki nesillerin durumu nedir?” dedi.
Celal Yıldırım:
Fir´avn, «ya öyle ise gelip geçen nesillerin durumu ne oluyor ?» dedi.
Tefhim ul Kuran:
(Firavun) Dedi ki: «İlk çağlardaki kuşakların durumu nedir öyleyse?»
Fransızca:
"Qu'en est-il donc des générations anciennes ? " dit Pharaon.
İspanyolca:
Dijo: «¿Y qué ha sido de las genera ciones pasadas?»
İtalyanca:
Disse: «Cosa ne è delle generazioni antiche?».
Almanca:
Er sagte: "(Und) was ist denn mit den früheren Generationen?"
Çince:
他说:以往各世纪的情况是怎样的?
Hollandaca:
Pharao zeide: Wat was dan de bedoeling der vroegere geslachten?
Rusça:
Он сказал: "А что будет с первыми поколениями?"
Somalice:
Wuxuu yidhi (Fircoon) Sidee Yahay Xaalkii Quruumihii hore.
Swahilice:
Akasema: Nini hali ya karne za kwanza?
Uygurca:
پىرئەۋن ئېيتتى: «ئۆتۈپ كەتكەن ئۈممەتلەرنى ھالى قانداق؟ (يەنى قانداق بولغان؟)»
Japonca:
かれ(フィルアウン)は言った。「それなら過ぎ去った世代の者はどうなるのか。」
Arapça (Ürdün):
«قال» فرعون «فما بال» حال «القرون» الأمم «الأولى» كقوم نوح وهود ولوط وصالح في عبادتهم الأوثان.
Hintçe:
फिर उसी ने ज़िन्दगी बसर करने के तरीक़े बताए फिरऔन ने पूछा भला अगले लोगों का हाल (तो बताओ) कि क्या हुआ
Tayca:
เขากล่าวว่า “แล้วสภาพของคนรุ่นก่อน ๆ นั้นเป็นเช่นไร ?”
İbranice:
אמר : 'ומה הוא גורל הדורות הראשונים
Hırvatça:
"A što je s narodima davnašnjim?", upita on.
Rumence:
Faraon spuse: “Care a fost soarta leaturilor dintâi?”
Transliteration:
Qala fama balu alqurooni aloola
Türkçe:
Dedi: "Peki, ilk nesillerin hali ne olacak?"
Sahih International:
[Pharaoh] said, "Then what is the case of the former generations?"
İngilizce:
(Pharaoh) said: "What then is the condition of previous generations?"
Azerbaycanca:
(Fir’on) soruşdu: “Bəs əvvəlki nəsillərin halı necədir?”
Süleyman Ateş:
(Fir'avn): "Peki ya ilk nesillerin hali ne olacak?" dedi.
Diyanet Vakfı:
Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi.
Erhan Aktaş:
Firavun: “Öyleyse ilk nesillerin durumu ne olacak?” dedi.
Kral Fahd:
Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi.
Hasan Basri Çantay:
(Fir´avn) dedi: «Öyleyse evvelki (geçmiş) asırlar (halkın) ın haali nedir»?
Muhammed Esed:
(Firavun:) "Peki" dedi, "ya önceki kuşakların durumu ne oldu?"
Gültekin Onan:
(Firavun) Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Firavun dedi ki: Öyleyse geçmiş asırlar halkının hali nedir (ölümlerinden sonra saadette midirler, şekavette midirler?)
Portekizce:
Inquiriu (o Faraó): E que aconteceu às gerações passadas?
İsveççe:
[Farao] sade: "Hur är det då med de släkten som levde före oss?"
Farsça:
فرعون [به جای دنبال کردن بحث خداشناسی، مطلب را منحرف کرد و] گفت: پس حال امت های پیشین چگونه است؟
Kürtçe:
(فیرعەون) ووتی ئـەی خەڵکانی سەردەمە پێشووەکان حاڵیان چیەو چۆنە (لە پاشی مردنیان)
Özbekçe:
У: «Ўтган асрларнинг ҳоли недир?» деди.
Malayca:
Firaun bertanya lagi: "Jika demikian, bagaimana pula keadaan kaum-kaum yang telah lalu?"
Arnavutça:
(Faraoni) tha: “Si është gjendja e popujve të mëparshëm?”
Bulgarca:
Каза: “А какво е положението на предишните поколения?”
Sırpça:
„А шта је са претходним народима?“ Упитао је он.
Çekçe:
Otázal se: 'A jak to bylo s prvními pokoleními?'
Urduca:
فرعون بولا "اور پہلے جو نسلیں گزر چکی ہیں ان کی پھر کیا حالت تھی؟"
Tacikçe:
Гуфт: «Ҳоли қавмҳое, ки аз ин пеш мезистанд, чист?»
Tatarca:
Фиргаун әйтте: "Әүвәлдә үлеп киткән кешеләрнең хәлләре ничек, алар икенче дөнья өчен гыйбадәт кылалар иде".
Endonezyaca:
Berkata Fir'aun: "Maka bagaimanakah keadaan umat-umat yang dahulu?"
Amharca:
(ፈርዖንም) «የመጀመሪያይቱ ዘመናት ሕዝቦች ኹኔታ ምንድን ነው» አለ፡፡
Tamilce:
அவன் கூறினான்: “ஆக, முந்திய தலைமுறையினர்களின் நிலை என்னவாகும்.”
Korece:
이때 파라오가 그럼 이 전 세대들의 운명은 어떠 했느뇨
Vietnamca:
(Pha-ra-ông) bảo: “Thế đối với những người (phủ nhận) thuộc thế hệ trước thì sao?”
Ayet Linkleri: