Arapça:
سُنَّةَ مَن قَدْ أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِن رُّسُلِنَا ۖ وَلَا تَجِدُ لِسُنَّتِنَا تَحْوِيلًا
Çeviriyazı:
sünnete men ḳad erselnâ ḳableke mir rusülinâ velâ tecidü lisünnetinâ taḥvîlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bu, senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlerimiz hakkındaki sünnetimizdir. Bizim sünnetimizde herhangi bir değişme göremezsin.
Diyanet İşleri:
Bu, senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimize de uyguladığımız yasadır. Sen bizim yasamızda değişiklik bulamazsın.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkındaki yolyordam da buydu ve yolumuzda yordamımızda bir değişiklik bulamazsın.
Şaban Piriş:
Bu, senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkındaki sünnetidir. Bizim sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın.
Edip Yüksel:
Senden önce gönderdiğimiz tüm elçiler için öngördüğümüz sistem (sünnet) budur. Sistemimizde herhangi bir değişiklik göremezsin.
Ali Bulaç:
(Bu,) Senden önce gönderdiğimiz resullerimizin bir sünnetidir. Sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın.
Suat Yıldırım:
Senden önce gönderdiğimiz resuller hakkında cari olan ilahî kanun budur. Sen Bizim nizamımızda asla bir değişiklik bulamazsın!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Senden evvel göndermiş olduğumuz peygamberlerin sünneti (de böyle idi) ve Bizim sünnetimiz için bir değiştirme bulamazsın.
Yaşar Nuri Öztürk:
Senden önce gönderdiğimiz resullerimize uygulanan yöntem de buydu. Sen bizim yol ve yöntemimizde değişme bulamazsın.
Bekir Sadak:
Kuran´dan inananlara rahmet ve sifa olan seyler indiriyoruz. O, zalimlerin ise sadece kaybini artirir.
İbni Kesir:
Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimizin kanunu. Sen, Bizim kanunumuzda değişiklik bulamazsın.
Adem Uğur:
Senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkındaki kanun (da budur). Bizim kanunumuzda hiçbir değişiklik bulamazsın.
İskender Ali Mihr:
Senden önce de gönderdiğimiz resûllerimizin sünneti (sünnetullah: Allah´ın kanunu) budur. Ve sünnetimizde (kanunumuzda) bir değişiklik bulamazsın.
Celal Yıldırım:
Bu senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkında (câri) bir sünnettir ve sen sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın.
Tefhim ul Kuran:
(Bu,) Senden önce gönderdiğimiz resullerimizin bir sünnetidir. Sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın.
Fransızca:
Telle fut la règle appliquée par Nous à Nos messagers que nous avons envoyés avant toi. Et tu ne trouveras pas de changement en Notre règle.
İspanyolca:
lo mismo que ocurrió con los enviados que mandamos antes de ti, práctica Nuestra que encontrarás inmutable.
İtalyanca:
[poiché questo è il Nostro] modo di agire nei confronti degli inviati che mandammo prima di te e non c'è cambiamento nel Nostro agire.
Almanca:
nach dem Vorbild derjenigen, die WIR bereits vor dir von Unseren Gesandten entsandten. Und du findest kein Abweichen von dem von Uns statuierten Vorbild.
Çince:
这是在你之前我所派遣的众使者的常道,你对于我的常道不能发现任何变更。
Hollandaca:
Dit is de wijze van handelen welke wij ons zelven hebben voorgeschreven met betrekking tot onze gezanten, welke wij reeds vóór u hebben gezonden, en gij zult geene verandering vinden in de wegen welke wij hebben gevolgd.
Rusça:
Так поступали с Нашими посланниками, отправленными до тебя. Ты не найдешь изменений в Наших установлениях.
Somalice:
Waana sunnada Rasuuladaan dirray Hortaa, una heli maysid Sunnadannada Wax dooriya (Leexin).
Swahilice:
Huo ndio mwendo kwa Mitume tulio watuma kabla yako. Wala hupati mabadiliko katika mwendo wetu.
Uygurca:
(بۇ) سەندىن ئىلگىرى بىز ئەۋەتكەن پەيغەمبەرلىرىمىزنىڭ تۇتقان يولىدۇر (يەنى پەيغەمبەرلىرىنى ئارىسىدىن ھەيدەپ چىقارغان ھەرقانداق ئۈممەتنى ھالاك قىلىش اﷲ نىڭ پەيغەمبەرلىرى ھەققىدە تۇتقان يولىدۇر)، تۇتقان يولىمىزدا ئۆزگىرىش تاپالمايسەن
Japonca:
あなた以前に遺わした使徒たちに対する(わが)慣行は(皆,こう)であった。あなたはわが慣行に変化を見い出すことは出来ない。
Arapça (Ürdün):
«سنّة من قد أرسلنا قبلك من رسلنا» أي كسنتنا فيهم من إهلاك من أخرجهم «ولا تجد لسنتنا تحويلاً» تبديلاً.
Hintçe:
तुमसे पहले जितने रसूल हमने भेजे हैं उनका बराबर यही दस्तूर रहा है और जो दस्तूर हमारे (ठहराए हुए) हैं उनमें तुम तग्य्युर तबद्दुल (रद्दो बदल) न पाओगे
Tayca:
นี่คือแนวทางของผู้ที่เราได้ส่งเขามาก่อนเจ้าจากบรรดาร่อซูลของเรา และเจ้าจะไม่พบการเปลี่ยนแปลงในแนวทางของเราแต่ประการใด
İbranice:
כך היא דרכנו עם השליחים אשר שלחנו לפניך, ולא תמצא כל שינוי בדרכנו
Hırvatça:
To pravilo je važilo za sve one kojima smo prije tebe poslanike poslali; nećeš vidjeti da je naše pravilo promijenjeno.
Rumence:
după obiceiul trimişilor Noştri pe care i-am trimis înaintea ta. Tu nu vei afla nici o schimbare în obiceiul Nostru.
Transliteration:
Sunnata man qad arsalna qablaka min rusulina wala tajidu lisunnatina tahweelan
Türkçe:
Senden önce gönderdiğimiz resullerimize uygulanan yöntem de buydu. Sen bizim yol ve yöntemimizde değişme bulamazsın.
Sahih International:
[That is Our] established way for those We had sent before you of Our messengers; and you will not find in Our way any alteration.
İngilizce:
(This was Our) way with the messengers We sent before thee: thou wilt find no change in Our ways.
Azerbaycanca:
Səndən əvvəl göndərdiyimiz peyğəmbərlər barəsindəki qayda-qanuna müvafiq olaraq. (Onların dövründə də belə etmişdik). Sən Bizim qayda-qanunumuzda heç bir dəyişiklik tapa bilməzsən! (Səndən əvvəlki ümmətlər öz peyğəmbərlərinə əziyyət verib ölkələrindən qovan kimi onlara əzab göndərər, hamısını məhv edərdik. Əgər Məkkə müşrikləri belə etsəydilər, həmin müsibət onların da başına gələcəkdi).
Süleyman Ateş:
Senden önce gönderdiğimiz elçilerimizin de yasası (budur). Bizim yasamızda bir değişiklik bulamazsın.
Diyanet Vakfı:
Senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkındaki kanun (da budur). Bizim kanunumuzda hiçbir değişiklik bulamazsın.
Erhan Aktaş:
Senden önce de gönderdiğimiz Resûl’lerimize uyguladığımız sünnetimiz budur. Bizim sünnetimizde(1) bir değişiklik bulamazsın.
Kral Fahd:
Senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkındaki kanun (da bu dur). Bizim kanunumuzda hiçbir değişiklik bulamazsın.
Hasan Basri Çantay:
(Biz bunu) senden evvel gönderdiğimiz peygamberler için de sünnet (ve kaaide yapmışızdır). Sen bizim sünnetimizde (Habîbim) hiç bir değişiklik bulmazsın.
Muhammed Esed:
Elçilerimizden senden önce gönderdiklerimiz için de (izlediğimiz) yol buydu; Bizim (çizdiğimiz) yolda bir değişme göremezsin.
Gültekin Onan:
(Bu,) Senden önce gönderdiğimiz resullerimizin bir sünnetidir. Sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın.
Ali Fikri Yavuz:
Senden önce göndermiş olduğumuz peygamberler için, bunu (Peygamberleri yerlerinden çıkaranların helâk edilişini, Allah bir) âded etmiştir. (Ey Rasûlüm) sen bizim âdetimizde (kurduğumuz yolda) hiç bir değişiklik bulamazsın.
Portekizce:
Tal é a lei que havíamos enviado, antes de ti, aos Nossos mensageiros, e não acharás mudança em Nossa lei.
İsveççe:
Så har Vi gått till väga [för att skydda] dem som Vi sände före dig, och du skall se att Våra vägar förblir desamma.
Farsça:
[مهلت نیافتن دشمنان جز مدتی اندک] شیوه ای است که همواره درباره [امت های] پیامبرانی که پیش از تو فرستادیم [جاری] بوده است، و برای شیوه ما هیچ دگرگونی و تغییری نخواهی یافت.
Kürtçe:
رێگا و نەریتێکە لە (ئێمەوە) بۆ ئەوانەی کە ناردومانن لە پێغەمبەرانمان پێش تۆ باو و یاسای ئێمەش گۆڕانی بەسەردا نایەت
Özbekçe:
Бу сендан олдин юборган Пайғамбарларимизнинг суннатидир. Бизнинг сунннатимизга ўзгартиш топа олмайссан.
Malayca:
(Demikianlah) peraturan (Kami yang tetap mengenai) orang-orang yang telah Kami utuskan sebelummu dari Rasul-rasul Kami; dan engkau tidak akan dapati sebarang perubahan bagi peraturan Kami yang tetap itu.
Arnavutça:
Ky është ligji Jonë që e kemi bërë për pejgamberët e dërguar para teje. Dhe, as ti nuk do të gjesh shmangie nga ligji i Perëndisë.
Bulgarca:
Такъв бе обичаят спрямо Нашите пратеници, които изпратихме преди теб... И не ще откриеш промяна в Нашия обичай.
Sırpça:
јер тако је било са свима онима који су посланике протерали, које смо пре тебе послали, и ни ти нећеш наићи на одступање од закона Нашег.
Çekçe:
podle obvyklého osudu těch poslů, jež vyslali jsme již před tebou - vždyť ve zvyklostech Našich nenalezneš odchýlení nijakého.
Urduca:
یہ ہمارا مستقل طریق کار ہے جو اُن سب رسولوں کے معاملے میں ہم نے برتا ہے جہیں تم سے پہلے ہم نے بھیجا تھا، اور ہمارے طریق کار میں تم کوئی تغیر نہ پاؤ گے
Tacikçe:
Суннати Худо дар бораи паёмбароне, ки пеш аз ту фиристодаем, чунин аст ва суннати моро тағйирпазир наёбӣ.
Tatarca:
Ий Мухәммәд г-м! Синнән элек җибәрелгән рәсүлләребездә дә гадәтебез шул иде ки, расүлгә карышсалар һәлак итәдер идем. Безнең гадәтебезнең үзгәрүен тапмассың.
Endonezyaca:
(Kami menetapkan yang demikian) sebagai suatu ketetapan terhadap rasul-rasul Kami yang Kami utus sebelum kamu dan tidak akan kamu dapati perubahan bagi ketetapan Kami itu.
Amharca:
ከመልክተኞቻችን ካንተ በፊት በእርግጥ እንደላክናቸው ሰዎች ልማድ ብጤ (ይጠፉ ነበር)፡፡ ለልማዳችንም መለወጥን አታገኝም፡፡
Tamilce:
நம் தூதர்களில் உமக்கு முன்பு நாம் அனுப்பியவர்களின் நடைமுறை(ப்படியே இப்போதும் நடக்கும்). மேலும், நம் நடைமுறையில் மாற்றத்தை நீர் காணமாட்டீர்.
Korece:
하나님이 이전에 선지자들에게 보낸 길이었노라 그대는 그 길의 변화를 발견치 못하리라
Vietnamca:
(Đó là) đường lối(2) (mà TA) đã quy định cho các vị Thiên Sứ trong số các vị Thiên Sứ của TA được TA cử phái đến trước Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) và Ngươi sẽ không tìm thấy sự thay đổi trong đường lối của TA. (2) Đường lối muốn nói trong câu Kinh là một định luật không đổi của Allah rằng bất cứ nhóm người nào dám trục xuất vị Thiên Sứ hoặc vị Nabi nào được Ngài cử phái đến với họ thì sẽ bị tiêu diệt sau khi vị Thiên Sứ hoặc vị Nabi đó bị đuổi đi.
Ayet Linkleri: