Arapça:
وَإِن مِّن شَيْءٍ إِلَّا عِندَنَا خَزَائِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُ إِلَّا بِقَدَرٍ مَّعْلُومٍ
Çeviriyazı:
veim min şey'in illâ `indenâ ḫazâinüh. vemâ nünezzilühû illâ biḳaderim ma`lûm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Fakat biz, onu ancak ihtiyaca göre, belli ölçülerde veririz.
Diyanet İşleri:
Hazinesi Bizim katımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Biz onu ancak belli bir ölçüye göre indiririz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hiçbir şey yoktur ki hazineleri, katımızda olmasın ve biz onu ancak malum bir miktarda indiririz.
Şaban Piriş:
Hazineleri bizim katımızda olmayan hiçbir şey yoktur ancak biz onu belirlenmiş bir miktar olarak indiririz.
Edip Yüksel:
Hiç bir şey yoktur ki onun hazineleri bizim yanımızda olmasın, ancak biz onu belirlenmiş bir ölçüyle indiririz.
Ali Bulaç:
Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim Katımız'da olmasın; ancak onu belirlenmiş bir miktar olarak indiririz.
Suat Yıldırım:
Hiçbir şey yoktur ki onu meydana getiren hazinelerin anahtarları elimizde olmasın. Biz onu ancak belirli bir ölçü ile indiririz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve hiçbir şey yoktur ki illâ onun hazineleri Bizim nezdimizdedir. Ve onu indirmeyiz. Ancak malum bir miktar ile (indiririz).
Yaşar Nuri Öztürk:
Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri bizim yanımızda olmasın. Ama biz onu ancak belirli bir ölçüde/bir kaderle indiririz.
Bekir Sadak:
And olsun ki, insani kuru balciktan, islenebilen kara topraktan yarattik.
İbni Kesir:
Hiç bir şey yoktur ki
Adem Uğur:
Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
İskender Ali Mihr:
Hazinesi bizim yanımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Malûm (bilinen) bir kaderi (takdir edilmiş miktarı) olmaksızın onu indirmeyiz.
Celal Yıldırım:
Hiç bir şey yoktur ki, onun hazineleri katımızda olmasın ve biz onu ancak belirli bir ölçüde indiririz.
Tefhim ul Kuran:
Hiç bir şey yoktur ki, hazineleri bizim katımızda olmasın
Fransızca:
Et Nous y avons placé des vivres pour vous, et (placé aussi pour vous) des êtres que vous ne nourrissez pas.
İspanyolca:
No hay nada de que no dispongamos Nosotros tesoros. Pero no lo hacemos bajar sino con arreglo a una medida determinada.
İtalyanca:
Di ogni cosa abbiamo tesori, ma la facciamo scendere in quantità misurata.
Almanca:
Und es gibt nichts, ohne daß WIR über dessen Magazine verfügen. Doch WIR lassen es nur nach einem bekannten Maß nach und nach hinabsenden.
Çince:
每一种事物,我这里都有其仓库,我只依定数降下它。
Hollandaca:
Er is geene zaak, waarvan de voorraadschuren niet in onze handen zijn, en wij deelen die slechts in eene bepaalde mate uit.
Rusça:
Нет таких вещей, хранилищ которых не было бы у Нас, и ниспосылаем Мы их только в известной мере.
Somalice:
waxaan agtanada khasnadihiisu «kaydkiisu» ahayn ma jiro, umana soo dejinno qaddar la ogyahay mooyee.
Swahilice:
Na hakuna chochote ila asili yake inatokana na Sisi; wala hatukiteremshi ila kwa kipimo maalumu.
Uygurca:
قانداق نەرسە بولمىسۇن، ئۇنىڭ خەزىنىسى (يەنى خەزىنىنىڭ ئاچقۇچى) بىزنىڭ دەرگاھىمىزدىدۇر، بىز ئۇنى پەقەت مەلۇم مىقداردىلا چۈشۈرىمىز
Japonca:
どのようなものでも,われにその(無尽の)蓄えのないものはない。(必要に応した)一定の分量以外には下さないだけである。
Arapça (Ürdün):
«وإن» ما «من» زائدة «شيء إلا عندنا خزائنه» مفاتيح خزائنه «وما ننزله إلا بقدر معلوم» على حسب المصالح.
Hintçe:
और हमारे यहाँ तो हर चीज़ के बेशुमार खज़ाने (भरे) पड़े हैं और हम (उसमें से) एक जची तली मिक़दार भेजते रहते है
Tayca:
และไม่มีสิ่งใด (เครื่องยังชีพ) เว้นแต่ที่เรานั้นมีคลังของมัน และเราจะไม่ให้มันลงมานอกจากตามสภาวะที่ได้ถูกกำหนดไว้แล้ว
İbranice:
כל האוצרות אכן אצלנו, אך נוריד אותם רק במינון מדוד
Hırvatça:
I ne postoji ništa čije riznice ne posjedujemo, a od toga Mi dajemo samo po mjeri određenoj.
Rumence:
Din orice lucru la Noi se află grămezi, însă îl facem să coboare după o măsură cunoscută.
Transliteration:
Wain min shayin illa AAindana khazainuhu wama nunazziluhu illa biqadarin maAAloomin
Türkçe:
Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri bizim yanımızda olmasın. Ama biz onu ancak belirli bir ölçüde/bir kaderle indiririz.
Sahih International:
And there is not a thing but that with Us are its depositories, and We do not send it down except according to a known measure.
İngilizce:
And there is not a thing but its (sources and) treasures (inexhaustible) are with Us; but We only send down thereof in due and ascertainable measures.
Azerbaycanca:
(Yerdə və göydə) elə bir şey yoxdur ki, onun xəzinələri Bizdə olmasın. Lakin Biz ondan ancaq müəyyən (lazım olduğu) qədər endiririk. (Onun nə qədər lazım olması isə yalnız Bizə mə’lumdur).
Süleyman Ateş:
Hiçbir şey yoktur ki onun hazineleri, bizim yanımızda olmasın, ama biz onu, bilinen bir miktar ile indiririz.
Diyanet Vakfı:
Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
Erhan Aktaş:
Hazineleri Bizim yanımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Ve Biz, bilinen bir kaderi olmaksızın(1) onu indirmeyiz.
Kral Fahd:
Her şeyin hâzineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
Hasan Basri Çantay:
Hiçbir şey (haaric) olmamak üzere (hepsinin) hazîneleri bizim nezdimizdedir.. Biz on (lar) ı ma´lûm bir mıkdar dışında indirmeyiz.
Muhammed Esed:
Çünkü hiçbir şey yoktur ki, kaynağı Bizim katımızda olmasın; ve Biz hiçbir şey indirmeyiz ki, kusursuzca belirlenmiş bir ölçüye, bir uyuma dayanmasın.
Gültekin Onan:
Hiç bir şey yoktur ki, hazineleri bizim katımızda olmasın
Ali Fikri Yavuz:
Kulların faydalandığı hiç bir şey yoktur ki, onu meydana getiren hazinelerin anahtarları katımızda olmasın, (muhakkak her şey bizim kudretimizle meydana gelir). Fakat biz, onu, ancak ihtiyaca göre, malum bir miktarda veririz.
Portekizce:
E não existe coisa alguma cujos tesouros não estejam em Nosso poder, e não vo-la enviamos, senão proporcionalmente.
İsveççe:
Ingenting finns som inte [har sitt ursprung] i Våra förråd och ur dem skänker Vi bara enligt ett [i förhållande till behovet] bestämt mått.
Farsça:
و هیچ چیزی نیست مگر آنکه خزانه هایش نزد ماست، و آن را جز به اندازه معین نازل نمی کنیم.
Kürtçe:
وە ھیچ شتێک نیە مەگەر خەزێنەکانی لای ئێمەیە و نای نێرین و نایدەین بەئەندازەی دیاریکراو نەبێت
Özbekçe:
Ҳеч бир нарса йўқки, унинг хазиналари Бизнинг ҳузуримизда бўлмаса. Биз уни фақат маълум миқдорла нозил қилурмиз.
Malayca:
Dan tidak ada sesuatupun melainkan pada sisi Kami sahaja perbendaharaannya dan Kami tidak menurunkannya melainkan dengan menurut kadar dan masa yang tertentu.
Arnavutça:
Nuk ekziston asnjë send, e që të mos gjendet ajo në thesarin Tonë, e nga ajo Na japim vetëm aq sa është e nevojshme.
Bulgarca:
И няма нещо, съкровищниците на което да не са при Нас, и го спускаме Ние само в знайно количество.
Sırpça:
И не постоји ништа чије ризнице не поседујемо, а од тога Ми дајемо само по одређеној мери.
Çekçe:
A není žádné věci, jejíž pokladnice by u Nás nebyly, a sesíláme vám ji jedině v míře stanovené.
Urduca:
کوئی چیز ایسی نہیں جس کے خزانے ہمارے پاس نہ ہوں، اور جس چیز کو بھی ہم نازل کرتے ہیں ایک مقرر مقدار میں نازل کرتے ہیں
Tacikçe:
Ҳар чӣ ҳаст, хазинаҳои он назди Мост ва Мо ҷуз ба андозае муъайян онро намефиристем.
Tatarca:
Вә һәрнәрсәнең хәзинәсе Безнең кулыбызда, вә аны иңдергәндә мәгълүм үлчәү белән генә иңдерәбез.
Endonezyaca:
Dan tidak ada sesuatupun melainkan pada sisi Kami-lah khazanahnya; dan Kami tidak menurunkannya melainkan dengan ukuran yang tertentu.
Amharca:
መካዚኖቹም (መክፈቻቸው) እኛ ዘንድ ያልሆነ ምንም ነገር የለም፡፡ በተወሰነም ልክ እንጂ አናወርደውም፡፡
Tamilce:
எப்பொருளும் இல்லை, அதன் பொக்கிஷங்கள் நம்மிடம் இருந்தே தவிர. மேலும், குறிப்பிடப்பட்ட ஓர் அளவிலே தவிர அதை நாம் (பூமிக்கு) இறக்க மாட்டோம்.
Korece:
하나님에게는 모든 일용할 양식이 있으되 필요한 양 외에는 내려주지 아니 하시니라
Vietnamca:
Bất kỳ thứ gì, kho tài nguyên của nó cũng đều nằm ở nơi TA, nhưng TA chỉ ban nó xuống theo một định lượng rõ ràng.
Ayet Linkleri: