
ülâike `aleyhim ṣalevâtüm mir rabbihim veraḥmetüv veülâike hümü-lmühtedûn.
Arapça:
أُولَٰئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ
Türkçe:
İşte böyleleri üzerine Rablerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var. İşte bunlardır iyiye ve güzele ermiş olanlar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır. İşte hidayete erenler de onlardır.
Diyanet Vakfı:
İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır.
İngilizce:
They are those on whom (Descend) blessings from Allah, and Mercy, and they are the ones that receive guidance.
Fransızca:
Ceux-là reçoivent des bénédictions de leur Seigneur, ainsi que la miséricorde; et ceux-là sont les biens guidés.
Almanca:
Für diese gibt es von ihrem HERRN Vergebungen und Gnade, und diese sind die wirklichen Geleiteten.
Rusça:
Они удостаиваются благословения своего Господа и милости. Они следуют прямым путем.
Açıklama:
