Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

Sûre No: 

16

Sûredeki Ayet No: 

43

Ayet No: 

1944

Sayfa No: 

272

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ إِلَّا رِجَالًا نُّوحِي إِلَيْهِمْ ۚ فَاسْأَلُوا أَهْلَ الذِّكْرِ إِن كُنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

vemâ erselnâ min ḳablike illâ ricâlen nûḥî ileyhim fes'elû ehle-ẕẕikri in küntüm lâ ta`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Ey Peygamber!) Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bunu bilmiyorsanız Tevrat ve İncil âlimlerine sorun.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu senden önce de kendilerine kitablar ve belgelerle vahyettiğimiz bir takım adamlar gönderdik. Bilmiyorsanız kitablılara sorun. Sana da, insanlara gönderileni açıklayasın diye Kuran'ı indirdik. Belki düşünürler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Andolsun ki senden önce de gönderdiğimiz ve kendilerine vahyettiğimiz kimseler, insandı. Sorun bilmiyorsanız bilenlere.

Şaban Piriş: 

Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz adamlardan başkasını (peygamber olarak) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız zikir/ilim ehline sorun.

Edip Yüksel: 

Senden önce, adamlardan/iki ayak üzerinde yürüyenlerden başkasını elçi olarak göndermedik; onlara vahyettik. Bilmiyorsanız uzmanlara sorun.

Ali Bulaç: 

Biz senden evvel kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka (peygamberler) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.

Suat Yıldırım: 

Senden önce de, gönderdiğimiz elçiler, kendilerine vahyettiğimiz bir kısım adamlardan başka bir varlık değildiler.Eğer bu konuları bilmiyorsanız ilim adamlarına sorunuz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve senden evvel de resûl olarak göndermedik, ancak kendilerine vahyeder olduğumuz erkekleri gönderdik. İmdi, ehl-i zikrden sorunuz eğer siz bilmiyor iseniz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir/Kur'an ehline sorun.

Bekir Sadak: 

Allah´in yarattigi seylerin, golgeleri saga sola vurarak, Allah´a boyun egerek secde etmekte olduklarini gormuyorlar mi?

İbni Kesir: 

Senden önce de ancak kendilerine vahyeder olduğumuz adamlar gönderdik. Öyleyse bilmiyorsanız zikir ehline sorun.

Adem Uğur: 

Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun.

İskender Ali Mihr: 

Ve Biz, senden önce, kendilerine vahyettiğimiz ricalden (erkeklerden) başkasını (resûl olarak) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, o taktirde zikir ehline sorun!

Celal Yıldırım: 

(43-44) Senden önce de ancak kendilerine vahiy ettiğimiz adamları birçok belge, mu´cize ve kitâblarla gönderdik. Eğer (bu konulan) bilmiyorsanız ilim ehlinden sorun. Sonra da kendilerine parça parça (halinde) indirileni insanlara açıklayasın diye Kur´ân´ı indirdik

Tefhim ul Kuran: 

Biz senden evvel kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka (peygamberler) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.

Fransızca: 

Nous n'avons envoyé, avant toi, que des hommes auxquels Nous avons fait des révélations. Demandez donc aux gens du rappel si vous ne savez pas.

İspanyolca: 

Antes de ti, no enviamos sino a hombres a los que hicimos revelaciones -si no lo sabéis, preguntad a la gente de la Amonestación-,

İtalyanca: 

Prima di te non inviammo che uomini da Noi ispirati. Chiedete alla gente della Scrittura, se non lo sapete.

Almanca: 

Und vor dir entsandten WIR als Gesandte nur Männer, denen WIR Wahy zuteil werden ließen. So fragt die Leute von Adh-dhikr , wenn ihr selbst nicht wisst.

Çince: 

在你之前,我只派遣了我所启示的一些男子。你们应当请教深明教诲者,如果你们不知道。

Hollandaca: 

Wij hebben vóór u niemand anders als onze gezanten gezonden, dan mannen , met welke wij door openbaring spraken. Vraag dus aan hen, die met de bewaring der schriften zijn belast, indien gij niet weet dat dit de waarheid is.

Rusça: 

Мы посылали до тебя посланниками только мужей, которым внушали откровение. Если вы не знаете, то спросите обладателей Напоминания.

Somalice: 

waxaan dirray hortaa Rag aan u waxyoonay, ee warsada kuwa cilmiga leh haddaydaan wax ogayn.

Swahilice: 

Nasi hatukuwatuma kabla yako ila watu wanaume tulio wapa Wahyi (Ufunuo). Basi waulizeni wenye ukumbusho kama nyinyi hamjui

Uygurca: 

سەندىن ئىلگىرى بىز پەقەت ئەرلەرگىلا ۋەھيى نازىل قىلىپ، ئۇلارنى پەيغەمبەر قىلىپ ئەۋەتتۇق، (ئى قۇرەيش جامائەسى!) بۇنى بىلمىسەڭلار، ئىلىم ئەھلىلىرى (يەنى تەۋرات ۋە ئىنجىلنى بىلگۈچىلەر) دىن سوراڭلار

Japonca: 

われがあなたより以前に遣わし,啓示を授けたのは(天使ではなく)人間に外ならない。あなたがたがもし分らないなら,以前に訓戒(の啓典)を与えられている民(ユダヤ,キリスト教徒)に間うがいい。

Arapça (Ürdün): 

«وما أرسلنا من قبلك إلا رجالاً نوحي إليهم» لا ملائكة «فاسألوا أهل الذكر» العلماء بالتوراة والإنجيل «إن كنتم لا تعلمون» ذلك، فإنهم يعلمونه وأنتم إلى تصديقهم أقرب من تصديق المؤمنين بمحمد صلى الله عليه وسلم.

Hintçe: 

और (ऐ रसूल) तुम से पहले आदमियों ही को पैग़म्बर बना बनाकर भेजा किए जिन की तरफ हम वहीं भेजते थे तो (तुम अहले मक्का से कहो कि) अगर तुम खुद नहीं जानते हो तो अहले ज़िक्र (आलिमों से) पूछो (और उन पैग़म्बरों को भेजा भी तो) रौशन दलीलों और किताबों के साथ

Tayca: 

และเรามิได้ส่งผู้ใดมาก่อนหน้าเจ้า นอกจากเป็นผู้ชายที่เราได้วะฮีแก่พวกเขา ดังนั้น พวกเจ้าจงถามบรรดาผู้รู้ หากพวกเจ้าไม่รู้

İbranice: 

ולא שלחנו מלפניך אלא גברים אשר השרינו עליהם השראה. שאלו, את בעלי התוכחה אם אינכם יודעים

Hırvatça: 

Mi smo i prije tebe samo ljude kao poslanike s objavom slali; ako za to ne znate, pitajte sljedbenike Knjige!

Rumence: 

Pe câţi bărbaţi, cărora le-am făcut dezvăluirea, i-am trimis înaintea ta! Dacă voi nu ştiţi, întrebaţi-i, atunci, pe oamenii Amintirii.

Transliteration: 

Wama arsalna min qablika illa rijalan noohee ilayhim faisaloo ahla alththikri in kuntum la taAAlamoona

Türkçe: 

Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir/Kur'an ehline sorun.

Sahih International: 

And We sent not before you except men to whom We revealed [Our message]. So ask the people of the message if you do not know.

İngilizce: 

And before thee also the messengers We sent were but men, to whom We granted inspiration: if ye realise this not, ask of those who possess the Message.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Biz səndən əvvəl də özlərinə vəhy etdiyimiz ancaq kişilər (kişi peyğəmbərlər) göndərmişdik. Əgər (bunu) bilmirsinizsə, zikr (kitab, elm) əhlindən soruşun! (Müşriklər belə iddia edirdilər ki, peyğəmbərlər bəşərdən deyil, ancaq mələklərdən ola bilər. Buna cavab olaraq bildirilir ki, insanlara göndərilən peyğəmbərlər mələk yox, məhz insan, özü də yalnız kişilərdən ibarət olmalıdır).

Süleyman Ateş: 

Biz senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını elçi göndermedik. Sorun, Zikir ehline; eğer bilmiyorsanız:

Diyanet Vakfı: 

Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun.

Erhan Aktaş: 

Senden önce de vahyimizi iletmede elçi olarak insandan(1) başkasını görevlendirmedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline(2) sorun.

Kral Fahd: 

Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun.

Hasan Basri Çantay: 

Senden evvel kendilerine vahy eder olduğumuz erkeklerden başkasını biz peygamber göndermedik. Eğer bilmiyorsanız zikir erbabına sorun.

Muhammed Esed: 

(Ey Muhammed,) Biz senden önceki çağlarda da, kendilerine vahyettiğimiz (ölümlü) adamlardan başka kimseyi (elçi olarak) göndermedik; bu konuda yeterli bilgiye sahip değilseniz, vahyedilmiş önceki kitaplara bağlı kimselere sorun,

Gültekin Onan: 

Biz senden evvel kendilerine vahyettiğimiz adamlardan başka (peygamberler) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun.

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm!) Senden önce de, kendilerine vahiyde bulunduğumuz erkeklerden başkasını Peygamber olarak göndermedik. Eğer bunu bilmiyorsanız, Tevrat ve İncil âlimlerine sorun.

Portekizce: 

Antes de ti não enviamos senão homens, que inspiramos. Perguntai-o, pois, aos adeptos da Mensagem, se o ignorais!

İsveççe: 

DE SOM Vi har sänt före dig [som sändebud] var ingenting annat än män för vilka Vi uppenbarade [Våra budskap]. Fråga dem som går efter [de tidigare uppenbarelserna], om ni inte vet det. -

Farsça: 

و پیش از تو جز مردانی که به آنان وحی می کردیم، نفرستادیم. اگر [این حقیقت را] نمی دانید [که پیامبران از جنس بشر بودند] از اهل دانش و اطلاع بپرسید [تا دیگر نگویید که چرا فرشته ای به رسالت نازل نشده است؟!]

Kürtçe: 

وە ڕەوانەمان نەکردووە لە پێش تۆ بێجگە لە پیاوانێک کە نیگامان بۆ ناردوون دەی پرسیار بکەن لە زانایان ئەگەر ئێوە نازانن

Özbekçe: 

Биз сендан олдин ҳам фақат эр кишиларни юбориб, уларга ваҳий қилганмиз. Агар билмайдиган бўлсангиз, зикр аҳлларидан сўрангиз.

Malayca: 

Dan tidaklah Kami mengutus Rasul-rasul sebelummu (wahai Muhammad), melainkan dari kalangan orang-orang lelaki, yang Kami wahyukan kepada mereka. Oleh itu bertanyalah kamu (wahai golongan musyrik) kepada orang-orang yang berpengetahuan ugama jika kamu tidak mengetahui.

Arnavutça: 

Na edhe para teje kemi dërguar vetëm njerëz – burra, (e jo engjëj), të cilëve u kemi dërguar shpallje, - andaj pyetni dijetarët e Librit, nëse nuk e dini (këtë) –

Bulgarca: 

И преди теб изпращахме само мъже, на които давахме откровение - питайте хората на Писанието, ако вие не сте узнали -

Sırpça: 

Ми смо и пре тебе само људе као посланике са објавом слали; ако за то не знате, питајте следбенике Књиге!

Çekçe: 

A vyslali jsme před tebou jen muže, jimž dali jsme vnuknutí - a zeptejte se lidí, jimž dostalo se připomenutí, nevíte-li!

Urduca: 

اے محمدؐ، ہم نے تم سے پہلے بھی جب کبھی رسول بھیجے ہیں آدمی ہی بھیجے ہیں جن کی طرف ہم اپنے پیغامات وحی کیا کرتے تھے اہل ذکر سے پوچھ لو اگر تم لوگ خود نہیں جانتے

Tacikçe: 

Агар худ намедонед, аз аҳли китоб бипурсед, ки Мо пеш аз ту ба пайғамбарӣ нафиристодем, ғайри мардоне, ки ба онҳо ваҳй мефиристодем,

Tatarca: 

Синнән элек тә синең кеби ирләрне пәйгамбәр итеп җибәрдек вә аларга шәригать хөкемнәрене вәхий кылдык, югыйсә, бервакытта да фәрештәләрне пәйгамбәр итеп җибәрмәдек, белмәгән һәрнәрсәгезне белгән кешеләрдән сорагыз!

Endonezyaca: 

Dan Kami tidak mengutus sebelum kamu, kecuali orang-orang lelaki yang Kami beri wahyu kepada mereka; maka bertanyalah kepada orang yang mempunyai pengetahuan jika kamu tidak mengetahui,

Amharca: 

ከአንተም በፊት ወደእነሱ ወሕይን (ራእይን) የምናወርድላቸውን ሰዎችን እንጂ ሌላን አልላክንም፡፡ የማታውቁም ብትኾኑ የዕውቀትን ባለቤቶች ጠይቁ፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) உமக்கு முன்பு நாம் (தூதர்களாக மனித இனத்தை சேர்ந்த) ஆடவர்களைத் தவிர (வானவர்களை) அனுப்பவில்லை. அ(ந்த ஆட)வர்களுக்கு நாம் வஹ்யி அறிவிப்போம். ஆகவே, (இவர்களை நோக்கி,) “நீங்கள் (இதை) அறியாதவர்களாக இருந்தால் (உண்மையான இறை வேதத்தின்) ஞானமுடையவர்களைக் கேளுங்கள்” (என்று கூறுவீராக!).

Korece: 

하나님이 그대 이전에도 선지자들을 보냈으되 그들은 하나님에게서 계시를 받은 인간이라 너 희가 알지 못한다면 학자들에게 물어보라 하셨노라

Vietnamca: 

(Này hỡi Thiên Sứ Muhammad!) Các Sứ Giả mà TA đã cử phái trước Ngươi đều là những người đàn ông (phàm tục) được TA mặc khải. Vì vậy, các ngươi hãy hỏi những người hiểu biết nếu các ngươi không biết.