Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

14

Sûredeki Ayet No: 

2

Ayet No: 

1752

Sayfa No: 

255

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

اللَّهِ الَّذِي لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۗ وَوَيْلٌ لِّلْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ شَدِيدٍ

Çeviriyazı: 

allâhi-lleẕî lehû mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍ. veveylül lilkâfirîne min `aẕâbin şedîd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O Allah'ın (yolu) ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli bir azabdan dolayı vay kâfirlerin haline!

Diyanet İşleri: 

Elif, Lam, Ra; Bu, Allah'ın izniyle, insanları karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övülmeğe layık, göklerde ve yerde olanların sahibi Allah'ın yoluna çıkarman için, sana indirdiğimiz Kitaptır. Uğrayacakları çetin azabdan dolayı vay kafirlerin haline!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bir Allah'tır ki onundur göklerde ne varsa ve yeryüzünde ne varsa. Vay kafirlere çetin azaptan.

Şaban Piriş: 

O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Uğrayacakları şiddetli azaptan dolayı vay kâfirlere!

Edip Yüksel: 

Yani ALLAH'ın. O ki göklerde ve yerde bulunanların hepsine sahiptir. Hakkettikleri çetin azaptan dolayı vay kafirlerin haline.

Ali Bulaç: 

O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Şiddetli azap dolayısıyla vay inkar edenlere.

Suat Yıldırım: 

Elif, Lâm, Râ. Bu, Rab'lerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, azîz ve hamîd (üstün kudret sahibi ve her işi övgüye lâyık olan) Allah’ın yoluna, göklerde ve yerdeki her şeyin sahibinin yoluna insanları çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Kendilerini bekleyen o çetin azaptan ötürü vay o inkârcıların hallerine!Vay onlara ki, âhirete inanmalarına rağmen, bile bile dünyayı âhirete tercih ederler.İnsanları Allah yolundan çevirir de o yolu eğri büğrü göstermek isterler.İşte onlar haktan, doğru yoldan çok uzak bir sapıklık içindedirler. [2,257; 57,9]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Allah´ın (yoluna) ki, göklerde ne varsa ve yerde ne varsa hep O´nundur. Ve şiddetli bir azaptan dolayı vay kâfirlere!

Yaşar Nuri Öztürk: 

O Allah'a ki yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Hüsran haberi şiddetli bir azaptan, o küfre batmışlara...

Bekir Sadak: 

Rabbiniz: «sukrederseniz and olsun ki, size karsiligini artiracagim

İbni Kesir: 

O Allah ki

Adem Uğur: 

O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O´nundur. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!

İskender Ali Mihr: 

O Allah ki

Celal Yıldırım: 

(O övülmeğe lâyık olan) Allah ki, göktekiler de, yerde olanlar da O´nundur. Çok şiddetli azabından da vay o kâfirlere !

Tefhim ul Kuran: 

O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa O´nundur. Şiddetli azab dolayısıyla vay küfre sapanlara.

Fransızca: 

Allah, à qui appartient tout ce qui est dans les cieux et sur la terre. Et malheur aux mécréants, pour un dur châtiment [qu'ils subiront].

İspanyolca: 

de Alá, a Quien pertenece lo que está en los cielos y lo que está en la tierra. ¡Ay de los infieles, por un castigo severo...!

İtalyanca: 

[la via di] Allah, Cui appartiene quel che è nei cieli e sulla terra. Guai a coloro che non credono: subiranno un severo castigo;

Almanca: 

ALLAH, Desjenigen, Dem alles gehört, was in den Himmeln und auf Erden ist. Und Untergang sei den Kafir wegen einer qualvollen Peinigung.

Çince: 

真主是有天地万物的。哀哉不信道者!他们将受严厉的刑罚。

Hollandaca: 

Hij is God, wien alles toebehoort wat in den hemel en op de aarde is, en wee over de ongeloovigen; want eene gestrenge straf wacht hen.

Rusça: 

Аллаха, Которому принадлежит все, что на небесах и на земле. Горе от тяжких страданий неверующим,

Somalice: 

Ilaaha iska leh waxa Somooyinka iyo Dhulka ku sugan, halaagna waxaa mudan Gaalada cadaab daran xaggiis.

Swahilice: 

Naye ni Mwenyezi Mungu ambaye ni vyake Yeye vyote viliomo katika mbingu na ardhi. Na ole wao makafiri kwa adhabu kali!

Uygurca: 

ئاسمانلاردىكى ۋە زېمىندىكى ھەممە نەرسە اﷲ نىڭ مۈلكىدۇر، قاتتىق ئازابتىن كاپىرلارغا ۋاي!

Japonca: 

天にありまた地にある凡ての有はかれに属する。厳しい懲罰を受ける不信心者にこそ災いあれ。

Arapça (Ürdün): 

«الله» بالجر بدل أو عطف بيان وما بعده صفة والرفع مبتدأ خبره «الذي له ما في السماوات وما في الأرض» ملكا وخلقا وعبيدا «وويل للكافرين من عذاب شديد».

Hintçe: 

वह ख़ुदा को कुछ आसमानों में और जो कुछ ज़मीन में है (ग़रज़ सब कुछ) उसी का है और (आख़िरत में) काफिरों को लिए जो सख्त अज़ाब (मुहय्या किया गया) है अफसोस नाक है

Tayca: 

(คือ) ทางของอัลลอฮ ซึ่งสิ่งที่อยุ่ในชั้นฟ้าทั้งหลายและสิ่งที่อยู่ในแผ่นดิน เป็นของพระองค์และความหายนะจากการลงโทษอย่างสาหัส จงประสบแก่พวกปฏิเสธศรัทธา

İbranice: 

אלוהים אשר לו כל אשר בשמים ואשר בארץ. אבוי לכופרים מן העונש הקשה

Hırvatça: 

Allaha, čije je ono što je na nebesima i ono što je na Zemlji. A teško nevjernicima od patnje žestoke,

Rumence: 

a lui Dumnezeu care stăpâneşte ceea ce este în ceruri şi pe pământ. Vai celor tăgăduitori de osânda cea aprigă!

Transliteration: 

Allahi allathee lahu ma fee alssamawati wama fee alardi wawaylun lilkafireena min AAathabin shadeedin

Türkçe: 

O Allah'a ki yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Hüsran haberi şiddetli bir azaptan, o küfre batmışlara...

Sahih International: 

Allah, to whom belongs whatever is in the heavens and whatever is on the earth. And woe to the disbelievers from a severe punishment

İngilizce: 

Of Allah, to Whom do belong all things in the heavens and on earth! But alas for the Unbelievers for a terrible penalty (their Unfaith will bring them)!-

Azerbaycanca: 

Elə bir Allah ki, göylərdə və yerdə nə varsa, hamısı Onundur. Düçar olacaqları şiddətli əzabdan ötrü vay kafirlərin halına!

Süleyman Ateş: 

O Allah ki, göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Çetin azabdan dolayı vay şu kafirlerin haline!

Diyanet Vakfı: 

O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı kafirlerin vay haline!

Erhan Aktaş: 

Allah ki; göklerde ve yerde olan her şey O’nundur. Görecekleri şiddetli azâptan dolayı, Kâfirlerin(1) vay haline!

Kral Fahd: 

O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!

Hasan Basri Çantay: 

O (yegâne gaalib, hamde lâyık) Allah ki göklerde ne var, yerde ne varsa hep onundur. (Uğrayacakları) çetin azâbdan dolayı vay kâfirlere (kâfirlerin başına geleceklere)!..

Muhammed Esed: 

O Allah(ın yoluna) ki, göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O´nundur. Kendilerini bekleyen o çok zorlu azaptan ötürü, hakkı inkar edenlerin vay haline!

Gültekin Onan: 

O Tanrı ki göklerde ve yerde ne varsa O´nundur. Şiddetli azab dolayısıyla vay kafirlere.

Ali Fikri Yavuz: 

Öyle bir Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur. Başlarına gelecek şiddetli bir azabdan dolayı vay kâfirlerin haline!...

Portekizce: 

É de Deus tudo quanto existe nos céus e na terra. Ai dos incrédulos, no que respeita ao severo castigo!

İsveççe: 

till Gud som är Herre över allt det som himlarna rymmer och det som jorden bär. Dömda är de som förnekar sanningen! [De hotas av] ett strängt straff,

Farsça: 

خدایی که آنچه در آسمان ها و زمین است، در سیطره مالکیّت و فرمانروایی اوست؛ و وای بر کافران از عذابی سخت.

Kürtçe: 

ئەو خوایەی کە ھەرچی لەئاسمانەکان و زەویدایە ھی ئەوە و ھاوار و تیاچوون بۆ بێ باوەڕان لە سزایەکی سەخت

Özbekçe: 

Аллоҳ осмонлару ердаги нарсалар Уники бўлган зотдир. Кофирлар ҳолига шиддатли азобдан вой бўлсин.

Malayca: 

Allah jua yang memiliki segala yang ada di langit serta yang ada di bumi; dan kecelakaan besar bagi orang-orang yang kufur ingkar (terhadap Al-Quran) dari azab yang amat berat (yang akan menimpa mereka kelak).

Arnavutça: 

Perëndi, të cilit i përkasin çka ka në qiej dhe në Tokë. E, mjer për mohuesit nga dënimi i tmerrshëm (që do t’i godasë),

Bulgarca: 

Аллах, Комуто е всичко на небесата и всичко на земята. И горко на неверниците от сурово мъчение!

Sırpça: 

Аллаха, чије је оно што је на небесима и оно што је на Земљи. А тешко неверницима од жестоке патње,

Çekçe: 

Boha, jemuž náleží vše na nebesích i na zemi. Běda nevěřícím před hrozbou trestu strašného

Urduca: 

اور زمین اور آسمانوں کی ساری موجودات کا مالک ہے اور سخت تباہ کن سزا ہے قبول حق سے انکار کرنے والوں کے لیے

Tacikçe: 

Худое, ки ҳар чӣ дар осмонҳову замин аст, аз они Ӯст! Пас вой бар кофирон аз азобе сахт.

Tatarca: 

Җир вә күкләр мөлке Аның кулында булучы Аллаһу тәгаләдер. Кәферләргә каты ґәзаб белән ни зур һәлакәтлек.

Endonezyaca: 

Allah-lah yang memiliki segala apa yang di langit dan di bumi. Dan kecelakaanlah bagi orang-orang kafir karena siksaan yang sangat pedih,

Amharca: 

አላህ ያ በሰማያት ያለው በምድርም ያለው ሁሉ የርሱ ብቻ የኾነ ነው፤ ለከሓዲዎችም ከብርቱ ቅጣት ወዮላቸው፡፡

Tamilce: 

அல்லாஹ், வானங்களில் உள்ளவையும் பூமியில் உள்ளவையும் அவனுக்கே சொந்தமானவையாகும். நிராகரிப்பாளர்களுக்கு கடினமான தண்டனையின் கேடு உண்டாகுக!

Korece: 

하나님에게 천지의 모든것이 귀속되며 불신자들에겐 가혹한 응벌의 재앙이 있으리라

Vietnamca: 

Allah là Đấng mà vạn vật trong các tầng trời cũng như vạn vật trong trái đất đều thuộc về một mình Ngài. Và thật khốn khổ cho những kẻ vô đức tin vì sẽ bị trừng phạt bằng một sự trừng phạt khủng khiếp!