Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

157

Ayet No: 

164

Sayfa No: 

24

Nüzûl Yeri: 

Nüzûl Yılı: 

Arapça: 

أُولَٰئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ

Çeviriyazı: 

ülâike `aleyhim ṣalevâtüm mir rabbihim veraḥmetüv veülâike hümü-lmühtedûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır. İşte hidayete erenler de onlardır.

Diyanet İşleri: 

Rablerinin mağfiret ve rahmeti onlaradır. O'nun yolunda olanlar da onlardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Öyle kimselerdir onlar ki Rablerinden yarlıganma ve rahmet onlara. Onlardır doğru yolu bulanlar.

Şaban Piriş: 

Onlara, Rab’lerinden bir mağfiret ve rahmet vardır. Hidayete ermiş olanlar, işte onlardır.

Edip Yüksel: 

İşte onlara, Rab'lerinden destek ve rahmet vardır. Onlar doğruya ulaşanlardır.

Ali Bulaç: 

Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır.

Suat Yıldırım: 

İşte Rab'leri tarafından bol mağfiret ve rahmete mazhar olanlar onlardır. Doğru yolu bulanlar da ancak onlardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

işte onlar için Rableri tarafından mağfiretler ve rahmet vardır. Hidâyete erenler de onlardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte böyleleri üzerine Rablerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var. İşte bunlardır iyiye ve güzele ermiş olanlar.

Bekir Sadak: 

Rablerinin magfiret ve rahmeti onlaradir. O´nun yolunda olanlar da onlardir.

İbni Kesir: 

İşte onlar için Rabbları tarafından mağfiret ve rahmet vardır. Hidayete erenler de onlardır.

Adem Uğur: 

İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır.

İskender Ali Mihr: 

Onlar (dünya hayatında Allah´a mutlaka döneceklerinden emin olanlar var ya), Rab´lerinden salâvât ve rahmet onların üzerinedir. İşte onlar, hidayette olanlardır.

Celal Yıldırım: 

İşte onlar (o sabredip Allah´a bağlılık ve teslimiyet gösterenler var ya) onlara, Rab´larından bol mağfiretler ve rahmet vardır. Doğru yola erişenler de onlardır.

Tefhim ul Kuran: 

Rablerinden (olan bir salat) bağışlanma ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır.

Fransızca: 

Ceux-là reçoivent des bénédictions de leur Seigneur, ainsi que la miséricorde; et ceux-là sont les biens guidés.

İspanyolca: 

Ellos reciben las bendiciones y la misericordia de su Señor. Ellos son los que están en la buena dirección.

İtalyanca: 

Quelli saranno benedetti dal loro Signore e saranno ben guidati.

Almanca: 

Für diese gibt es von ihrem HERRN Vergebungen und Gnade, und diese sind die wirklichen Geleiteten.

Çince: 

这等人,是蒙真主的祜佑和慈恩的;这等人,确是遵循正道的。

Hollandaca: 

Over hen komt Gods zegen en barmhartigheid: zij zijn op den rechten weg.

Rusça: 

Они удостаиваются благословения своего Господа и милости. Они следуют прямым путем.

Somalice: 

kuwaas waxaa korkooda ahaan Deeq Eebe iyo Naxariistiisa, waana kuwa hanuunsan.

Swahilice: 

Hao juu yao zitakuwa baraka zitokazo kwa Mola wao Mlezi na rehema. Nao ndio wenye kuongoka.

Uygurca: 

ئەنە شۇلار پەرۋەردىگارىنىڭ مەغپىرىتى ۋە رەھمىتىگە ئېرىشكۈچىلەردۇر، ئەنە شۇلار ھىدايەت تاپقۇچىلاردۇر

Japonca: 

このような者の上にこそ主からの祝福と御恵みは下り,またかれらは,正しく導かれる。

Arapça (Ürdün): 

«أولئك عليهم صلوات» مغفرة «من ربهم ورحمة» نعمة «وأولئك هم المهتدون» إلى الصواب.

Hintçe: 

उन्हीं लोगों पर उनके परवरदिगार की तरफ से इनायतें हैं और रहमत और यही लोग हिदायत याफ्ता है

Tayca: 

ชนเหล่านี้แหละพวกเขาจะได้รับคำชมเชย และการเอ็นดูเมตตาจากพระเจ้าของพวกเขาและชนเหล่านี้แหละคือผู้ที่ได้รับข้อแนะนำอันถูกต้อง

İbranice: 

הללו, עליהם יחולו ברכות מריבונם ורחמים, ואלה הם המודרכים (אל האמונה באלוהים)

Hırvatça: 

To su oni kojima pripadaju blagoslovi od Gospodara njihova i milost; oni su na Pravom putu.

Rumence: 

Aceştia sunt cei pe care Domnul lor îi acoperă cu binecuvântările Sale şi cu milostivenia Sa, căci ei sunt cei bine călăuziţi.

Transliteration: 

Olaika AAalayhim salawatun min rabbihim warahmatun waolaika humu almuhtadoona

Türkçe: 

İşte böyleleri üzerine Rablerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var. İşte bunlardır iyiye ve güzele ermiş olanlar.

Sahih International: 

Those are the ones upon whom are blessings from their Lord and mercy. And it is those who are the [rightly] guided.

İngilizce: 

They are those on whom (Descend) blessings from Allah, and Mercy, and they are the ones that receive guidance.

Azerbaycanca: 

Onları Rəbbi tərəfinfən bağışlanmaq və rəhmət (Cənnət) gözləyir. Onlar doğru yolda olanlardır!

Süleyman Ateş: 

İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.

Diyanet Vakfı: 

İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır.

Erhan Aktaş: 

İşte Rabb’lerinden, onlara salâtlar(1) ve rahmet vardır. İşte onlar, doğru yolu bulanlardır.

Kral Fahd: 

İşte Rablerinden (gelen) mağfiret (bağışlama) ve rahmet hep onlaradır. Ve hidayete erenler de onlardır.

Hasan Basri Çantay: 

Onlar (o teslîmiyyet ve istircâı gösterenler yok mu?) Rablerinden mağfiretler ve rahmet hep onların üzerindedir ve onlar doğru yola erdirilenlerin ta kendileridir.

Muhammed Esed: 

İşte Rablerinin nimetleri ve lütfu onlar içindir ve doğru yol üzerinde olanlar işte onlardır!

Gültekin Onan: 

Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır.

Ali Fikri Yavuz: 

O teslimiyet gösterip Rablerine sığınanlar üzerine, Rablerinden mağfiret, rahmet (ve cennet) vardır

Portekizce: 

Estes serão cobertos pelas bênçãos e pela misericórdia de seu Senhor, e estes são os bem encaminhados.

İsveççe: 

[förkunna för dem] att deras Herre skall välsigna dem och innesluta dem i Sin nåd; det är de som är rätt vägledda.

Farsça: 

آنانند که درودها و رحمتی از سوی پروردگارشان بر آنان است و آنانند که هدایت یافته اند.

Kürtçe: 

ئا ئەوانە دروود و بەزەیی بەسەر ئەواندا دەبارێت لە لایەن پەروەردگاریانەوە، وە ئەوانە ئەو کەسانەن ھیدایەتیان وەرگرتووە

Özbekçe: 

Ана ўшаларга Роббиларидан саловатлар ва раҳмат бор. Ана ўшалар ҳидоят топганлардир. (Бу улкан тарбиянинг ёрқин мисолидир. Шунча синов ва машаққатларга мукофот қилиб ғалаба, нусрат ва бошқа нарсалар эмас, Аллоҳнинг саловатлари, меҳри ва шафқати ҳамда раҳмати ваъда қилинмоқда! Шунинг учун мўминлар доимо Аллоҳнинг розилигини кўзлаб иш қилишлари лозим бўлади. Бу дунёда ҳосил бўладиган баъзи бир натижалар охирги мақсад бўлиб қолмаслиги керак. Ҳатто ақиданинг ғолиб келиши ҳам юқорида айтилган мукофотнинг ўрнини боса олмайди.)

Malayca: 

Mereka itu ialah orang-orang yang dilimpahi dengan berbagai-bagai kebaikan dari Tuhan mereka serta rahmatNya; dan mereka itulah orang-orang yang dapat petunjuk hidayahNya.

Arnavutça: 

Ata do të shpërblehen me dhunti dhe mëshirë nga Zoti i tyre; ata janë në rrugën e drejtë!

Bulgarca: 

Върху тях има благослов и милост от техния Господ. Те са напътените.

Sırpça: 

То су они којима припадају благослови од Господара њиховог и милост; они су на Правом путу.

Çekçe: 

A to jsou ti, jimž patří požehnání a milosrdenství Pána jejich, to jsou ti, kdož správnou cestou jsou vedeni.

Urduca: 

انہیں خوش خبری دے دو ان پر ان کے رب کی طرف سے بڑی عنایات ہوں گی، اُس کی رحمت اُن پر سایہ کرے گی اور ایسے ہی لوگ راست رَو ہیں

Tacikçe: 

Салавот ва раҳмати Парвардигорашон бар онон бод, ки ҳидоятёфтагонанд.

Tatarca: 

Бәлә-казаларга риза булып, сабыр итүче мөэминнәргә Раббыларыннан гафу итмәк һәм рәхмәт кылмактыр. Шуның белән бергә алар туры юлга күнүчеләр.

Endonezyaca: 

Mereka itulah yang mendapat keberkatan yang sempurna dan rahmat dari Tuhan mereka dan mereka itulah orang-orang yang mendapat petunjuk.

Amharca: 

እነዚያ በእነርሱ ላይ ከጌታቸው የኾኑ ምሕረቶች ችሮታም አልሉ፡፡ እነርሱም (ወደ እውነት) ተመሪዎቹ እነርሱ ናቸው፡፡

Tamilce: 

அவர்களின் இறைவனிடமிருந்து மன்னிப்புகளும் கருணையும் அவர்கள் மீது இறங்குகின்றன. இன்னும், அவர்கள்தான் நேர்வழிபெற்றவர்கள் ஆவார்கள்.

Korece: 

그들위에 주님의 축복과 은 혜가 있어 그들은 올바른 길로 인 도 되리라

Vietnamca: 

Đó là những người sẽ được phúc lành và sự thương xót từ Thượng Đế của họ và đó là những người được hướng dẫn đúng đường.