Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

51

Ayet No: 

2399

Sayfa No: 

314

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْأُولَىٰ

Çeviriyazı: 

ḳâle femâ bâlü-lḳurûni-l'ûlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Firavun: "Öyleyse geçmiş asırlar (daki insanlar)ın durumu nedir?" dedi.

Diyanet İşleri: 

Firavun: "Öyleyse önceki nesillerin durumu ne oluyor?" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Firavun, peki, önce gelenlerin halleri ne olacak dedi.

Şaban Piriş: 

Önceki nesillerin durumu ne olacak? dedi.

Edip Yüksel: 

"Peki geçmiş nesillerin hali ne olacak," dedi.

Ali Bulaç: 

(Firavun) Dedi ki: "İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?"

Suat Yıldırım: 

Firavun dedi ki: “Peki o zaman, önceki nesillerin durum ve âkıbeti ne olur?”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Fir´avun) Dedi ki: «Öyle ise evvelki ümmetlerin hali neden ibarettir?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dedi: "Peki, ilk nesillerin hali ne olacak?"

Bekir Sadak: 

20:56

İbni Kesir: 

Öyle ise önceki nesillerin durumu nedir? dedi.

Adem Uğur: 

Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi.

İskender Ali Mihr: 

(Firavun): “Öyleyse evvelki nesillerin durumu nedir?” dedi.

Celal Yıldırım: 

Fir´avn, «ya öyle ise gelip geçen nesillerin durumu ne oluyor ?» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

(Firavun) Dedi ki: «İlk çağlardaki kuşakların durumu nedir öyleyse?»

Fransızca: 

"Qu'en est-il donc des générations anciennes ? " dit Pharaon.

İspanyolca: 

Dijo: «¿Y qué ha sido de las genera ciones pasadas?»

İtalyanca: 

Disse: «Cosa ne è delle generazioni antiche?».

Almanca: 

Er sagte: "(Und) was ist denn mit den früheren Generationen?"

Çince: 

他说:以往各世纪的情况是怎样的?

Hollandaca: 

Pharao zeide: Wat was dan de bedoeling der vroegere geslachten?

Rusça: 

Он сказал: "А что будет с первыми поколениями?"

Somalice: 

Wuxuu yidhi (Fircoon) Sidee Yahay Xaalkii Quruumihii hore.

Swahilice: 

Akasema: Nini hali ya karne za kwanza?

Uygurca: 

پىرئەۋن ئېيتتى: «ئۆتۈپ كەتكەن ئۈممەتلەرنى ھالى قانداق؟ (يەنى قانداق بولغان؟)»

Japonca: 

かれ(フィルアウン)は言った。「それなら過ぎ去った世代の者はどうなるのか。」

Arapça (Ürdün): 

«قال» فرعون «فما بال» حال «القرون» الأمم «الأولى» كقوم نوح وهود ولوط وصالح في عبادتهم الأوثان.

Hintçe: 

फिर उसी ने ज़िन्दगी बसर करने के तरीक़े बताए फिरऔन ने पूछा भला अगले लोगों का हाल (तो बताओ) कि क्या हुआ

Tayca: 

เขากล่าวว่า “แล้วสภาพของคนรุ่นก่อน ๆ นั้นเป็นเช่นไร ?”

İbranice: 

אמר : 'ומה הוא גורל הדורות הראשונים

Hırvatça: 

"A što je s narodima davnašnjim?", upita on.

Rumence: 

Faraon spuse: “Care a fost soarta leaturilor dintâi?”

Transliteration: 

Qala fama balu alqurooni aloola

Türkçe: 

Dedi: "Peki, ilk nesillerin hali ne olacak?"

Sahih International: 

[Pharaoh] said, "Then what is the case of the former generations?"

İngilizce: 

(Pharaoh) said: "What then is the condition of previous generations?"

Azerbaycanca: 

(Fir’on) soruşdu: “Bəs əvvəlki nəsillərin halı necədir?”

Süleyman Ateş: 

(Fir'avn): "Peki ya ilk nesillerin hali ne olacak?" dedi.

Diyanet Vakfı: 

Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi.

Erhan Aktaş: 

Firavun: “Öyleyse ilk nesillerin durumu ne olacak?” dedi.

Kral Fahd: 

Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi. 

Hasan Basri Çantay: 

(Fir´avn) dedi: «Öyleyse evvelki (geçmiş) asırlar (halkın) ın haali nedir»?

Muhammed Esed: 

(Firavun:) "Peki" dedi, "ya önceki kuşakların durumu ne oldu?"

Gültekin Onan: 

(Firavun) Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Firavun dedi ki: Öyleyse geçmiş asırlar halkının hali nedir (ölümlerinden sonra saadette midirler, şekavette midirler?)

Portekizce: 

Inquiriu (o Faraó): E que aconteceu às gerações passadas?

İsveççe: 

[Farao] sade: "Hur är det då med de släkten som levde före oss?"

Farsça: 

فرعون [به جای دنبال کردن بحث خداشناسی، مطلب را منحرف کرد و] گفت: پس حال امت های پیشین چگونه است؟

Kürtçe: 

(فیرعەون) ووتی ئـەی خەڵکانی سەردەمە پێشووەکان حاڵیان چیەو چۆنە (لە پاشی مردنیان)

Özbekçe: 

У: «Ўтган асрларнинг ҳоли недир?» деди.

Malayca: 

Firaun bertanya lagi: "Jika demikian, bagaimana pula keadaan kaum-kaum yang telah lalu?"

Arnavutça: 

(Faraoni) tha: “Si është gjendja e popujve të mëparshëm?”

Bulgarca: 

Каза: “А какво е положението на предишните поколения?”

Sırpça: 

„А шта је са претходним народима?“ Упитао је он.

Çekçe: 

Otázal se: 'A jak to bylo s prvními pokoleními?'

Urduca: 

فرعون بولا "اور پہلے جو نسلیں گزر چکی ہیں ان کی پھر کیا حالت تھی؟"

Tacikçe: 

Гуфт: «Ҳоли қавмҳое, ки аз ин пеш мезистанд, чист?»

Tatarca: 

Фиргаун әйтте: "Әүвәлдә үлеп киткән кешеләрнең хәлләре ничек, алар икенче дөнья өчен гыйбадәт кылалар иде".

Endonezyaca: 

Berkata Fir'aun: "Maka bagaimanakah keadaan umat-umat yang dahulu?"

Amharca: 

(ፈርዖንም) «የመጀመሪያይቱ ዘመናት ሕዝቦች ኹኔታ ምንድን ነው» አለ፡፡

Tamilce: 

அவன் கூறினான்: “ஆக, முந்திய தலைமுறையினர்களின் நிலை என்னவாகும்.”

Korece: 

이때 파라오가 그럼 이 전 세대들의 운명은 어떠 했느뇨

Vietnamca: 

(Pha-ra-ông) bảo: “Thế đối với những người (phủ nhận) thuộc thế hệ trước thì sao?”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: