Arapça:
قَالُوا إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَىٰ قَوْمٍ مُّجْرِمِينَ
Çeviriyazı:
ḳâlû innâ ürsilnâ ilâ ḳavmim mücrimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Melekler şöyle dediler: "Biz suçlu bir kavmi cezalandırmak için gönderildik.
Diyanet İşleri:
Şöyle cevap vermişlerdi: "Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut'un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç hepsini kurtaracağız. Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Biz demişlerdi, şüphe yok ki mücrim bir topluluğa gönderildik.
Şaban Piriş:
"Biz, günahkâr bir topluma gönderildik” dediler.
Edip Yüksel:
Biz, suçlu bir topluma gönderildik;
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Gerçekte biz, suçlu-günahkar olan bir topluluğa gönderildik."
Suat Yıldırım:
“Haberin olsun!” dediler, “Biz, Lut'un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dediler ki: «Muhakkak biz, mücrimler olan bir kavime gönderilmişizdir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler: "Biz günahkâr bir topluluğa gönderildik."
Bekir Sadak:
(63-65) «Biz sana sadece suphe edip durduklari azabi getirdik. Sana gercekle geldik. suphesiz biz dogru soyleyenleriz. Artik, geceleyin bir ara, aileni yola cikar, sen de arkalarindan git
İbni Kesir:
Dediler ki: Biz, günahkar bir kavme gönderildik.
Adem Uğur:
Dediler ki: "
İskender Ali Mihr:
"
Celal Yıldırım:
Onlar da: «Doğrusu biz suçlu günahkâr bir kavme gönderildik.»
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Gerçekten biz, suçlu, günahkâr olan bir topluluğa gönderildik.»
Fransızca:
- Ils dirent : "En vérité, nous sommes envoyés à des gens criminels,
İspanyolca:
Dijeron: «Se nos ha enviado a un pueblo pecador.
İtalyanca:
Risposero: «Siamo stati inviati a un popolo di empi,
Almanca:
Sie sagten: "Wir wurden doch zu schwer verfehlenden Leuten entsandt.
Çince:
他们说:我们奉派去惩治一群犯罪的民众。
Hollandaca:
Zij antwoordden: Waarlijk, wij werden gezonden om een zondig volk te verdelgen.
Rusça:
Они сказали: "Мы посланы к грешным людям.
Somalice:
Waxayna dhaheen waxaa naloo Diray Qoom Danbiilayaal ah xagood.
Swahilice:
Wakasema: Hakika sisi tumetumwa kwa kaumu ya wakosefu!
Uygurca:
ئۇلار ئېيتتى: «بىز ھەقىقەتەن گۇناھكار بىز قەۋم (نى جازالاش) ئۈچۈن ئەۋەتىلدۇق
Japonca:
かれらは言った。「わたしたちは罪深い民に遺わされた。
Arapça (Ürdün):
«قالوا إنا أرسلنا إلى قوم مجرمين» كافرين أي لوط لإهلاكهم.
Hintçe:
उन्होंने कहा कि हम तो एक गुनाहगार क़ौम की तरफ (अज़ाब नाज़िल करने के लिए) भेजे गए हैं
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “แท้จริงเราถูกส่งมายังกลุ่มชนผู้ทำผิด”
İbranice:
אמרו: 'נשלחנו אל עם של פושעים (כדי להשמיד אותם)
Hırvatça:
"Mi smo", rekoše, "zaista, bili poslani i narodu koji je prestupe činio,
Rumence:
“Noi am fost trimişi la un popor nelegiuit,
Transliteration:
Qaloo inna orsilna ila qawmin mujrimeena
Türkçe:
Dediler: "Biz günahkâr bir topluluğa gönderildik."
Sahih International:
They said, "Indeed, we have been sent to a people of criminals,
İngilizce:
They said: "We have been sent to a people (deep) in sin,
Azerbaycanca:
(Mələklər) belə cavab verdilər: “Biz günahkar bir tayfaya (əzab vermək, onları məhv etmək üçün) göndərilmişik.
Süleyman Ateş:
Biz suç işleyen bir kavme gönderildik, dediler.
Diyanet Vakfı:
Dediler ki: "Biz, suçlu bir topluma (onları helak etmeye) gönderildik."
Erhan Aktaş:
“Biz, suç işleyen bir halka gönderildik.” dediler.
Kral Fahd:
Dediler ki: «Biz, suçlu bir topluma (onları helâk etmeye) gönderildik.»
Hasan Basri Çantay:
Dediler: «Gerçek biz günahkarlar güruhuna gönderildik».
Muhammed Esed:
"Biz, doğrusu, günaha gömülüp giden (helak edilecek) bir topluma gönderildik" diye cevap verdiler,
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Onlar şöyle dediler: “- Biz mücrim (günahkâr) bir topluluğa gönderildik. (Onları helâk edeceğiz, bu topluluk da Lût kavmidir.)
Portekizce:
Responderam-lhe: Fomos enviados a um povo de pecadores.
İsveççe:
De svarade: "Vi är sända till ett folk av obotfärdiga syndare [som skall förintas].
Farsça:
گفتند: ما به سوی قومی گنهکار فرستاده شده ایم [تا نابودشان کنیم.]
Kürtçe:
وتیان بەڕاستی ئێمە نێردراوین بۆ سەر گەلێکی تاوانبار (لەناویان بەرین)
Özbekçe:
Улар: «Биз жиноятчи қавмларга юборилдик.
Malayca:
Mereka menjawab: "Kami diutus kepada suatu kaum yang berdosa (untuk membinasakan mereka)".
Arnavutça:
(Ata) thanë: “Na jemi dërguar te një popull mëkatarë, -
Bulgarca:
Казаха: “Изпратени сме при хора престъпващи,
Sırpça:
„Ми смо“, казаше, „заиста, послати народу који је огрезао у злу,
Çekçe:
Odvětili: 'Byli jsme vysláni k lidu hříšnému
Urduca:
وہ بولے، "ہم ایک مجرم قوم کی طرف بھیجے گئے ہیں
Tacikçe:
Гуфтанд: «Мо ба сари мардуме гунаҳкор фиристода шудаем,
Tatarca:
Фәрештәләр әйттеләр: "Без азган, чиктән чыккан кәфер халыкны һәлак итәр өчен җибәрелдек.
Endonezyaca:
Mereka menjawab: "Kami sesungguhnya diutus kepada kaum yang berdosa,
Amharca:
«እኛ አመጸኞች ወደ ኾኑ ሕዝቦች ተልከናል» አሉት፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: “குற்றவாளிகளான மக்களிடம் (அவர்களை அழிக்க) நிச்சயமாக நாங்கள் அனுப்பப்பட்டோம்.”
Korece:
죄지은 롯의 백성에게 저희 를 보내셨습니다 라고 천사들이 대답하더라
Vietnamca:
Họ nói: “Chúng tôi được phái đến (để trừng phạt) đám người tội lỗi (dân của Lut).”
Ayet Linkleri: