Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

18

Sûredeki Ayet No: 

72

Ayet No: 

2212

Sayfa No: 

301

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ أَلَمْ أَقُلْ إِنَّكَ لَن تَسْتَطِيعَ مَعِيَ صَبْرًا

Çeviriyazı: 

ḳâle elem eḳul inneke len testeṭî`a me`iye ṣabrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Hızır:) "Sen benimle asla sabredemezsin, demedim mi?" dedi.

Diyanet İşleri: 

Musa'ya: "Ben sana yaptığım işlere dayanamazsın demedim mi?" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O zat, demedim mi dedi, gerçekten de sen, benimle beraber bulunmaya dayanamazsın.

Şaban Piriş: 

Ben sana benimle olmaya sabredemezsin demedim mi? diye cevap verdi.

Edip Yüksel: 

"Bana dayanamıyacağını sana söylememiş miydim," diye karşılık verdi.

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Gerçekten benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?"

Suat Yıldırım: 

(Hızır:) “Sen benimle beraberliğe katlanamazsın dememiş miydim?(İşte sen de gördün!)” dedi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(72-73) Dedi ki: «Ben demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin?» Dedi ki: «Unuttuğum şey ile beni muahaze etme. Bana bu işimden dolayı bir güçlük teklif eyleme.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dedi: "Ben söylemedim mi, sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın!"

Bekir Sadak: 

Yine yola koyuldular

İbni Kesir: 

Ben, sana

Adem Uğur: 

(Hızır:) Ben sana, benimle beraberliğe sabredemezsin, demedim mi? dedi.

İskender Ali Mihr: 

(Hızır A.S şöyle) dedi: “Muhakkak ki sen, benimle beraber sabırlı olmaya asla güç yetiremezsin, demedim mi?”

Celal Yıldırım: 

O: «Ben sana demedim mi, benimle birlikte bulunmaya dayanamazsın ?» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Gerçekten benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?»

Fransızca: 

[L'autre] répondit : "N'ai-je pas dit que tu ne pourrais pas garder patience en ma compagnie ? ".

İspanyolca: 

Dijo: «¿No te he dicho que no podrías tener paciencia conmigo?»

İtalyanca: 

Rispose: «Non ti avevo detto che non avresti avuto pazienza insieme con me?».

Almanca: 

Er sagte: "Habe ich nicht gesagt, daß du gewiß mit mir keine Geduld haben kannst?"

Çince: 

他说:我没有对你说过吗?你不能耐心和我在一起。

Hollandaca: 

Hij antwoordde: Heb ik u niet gezegd, dat gij niet geduldig genoeg zoudt zijn, om bij mij te kunnen blijven?

Rusça: 

Он сказал: "Разве я не говорил, что ты не сможешь сохранить терпение рядом со мной?"

Somalice: 

wuxuu ku yidhi miyaanan ku dhihin adigu ma karaysid la jirkayga samir.

Swahilice: 

Akasema: Sikukwambia hutaweza kuvumilia kuwa pamoja nami?

Uygurca: 

(خىزىر) سەن ھەقىقەتەن مەن بىلەن بىللە بولۇشتا سەۋر - تاقەت قىلىپ تۇرالمايسەن دېمىدىممۇ؟» دېدى

Japonca: 

かれは言った。「あなたは,わたしと一緒では耐えられないと,告げなかったか。」

Arapça (Ürdün): 

«قال ألم أقل إنك لن تستطيع معي صبرا».

Hintçe: 

कि लोगों को डुबा दीजिए ये तो आप ने बड़ी अजीब बात की है-ख़िज्र ने कहा क्या मैने आप से (पहले ही) न कह दिया था

Tayca: 

เขากล่าวว่า “ฉันมิได้บอกหรือว่า แท้จริงท่านจะไม่สามารถมีความอดทนร่วมกับฉันได้”

İbranice: 

אמר':האם לא אמרתי לך, כי אתה, לא תהיה לך סבלנות אתי

Hırvatça: 

"Ne rekoh li ja", reče onaj, "da se ti, doista, nećeš moći strpjeti sa mnom?"

Rumence: 

El răspunse: “Nu mi-ai spus că vei avea răbdare cu mine?”

Transliteration: 

Qala alam aqul innaka lan tastateeAAa maAAiya sabran

Türkçe: 

Dedi: "Ben söylemedim mi, sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın!"

Sahih International: 

[Al-Khidh r] said, "Did I not say that with me you would never be able to have patience?"

İngilizce: 

He answered: "Did I not tell thee that thou canst have no patience with me?"

Azerbaycanca: 

(Xızır) belə cavab verdi: “Sənə demədimmi ki, mənimlə bir yerdə olanda (görəcəyim işlərə) əsla dözə bilməzsən?”

Süleyman Ateş: 

(O kul): "Sen benimle beraber bulunmağa dayanamazsın demedim mi?" dedi.

Diyanet Vakfı: 

(Hızır:) Ben sana, benimle beraberliğe sabredemezsin, demedim mi? dedi.

Erhan Aktaş: 

“Gerçek şu ki sen benimle birlikte olmada sabretmeye asla güç yetiremezsin dememiş miydim?”

Kral Fahd: 

(Hızır:) Ben sana, benimle beraberliğe sabredemezsin, demedim mi? dedi.

Hasan Basri Çantay: 

Dedi: «Sen beraberimde sabretmiye asla muktedir olamazsın demedim mi»?

Muhammed Esed: 

Beriki: "Ben sana, bana asla katlanamayacağını söylememiş miydim?" dedi.

Gültekin Onan: 

Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Hızır: “-Sen, benimle asla sabredemezsin, demedim mi?” dedi.

Portekizce: 

Retrucou-lhe: Não te disse que és demasiado impaciente para estares comigo?

İsveççe: 

Han svarade: ”Jag sa ju att du aldrig skulle ha tålamod med mig!”

Farsça: 

گفت: [ای موسی!] آیا نگفتم که تو هرگز نمی توانی بر همراهی من شکیبایی ورزی؟

Kürtçe: 

(پیاو چاکەکە) ووتی ئایا من نەم ووت تۆ ھەرگیز ناتوانی خۆت بگریت لەگەڵ مندا

Özbekçe: 

У: «Сенга, албатта, мен билан бирга бўлишга сабр қила олмайсан демабмидим?!» деди.

Malayca: 

Ia menjawab: "Bukankah aku telah katakan, bahawa engkau tidak sekali-kali akan dapat bersabar bersamaku?"

Arnavutça: 

I tha (Musait): “A nuk të thashë unë se ti nuk mund të durosh (në shoqëri) me mua?”

Bulgarca: 

Рече: “Нали ти казах, че не ще можеш да търпиш заедно с мен?”

Sırpça: 

„Не рекох ли ја“, рече онај, „да ти, заиста, нећеш моћи да се стрпиш са мном?“

Çekçe: 

Odvětil: 'Neřekl jsem ti, že nebudeš schopen mít trpělivost se mnou?'

Urduca: 

اس نے کہا "میں نے تم سے کہا نہ تھا کہ تم میرے ساتھ صبر نہیں کر سکتے؟"

Tacikçe: 

Гуфт: «Нагуфтам. ки туро сабри ҳамроҳӣ бо ман нест?»

Tatarca: 

Хозыр г-м әйтте: "Ий Муса, мин сиңа әйтмәдемме минем белән йөрергә сабырлыгың җитмәс, дип?"

Endonezyaca: 

Dia (Khidhr) berkata: "Bukankah aku telah berkata: "Sesungguhnya kamu sekali-kali tidak akan sabar bersama dengan aku".

Amharca: 

«አንተ ከኔ ጋር ትእግሥትን ፈጽሞ አትችልም አላልኩምን» አለ፡፡

Tamilce: 

அவர் கூறினார்: “என்னுடன் பொறுமையாக இருப்பதற்கு நிச்சயமாக நீர் இயலவே மாட்டீர் என்று நான் கூறவில்லையா?”

Korece: 

그는 대답하여 당신은 나와 함께 인내 할 수 없을 것이라 말 하지 아니했소 라고 하매

Vietnamca: 

(Al-Khudhir) nói: “Chẳng phải Ta đã bảo rằng Ngươi không bao giờ có thể kiên nhẫn được cùng với Ta sao?”