Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

37

Ayet No: 

44

Sayfa No: 

6

Nüzûl Yeri: 

Nüzûl Yılı: 

Arapça: 

فَتَلَقَّىٰ آدَمُ مِن رَّبِّهِ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ ۚ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ

Çeviriyazı: 

feteleḳḳâ âdemü mir rabbihî kelimâtin fetâbe `aleyh. innehû hüve-ttevvâbü-rraḥîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Derken Âdem Rabb'ından birtakım kelimeler aldı, (onlarla tevbe etti. O da) tevbesini kabul etti. Muhakkak O, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.

Diyanet İşleri: 

Adem, Rabbi'nden emirler aldı; onları yerine getirdi. Rabb'i de bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz o tevbeleri daima kabul edendir, merhametli olandır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Âdem, Rabbinden bazı sözler belledi de Allah tövbesini kabul etti. Şüphe yok ki o, bütün tövbeleri kabul eder, rahimdir.

Şaban Piriş: 

Adem, Rabbinden emirler aldı, onları yerine getirdi. Bunun üzerine, Rabbi de tevbesini kabul etti. Nitekim O, tevbeleri kabul eden ve çok merhametli olandır.

Edip Yüksel: 

Adem, Rabb'inden kelimeler aldı. Bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. O, yönelişlere karşılık verendir, Rahim'dir.

Ali Bulaç: 

Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

Suat Yıldırım: 

Büyük pişmanlık duyan Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler öğrenip onlara göre hareket etti. Rabbine yalvardı. Allah da tövbesini kabul etti. Zaten O tövbeyi kabul eder, merhameti boldur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Âdem, Rabb-i Azîm´i tarafından bir kısım kelimeler telakkî etti. Onun üzerine tevbe eyledi. Tevbeleri ziyâdesiyle kabul eden, pek ziyâde merhamet sahibi olan ise ancak o Rabb-i Kerîm´dir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunun üzerine Âdem, Rabbinden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar.

Bekir Sadak: 

Adem, Rabbi´nden emirler aldi

İbni Kesir: 

Adem, Rabbından kelimeler belleyip aldı. Bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz ki Tevvab, Rahim O´dur, O.

Adem Uğur: 

Bu durum devam ederken Âdem, Rabbinden bir takım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.

İskender Ali Mihr: 

Sonra Âdem, Rabbinden kelimeler aldı (ve Rabbine tövbe etti.) Bunun üzerine (Allah), onun tövbesini kabul buyurdu. Muhakkak ki O, Tevvab´tır, Rahîm´dir (tövbeleri kabul eden, merhametli ve rahmet nuru gönderendir).

Celal Yıldırım: 

(Bu kayma ve kendine zulmetme üzerine büyük bir pişmanlık duyup tevbe eden) Âdem, Rabbinden (gelen ve onun kalbine ilka olunan) kelimeleri karşılayıp aldı. Allah da onun tevbesini kabul etti. Çünkü tevbeyi çokça kabul eden ve çokça merhamette bulunan ancak O´dur.

Tefhim ul Kuran: 

Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. (Allah da) Bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

Fransızca: 

Puis Adam reçut de son Seigneur des paroles , et Allah agréa son repentir car c'est Lui certes, le Repentant, le Miséricordieux.

İspanyolca: 

Adán recibió palabras de su Señor y Éste se volvió a él. Él es el Indulgente, el Misericordioso.

İtalyanca: 

Adamo ricevette parole dal suo Signore e Allah accolse il suo [pentimento]. In verità Egli è Colui che accetta il pentimento, il Misericordioso.

Almanca: 

Dann empfing Adam Worte von seinem HERRN, so vergab ER ihm. Gewiß, ER ist Der Allvergebende, Der Allgnädige.

Çince: 

然後,阿丹奉到从主降示的几件诫命,主就恕宥了他。主确是至宥的,确是至慈的。

Hollandaca: 

Daarop leerde Adam woorden des gebeds van God, en hij keerde tot den Heer terug; want Hij is de lankmoedige en barmhartige.

Rusça: 

Адам принял слова от своего Господа, и Он принял его покаяние. Воистину, Он - Принимающий покаяние, Милосердный.

Somalice: 

waxuuna kala kulmay Aadam xagga Eebe kalimooyin, wuuna ka toobad aqbalay Eebana waa toobad aqbalbadane waana naxariiste.

Swahilice: 

Kisha Adam akapokea maneno kwa Mola wake Mlezi, na Mola wake Mlezi alimkubalia toba yake; hakika Yeye ndiye Mwingi wa kukubali toba na Mwenye kurehemu.

Uygurca: 

ئادەم پەرۋەردىگارىدىن بىرقانچە سۆز تەلىم ئالدى (يەنى گۇناھىنىڭ كەچۈرۈلۈشى ئۈچۈن ئوقۇيدىغان دۇئا ئۇنىڭغا ئىلھام ئارقىلىق بىلدۈرۈلدى)، اﷲ ئۇنىڭ تەۋبىسىنى قوبۇل قىلدى. اﷲ ھەقىقەتەن تەۋبىنى بەكمۇ قوبۇل قىلغۇچىدۇر (بەندىلىرىگە) ناھايىتى مېھرىباندۇر

Japonca: 

その後,アーダムは,主から御言葉を授かり,主はかれの悔悟を許された。本当にかれは,寛大に許される慈悲深い御方であられる。

Arapça (Ürdün): 

«فتلقى آدمُ من ربِّه كلماتٍ» ألهمه إياها وفي قراءة بنصب آدم ورفع كلمات، أي جاءه وهى (ربَّنا ظلمنا أنفسا) الآية فدعا بها «فتاب عليه» قبل توبته «إنه هو التواب» على عباده «الرحيم» بهم.

Hintçe: 

फिर आदम ने अपने परवरदिगार से (माज़रत के चन्द अल्फाज़) सीखे पस खुदा ने उन अल्फाज़ की बरकत से आदम की तौबा कुबूल कर ली बेशक वह बड़ा माफ़ करने वाला मेहरबान है

Tayca: 

ภายหลังดาอัมได้เรียนรู้คำวิงวอนจากพระเจ้าของเขา แล้วพระองค์อภัยโทษแก่เขา แท้จริงพระองค์คือผู้ทรงอภัยโทษ ผู้ทรงเมตตาเสมอ

İbranice: 

וקיבל אדם מילים מריבונו, וסלח לו ,והוא (אלוהים) הסלחן והרחום

Hırvatça: 

I Adem primi neke riječi" od Gospodara svoga, pa mu On oprosti; On je, doista, stalni Primatelj pokajanja, Milostivi.

Rumence: 

Adam a primit cuvintele Domnului său şi s-a întors către El căindu-se, căci Dumnezeu este De-căinţă-primitorul, Milostivul.

Transliteration: 

Fatalaqqa adamu min rabbihi kalimatin fataba AAalayhi innahu huwa alttawwabu alrraheemu

Türkçe: 

Bunun üzerine Âdem, Rabbinden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar.

Sahih International: 

Then Adam received from his Lord [some] words, and He accepted his repentance. Indeed, it is He who is the Accepting of repentance, the Merciful.

İngilizce: 

Then learnt Adam from his Lord words of inspiration, and his Lord Turned towards him; for He is Oft-Returning, Most Merciful.

Azerbaycanca: 

(Nəhayət) Adəm rəbbindən (bə’zi xüsusi) kəlmələr öyrənərək (Həvva ilə birlikdə o kəlmələr vasitəsilə) tövbə etdi. Doğrudan da, O (Allah) tövbələri qəbul edəndir, mərhəmətlidir.

Süleyman Ateş: 

Adem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı (onlarla amel edip Rabbine yalvardı, O da) bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeyi çok kabul eden(kulunun günahından geçen)dir, çok esirgeyendir.

Diyanet Vakfı: 

Bu durum devam ederken Âdem, Rabbinden bir takım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.

Erhan Aktaş: 

Derken Âdem, Rabb’inden kelimeler(1) aldı. Böylece, Âdem’in tevbesini(2) kabul etti. Kuşkusuz O, Tevbeleri Kabul Eden’dir, Rahmeti Kesintisiz’dir.

Kral Fahd: 

Bu durum devam ederken Adem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı ve tevbe etti. Çünkü O (Allah), tevbeleri çokça kabul eden ve merhameti bol olandır.

Hasan Basri Çantay: 

Derken Âdem Rabbinden kelimeler belleyip aldı (Ona yalvardı). O da Tevbesini kabul etdi. Çünkü tevbeyi en çok kabul eden, asıl esirgeyen odur.

Muhammed Esed: 

Derken Adem Rabbinden (yol gösterici) sözler aldı. Ve (Allah) O´nun tevbesini kabul etti: Çünkü yalnız O´dur tevbeleri kabul eden, rahmet dağıtan.

Gültekin Onan: 

Adem, rabbinden kelimeler aldı. Bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. O, yönelişlere karşılık verendir, rahimdir.

Ali Fikri Yavuz: 

Derken Âdem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı. O’na yalvarıp tevbe etti. O da tevbesini kabul buyurdu. Çünkü tevbeyi çok çok kabul eden asıl esirgeyici O’dur.

Portekizce: 

Adão obteve do seu Senhor algumas palavras de inspiração, e Ele o perdoou, porque é o Remissório, o Misericordioso.

İsveççe: 

[Sedan] nåddes Adam av ord från sin Herre och Han tog emot [Adams] ånger - Han är Den som går den ångerfulle till mötes, den Barmhärtige.

Farsça: 

پس آدم کلماتی را] مانند کلمه استغفار و توسّل به اهل بیت (علیهم السلام) که مایه توبه و بازگشت بود] از سوی پروردگارش دریافت کرد و [پروردگار [توبه اش را پذیرفت؛ زیرا او بسیار توبه پذیر و مهربان است.

Kürtçe: 

ئەمجا ئادەم چەند ووتەیەکی (پاڕانەوەی ) لە پەروەردگارییەوە وەرگرت (ئەویش) لێی گیراکرد بەڕاستی ھەر ئەو تەوبەگیراکەری میھرەبانە

Özbekçe: 

Бас, Одам ўз Роббисидан сўзларни қабул қилиб олди, кейин У зот унинг тавбасини қабул қилди. Албатта, У тавбани қабул қилувчи ва раҳмли зотдир.

Malayca: 

Kemudian Nabi Adam menerima dari Tuhannya beberapa kalimah (kata-kata pengakuan taubat yang diamalkannya), lalu Allah menerima taubatnya; sesungguhnya Allah, Dia lah yang Maha Pengampun (Penerima taubat), lagi Maha Mengasihani.

Arnavutça: 

Ademi dëgjoi disa fjalë (Urdhëra) e i zbatoi nga Zoti i vet, Ai ia pranoi pendimin dhe i fali gabimin. Ai shumë i pranon pendimet, Ai është i mëshirshëm.

Bulgarca: 

И получи Адам слова от своя Господ, и Той прие покаянието му. Той е Приемащия покаянието, Милосърдния.

Sırpça: 

И Адам прими неке речи од Господара свога, па му Он опрости; Он је, заиста, Онај Који стално прима покајања, Милостиви.

Çekçe: 

Adam přijal pak od Pána svého slova a On mu odpustil, vždyť On odpouštějící je i slitovný.

Urduca: 

اس وقت آدمؑ نے اپنے رب سے چند کلمات سیکھ کر توبہ کی، جس کو اس کے رب نے قبول کر لیا، کیونکہ وہ بڑا معاف کرنے والا اور رحم فرمانے والا ہے

Tacikçe: 

Одам аз Парвардигораш калимае чанд таълим гирифт. Пас Худо тавбаи ӯро пазируфт, зеро тавбапазир ва меҳрубон аст!

Tatarca: 

Адәм галәйһис-сәлам тәүбәгә ашыкты һәм Раббысы тарафыннан өйрәткән тәүбә-истигъфәр сүзләренә юлыкты, һәм тәүбә итеп, Аллаһудан гафу сорады, Аллаһ тәүбәсен кабул итеп гөнаһын гафу итте. Аллаһ тәүбәләрне кабул итүче, рәхимле.

Endonezyaca: 

Kemudian Adam menerima beberapa kalimat dari Tuhannya, maka Allah menerima taubatnya. Sesungguhnya Allah Maha Penerima taubat lagi Maha Penyayang.

Amharca: 

አደምም ከጌታው ቃላትን ተቀበለ፡፡ በርሱ ላይም (ጌታው ጸጸትን በመቀበል) ተመለሰለት፤ እነሆ እርሱ ጸጸትን ተቀባይ አዛኝ ነውና፡፡

Tamilce: 

ஆக, ஆதம் (பாவமன்னிப்புத் தேட சில) வாக்கியங்களைத் தம் இறைவனிடமிருந்து பெற்றார். (அவற்றைக் கூறி பாவமன்னிப்புத் தேடினார்.) ஆகவே, அவன் அவரை மன்னித்தான். நிச்சயமாக அவன்தான் தவ்பாவை (-பாவ மன்னிப்புத் தேடியவரின் பிரார்த்தனையை) அதிகம் அங்கீகரிப்பவன், மகா கருணையாளன் ஆவான்.

Korece: 

이때 아담은 주님으로부터 말씀을 들었으며 하나님은 그를 용서 하였으니 진실로 그분은 관 용과 자비로 충만하심이라

Vietnamca: 

Nhưng rồi Adam đã hối cải với Thượng Đế bằng lời lẽ học được từ Ngài, và Ngài đã tha thứ tội lỗi cho Y bởi Ngài là Đấng Hằng Chấp Nhận sự sám hối, Đấng Khoan Dung.