Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

58

Ayet No: 

1860

Sayfa No: 

265

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالُوا إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَىٰ قَوْمٍ مُّجْرِمِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâlû innâ ürsilnâ ilâ ḳavmim mücrimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Melekler şöyle dediler: "Biz suçlu bir kavmi cezalandırmak için gönderildik.

Diyanet İşleri: 

Şöyle cevap vermişlerdi: "Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut'un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç hepsini kurtaracağız. Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Biz demişlerdi, şüphe yok ki mücrim bir topluluğa gönderildik.

Şaban Piriş: 

"Biz, günahkâr bir topluma gönderildik” dediler.

Edip Yüksel: 

Biz, suçlu bir topluma gönderildik;

Ali Bulaç: 

Dediler ki: "Gerçekte biz, suçlu-günahkar olan bir topluluğa gönderildik."

Suat Yıldırım: 

“Haberin olsun!” dediler, “Biz, Lut'un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dediler ki: «Muhakkak biz, mücrimler olan bir kavime gönderilmişizdir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler: "Biz günahkâr bir topluluğa gönderildik."

Bekir Sadak: 

(63-65) «Biz sana sadece suphe edip durduklari azabi getirdik. Sana gercekle geldik. suphesiz biz dogru soyleyenleriz. Artik, geceleyin bir ara, aileni yola cikar, sen de arkalarindan git

İbni Kesir: 

Dediler ki: Biz, günahkar bir kavme gönderildik.

Adem Uğur: 

Dediler ki: &quot

İskender Ali Mihr: 

&quot

Celal Yıldırım: 

Onlar da: «Doğrusu biz suçlu günahkâr bir kavme gönderildik.»

Tefhim ul Kuran: 

Dediler ki: «Gerçekten biz, suçlu, günahkâr olan bir topluluğa gönderildik.»

Fransızca: 

- Ils dirent : "En vérité, nous sommes envoyés à des gens criminels,

İspanyolca: 

Dijeron: «Se nos ha enviado a un pueblo pecador.

İtalyanca: 

Risposero: «Siamo stati inviati a un popolo di empi,

Almanca: 

Sie sagten: "Wir wurden doch zu schwer verfehlenden Leuten entsandt.

Çince: 

他们说:我们奉派去惩治一群犯罪的民众。

Hollandaca: 

Zij antwoordden: Waarlijk, wij werden gezonden om een zondig volk te verdelgen.

Rusça: 

Они сказали: "Мы посланы к грешным людям.

Somalice: 

Waxayna dhaheen waxaa naloo Diray Qoom Danbiilayaal ah xagood.

Swahilice: 

Wakasema: Hakika sisi tumetumwa kwa kaumu ya wakosefu!

Uygurca: 

ئۇلار ئېيتتى: «بىز ھەقىقەتەن گۇناھكار بىز قەۋم (نى جازالاش) ئۈچۈن ئەۋەتىلدۇق

Japonca: 

かれらは言った。「わたしたちは罪深い民に遺わされた。

Arapça (Ürdün): 

«قالوا إنا أرسلنا إلى قوم مجرمين» كافرين أي لوط لإهلاكهم.

Hintçe: 

उन्होंने कहा कि हम तो एक गुनाहगार क़ौम की तरफ (अज़ाब नाज़िल करने के लिए) भेजे गए हैं

Tayca: 

พวกเขากล่าวว่า “แท้จริงเราถูกส่งมายังกลุ่มชนผู้ทำผิด”

İbranice: 

אמרו: 'נשלחנו אל עם של פושעים (כדי להשמיד אותם)

Hırvatça: 

"Mi smo", rekoše, "zaista, bili poslani i narodu koji je prestupe činio,

Rumence: 

“Noi am fost trimişi la un popor nelegiuit,

Transliteration: 

Qaloo inna orsilna ila qawmin mujrimeena

Türkçe: 

Dediler: "Biz günahkâr bir topluluğa gönderildik."

Sahih International: 

They said, "Indeed, we have been sent to a people of criminals,

İngilizce: 

They said: "We have been sent to a people (deep) in sin,

Azerbaycanca: 

(Mələklər) belə cavab verdilər: “Biz günahkar bir tayfaya (əzab vermək, onları məhv etmək üçün) göndərilmişik.

Süleyman Ateş: 

Biz suç işleyen bir kavme gönderildik, dediler.

Diyanet Vakfı: 

Dediler ki: "Biz, suçlu bir topluma (onları helak etmeye) gönderildik."

Erhan Aktaş: 

“Biz, suç işleyen bir halka gönderildik.” dediler.

Kral Fahd: 

Dediler ki: «Biz, suçlu bir topluma (onları helâk etmeye) gönderildik.»

Hasan Basri Çantay: 

Dediler: «Gerçek biz günahkarlar güruhuna gönderildik».

Muhammed Esed: 

"Biz, doğrusu, günaha gömülüp giden (helak edilecek) bir topluma gönderildik" diye cevap verdiler,

Gültekin Onan: 

Dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar şöyle dediler: “- Biz mücrim (günahkâr) bir topluluğa gönderildik. (Onları helâk edeceğiz, bu topluluk da Lût kavmidir.)

Portekizce: 

Responderam-lhe: Fomos enviados a um povo de pecadores.

İsveççe: 

De svarade: "Vi är sända till ett folk av obotfärdiga syndare [som skall förintas].

Farsça: 

گفتند: ما به سوی قومی گنهکار فرستاده شده ایم [تا نابودشان کنیم.]

Kürtçe: 

وتیان بەڕاستی ئێمە نێردراوین بۆ سەر گەلێکی تاوانبار (لەناویان بەرین)

Özbekçe: 

Улар: «Биз жиноятчи қавмларга юборилдик.

Malayca: 

Mereka menjawab: "Kami diutus kepada suatu kaum yang berdosa (untuk membinasakan mereka)".

Arnavutça: 

(Ata) thanë: “Na jemi dërguar te një popull mëkatarë, -

Bulgarca: 

Казаха: “Изпратени сме при хора престъпващи,

Sırpça: 

„Ми смо“, казаше, „заиста, послати народу који је огрезао у злу,

Çekçe: 

Odvětili: 'Byli jsme vysláni k lidu hříšnému

Urduca: 

وہ بولے، "ہم ایک مجرم قوم کی طرف بھیجے گئے ہیں

Tacikçe: 

Гуфтанд: «Мо ба сари мардуме гунаҳкор фиристода шудаем,

Tatarca: 

Фәрештәләр әйттеләр: "Без азган, чиктән чыккан кәфер халыкны һәлак итәр өчен җибәрелдек.

Endonezyaca: 

Mereka menjawab: "Kami sesungguhnya diutus kepada kaum yang berdosa,

Amharca: 

«እኛ አመጸኞች ወደ ኾኑ ሕዝቦች ተልከናል» አሉት፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் கூறினார்கள்: “குற்றவாளிகளான மக்களிடம் (அவர்களை அழிக்க) நிச்சயமாக நாங்கள் அனுப்பப்பட்டோம்.”

Korece: 

죄지은 롯의 백성에게 저희 를 보내셨습니다 라고 천사들이 대답하더라

Vietnamca: 

Họ nói: “Chúng tôi được phái đến (để trừng phạt) đám người tội lỗi (dân của Lut).”