Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

92

Ayet No: 

99

Sayfa No: 

14

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ وَلَقَدْ جَاءَكُم مُّوسَىٰ بِالْبَيِّنَاتِ ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِن بَعْدِهِ وَأَنتُمْ ظَالِمُونَ

Çeviriyazı: 

veleḳad câeküm mûsâ bilbeyyinâti ŝümme-tteḫaẕtümü-l`icle mim ba`dihî veentüm żâlimûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Celâlim hakkı için Musa size belgelerle gelmişti de onun arkasından tuttunuz o buzağıya taptınız. Siz işte o zâlimlersiniz.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, Musa size mucizeler getirdi, sonra ardından kendinize yazık ederek buzağıyı tanrı olarak benimsediniz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Andolsun ki Musa, size açık delillerle geldi de ondan sonra tuttunuz, buzağıya taptınız, siz o zalimlersiniz işte.

Şaban Piriş: 

Musa, size apaçık delillerle gelmişti de sonra onun ardından buzağıyı ilah edinmiştiniz. İşte siz, böyle zalimlersiniz.

Edip Yüksel: 

Musa, size mucizelerle gelmişti; fakat onun ardından buzağıyı tanrı edinerek zalimlerden oldunuz.

Ali Bulaç: 

Andolsun, Musa size apaçık belgelerle geldi. Sonra siz onun arkasından buzağıyı (tanrı) edindiniz. İşte siz (böyle) zalimlersiniz.

Suat Yıldırım: 

Mûsâ size en açık delil ve mûcizelerle geldi de, sonra kalkıp, onun yokluğunda buzağıyı tanrı edindiniz. Siz öyle zalimlersiniz işte!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ve şüphe yok ki Mûsa sizlere beyyineler ile geldi. Sonra siz O´nun arkasından buzağıyı tanrı ittihaz ettiniz. Siz zalim kimselersiniz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun ki, Mûsa size açık-seçik hak beyanlarla gelmişti de onun arkasından buzağıyı ilah edinmiştiniz. Zalimlersiniz sizler.

Bekir Sadak: 

And olsun ki, Musa size mucizeler getirdi, sonra ardindan kendinize yazik ederek buzagiyi tanri olarak benimsediniz.

İbni Kesir: 

And olsun ki, Musa size apaçık delillerle geldi. Sonra ardından buzağıyı Rabb edindiniz. Ve siz zalimlersiniz.

Adem Uğur: 

Andolsun Musa size apaçık mucizeler getirmişti. Sonra onun ardından, zalimler olarak buzağıyı (tanrı) edindiniz.

İskender Ali Mihr: 

Andolsun ki

Celal Yıldırım: 

(Nerede Tevrat´a bağlılık ve imânınız ?) And olsun ki, Musa size apaçık mu´cizeler, belgeler getirdi de sonra onun ardından buzağıyı (tanrı) edindiniz

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, Musa size apaçık belgelerle geldi. Sonra siz onun arkasından buzağıyı (tanrı) edindiniz. İşte siz (böyle) zalimlersiniz.

Fransızca: 

Et en effet Moïse vous est venu avec les preuves. Malgré cela, une fois absent vous avez pris le Veau pour idole, alors que vous étiez injustes.

İspanyolca: 

Moisés os aportó pruebas claras. pero, ido, cogisteis el ternero, obrando impíamente.

İtalyanca: 

E certamente Mosè vi ha recato prove evidenti. Poi, in sua assenza, vi prendeste il Vitello e prevaricaste.

Almanca: 

Und gewiß, bereits kam Musa zu euch mit den Wunderzeichen, dann nahmt ihr euch in dessen (Abwesenheit) das Kalb (als Götzen), während ihr Unrecht-Begehende wart.

Çince: 

穆萨确已昭示你们许多明证,他离开你们之後,你们却认犊为神,你们是不义的。

Hollandaca: 

Toen Mozes met wonderkracht tot u kwam, hebt gij desniettegenstaande een kalf vereerd en boos gehandeld.

Rusça: 

Муса (Моисей) явился к вам с ясными знамениями, но в его отсутствие вы стали поклоняться тельцу, будучи беззаконниками.

Somalice: 

dhab ahaan yuu idiin la yimid (Nabi) Muuse mucjisooyin, markaasaad yeelateen Dibi (ilaah) isaga kadib idinkoo daalimiin ah.

Swahilice: 

Na alikufikieni Musa na hoja zilizo waziwazi, kisha mkamchukua ndama (kumuabudu) baada yake, na mkawa wenye kudhulumu.

Uygurca: 

مۇسا سىلەرگە ھەقىقەتەن ئېنىق مۆجىزىلەرنى كەلتۈردى، مۇسا (تۇر تېغىغا كەتكەن) دىن كېيىن، ئۆزۈڭلارغا زۇلۇم قىلىپ موزاينى مەبۇد قىلىۋالدىڭلار

Japonca: 

本当にムーサーは,明証をもってあなたがたの許にやって来た。ところがあなたがたは,かれのいない時仔牛を神として拝み,不義の徒となったのである。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد جاءكم موسى بالبينات» بالمعجزات كالعصا واليد وفلق البحر «ثم اتخذتم العجل» إلَهاً «من بعده» من بعد ذهابه إلى الميقات، «وأنتم ظالمون» باتخاذه.

Hintçe: 

और तुम्हारे पास मूसा तो वाज़ेए व रौशन मौजिज़े लेकर आ ही चुके थे फिर भी तुमने उनके बाद बछड़े को खुदा बना ही लिया और उससे तुम अपने ही ऊपर ज़ुल्म करने वाले थे

Tayca: 

และแท้จริงนั้น มูซาได้นำบรรดาหลักฐานอันชัดเจนมายังพวกเจ้าแล้ว แต่พวกเจ้าได้ยึดถือลูกวัว (เป็นที่เคารพสักการะ) หลังจากเขา และพวกเจ้านี้คือ พวกอธรรม

İbranice: 

ומשה כבר הביא לכם אותות בהירים, ובכל זאת לקחתם את העגל (כאלוה) בהעדרו, והייתם חוטאים

Hırvatça: 

I Musa vam je jasne dokaze bio donio, pa ste, ipak, nakon što on ode, zulum čineći, tele za obožavanje prihvatili.

Rumence: 

Moise v-a adus vouă dovezi vădite, însă voi aţi ales viţelul, după plecarea lui şi aţi fost nedrepţi.

Transliteration: 

Walaqad jaakum moosa bialbayyinati thumma ittakhathtumu alAAijla min baAAdihi waantum thalimoona

Türkçe: 

Yemin olsun ki, Mûsa size açık-seçik hak beyanlarla gelmişti de onun arkasından buzağıyı ilah edinmiştiniz. Zalimlersiniz sizler.

Sahih International: 

And Moses had certainly brought you clear proofs. Then you took the calf [in worship] after that, while you were wrongdoers.

İngilizce: 

There came to you Moses with clear (Signs); yet ye worshipped the calf (Even) after that, and ye did behave wrongfully.

Azerbaycanca: 

Musa sizə açıq-aydın dəlillər (mö’cüzələr) gətirmişdi. Siz isə onun ardınca (Musa Tur dağına getdikdən sonra) buzova sitayiş edərək (özünüzə) zülm etdiniz.

Süleyman Ateş: 

Andolsun Musa, size açık deliller getirmişti, sonra onun ardından tuttunuz buzağıya taptınız; siz öyle zalimlersiniz işte!

Diyanet Vakfı: 

Andolsun Musa size apaçık mucizeler getirmişti. Sonra onun ardından, zalimler olarak buzağıyı (tanrı) edindiniz.

Erhan Aktaş: 

Gerçekten Mûsâ size beyyinât(1) ile geldi. Sonra siz onun arkasından buzağı figürünü yaptınız.(2) İşte siz, o zâlimlersiniz.

Kral Fahd: 

Andolsun Musâ size apaçık mucizeler getirmişti. Sonra onun ardından, zalimler olarak buzağıyı (ilah ) edindiniz.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun, Musa size en açık delilleri getirdi. Sonra siz onun ardından (gıyaabında) o buzağıye tütündünüz (onu tanrı edindiniz). Siz (öyle) zaalimlersiniz.

Muhammed Esed: 

Gerçekten Musa size hakikatin tüm kanıtları ile gelmişti (ama) O´nun yokluğunda hemen (altın) buzağıya tapmaya başlamış ve böylece haince bir davranış içine girmiştiniz.

Gültekin Onan: 

Andolsun Musa size beyyinelerle gelmişti, fakat onun ardından buzağıyı (Tanrı) edindiniz ve (böylece) zalimler oldunuz.

Ali Fikri Yavuz: 

Celâlim hakkı için, Mûsâ Aleyhisselâm size doğru haber ve mûcizelerle gelmişken, o, Tûr’a gittikten sonra, siz buzağıyı ilâh edindiniz ve böylece zâlimlerden oldunuz.

Portekizce: 

Já Moisés vos havia apresentado as evidências e, em sua ausência, adorastes o bezerro, condenando-vos.

İsveççe: 

Moses kom till er med klara vittnesbörd och i hans frånvaro tog ni er för att dyrka [den gyllene] kalven och begick så en [svår] synd.

Farsça: 

و قطعاً موسی برای شما معجزات و دلایلی روشن آورد، سپس شما پس از [رفتن] او [به کوه طور] گوساله را معبود خود گرفتید، در حالی که [به خود و دلایل آشکار و روشن حق] ستمکار بودید.

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بەڕاستی مووساتان بۆھات بەچەند نیشانەیەکی ڕۆشنەوە کەچی لە دوای ئەو گوێرەکەتان پەرست بێگومان ئێوە ستەمکارن

Özbekçe: 

Ва батаҳқиқ, Мусо сизларга равшан (мўъжиза)лар ила келди. Сўнгра сиз ундан кейин золим бўлган ҳолингизда бузоқни (худо) тутдингиз.

Malayca: 

Dan sesungguhnya telah datang kepada kamu Nabi Musa membawa keterangan- keterangan (mukjizat) kemudian kamu menyembah (patung) anak lembu sepeninggalannya, dan kamu (dengan perbuatan itu) adalah orang-orang yang zalim.

Arnavutça: 

Me të vërtetë, Musai ju zbriti me mrekulli të mëdha, por gjatë mungesës së tij, ju viçin e adhuruat si zot, prandaj u bëtë fajtorë të mëdhenj (me këtë sjellje).

Bulgarca: 

И Муса ви донесе ясните знаци, а после приехте телеца, ставайки угнетители.

Sırpça: 

И Мојсије вам је јасне доказе био донео, па сте, ипак, након што он оде, неправду чинећи, теле за обожавање прихватили.

Çekçe: 

Vždyť věru přišel k vám Mojžíš s jasnými znameními, a přesto jste si za jeho nepřítomnosti vzali tele a stali jste se nespravedlivými.

Urduca: 

تمہارے پاس موسیٰؑ کیسی کیسی روشن نشانیوں کے ساتھ آیا پھر بھی تم ایسے ظالم تھے کہ اس کے پیٹھ موڑتے ہی بچھڑے کو معبود بنا بیٹھے

Tacikçe: 

Мӯсо бо далелҳои равшани хеш ба ҳидояти шумо омад ва шумо, ситамкорон, пас аз ӯ ба гӯсола имон овардед.

Tatarca: 

Шиксез, Муса сезгә ислам динен өйрәтүче, Аллаһ хөкемнәрен ачык бәян итүче Тәүрат белән килде. Ә сез Муса, Тур тавына киткәч, бозауга гыйбадәт кылдыгыз, шуның өчен сез залимнәрсез.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya Musa telah datang kepadamu membawa bukti-bukti kebenaran (mukjizat), kemudian kamu jadikan anak sapi (sebagai sembahan) sesudah (kepergian)nya, dan sebenarnya kamu adalah orang-orang yang zalim.

Amharca: 

ሙሳም በታምራቶች በእርግጥ መጣላችሁ፡፡ ከዚያም ከበኋላው እናንተ በዳዮች ስትኾኑ ወይፈንን (አምላክ አድርጋችሁ) ያዛችሁ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், திட்டவட்டமாக மூஸா தெளிவான அத்தாட்சிகளுடன் உங்களிடம் வந்தார். பிறகு, அவர் (தனது இறைவன் குறிப்பிட்ட நேரத்தில் அவனை சந்திக்க) சென்றதற்குப் பின்னர் - நீங்களோ அநியாயக்காரர்களாக இருந்த நிலையில் - ஒரு காளைக் கன்றை(த் தெய்வமாக) எடுத்துக் கொண்டீர்கள்.

Korece: 

모세가 예증들을 갖고 너희 에게 왔으나 그가 없는 동안 너 회는 송아지를 숭배했나니 너회는우매한 자들이라

Vietnamca: 

Và quả thật, Musa cũng đã mang đến cho các ngươi nhiều bằng chứng rõ rệt, vậy mà sau đó các ngươi vẫn mù quáng đúc tượng con bò để thờ phượng và các ngươi là những kẻ làm điều sai quấy.