Arapça:
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ مَنْ أَحْسَنَ عَمَلًا
Çeviriyazı:
inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti innâ lâ nüḍî`u ecra men aḥsene `amelâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar var ya, şüphe yok ki biz öyle güzel işler yapanların mükafatını zayi etmeyiz.
Diyanet İşleri:
İyi hareket edenin ecrini zayi etmeyiz. Doğrusu, inanıp yararlı iş yapanlara, işte onlara, içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezikler takınırlar, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek tahtları üzerinde otururlar. Ne güzel bir mükafat ve ne güzel yaslanacak yer!
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnanan ve iyi işlerde bulunanlara gelince: Şüphe yok ki biz, iyi işlerde bulunanların, güzel hareket edenlerin ecrini zayi etmeyiz.
Şaban Piriş:
İman edip, salih amellerde bulunanlar, elbette biz, güzel amel işleyenlerin ecrini zayi etmeyiz.
Edip Yüksel:
İnanıp erdemli davrananlara gelince, elbette biz iyi işlerde bulunanların ödülünü yitirmeyiz.
Ali Bulaç:
Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz gerçekten en güzel davranışta bulunanın ecrini kayba uğratmayız.
Suat Yıldırım:
İman edip güzel ve yararlı işler yapanlara gelince, şu bir gerçek ki Biz güzel iş yapanların işlerini asla zayi etmeyiz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şüphe yok, o kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular. Biz elbette (öyle) güzel amel işleyenlerin mükâfaatını zâyi etmeyiz.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip hayra ve barışa yönelik ameller sergileyenlere gelince, kuşkusuz ki biz, güzel iş yapanların ödülünü yitirmeyeceğiz.
Bekir Sadak:
(35-36) Kendisine boylece yazik ederek bahcesine girirken: «Bu bahcenin batacagini hic zennetmem. Kiyametin kopacagini da sanmiyorum. Eger Rabbime dondurulursem, and olsun ki orada bundan daha iyisini bulurum» dedi.
İbni Kesir:
Muhakkak ki iman edip, salih amel işleyenlere gelince
Adem Uğur:
İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar (bilmelidirler ki) biz, güzel işler yapanların ecrini zâyi etmeyiz.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki âmenû olanlar (ölmeden önce ruhunu Allah´a ulaştırmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar, Biz kesinlikle en güzel amel işleyen kimselerin ecrini (karşılığını) zayi etmeyiz.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki, imân edip güzel f yararlı amellerde bulunanlar var ya,^ doğrusu biz güzel-yararlı amellerde! bulunanların ecrini (mükâfatını) boşa çıkarmayız.
Tefhim ul Kuran:
Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise
Fransızca:
Ceux qui croient et font de bonnes oeuvres... vraiment Nous ne laissons pas perdre la récompense de celui qui fait le bien.
İspanyolca:
Quienes, en cambio, crean y obren bien... No dejaremos de remunerar a quienes se conduzcan bien.
İtalyanca:
Quanto a coloro che credono e compiono il bene, non lasceremo andar perduta la ricompensa di chi avrà agito per il bene.
Almanca:
Gewiß, diejenigen, die den Iman verinnerlichten und gottgefällig Gutes taten, gewiß, WIR lassen die Belohnung dessen, der Gutes tat, auf keinen Fall verloren gehen.
Çince:
信道而行善者,我必不使他们的善行徒劳无酬,
Hollandaca:
Wat hen betreft, die gelooven en goede werken doen, wij zullen de belooning van degenen, die rechtvaardigheid oefenen, niet doen verloren gaan.
Rusça:
А что до тех, которые уверовали и вершили праведные дела, то ведь Мы не теряем награды тех, кто совершал добро.
Somalice:
Kuwa rumeeyey (Xaqa) oo camal fiican falay annagu ma hallayno Ciddii Wanaajisa Camalka.
Swahilice:
Hakika wale walio amini na wakatenda mema - hakika Sisi hatupotezi ujira wa anaye tenda mema.
Uygurca:
ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلارغا كېلىدىغان بولساق، بىز ئۇلارنىڭ قىلغان ياخشى ئەمەللىرىنىڭ ساۋابىنى ھەقىقەتەن يوققا چىقىرىۋەتمەيمىز
Japonca:
信仰して善行に動しむ者には,本当にわれは,(唯)一つの善事にも,必ず報奨を空しくしない。
Arapça (Ürdün):
«إن الذين آمنوا وعملوا الصالحات إنا لا نضيع أجر من أحسن عملاً» الجملة خبر إن الذين وفيها إقامة الظاهر مقام المضمر والمعنى أجرهم أي نثيبهم بما تضمنه.
Hintçe:
इसमें शक़ नहीं कि जिन लोगों ने ईमान कुबूल किया और अच्छे अच्छे काम करते रहे तो हम हरगिज़ अच्छे काम वालो के अज्र को अकारत नहीं करते
Tayca:
แท้จริงบรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดีทั้งหลาย เราจะไม่ให้การตอบแทนของผู้กระทำความดีสูญหายอย่างแน่นอน
İbranice:
אכן אלה אשר האמינו ועשו את הטוב, אולם לא נקפח את גמולם של אלה אשר היטיבו לעשות
Hırvatça:
One koji budu vjerovali i dobra djela činili - a Mi doista ne uništavamo nagradu onome koji je dobra djela činio –
Rumence:
Cei care cred şi săvârşesc fapte bune vor vedea că nu vom lăsa să se piardă răsplata celui ce face un lucru bun.
Transliteration:
Inna allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati inna la nudeeAAu ajra man ahsana AAamalan
Türkçe:
İman edip hayra ve barışa yönelik ameller sergileyenlere gelince, kuşkusuz ki biz, güzel iş yapanların ödülünü yitirmeyeceğiz.
Sahih International:
Indeed, those who have believed and done righteous deeds - indeed, We will not allow to be lost the reward of any who did well in deeds.
İngilizce:
As to those who believe and work righteousness, verily We shall not suffer to perish the reward of any who do a (single) righteous deed.
Azerbaycanca:
İman gətirib yaxşı əməllər edənlərə gəldikdə isə Biz (o cür) yaxşı işlər görənlərin mükafatını zay etmərik!
Süleyman Ateş:
Onlar ki inandılar ve iyi işler yaptılar; elbette biz işi güzel yapanın ecrini zayi etmeyiz.
Diyanet Vakfı:
İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar (bilmelidirler ki) biz, güzel işler yapanların ecrini zayi etmeyiz.
Erhan Aktaş:
Gerçek şu ki; îmân edip sâlihâtı(1) yapanlara gelince, Biz, iyi bir iş yapan hiç kimsenin yaptığını karşılıksız bırakmayız.
Kral Fahd:
İman edenler ve salih ameller işleyenler (bilmelidirler ki) biz, salih amel işleyenlerin ecrini zâyi etmeyiz.
Hasan Basri Çantay:
Îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlarla gelince:) Biz, şübhe yok ki, iyi amel ve hareket edenin mükâfatını zaayi etmeyiz.
Muhammed Esed:
(Ama) imana erip de dürüst ve erdemli davrananlara gelince: iyi ve güzel olanı yapmakta sebat gösterenlerin emeğini elbette zayi etmeyiz:
Gültekin Onan:
Şüphesiz inanıp salih amellerde bulunanlar ise
Ali Fikri Yavuz:
Gerçekten iman edip sâlih âmeller işleyenlere gelince: Şüphe yok ki, biz, öyle güzel bir âmel işleyenin mükâfatını zayi etmeyiz.
Portekizce:
Em troca, os fiéis, que praticam o bem - certamente que não frustraremos a recompensa do benfeitor -,
İsveççe:
Men dem som tror och lever ett rättskaffens liv skall Vi inte låta gå miste om lönen för det goda och rätta de gör;
Farsça:
مسلماً کسانی که ایمان آوردند و کارهای شایسته انجام دادند [پاداششان داده خواهد شد] زیرا ما پاداش کسانی را که کار نیکو کرده اند، تباه نمی کنیم.
Kürtçe:
بەڕاستی ئەوانەی کە باوەڕیان ھێناوە و کردوەی چاکەیان کردووە بێگومان ئێمە پاداشتی ئەوانە وون ناکەین کە کردەوەی چاکیان کردوە
Özbekçe:
Албатта, Биз иймон келтирган ва яхши амаллар қилганларнинг, гўзал иш қилганларнинг ажрини зое қилмасмиз.
Malayca:
Sebenarnya orang-orang yang beriman dan beramal soleh sudah tetap Kami tidak akan menghilangkan pahala orang-orang yang berusaha memperbaiki amalnya.
Arnavutça:
Ata që besojnë dhe bëjnë vepra të mira, Na – me të vërtetë, nuk do t’ia humbim shpërblimin, atij që bënë vepra të mira –
Bulgarca:
Които вярват и вършат праведни дела - Ние не ще погубим наградата на никой благодетелен.
Sırpça:
Оне који буду веровали и добра дела чинили – Ми заиста нећемо допустити да пропадне награда оном који је добра дела чинио,
Çekçe:
Ti však, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, budou odměněni, a nedopustíme, aby se ztratila odměna těch, kdož dobré činili.
Urduca:
رہے وہ لوگ جو مان لیں اور نیک عمل کریں، تو یقیناً ہم نیکو کار لوگوں کا اجر ضائع نہیں کیا کرتے
Tacikçe:
Касоне, ки имон овардаанд ва корҳое шоиста кардаанд, бидонанд, ки Мо мукофоти некӯкоронро барбод намекунем.
Tatarca:
Тәхкыйк гакыллы кешеләр иман китерделәр һәм Коръән юлы белән изге гамәлләр кылдылар, әлбәттә, Без изгелекне күркәмрәк итеп кылучының әҗерен җуймыйбыз.
Endonezyaca:
Sesunggunya mereka yang beriman dan beramal saleh, tentulah Kami tidak akan menyia-nyiakan pahala orang-orang yang mengerjakan amalan(nya) dengan yang baik.
Amharca:
እነዚያ ያመኑና መልካም ሥራዎችንም የሠሩ እኛ ሥራን ያሳመረን ሰው ምንዳ አናጠፋም፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு, நன்மைகளை செய்தார்களோ, - (இவ்வாறு) மிக அழகிய செயலை செய்தவர்களின் கூலியை நிச்சயமாக நாம் வீணாக்க மாட்டோம்.
Korece:
그러나 믿음으로 선을 행한 그에게는 실로 하나님은 보상이 헛되지 않게 하리라
Vietnamca:
Riêng những người có đức tin và hành thiện, chắc chắn TA (Allah) sẽ không làm mất đi công lao của những ai làm tốt.
Ayet Linkleri: