Arapça:
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Çeviriyazı:
velleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti ülâike aṣḥâbü-lcenneh. hüm fîhâ ḫâlidûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar.
Diyanet İşleri:
İnanıp yararlı işler yapan kimseler cennetlik olanlardır, onlar da orada temellidirler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnananlarla iyi işler görenlere gelince: Onlar cennet ehlidir, onlar da cennette ebedidir.
Şaban Piriş:
İman edip doğruları yapanlara gelince işte onlar cennetliklerdir. Onlar da orada ebedidirler.
Edip Yüksel:
İnanıp erdemli bir hayat sürenler ise cennet halkıdır; onlar da orada sürekli kalırlar.
Ali Bulaç:
İman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır.
Suat Yıldırım:
İman edip makbul ve güzel işler yapanlar ise, İşte onlar da cennetliktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır. [4,124]
Ömer Nasuhi Bilmen:
İmân edenler ve sâlih amellerde bulunanlar ise işte onlar cennet ashâbıdır. Onlar cennette muhalleddirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da onun içinde sürekli kalacaklardır.
Bekir Sadak:
Inanip yararli isler yapan kimseler cennetlik olanlardir, onlar da orada temellidirler. *
İbni Kesir:
İman edip, salih ameller işleyenler
Adem Uğur:
İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.
İskender Ali Mihr:
Ve âmenû olup (Allah´a ulaşmayı dileyip), ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel işleyenler, işte onlar, cennet halkıdır ve içinde (cennette) devamlı kalacaklardır.
Celal Yıldırım:
İmân edip iyi yararlı amellerde bulunanlar ise, işte onlar cennetliktirler, onlar orada temelli kalanlardır.
Tefhim ul Kuran:
İman edip salih amellerde bulunanlar, onlar da cennet halkıdırlar, orada temelli kalıcıdırlar.
Fransızca:
Et ceux qui croient et pratiquent les bonnes oeuvres, ceux-là sont les gens du Paradis où ils demeureront éternellement.
İspanyolca:
Pero quienes hayan creído y obrado bien, ésos morarán en el Jardín eternamente.
İtalyanca:
E coloro che hanno creduto e operato nel bene, sono i compagni del Paradiso e vi rimarranno in perpetuità.
Almanca:
Und diejenigen, die den Iman verinnerlicht haben und gottgefällig Gutes taten, diese sind die Weggenossen der Dschanna. Darin bleiben sie ewig.
Çince:
信道而且行善者,是乐园的居民,他们将永居其中。
Hollandaca:
Die echter gelooft en goed doet, komt voor eeuwig in het paradijs.
Rusça:
А те, которые уверовали и совершали праведные деяния, окажутся обитателями Рая. Они пребудут там вечно.
Somalice:
kuwa rumeeyey (xaqse) oo camal wanaagsan sameeya kuwaasi waa asaxaabta Jannada wayna kuwaari dhexdeeda.
Swahilice:
Na wale walio amini na wakatenda mema, hao ndio watu wa Peponi, humo watadumu.
Uygurca:
ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار ئەھلى جەننەتتۇر. ئۇلار جەننەتتە مەڭگۈ قالىدۇ
Japonca:
だが信仰して善行に勤しむ者は楽園の住人である。その中に永遠に住むのである。
Arapça (Ürdün):
«والذين آمنوا وعملوا الصالحات أولئك أصحاب الجنة هم فيها خالدون».
Hintçe:
और जो लोग ईमानदार हैं और उन्होंने अच्छे काम किए हैं वही लोग जन्नती हैं कि हमेशा जन्नत में रहेंगे
Tayca:
และบรรดาผู้ที่ศรัทธา และประกอบสิ่งที่ดีงามทั้งหลายนั้น ชนเหล่านี้แหละคือชาวสวรรค์โดยที่พวกเขาจะพำนักอยู่ในสวรรค์โดยที่พวกเขาจะพำนักอยู่ในสวรรค์ตลอดกาล
İbranice:
ואולם, אלה אשר האמינו ועשו את הטובות, כל אלה מאנשי גן העדן ולעולם יהיו בו
Hırvatça:
A oni koji budu vjerovali i dobra djela činili, oni će stanovnici Dženneta biti; u njemu će vječno boraviti.
Rumence:
Cei care au crezut şi au săvârşit fapte bune, aceia vor fi soţii Raiului, unde vor veşnici.
Transliteration:
Waallatheena amanoo waAAamiloo alssalihati olaika ashabu aljannati hum feeha khalidoona
Türkçe:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da onun içinde sürekli kalacaklardır.
Sahih International:
But they who believe and do righteous deeds - those are the companions of Paradise; they will abide therein eternally.
İngilizce:
But those who have faith and work righteousness, they are companions of the Garden: Therein shall they abide (For ever).
Azerbaycanca:
İman gətirənlər və yaxşı işlər görənlər isə behiştlikdirlər və orada əbədi olacaqlar.
Süleyman Ateş:
İnanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar da cennet halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.
Diyanet Vakfı:
İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.
Erhan Aktaş:
Îmân edip, sâlihâtı yapanlar(1) Cennet ehlidirler. Ve onlar orada kalıcıdırlar.
Kral Fahd:
İman edip salih amel işleyenler ise onlar da cennet ehlidirler. Onlar orada ebedi kalırlar.
Hasan Basri Çantay:
Îman edib güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince) : onlar da cennetin arkadaşlarıdırlar. Onlar orada muhalleddirler (ebedî kalacaklardır).
Muhammed Esed:
İmana ermiş olup doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, sürekli içinde kalmak üzere cenneti hak edenler de işte bunlardır.
Gültekin Onan:
İnanıp salih amel işleyenler ise cennet halkıdır (ashabülcennet)
Ali Fikri Yavuz:
İman edip sâlih ameller işliyenler ise, onlar da cennet ehlidirler, ebedî olarak orada kalıcıdırlar.
Portekizce:
Os fiéis, que praticam o bem, serão os diletos do Paraíso, onde morarão eternamente.
İsveççe:
Men de som tror och lever rättskaffens har paradiset till arvedel och där skall de förbli till evig tid.
Farsça:
و کسانی که ایمان آوردند و کارهای شایسته انجام دادند، اهل بهشت اند و در آن جاودانه اند.
Kürtçe:
وە ئەوکەسانەی کەبڕوایان ھێناو کردەوەی باشیان کرد ئا ئەوانە ھاوەڵی بەھەشتن تیایدا دەمێننەوە بەھەمیشەیی
Özbekçe:
Ва иймон келтириб, яхши амалларни қилганлар, ана ўшалар жаннат эгаларидир. Улар унда абадий қолурлар.
Malayca:
Dan orang-orang yang beriman serta beramal soleh, merekalah ahli syurga, mereka kekal di dalamnya.
Arnavutça:
Kurse, ata që punojnë vepra të mira – ata do të jenë banorë të xhennetit ku do të qëndrojnë përgjithmonë.
Bulgarca:
А които вярват и вършат праведни дела, тези са обитателите на Рая, там ще пребивават вечно.
Sırpça:
А они који буду веровали и добра дела чинили, они ће становници Раја бити; у њему ће вечно боравити.
Çekçe:
Ti však, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, ti budou ráje obyvateli a budou tam nesmrtelní.
Urduca:
اور جو لوگ ایمان لائیں گے اور نیک عمل کریں گے وہی جنتی ہیں اور جنت میں وہ ہمیشہ رہیں گے
Tacikçe:
Ва онон, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, аҳли биҳиштанд ва дар он ҷовидонанд.
Tatarca:
Әмма иман китереп, изге гамәлләрне кылган хак мөэминнәр җәннәт әһелләре, алар анда мәңге калырлар.
Endonezyaca:
Dan orang-orang yang beriman serta beramal saleh, mereka itu penghuni surga; mereka kekal di dalamnya.
Amharca:
እነዚያም ያመኑት በጎ ሥራዎችንም የሠሩት እነዚያ የገነት ጓዶች ናቸው፡፡ እነርሱ በውስጧ ዘላለም ዘውታሪዎች ናቸው፡፡
Tamilce:
இன்னும், எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு, நற்காரியங்களைச் செய்தார்களோ அவர்கள் சொர்க்கவாசிகள் ஆவார்கள்! அவர்கள் அதில் நிரந்தரமாக தங்கி இருப்பார்கள்.
Korece:
그러나 믿음으로 선행을 행 하는자는 천국의 주인이 되어 그 곳에서 영생하리라
Vietnamca:
Riêng những ai có đức tin và hành thiện, họ sẽ là cư dân của Thiên Đàng, họ sẽ định cư trong đó mãi mãi.
Ayet Linkleri: