Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

42

Sûredeki Ayet No: 

8

Ayet No: 

4280

Sayfa No: 

483

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَجَعَلَهُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلَٰكِن يُدْخِلُ مَن يَشَاءُ فِي رَحْمَتِهِ ۚ وَالظَّالِمُونَ مَا لَهُم مِّن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ

Çeviriyazı: 

velev şâe-llâhü lece`alehüm ümmetev vâḥidetev velâkiy yüdḫilü mey yeşâü fî raḥmetih. veżżâlimûne mâ lehüm miv veliyyiv velâ neṣîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Eğer Allah dileseydi bütün insanları bir tek ümmet yapardı. Fakat O yalnız dilediğini rahmetinin içine almaktadır. Zalimler için ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.

Diyanet İşleri: 

Eğer dilemiş olsaydı hepsini bir tek ümmet yapardı. Ama, O, rahmetine dilediğini kavuşturur. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı olmaz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Allah isteseydi elbette onları bir ümmet olarak halkederdi ve fakat dilediğini rahmetine ithal eder ve zalimlere gelince: Onlara ne bir dost vardır, ne bir yardımcı.

Şaban Piriş: 

Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı. Fakat, dilediğini rahmetine katar. Ama zalimlerin ne bir velisi vardır ne de bir yardımcısı...

Edip Yüksel: 

ALLAH dileseydi onları bir tek toplum kılardı. Ancak O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin bir sahibi ve yardımcısı yoktur.

Ali Bulaç: 

Eğer Allah dileseydi, onları herhalde tek bir ümmet kılardı. Ancak O, dilediğini Kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı (bulursun).

Suat Yıldırım: 

Eğer Allah dileseydi bütün insanları, aynı dine bağlı, tek ümmet yapardı.Ama O, insanların hak etmelerine göre dilediği kimseyi rahmetine dahil eder, Zalimlerin ise ne hâmileri, ne de yardımcıları vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve eğer Allah dilemiş olsa idi elbette onları bir ümmet kılmış olurdu. Velâkin dilediği kimseyi rahmetine girdirir. Zalimlere gelince onlar için ne bir velî ve ne de bir yardımcı vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Eğer Allah dileseydi onları bir tek ümmet elbette yapıverirdi. Fakat O, dilediği kişiyi/dileyeni rahmetine sokar. Zalimlere gelince, onlar için ne bir dost vardır ne de bir yardımcı.

Bekir Sadak: 

Kendilerine ilim geldikten sonra ayriliga dusmeleri, ancak, biribirini cekememekten oldu. Eger belirli bir sure icin Rabbinin verilmis bir sozu olmasaydi, aralarinda hemen hukmedilirdi. Arkalarindan Kitaba varis kilinanlar da ondan suphe ve endise icindedirler.

İbni Kesir: 

Şayet Allah dileseydi

Adem Uğur: 

Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur

İskender Ali Mihr: 

Eğer Allah dileseydi, onları mutlaka tek bir ümmet kılardı. Ve lâkin dilediği kimseyi rahmetinin içine koyar ve zalimler için bir velî (dost) ve yardımcı yoktur.

Celal Yıldırım: 

Allah dileseydi hepsini bir ümmet yapardı. Ama O, dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlerin ise ne bir dostu, ne de bir yardımcısı vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Eğer Allah dileseydi, onları herhalde tek bir ümmet kılmış olurdu. Ancak O, dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince

Fransızca: 

Et si Allah avait voulu, Il en aurait fait une seule communauté. Mais il fait entrer qui Il veut dans Sa miséricorde. Et les injustes n'auront ni maître, ni secoureur.

İspanyolca: 

Alá, si hubiera querido, habría hecho de ellos una sola comunidad. Pero introduce en Su misericordia a quien Él quiere. Los impíos no tendrán amigo ni auxiliar.

İtalyanca: 

Se Allah avesse voluto, avrebbe fatto [degli uomini] un'unica comunità. Ma Egli lascia entrare chi vuole nella Sua misericordia. Gli ingiusti non avranno né patrono né alleato.

Almanca: 

Und hätte ALLAH gewollt, gewiß hätte ER euch zu einer einzigen Umma gemacht. Doch ER läßt in Seine Gnade eintreten, wen ER will. Und für die Unrecht-Begehenden gibt es weder Wali, noch Beistehenden.

Çince: 

假若真主意欲,他必使他们信奉同一的宗教,但他使他所意欲者入于他的恩惠中;不义的人们,绝无保护者,也无援助者。

Hollandaca: 

Indien het Gode had behaagd, zou hij hen allen éénen godsdienst hebben doen belijden; maar hij leidt in zijne genade dengeen die hem behaagt, en de onrechtvaardigen zullen geen beschermer of helper hebben.

Rusça: 

Если бы Аллах пожелал, то сделал бы их одной общиной верующих. Однако Он вводит в Свою милость того, кого пожелает. А у беззаконников не будет ни покровителя, ни помощника.

Somalice: 

Hadduu doono Eebe wuxuu ka yeeli lahaa dadka umad kaliya, laakiin wuxuu galiyaa cidduu doono naxariistiisa, daalimiintuna ma helaan sokeeye iyo Gargaare midna.

Swahilice: 

Na Mwenyezi Mungu angeli penda ange wafanya wote umma mmoja, lakini anamwingiza katika rehema yake amtakaye. Na wenye kudhulumu hawana mlinzi wala msaidizi.

Uygurca: 

ئەگەر اﷲ خالىسا، ئۇلارنى (يەنى پۈتۈن ئىنسانلارنى) ئەلۋەتتە بىر ئۈممەت (يەنى بىر دىندا) قىلاتتى، لېكىن اﷲ خالىغان ئادەمنى رەھمىتىگە داخىل قىلىدۇ، زالىملارغا ھېچقانداق ئىگە، ھېچقانداق مەدەتكار بولمايدۇ

Japonca: 

もしアッラーが御望みなら,かれらを一つのウンマになされたであろう。だがかれは,御心に適う者を慈悲の中に入らせられる。悪い行いの者には,保護者も援助者もない。

Arapça (Ürdün): 

«ولو شاء الله لجعلهم أمة واحدة» أي على دين واحد، وهو الإسلام «ولكن يدخل من يشاء في رحمته والظالمون» الكافرون «ما لهم من وليّ ولا نصير» يدفع عنهم العذاب.

Hintçe: 

और अगर ख़ुदा चाहता तो इन सबको एक ही गिरोह बना देता मगर वह तो जिसको चाहता है (हिदायत करके) अपनी रहमत में दाख़िल कर लेता है और ज़ालिमों का तो (उस दिन) न कोई यार है और न मददगार

Tayca: 

และหากว่าอัลลอฮฺทรงประสงค์ แน่นอนจะทรงทำให้พวกเขาเป็นประชาชาติเดียวกัน แต่พระองค์จะทรงให้ผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์เข้าสู่ความเมตตาของพระองค์ ส่วนบรรดาผู้อธรรมนั้น พวกเขาไม่มีผู้คุ้มครอง และไม่มีผู้ช่วยเหลือ

İbranice: 

ואם אלוהים היה רוצה, הוא היה עושה את כולם אומה אחת. אך הוא פורש את רחמיו על אשר ירצה, והמקפחים לא ימצאו מגן או מחלץ

Hırvatça: 

A da Allah hoće, učinio bi ih sljedbenicima jedne vjere, ali, On u milost Svoju uvodi koga On hoće, a zulumćari nemaju ni zaštitnika, ni pomagača.

Rumence: 

Dacă Dumnezeu ar fi vrut, i-ar fi făcut o singură adunare, însă El lasă să intre în milostivenia Sa pe cine voieşte. Nedrepţii nu vor afla oblăduitor şi nici ajutor.

Transliteration: 

Walaw shaa Allahu lajaAAalahum ommatan wahidatan walakin yudkhilu man yashao fee rahmatihi waalththalimoona ma lahum min waliyyin wala naseerin

Türkçe: 

Eğer Allah dileseydi onları bir tek ümmet elbette yapıverirdi. Fakat O, dilediği kişiyi/dileyeni rahmetine sokar. Zalimlere gelince, onlar için ne bir dost vardır ne de bir yardımcı.

Sahih International: 

And if Allah willed, He could have made them [of] one religion, but He admits whom He wills into His mercy. And the wrongdoers have not any protector or helper.

İngilizce: 

If Allah had so willed, He could have made them a single people; but He admits whom He will to His Mercy; and the Wrong-doers will have no protector nor helper.

Azerbaycanca: 

Əgər Allah diləsəydi, onların hamısını (eyni dində olan) vahid bir ümmət edərdi. Amma Allah istədiyini (haqq dinə gətirməklə) Öz mərhəmətinə qovuşdurar. Zalımların isə nə bir dostu olar, nə də bir imdada yetəni!

Süleyman Ateş: 

Allah dileseydi, onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere gelince: Onların ne velisi ne de yardımcısı vardır.

Diyanet Vakfı: 

Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.

Erhan Aktaş: 

Eğer Allah dileseydi(1) kesinlikle onları bir tek ümmet(2) yapardı. Ne var ki O hak eden(3) kimseyi rahmetinin içine koyar. Zâlimlere gelince, onların velisi ve yardımcısı yoktur.

Kral Fahd: 

Allah dileseydi onları bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.

Hasan Basri Çantay: 

Eğer Allah dileseydi onları elbet birtek ümmet de yapardı. Fakat O, kimi dilerse onu rahmetine sokar. Zaalimler (e gelince:) Onların ne bir haamisi, ne de (başkaca) bir yardımcısı yokdur.

Muhammed Esed: 

Eğer Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı; bununla birlikte O, (kavuşturulmayı) dileyeni rahmetine kavuşturur; halbuki (Hesap Günü) zalimler ne kendilerini koruyacak bir kimse, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

Gültekin Onan: 

Eğer Tanrı dileseydi, onları her halde tek bir ümmet kılardı. Ancak O, dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer Allah dileseydi, bütün insanları tek bir ümmet (aynı dine bağlı kimseler) yapardı

Portekizce: 

Se Deus quisesse, tê-los-ia (os humanos) constituído em uma só nação, porque acolhe em Sua misericórdia quem Lhesapraz. Quando aos iníquos, não terão protetor, nem socorredor.

İsveççe: 

Om Gud hade velat skulle Han förvisso ha gjort er [människor] till ett enda samfund. Han innesluter likväl den Han vill i Sin nåd, men för de orättfärdiga skall det inte finnas någon beskyddare och ingen hjälpare [på Domens dag].

Farsça: 

اگر خدا می خواست آنان را [از روی جبر بر محور هدایت] امت واحدی قرار می داد، ولی [هدایت اجباری فاقد ارزش است] هر که را بخواهد [در صورتی که ستمکار به آیات خدا نباشد] در رحمت خود در آورد؛ و ستمکاران را هیچ دوست و یاوری [که از عذاب نجاتشان دهد] نیست.

Kürtçe: 

وە ئەگەر خوا بیویستایە دەیکردن بەیەك نەتەوە (باوەڕداریان بێ باوەڕ) بەڵام ھەرکەسێکی بوێت دەیخاتە ناو میھرەبانی خۆیەوە، ستەمکارەکانیش ھیچ دۆست و یارمەتی دەرێکیان نیە

Özbekçe: 

Агар Аллоҳ хоҳлаганида, албатта, уларни бир уммат қилар эди. Лекин У зот хоҳлаган кишини Ўз раҳматига киритур. Золимларга эса, ҳеч бир дўст ҳам, ёрдам берувчи ҳам йўқдир.

Malayca: 

Dan jika Allah menghendaki, tentulah Ia menjadikan mereka satu umat (yang bersatu dalam ugama Allah yang satu); akan tetapi Allah (tidak merancang yang demikian bahkan Ia akan) memasukkan sesiapa yang dikehendakiNya ke dalam rahmatNya (menurut peraturan yang telah ditetapkan); dan orang-orang yang zalim tidak ada baginya sesiapapun yang dapat memberikan perlindungan dan pertolongan.

Arnavutça: 

E, sikur të dojë Perëndia, do t’i kishte bërë (të dy grupet) të një besimi, por Ai kë të dojë e shpie në mëshirën e Vet, kurse mohuesit nuk kanë as mbrojtës as ndihmës.

Bulgarca: 

А ако Аллах бе пожелал, щеше да ги стори една общност. Ала Той въвежда в Своята милост когото пожелае. А угнетителите нямат нито покровител, нито избавител.

Sırpça: 

А да Аллах хоће, учинио би их следбеницима једне вере, али, Он у Своју милост уводи кога Он хоће, а неверници немају ни заштитника, ни помагача.

Çekçe: 

Kdyby Bůh chtěl, učinil by vás věru národem jediným, avšak On uvádí do milosrdenství Svého, koho chce, zatímco nespravedliví nebudou mít ochránce ani pomocníka.

Urduca: 

اگر اللہ چاہتا تو اِن سب کو ایک ہی امت بنا دیتا، مگر وہ جسے چاہتا ہے اپنی رحمت میں داخل کرتا ہے، اور ظالموں کا نہ کوئی ولی ہے نہ مدد گار

Tacikçe: 

Агар Худо мехост, ҳамаро як уммат карда буд. Вале Ӯ ҳар киро ки бихоҳад, ба раҳмати худ дароварад ва ситамкоронро ҳеҷ дӯсту ёваре нест!

Tatarca: 

Әгәр Аллаһ теләсә иде, кешеләрнең барчасын бер диндә кылыр иде, ләкин Аллаһ үзе теләгән бәндәсен Коръән белән гамәл кылдырып рәхмәтенә алыр. Әмма Коръән белән гамәл кылмаучы залимнәргә ул көндә дус та, ярдәмче да булмас.

Endonezyaca: 

Dan kalau Allah menghendaki niscaya Allah menjadikan mereka satu umat (saja), tetapi Dia memasukkan orang-orang yang dikehendaki-Nya ke dalam rahmat-Nya. Dan orang-orang yang zalim tidak ada bagi mereka seorang pelindungpun dan tidak pula seorang penolong.

Amharca: 

አላህም በሻ ኖሮ (ባንድ ሃይማኖት ላይ) አንድ ሕዝብ ባደረጋቸው ነበር፡፡ ግን የሚሻውን ሰው በእዝነቱ ውስጥ ያስገባል፡፡ በዳዮችም ለእነርሱ ወዳጅና ረዳት ምንም የላቸውም፡፡

Tamilce: 

அல்லாஹ் நாடியிருந்தால் அவர்களை (அவர்கள் அனைவரையும்) ஒரே ஒரு மார்க்கமுடையவர்களாக ஆக்கியிருப்பான். என்றாலும் அவன், தான் நாடியவர்களை தனது அருளில் நுழைக்கிறான். அநியாயக்காரர்களோ - அவர்களுக்கு பாதுகாவலர் எவரும் இல்லை; இன்னும், உதவியாளர் எவரும் இல்லை.

Korece: 

하나님께서 원하셨다면 그분 은 그들을 하나의 공동체로 두셨 으리라 그러나 그분은 그분이 원 하는 자에게만 은혜를 베푸시나니 사악한 자들은 보호자도 그리고 구원자도 없노라

Vietnamca: 

Nếu muốn, Allah thừa sức làm cho họ thành một cộng đồng duy nhất, tuy nhiên, Ngài muốn thu nhận ai vào lòng thương xót của Ngài (Thiên Đàng) là tùy ý Ngài. Những kẻ làm điều sai quấy sẽ không có ai che chở cũng như sẽ không có ai cứu giúp.