Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

83

Ayet No: 

1885

Sayfa No: 

266

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُصْبِحِينَ

Çeviriyazı: 

feeḫaẕethümu-ṣṣayḥatü muṣbiḥîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onları da sabahleyin korkunç bir çığlık yakaladı.

Diyanet İşleri: 

Sabaha karşı çığlık onları yakalayıverdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sabah çağına erdikleri gibi bir bağırış yüzünden helak olup gittiler.

Şaban Piriş: 

Sabahladıklarında onları da bir çığlık yakalayıverdi.

Edip Yüksel: 

Sabahleyin onları da o korkunç gürültü yakaladı.

Ali Bulaç: 

Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz-çığlık yakalayıverdi.

Suat Yıldırım: 

Bir sabah o korkunç ses bastırıverdi onları!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Sonra onları, sabahladıkları an o sayha yakalamış oldu.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.

Bekir Sadak: 

Kafirler icinde bazi kimselere verdigimiz kat kat servete gozunu dikme

İbni Kesir: 

Sabaha karşı çığlık onları da yakalayıverdi.

Adem Uğur: 

Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.

İskender Ali Mihr: 

Böylece sabah vaktine erenleri (sabaha çıkanları), bir sayha (korkunç bir ses) yakaladı.

Celal Yıldırım: 

15:82

Tefhim ul Kuran: 

Derken, onları sabah vaktine girdiklerinde, o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.

Fransızca: 

Puis, au matin, le Cri les saisit.

İspanyolca: 

Les sorprendió el Grito por la mañana

İtalyanca: 

ma al mattino li sorprese il Grido.

Almanca: 

Dann richtete sie ein Vernichtungsschrei beim Sonnenaufgang zugrunde.

Çince: 

但呐喊声在早晨袭击了他们。

Hollandaca: 

Maar een vreeselijk onweder van den hemel overviel hen des morgens.

Rusça: 

На заре их поразил вопль.

Somalice: 

Waxaana qabatay Qaylo Aroortii.

Swahilice: 

Basi ukelele ukawatwaa asubuhi.

Uygurca: 

لېكىن قاتتىق چۇقان سەھەردىلا ئۇلارنى ھالاك قىلدى

Japonca: 

それである朝,一声(懲罰)が,かれらを襲って,

Arapça (Ürdün): 

«فأخذتهم الصيحة مصبحين» وقت الصباح.

Hintçe: 

आख़िर उनके सुबह होते होते एक बड़ी (जोरों की) चिंघाड़ ने ले डाला

Tayca: 

ดังนั้น เสียงกัมปนาทได้คร่าชีวิตพวกเขาในยามเช้า

İbranice: 

אך עם בוקר הלמה בהם הצווחה(על כפירתם)

Hırvatça: 

pa i njih u svitanje strašan glas zadesi,

Rumence: 

strigătul i-a luat în zori.

Transliteration: 

Faakhathathumu alssayhatu musbiheena

Türkçe: 

Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.

Sahih International: 

But the shriek seized them at early morning.

İngilizce: 

But the (mighty) Blast seized them of a morning,

Azerbaycanca: 

Səhər çağı dəhşətli (tükürpədici) səs onları bürüdü.

Süleyman Ateş: 

Sabaha girerlerken onları da (o) korkunç ses yakaladı.

Diyanet Vakfı: 

Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.

Erhan Aktaş: 

Derken, sabaha karşı korkunç bir ses onları yakaladı.

Kral Fahd: 

Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.

Hasan Basri Çantay: 

Derken onları dahi sabaha girdikleri sırada o (korkunç) ses yakalayıverdi.

Muhammed Esed: 

ama sonunda, (bir) sabah erkenden onları da (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakalayıverdi;

Gültekin Onan: 

Derken, sabah vaktine girdiklerinde onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.

Ali Fikri Yavuz: 

Bunları da o (korkunç) sayha (ses ve gürültü) sabahleyin yakalayıverdi. (gürültü ve zelzele neticesi helâk oldular.)

Portekizce: 

Porém, o estrondo os fulminou ao amanhecer.

İsveççe: 

Men en dag i gryningen genljöd dånet [av Guds straff] över dem,

Farsça: 

پس هنگامی که به صبح درآمدند، صدایی [مرگبار و وحشتناک و غرّشی سهمگین] آنان را فرا گرفت.

Kürtçe: 

ئەمجا دەنگ و پیاھەڵشاخانێکی بەھێز گرتنی لە بەرەبەیاندا

Özbekçe: 

Бас, субҳидам чоғида уларни қаттиқ қичқириқ тутди.

Malayca: 

Meskipun demikian, mereka dibinasakan juga oleh letusan suara yang menggempakan pada bumi waktu pagi.

Arnavutça: 

andaj, edhe ata në agim i goditi zë i tmerrshëm

Bulgarca: 

Но Викът ги обзе на сутринта.

Sırpça: 

па и њих у свитање задеси страшан глас,

Çekçe: 

a ozval se zrána nad nimi výkřik jediný

Urduca: 

آخرکار ایک زبردست دھماکے نے اُن کو صبح ہوتے آ لیا

Tacikçe: 

Субҳгоҳон ононро фарёд фурӯ гирифт.

Tatarca: 

Аларга да таң вакытыңда каты тавыш иреште вә һәлак булдылар.

Endonezyaca: 

Maka mereka dibinasakan oleh suara keras yang mengguntur di waktu pagi,

Amharca: 

ያነጉም ሲኾኑ ጩኸት ያዘቻቸው፤ (ወደሙ)፡፡

Tamilce: 

ஆக, (அவர்கள்) பொழுது விடிந்தவர்களாக இருக்கும் நிலையில் அவர்களை பயங்கரமான சப்தம் பிடித்தது.

Korece: 

하늘의 천벌이 아침 직전에 그들을 멸망케 하였으니

Vietnamca: 

Nhưng một tiếng thét dữ dội đã túm bắt chúng vào lúc sáng sớm.