Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

132

Ayet No: 

139

Sayfa No: 

20

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَوَصَّىٰ بِهَا إِبْرَاهِيمُ بَنِيهِ وَيَعْقُوبُ يَا بَنِيَّ إِنَّ اللَّهَ اصْطَفَىٰ لَكُمُ الدِّينَ فَلَا تَمُوتُنَّ إِلَّا وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ

Çeviriyazı: 

veveṣṣâ bihâ ibrâhîmü benîhi veya`ḳûb. yâ benîye inne-llâhe-ṣṭafâ lekümü-ddîne felâ temûtünne illâ veentüm müslimûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bu dini İbrahim, kendi oğullarına vasiyyet etti, Yakub da öyle yaptı: "Ey oğullarım! Muhakkak ki, bu dini size Allah seçti, başka dinlerden uzak durun, yalnızca müslüman olarak can verin!" dedi.

Diyanet İşleri: 

İbrahim bunu oğullarına vasiyet etti. Yakub da: "Oğullarım! Allah dini size seçti, siz de ancak O'na teslim olmuş olarak can verin" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İbrahim de bunu oğullarına vasiyet etti, Yakup da, oğullarım dedi, Allah şüphesiz sizin için bir din seçti, siz de artık ancak Müslüman olarak ölün.

Şaban Piriş: 

İbrahim, bunu oğullarına da tavsiye etti. Yakup da öyle yaptı (ve onun da oğullarından son dileği şuydu:) Ey oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti. Öyleyse, siz de ancak müslüman olarak can verin!

Edip Yüksel: 

İbrahim ve daha sonra Yakup şunu çocuklarına öğütledi: "Evlatlarım! ALLAH sizin için bu dini seçti; müslüman olarak ölmeye bakın."

Ali Bulaç: 

Bunu İbrahim, oğullarına vasiyet etti, Yakup da: "Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak Müslüman olarak can verin" (diye benzer bir vasiyette bulundu.)

Suat Yıldırım: 

Bu dini İbrâhim kendi evlatlarına vasiyet ettiği gibi Yâkub da böyle yaptı ve: “Evlatlarım! dedi, Allah sizin için bu dini seçti. Sakın Müslümanlıktan başka bir din üzere ölmeyin.” [21,72; 3,33-34]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve bununla (diyanet-i İslâmiyye ile) İbrahim de oğullarına vasiyette bulundu, Yakup da. Her biri dedi ki: «Oğullarım, şüphe yok ki Allah Teâlâ sizin için din-i İslâm´ı ihtiyar buyurdu. Binaenaleyh siz ölmeyiniz, ancak müslüman olduğunuz halde ölünüz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

İbrahim de oğullarına şunu vasiyet etti, Yakub da: "Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçmiştir. O halde ancak müslümanlar olarak can verin."

Bekir Sadak: 

Ibrahim bunu ogullarina vasiyet etti. Yakub da: «Ogullarim! Allah dini size secti, siz de ancak O´na teslim olmus olarak can verin» dedi.

İbni Kesir: 

İbrahim bunu oğullarına da tavsiye etti. Ya´kub da: Ey oğullarım, Allah sizin için dinini seçti. Onun için siz de yalnız Müslüman olarak can verin, dedi.

Adem Uğur: 

Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Yakub da: Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm´ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi).

İskender Ali Mihr: 

İbrâhîm de bunu kendi oğullarına vasiyet etti. Yâkub da: “Ey oğullarım! Muhakkak ki Allah, bu dîni sizin için seçti. Artık siz ölmeyin. Ancak Allah´a teslim olarak (ölün).” dedi.

Celal Yıldırım: 

Bunu (dini ve teslimiyeti) İbrahim kendi oğullarına tavsiye etti. Yâkub da tavsiyede bulunarak (dedi ki): «Oğullarım! Allah bu dini sizin için beğenip seçmiştir. Artık siz de ancak müslüman olarak (Hakk´a gönülden bağlanıp boyun eğerek) can verin.»

Tefhim ul Kuran: 

Bunu İbrahim, oğlullarına vasiyet etti, Yakup da: «Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak müslüman olarak can verin» (diye benzer vasiyette bulundu.)

Fransızca: 

Et c'est ce que Abraham recommanda à ses fils, de même que Jacob : "ô mes fils, certes Allah vous a choisi la religion : ne mourrez point, donc , autrement qu'en Soumis" ! (à Allah) .

İspanyolca: 

Abraham ordenó hacer lo mismo a sus hijos varones, y también Jacob: «¡Hijos míos! Alá os ha escogido esta religión. Así, pues, no muráis sino sometidos a Él».

İtalyanca: 

Fu questo che Abramo inculcò ai suoi figli, e anche Giacobbe: "Figli miei, Allah ha scelto per voi la religione: non morite se non musulmani ".

Almanca: 

Und dies hinterließ Ibrahim seinen Kindern als Vermächtnis, sowie Ya'qub: "Meine Kinder! ALLAH hat euch doch den Din auserwählt, so sterbt nur als Muslime!"

Çince: 

易卜拉欣和叶尔孤白都曾以此嘱咐自己的儿子说:我的儿子们啊!真主确已为你们拣选了这个宗教,所以你们除非成了归顺的人不可以死。

Hollandaca: 

En Abraham leerde zijnen kinderen dien godsdienst, en ook Jacob deed dat, zeggende: O mijn kinderen! waarlijk, God heeft dezen godsdienst voor u uitverkoren; sterft niet zonder God onderworpen te zijn (muzelmannen).

Rusça: 

Ибрахим (Авраам) и Йакуб (Иаков) заповедали это своим сыновьям. Йакуб (Иаков) сказал: "О сыновья мои! Аллах избрал для вас религию. И умирайте не иначе, как будучи мусульманами".

Somalice: 

wuxuu u dardaarmay arintaas (Nabi) Ibraahim Caruurtiisa, Nabi Yacquubna wuu u dardaarmay, wuxuuna yidhi Carrurtaydiiyey Eebe wuxuu idiindoortay Diinta ee ha dhimanina idinkoon Muslim ahayn.

Swahilice: 

Na Ibrahim akawausia wanawe, na pia Yaaqub: Enyi wanangu! Hakika Mwenyezi Mungu amekuteulieni Dini hii; basi msife ila nanyi mmekuwa Waislamu, wanyenyekevu.

Uygurca: 

ئىبراھىم ۋە يەئقۇب ئۆز ئوغۇللىرىغا ۋەسىيەت قىلىپ: «ئى ئوغۇللىرىم! اﷲ سىلەرگە مۇشۇ دىنىنى (يەنى ئىسلام دىنىنى) تاللىدى، پەقەت مۇسۇلمان پىتىڭلارچە ئۆلۈڭلار (يەنى ئىمانىڭلاردا مەھكەم تۇرۇڭلار، تاكى ئىمان بىلەن كېتىڭلار)» دېدى

Japonca: 

イブラーヒームは,このことをその子孫に伝え,ヤアコーブもまた(それにならった)。「わたしの子孫よ,アッラーはあなたがたのために,この教えを選ばれた。だから必ずムスリム(服従,帰依者)となって死なねばならない。」

Arapça (Ürdün): 

«ووصَّى» وفي قراءة أوصى «بها» بالملة «إبراهيم بنيه ويعقوب» بنيه قال: «يا بني إن الله اصطفى لكم الدين» دين الإسلام «فلا تموتنَّ إلا وأنتم مسلمون» نهى عن ترك الإسلام وأمر بالثبات عليه إلى مصادفة الموت.

Hintçe: 

और इसी तरीके क़ी इबराहीम ने अपनी औलाद से वसीयत की और याकूब ने (भी) कि ऐ फरज़न्दों खुदा ने तुम्हारे वास्ते इस दीन (इस्लाम) को पसन्द फरमाया है पस तुम हरगिज़ न मरना मगर मुसलमान ही होकर

Tayca: 

และอิบรอฮีมได้สั่งเสียแก่ลูก ของเขาให้ปฏิบัติตามแนวทางนั้น และยะกูบก็สั่งเสียด้วยว่า โอ้ลูก ๆ ของฉัน แท้จริงอัลลอฮ์ได้ทรงเลือกศาสนาให้แก่พวกเจ้าแล้ว ดังนั้น พวกเจ้าจงอย่ายอมตามเป็นอันขาด นอกจากในขณะที่พวกเจ้าเป็นผู้สวามิภักดิ์(ต่ออัลลฮ์) เท่านั้น

İbranice: 

וכך ציווה אברהם לבניו, וגם יעקוב: ' הוי, בניי! אלוהים בחר לכם את הדת, על כן, אל תמותו אלא כמוסלמים (מתמסרים)

Hırvatça: 

I Ibrahim je, kao i Jakub, to zapovjedio sinovima svojim: "Sinovi moji, Allah je vama vjeru odabrao, i nipošto nemojte umrijeti drukčije nego kao muslimani."

Rumence: 

Abraham le-a poruncit fiilor săi, precum a făcut şi Iacob: “O, voi, fii ai mei! Dumnezeu v-a sortit vouă Legea! Şi, să nu muriţi altfel, decât ca supuşi.”

Transliteration: 

Wawassa biha ibraheemu baneehi wayaAAqoobu ya baniyya inna Allaha istafa lakumu alddeena fala tamootunna illa waantum muslimoona

Türkçe: 

İbrahim de oğullarına şunu vasiyet etti, Yakub da: "Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçmiştir. O halde ancak müslümanlar olarak can verin."

Sahih International: 

And Abraham instructed his sons [to do the same] and [so did] Jacob, [saying], "O my sons, indeed Allah has chosen for you this religion, so do not die except while you are Muslims."

İngilizce: 

And this was the legacy that Abraham left to his sons, and so did Jacob; "Oh my sons! Allah hath chosen the Faith for you; then die not except in the Faith of Islam."

Azerbaycanca: 

İbrahim və (sonra da) Yə’qub bunu (müsəlman olmağı) öz oğlanlarına vəsiyyət edib (hər biri dedi) : “Ey oğlanlarım, həqiqətən, Allah sizin üçün (belə bir) din (islam dini) seçdi, siz də ancaq müsəlman olaraq ölməlisiniz!”

Süleyman Ateş: 

İbrahim de bunu kendi oğullarına vasiyyet etti, Ya'kub da: "Oğullarım, Allah, sizin için o dini seçti, bundan dolayı sadece müslümanlar olarak ölünüz." (dedi).

Diyanet Vakfı: 

Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Yakub da: Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslam'ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi).

Erhan Aktaş: 

İbrâhîm, bunu(1), çocuklarına vasiyet etmişti. Yakûb da(2): “Ey oğullarım! Şüphesiz Allah, bu dini sizin için seçti. O halde müslimler(3) olarak ölmenin dışında başka bir şekilde ölmeyin!” demişti.

Kral Fahd: 

Bunu İbrâhim de kendi oğullarına vasiyet etmiş, Ya'kûb da: (aynı şeyi yapmış ve): Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm'ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi).

Hasan Basri Çantay: 

İbrahim, bunu (ayni şey´i) oğullarına da tavsiye etdi. (Torunu) Ya´kûb da (öyle yapdi:) «Ey oğullarım, Allah sizin için (İslâm) dîni (ni) beğenib seçdi. O halde siz de (başka değil) ancak müslümanlar olarak can verin (dedi)».

Muhammed Esed: 

Ve İbrahim çocuklarına bunu aynen vasiyet etti; Yakup da (böyle yaptı): "Evlatlarım! Bakın, Allah size en saf ve temiz inancı bahşetti; öyleyse O´na teslim olmadan ölümün sizi alt etmesine izin vermeyin."

Gültekin Onan: 

Bunu İbrahim oğullarına vasiyet etti. Yakup da: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Bu dini, Hazreti İbrahim, kendi oğullarına vasiyyet ettiği gibi, Hazreti Yakub da vasiyyet etti: “-Ey oğullarım, şüphe yok ki, Allah, râzı olduğu İslâm dinini sizin için seçti. O halde siz, (ölüm gelmeden önce müslüman bulunun da) ancak müslüman olarak can verin” dedi.

Portekizce: 

Abraão legou esta crença aos seus filhos, e Jacó aos seus, dizendo-lhes: Ó filhos meus, Deus vos legou esta religião;apegai-nos a ela, e não morrais sem serdes submissos (a Deus).

İsveççe: 

Och han gav sina söner, liksom [senare] Jakob, denna maning: "Söner! Gud [själv] har valt er tro; underkasta er därför Guds vilja innan döden överraskar er."

Farsça: 

و ابراهیم و یعقوب پسرانشان را به آیین اسلام سفارش کردند که ای پسران من! یقیناً خدا این دین را برای شما برگزیده، پس شما باید جز در حالی که مسلمان باشید، نمیرید.

Kürtçe: 

ئیبراھیم و یەعقوب ئامۆژگاری کوڕەکانی خۆیانیان کرد کە فەرمانبەرداری خوا بن (وە ھەریەکەیان پێیان وتن) ڕۆڵەکانم :خوا ئاینی یەکتاپەرستی بۆ ھەڵبژاردون کەواتە مەمرن بە موسوڵمانێتی نەبێت

Özbekçe: 

Иброҳим ўша (миллат)ни болаларига васият қилди. Яъқуб ҳам: «Эй болаларим, албатта, Аллоҳ сизларга динни танлади, сизлар мусулмон бўлмасдан туриб ўлмайсиз» деди.

Malayca: 

Dan Nabi Ibrahim pun berwasiat dengan ugama itu kepada anak-anaknya, dan (demikian juga) Nabi Yaakub (berwasiat kepada anak-anaknya) katanya: "Wahai anak-anakku! Sesungguhnya Allah telah memilih ugama (Islam) ini menjadi ikutan kamu, maka janganlah kamu mati melainkan kamu dalam keadaan Islam".

Arnavutça: 

Ibrahimi u rekomandoi këtë fëmijëve të tij, po edhe Jakubi: “O bijt e mi! perëndia me të vërtetë ka zgjedhë për ju fenë e vërtetë, dhe mos vdisni ndryshe veçse duke qenë muslimanë!”

Bulgarca: 

И завеща това Ибрахим на синовете си, [а също] и Якуб: “О, мои синове, Аллах избра вашата религия - умирайте само отдадени!”

Sırpça: 

И Аврам је, као и Јаков, то синовима својим заповедио: „Синови моји, Аллах је вама веру одабрао, и нипошто немојте да умрете другачије осим као муслимани .“

Çekçe: 

A odkázal víru tuto Abraham synům svým, a také Jakub pravil: 'Synové moji, Bůh pro vás věru vyvolil náboženství, a proto nesmíte zemřít, aniž se do vůle Jeho odevzdáte!'

Urduca: 

اسی طریقے پر چلنے کی ہدایت اس نے اپنی اولاد کو کی تھی اور اسی کی وصیت یعقوبؑ اپنی اولاد کو کر گیا اس نے کہا تھا کہ: "میرے بچو! اللہ نے تمہارے لیے یہی دین پسند کیا ہے لہٰذا مرتے دم تک مسلم ہی رہنا"

Tacikçe: 

Иброҳим ба фарзандони худ васият кард, ки дар баробари Худо таслим шаванд. Ва Яъқуб ба фарзандони худ гуфт: «Эй фарзандони ман, Худо барои шумо ин динро баргузидааст, мабод бимиред, бе он ки ба он гардан ниҳода бошед».

Tatarca: 

Ибраһим г-м угылларына васыять әйтте һәм әмер бирде: "Ий угылларым, шиксез, Аллаһ сезгә ислам динен ирекле итте. Дөрес һәм ныклап Аллаһ динен тотыгыз! Динегез була торып, кәфер булмагыз, мөселман булып яшәп, мөселман булып үлегез!" Ягькуб г-мдә угылларына шул ук сүзләрне әйтте. Яһүдләр исә Ягъкуб безгә: "Яһүдлекне ташламагыз, дип әйтте", – диделәр. (Түбәндәге аять шул хакта инде).

Endonezyaca: 

Dan Ibrahim telah mewasiatkan ucapan itu kepada anak-anaknya, demikian pula Ya'qub. (Ibrahim berkata): "Hai anak-anakku! Sesungguhnya Allah telah memilih agama ini bagimu, maka janganlah kamu mati kecuali dalam memeluk agama Islam".

Amharca: 

በርሷም (በሕግጋቲቱ) ኢብራሂም ልጆቹን አዘዘ፡፡ ያዕቁብም (እንደዚሁ ልጆቹን አዘዘ)፡፡ «ልጆቼ ሆይ! አላህ ለናንተ ሃይማኖትን መረጠ፤ ስለዚህ እናንተ ሙስሊሞች ኾናችሁ እንጂ አትሙቱ» (አላቸው)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், இப்ராஹீமும், யஅகூபும் (அகிலங்களின் இறைவனுக்கு பணிந்து முஸ்லிமாக இருக்க வேண்டும் என்ற) அ(ந்த உபதேசத்)தையே தமது பிள்ளைகளுக்கு உபதேசித்தார்கள். “என் பிள்ளைகளே! நிச்சயமாக அல்லாஹ் உங்களுக்காக (இஸ்லாமிய) மார்க்கத்தை தேர்ந்தெடுத்தான். ஆகவே, ஒருபோதும் நீங்கள் மரணித்து விடாதீர்கள், நீங்கள் முஸ்லிம்களாக இருக்கும் நிலையில் தவிர.”

Korece: 

아브라함은 그의 자손들에 게 그의 종교를 따르라 했으며 야 곱도 그랬도다 실로 하나님께서 너회를 위해 신앙을 선택하여 주 셨나니 그 안에서 무슬림으로 일 생을 마치라

Vietnamca: 

Ibrahim đã căn dặn các con của Y điều đó, và Ya’qub (Jacob) cũng căn dặn các con của mình như vậy, (Y nói): “Này các con, Allah đã chọn cho các con tôn giáo (Islam), vậy nên, các con hãy đừng chết trừ phi các con là những người Muslim.”