Arapça:
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاءٌ وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ ۙ وَلَا يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إِلَّا خَسَارًا
Çeviriyazı:
venünezzilü mine-lḳur'âni mâ hüve şifâüv veraḥmetül lilmü'minîne velâ yezîdu-żżâlimîne illâ ḫasârâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz Kur'ân'dan, iman edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zalimlerin de ancak zararını artırır.
Diyanet İşleri:
Kuran'dan inananlara rahmet ve şifa olan şeyler indiriyoruz. O, zalimlerin ise sadece kaybını artırır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve biz, Kur'an'dan, inananlara şifa ve rahmet olan ayetleri indirmedeyiz ve bunlar, zalimlerin ancak ziyanlarını arttırır.
Şaban Piriş:
Kur’an’dan müminler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.
Edip Yüksel:
Kuran'ı, inananlar için bir şifa ve rahmet olarak indirdik. Zalimlerin ise ancak zararını arttırır
Ali Bulaç:
Kur'an'dan mü'minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz.
Suat Yıldırım:
Biz Kur'ân’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır. [41,44; 9,124-125]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Kur´an´dan mü´minler için bir şifa, bir rahmet olan şeyi indiririz. Zalimler için ise, noksandan başka bir şey arttırmaz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz Kur'an'dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Ama bu, zalimlerin yıkımını artırmaktan başka katkı sağlamıyor.
Bekir Sadak:
Bunu yapmayisi ancak Rabbinin sana merhamet etmesindendir. unku O´nun sana olan nimeti buyuktur.
İbni Kesir:
Kur´an´dan
Adem Uğur:
Biz, Kur´an´dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir
İskender Ali Mihr:
Kur´ân´dan indirdiğimiz şeyler, mü´minler için şifadır ve rahmettir. Ve zalimlerin sadece hüsranını (kaybettiği dereceleri) arttırır.
Celal Yıldırım:
Kur´ân´dan mü´minlere şifâ ve rahmet olan (parçalar, bölümler) indiririz. Zâlimlerin ise ancak ziyanını artırır.
Tefhim ul Kuran:
Kur´an´dan mü´minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indirmekteyiz. Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz.
Fransızca:
Nous faisons descendre du Coran, ce qui est une guérison et une miséricorde pour les croyants cependant. Cependant, cela ne fait qu'accroître la perdition des injustes.
İspanyolca:
Hacemos descender, por medio del Corán, lo que es curación y misericordia para los creyentes, pero esto no hace sino perder más a los impíos.
İtalyanca:
Facciamo scendere nel Corano ciò che è guarigione e misericordia per i credenti e ciò che accresce la sconfitta degli oppressori.
Almanca:
Und WIR senden nach und nach vom Quran hinab, was eine Heilung und Gnade für die Mumin ist. Doch er bestärkt die Unrecht-Begehenden nur noch im Fehlgehen.
Çince:
我降示可以为信士们治疗和给他们以恩惠的《古兰经》,它只会使不信道者更加亏折。
Hollandaca:
Wij zonden al datgene van den Koran neder, wat tot geneesmiddel en genade voor de ware geloovigen kan dienen; maar het zal slechts het verderf der onrechtvaardigen vergrooten.
Rusça:
Мы ниспосылаем в Коране то, что является исцелением и милостью для верующих, а беззаконникам это не прибавляет ничего, кроме убытка.
Somalice:
Waxaana soo dajinaynaa Quraanka Isagoo caafimaad iyo Naxariis u ah Mu'miniinta, Daalimiintana uma siyaadiyo Waxaan Khasare ahayn.
Swahilice:
Na tunateremsha katika Qur'ani yaliyo ni matibabu na rehema kwa Waumini. Wala hayawazidishii madhaalimu ila khasara.
Uygurca:
بىز مۆمىنلەرگە (يەنى ئۇلارنىڭ دىللىرىغا) شىپا ۋە رەھمەت بولىدىغان قۇرئان ئايەتلىرىنى نازىل قىلىمىز، قۇرئان كاپىرلارغا زىياندىن باشقىنى زىيادە قىلمايدۇ (يەنى ئۇلار قۇرئاننى تەستىق قىلمىغانلىقتىن، ئۇلارنىڭ كۇفرى تېخىمۇ ئاشىدۇ)
Japonca:
われが(段階を追って)クルアーンで下したものは,信者にとっては(精神的な)(癒?)しであり慈悲である。だが不義の徒にとっては只損失の種である。
Arapça (Ürdün):
«وننزل من» للبيان «القرآن ما هو شفاء» من الضلالة «ورحمة للمؤمنين» به «ولا يزيد الظالمين» الكافرين «إلا خسارا» لكفرهم به.
Hintçe:
और हम तो क़ुरान में वही चीज़ नाज़िल करते हैं जो मोमिनों के लिए (सरासर) शिफा और रहमत है (मगर) नाफरमानों को तो घाटे के सिवा कुछ बढ़ाता ही नहीं
Tayca:
และเราได้ให้ส่วนหนึ่งจากอัลกุรอานลงมา ซึ่งเป็นการบำบัดและความเมตตาแก่บรรดาผู้ศรัทธา และมันมิได้เพิ่มอันใดแก่พวกอธรรม นอกจากการขาดทุนเท่านั้น
İbranice:
אנו מורידים אותות (משפטים) מן הקוראן הנושאים מרפא ורחמים למאמינים , אך למקפחים הוא יוסיף רק אבדון
Hırvatça:
Mi objavljujemo u Kur'anu ono što je lijek i milost vjernicima, a zulumćarima on samo povećava propast.
Rumence:
Noi pogorâm din Coran tămăduire şi milostivenie pentru credincioşi, însă celor nedrepţi le sporeşte pieirea.
Transliteration:
Wanunazzilu mina alqurani ma huwa shifaon warahmatun lilmumineena wala yazeedu alththalimeena illa khasaran
Türkçe:
Biz Kur'an'dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Ama bu, zalimlerin yıkımını artırmaktan başka katkı sağlamıyor.
Sahih International:
And We send down of the Qur'an that which is healing and mercy for the believers, but it does not increase the wrongdoers except in loss.
İngilizce:
We send down (stage by stage) in the Qur'an that which is a healing and a mercy to those who believe: to the unjust it causes nothing but loss after loss.
Azerbaycanca:
Biz Qur’andan mö’minlər üçün şəfa və mərhəmət olan ayələr nazil edirik. O, zalımların (kafirlərin) ancaq ziyanını artırır.
Süleyman Ateş:
Biz Kur'an'dan mü'minlere şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Ama bu, zalimlerin ziyanını artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz.
Diyanet Vakfı:
Biz, Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.
Erhan Aktaş:
Kur’an’dan indirdiğimiz şeyler, Mü’minler için şifadır, rahmettir. Zâlimlerin ise yalnızca hüsranını arttırır.
Kral Fahd:
Biz, Kur'an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir, zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.
Hasan Basri Çantay:
Biz Kur´andan peyderpey onu indiriyoruz ki (herbiri) mü´minler için şifâ ve rahmetdir o. Zaalimlerin ise o, (maddî ve ma´nevî) ziyanından başkasını artırmaz.
Muhammed Esed:
Biz, işte böyle böyle, Kuran´dan müminler için (ruhen) sağaltıcı, rahmet bahşedici olan ve zalimlerin de yalnızca yıkımını artıran şeyler indiriyoruz:
Gültekin Onan:
Kuran´dan inançlılar için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz.
Ali Fikri Yavuz:
Biz Kur’ân’dan öyle âyetler indirmekteyiz ki, müminler için şifa ve rahmettir. Zalimlerin de ancak sapıklığını artırır.
Portekizce:
E revelamos, no Alcorão, aquilo que é bálsamo e misericórdia para os fiéis; porém, isso não fará mais do que aumentara perdição dos iníquos.
İsveççe:
MED KORANEN uppenbarar Vi det som är läkedom och nåd för de troende, men för syndarnas del [påskyndar det] bara deras marsch mot undergången.
Farsça:
و ما از قرآن آنچه را برای مؤمنان مایه درمان ورحمت است، نازل می کنیم وستمکاران را جز خسارت نمی افزاید.
Kürtçe:
وە لەم قورئانەدا دەنێرینە خوارەوە ئەوەی کە ھۆی شیفا و میھرەبانی یە بۆ بڕواداران بەڵام (ھاتنی ئەم قورئانە) بۆ ستەمکاران ھیچ زیاد ناکات جگە لە خەسارۆمەندی نەبێت
Özbekçe:
Биз Қуръонни мўминлар учун шифо ва раҳмат ўлароқ нозил қилурмиз. У золимларга зиёндан бошқани зиёда қилмас. (Дарҳақиқат, Қуръони Карим шифодир, Қуръони Карим раҳматдир. Қуръони Карим куфр, ширк ва мунофиқлик каби энг зарарли ақидавий хасталикларни даволайди.)
Malayca:
Dan Kami turunkan dengan beransur-ansur dari Al-Quran Aya-ayat Suci yang menjadi ubat penawar dan rahmat bagi orang-orang yang beriman kepadanya; dan (sebaliknya) Al-Quran tidak menambahkan orang-orang yang zalim (disebabkan keingkaran mereka) melainkan kerugian jua.
Arnavutça:
Dhe, Ne, shpallim nga Kur’ani atë që është ilaç dhe mëshirë për besimtarët, e mohuesve – ai vetëm ua shton humbjen.
Bulgarca:
И низпославаме в Корана това, което е изцеление и милост за вярващите, а на угнетителите той надбавя само загуба.
Sırpça:
Ми објављујемо у Кур'ану оно што је лек и милост верницима, а неверницима он само повећава пропаст.
Çekçe:
A sesíláme v Koránu to, co lékem je i milosrdenstvím pro věřící, však nespravedlivým to jen ztrátu zvětšuje.
Urduca:
ہم اِس قرآن کے سلسلہ تنزیل میں وہ کچھ نازل کر رہے ہیں جو ماننے والوں کے لیے تو شفا اور رحمت ہے، مگر ظالموں کے لیے خسارے کے سوا اور کسی چیز میں اضافہ نہیں کرتا
Tacikçe:
Ва ин Қуръонро, ки барои мӯъминон шифову раҳмат аст, нозил мекунем, вале кофиронро ҷуз зиён наяфзояд.
Tatarca:
Без мөэминнәрнең күңелләренә шифалы аятьләрне вә Коръәннән рәхмәтле хөкемнәрне иңдерәбез, әмма Коръән белән гамәл кыйлмаган залимнәргә Коръән аятьләре хәсрәтне вә һәлакәтне генә арттырыр.
Endonezyaca:
Dan Kami turunkan dari Al Quran suatu yang menjadi penawar dan rahmat bagi orang-orang yang beriman dan Al Quran itu tidaklah menambah kepada orang-orang yang zalim selain kerugian.
Amharca:
ከቁርኣንም ለምእመናን መድኀኒትና እዝነት የኾነን እናወርዳለን፡፡ በዳዮችንም ከሳራን እንጂ ሌላ አይጨምርላቸውም፡፡
Tamilce:
மேலும், நம்பிக்கையாளர்களுக்கு அருளாகவும் நோய் நிவாரணியாகவும் எது இருக்குமோ அதையே குர்ஆனில் நாம் இறக்குகிறோம். இன்னும், அநியாயக்காரர்களுக்கு இது நஷ்டத்தைத் தவிர அதிகப்படுத்தாது.
Korece:
하나님이 꾸란을 계시함은 이로하여 믿는 자들에게는 치료와은혜가 되고 불신자들에게는 손 실이 되도록 함이라
Vietnamca:
TA (Allah) ban xuống trong Qur’an phương thuốc chữa lành (bệnh tật) và hồng phúc cho những người có đức tin, tuy nhiên, nó không thêm thắt được gì cho những kẻ sai quấy ngoại trừ sự thua thiệt.
Ayet Linkleri: