Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

Sûre No: 

16

Sûredeki Ayet No: 

78

Ayet No: 

1979

Sayfa No: 

275

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَاللَّهُ أَخْرَجَكُم مِّن بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ لَا تَعْلَمُونَ شَيْئًا وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ ۙ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Çeviriyazı: 

vellâhü aḫraceküm mim büṭûni ümmehâtiküm lâ ta`lemûne şey'ev vece`ale lekümü-ssem`a vel'ebṣâra vel'ef'idete le`alleküm teşkürûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman hiçbir şey bilmiyordunuz. Şükredesiniz diye size işitme (duygusu), gözler ve gönüller verdi.

Diyanet İşleri: 

Allah sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalp vermiştir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Allah sizi, analarınızın karnından çıkardı, hiçbir şey bilmezdiniz ve size, şükredesiniz diye kulak verdi, gözler verdi, gönüller verdi.

Şaban Piriş: 

Allah sizi, hiçbir şey bilmez olduğunuz halde annelerinizin karnından çıkarmış ve size, şükür edesiniz diye kulaklar, gözler ve kalpler vermiştir.

Edip Yüksel: 

ALLAH sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman bir şey bilmiyordunuz. Size işitme, görme duyuları ve beyinler verdi ki şükredesiniz.

Ali Bulaç: 

Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi.

Suat Yıldırım: 

Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiçbir şey bilmiyordunuz.Öyle iken size kulaklar, gözler, kalpler verdi ki şükredesiniz. [67,23-24]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Allah sizi analarınızın karınlarından hiçbir şey bilmez olduğunuz halde çıkardı. Ve size teşekkür edesiniz diye kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi.

Bekir Sadak: 

Allah´in nimetini hem bilirler hem de inkar ederler. Zaten cogu kafir kimselerdir. *

İbni Kesir: 

Sizi, annelerinizin karnından Allah çıkardı. Hiç bir şey bilmezdiniz. Ve size kulaklar, gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz.

Adem Uğur: 

Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı

İskender Ali Mihr: 

Ve Allah, sizi bir şey bilmiyor halde annelerinizin karnından çıkardı. Ve sizi, işitme hassası, görme hassası ve idrak etme hassası (sahibi) kıldı. Umulur ki

Celal Yıldırım: 

Allah sizi analarınızın karnından, sizi hiçbir şey bilmez iken çıkardı

Tefhim ul Kuran: 

Allah sizi annelerinizin karnından siz hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler ve gönüller (düşünen kafalar) verdi. Ta ki şükredesiniz.

Fransızca: 

Et Allah vous a fait sortir des ventres de vos mères, dénués de tout savoir, et vous a donné l'ouïe, les yeux et les coeurs (l'intelligence), afin que vous soyez reconnaissants.

İspanyolca: 

Alá os ha sacado del seno de vuestras madres, privados de todo saber. Él os ha dado el oído, la vista y el intelecto. Quizás, así, seáis agradecidos.

İtalyanca: 

Allah vi fa uscire dai ventri delle vostre madri sprovvisti di ogni scienza e vi dà udito, occhi e intelletto. Sarete riconoscenti?

Almanca: 

Und ALLAH brachte euch von den Bäuchen eurer Mütter hervor, während ihr nichts wisst. Und ER ließ euch über das Hören, das Sehen und den Verstand verfügen, damit ihr euch dankbar erweist.

Çince: 

真主使你们从母腹出生,你们什么也不知道,他为你们创造耳目和心灵,以便你们感谢。

Hollandaca: 

God heeft u voortgebracht uit de ingewanden uwer moederen. Gij wist niets en hij gaf u de zintuigen van het gehoor en het gezicht, en het verstand, opdat gij dankbaar zoudt zijn.

Rusça: 

Аллах вывел вас из чрева ваших матерей, когда вы ничего не знали. Он наделил вас слухом, зрением и сердцами, - быть может, вы будете благодарны.

Somalice: 

Eebe wuxuu idinka soo bixiyay Caloosha Hooyooyinkiin Waxba idinkoon ogayn wuxuuna Idiin yeelay Ma- qal iyo Arag iyo Quluub inaad Ku Shukridaan Eebe.

Swahilice: 

Na Mwenyezi Mungu amekutoeni matumboni mwa mama zenu, hali ya kuwa hamjui kitu, na amekujaalieni masikio na macho na nyoyo ili mpate kushukuru.

Uygurca: 

اﷲ سىلەرنى ئاناڭلارنىڭ قارنىدىن ھېچ نەرسىنى بىلمەيدىغان ھالىتىڭلار بىلەن چىقاردى، اﷲ سىلەرگە شۈكۈر قىلسۇن دەپ، قۇلاق، كۆز ۋە يۈرەكلەرنى ئاتا قىلدى

Japonca: 

アッラーはあなたがたが何も知らない時,あなたがたを母の胎内から生まれさせ,聴覚や視覚や心(知能感情)をも授けられた。必ずあなたがたは,感謝するであろう。

Arapça (Ürdün): 

«والله أخرجكم من بطون أمهاتكم لا تعلمون شيئا» الجملة حال «وجعل لكم السمع» بمعنى الأسماع «والأبصار والأفئدة» القلوب «لعلكم تشكرونـ» ـه على ذلك فتؤمنون.

Hintçe: 

और ख़ुदा ही ने तुम्हें तुम्हारी माओं के पेट से निकाला (जब) तुम बिल्कुल नासमझ थे और तुम को कान दिए और ऑंखें (अता की) दिल (इनायत किए) ताकि तुम शुक्र करो

Tayca: 

และอัลลอฮ์ทรงให้พวกเจ้าออกจากครรภ์มารดาของพวกเจ้า โดยพวกเจ้าไม่รู้อะไรเลย และพระองค์ทรงทำให้พวกเจ้าได้ยินและเห็นและมีหัวใจ (สำหรับนึกและคิด) เพื่อพวกเจ้าจะได้ขอบคุณ

İbranice: 

ואלוהים הוציאכם מבטני אימהותיכם מבלי שתדעו דבר, ונתן לכם את חושי השמיעה והראייה ואת הלבב להבנה, למען תכירו טובה

Hırvatça: 

Allah vas iz nutrina majki vaših izvodi dok još ništa ne znate, i daje vam sluh i vid i razum - da biste se zahvaljivali.

Rumence: 

Dumnezeu v-a scos din pântecele mamelor voastre fără să ştiţi nimic şi v-a dăruit auzul, văzul şi inimile. Poate veţi mulţumi!

Transliteration: 

WaAllahu akhrajakum min butooni ommahatikum la taAAlamoona shayan wajaAAala lakumu alssamAAa waalabsara waalafidata laAAallakum tashkuroona

Türkçe: 

Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi.

Sahih International: 

And Allah has extracted you from the wombs of your mothers not knowing a thing, and He made for you hearing and vision and intellect that perhaps you would be grateful.

İngilizce: 

It is He Who brought you forth from the wombs of your mothers when ye knew nothing; and He gave you hearing and sight and intelligence and affections: that ye may give thanks (to Allah).

Azerbaycanca: 

Allah sizi analarınızın bətnlərindən heç bir şey bilmədiyiniz (dərk etmədiyiniz) halda çıxartdı. Sonra sizə qulaq, göz və qəlb verdi ki, (Allahın əmrlərini eşidib, qüdrətini və əzəmətini görüb, vəhdaniyyətini duyub) şükür edəsiniz!

Süleyman Ateş: 

Allah sizi, (hiçbir şey bilmediğiniz durumda) annelerinizin karınlarından çıkardı, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz.

Diyanet Vakfı: 

Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

Erhan Aktaş: 

Ve Allah, sizi hiçbir şey bilmez halde, annelerinizin karnından çıkardı. Size işitme yetisi,(1) görme yetisi(2) ve anlama yetisi(3) verdi. Umulur ki şükredersiniz.

Kral Fahd: 

Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

Hasan Basri Çantay: 

Allah sizi analarınızın karınlarından, kendiniz hiç bir şey bilmiyorken, çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler, gönüller verdi. Tâki şükredesiniz.

Muhammed Esed: 

Ve sizi analarınızın karnından, hiçbir şey bilmez bir halde çıkarıp size, şükredesiniz diye işitme duyusu, görme duyusu, duyma, düşünme yetisi bahşeden Allah´tır.

Gültekin Onan: 

Tanrı, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme [duyularını] ve yürekler (efidete) verdi.

Ali Fikri Yavuz: 

Siz hiçbir şey bilmezken Allah, sizi, analarınızın karnından çıkardı ve size kulaklar, gözler, kalbler verdi ki (iman edip) şükredesiniz.

Portekizce: 

Deus vos extraiu das entranhas de vossas mães, desprovidos de entendimento, proporcionou-vos os ouvidos, as vistas eos corações, para que Lhe agradecêsseis.

İsveççe: 

Gud förde er ut ur era mödrars sköten, ovetande om allt, och gav er hörsel, syn och hjärta; kanske känner ni tacksamhet [mot Honom].

Farsça: 

و خدا شما را از شکم مادرانتان بیرون آورد در حالی که چیزی نمی دانستید، و برای شما گوش و چشم و قلب قرار داد تا سپاس گزاری کنید.

Kürtçe: 

خوا ئەو خوایە یە کە ئێوەی لە سکی دایکتان دەرھێناوە کە ھیچتان نەدەزانی وە (خوا) گوێ و چاو و دڵی پێدان بۆ ئەوەی سوپاسی (خوا) بکەن

Özbekçe: 

Аллоҳ сизни оналарингиз қорнидан ҳеч нарса билмайдиган ҳолингизда чиқарди. У сизга қулоқ, кўзлар ва дилларни берди. Шоядки, шукр қилсангиз. (Дунёда фақат инсон боласигина жуда ожиз ҳолда туғилади. Бошқа ҳайвонларнинг болалари туғилгандан бир оз ўтиб, ҳаракатга тушади, ўзи юради, онасини эмади ва бошқа ҳожатларини чиқаради. Инсон боласи эса, йиғидан бошқа ҳеч нарсани билмай тураверади. Ҳар бир нарсани унга соат, кун, ҳафта, ой эмас, балки йил давомида ўргатиш керак. Ўша ўрганиш ҳам Аллоҳ берган хусусиятлар билан бўлади.)

Malayca: 

Dan Allah mengeluarkan kamu dari perut ibu kamu dengan keadaan tidak mengetahui sesuatupun; dan dia mengurniakan kepada kamu pendengaran dan penglihatan serta hati akal fikiran); supaya kamu bersyukur.

Arnavutça: 

Perëndia u ka nxjerrë juve nga barku i nënave tuaja e ju nuk dinit asgjë, ai u dha të dëgjuarit, të pamurit dhe zemrat për të qenë falenderues.

Bulgarca: 

И ви извади Аллах от утробите на вашите майки, без да имате знание, и Той направи за вас слуха и зрението, и сърцата, за да сте признателни.

Sırpça: 

Аллах вас из утроба ваших мајки изводи док још ништа не знате, и даје вам слух и вид и разум - да бисте били захвални.

Çekçe: 

Bůh vás vyvedl z útrob matek vašich, aniž jste měli nějaké vědění, a pak vám sluch, zrak i srdce dal - snad budete vděční.

Urduca: 

اللہ نے تم کو تمہاری ماؤں کے پیٹوں سے نکالا اس حالت میں کہ تم کچھ نہ جانتے تھے اُس نے تمہیں کان دیے، آنکھیں دیں، اور سوچنے والے دل دیے، اس لیے کہ تم شکر گزار بنو

Tacikçe: 

Худо шуморо аз батни модаронатон берун овард ва ҳеҷ намедонистед. Ва бароятон чашму гӯшу дил биёфарид. Шояд шукр гӯед!

Tatarca: 

Аллаһ, сезне аналарыгызның карыныннан чыгарды ул вакытта һичнәрсә белми идегез, сезгә колак, күз вә күңел бирде шулар белән белә башладыгыз, шуларны уйласагыз, шаять шөкер итәрсез!

Endonezyaca: 

Dan Allah mengeluarkan kamu dari perut ibumu dalam keadaan tidak mengetahui sesuatupun, dan Dia memberi kamu pendengaran, penglihatan dan hati, agar kamu bersyukur.

Amharca: 

አላህም ከእናቶቻችሁ ሆዶች ምንም የማታውቁ ሆናችሁ አወጣችሁ፡፡ ታመሰግኑም ዘንድ ለእናንተ መስሚያን ማያዎችንም ልቦችንም አደረገላችሁ፡፡

Tamilce: 

ஒன்றையுமே நீங்கள் அறியாதவர்களாக இருக்கின்ற நிலையில் உங்கள் தாய்மார்களின் வயிறுகளிலிருந்து அல்லாஹ்தான் உங்களை வெளிப்படுத்தினான். இன்னும், உங்களுக்குச் செவிகளையும், பார்வைகளையும், உள்ளங்களையும் படைத்தான், நீங்கள் (அவனுக்கு) நன்றி செலுத்துவதற்காக!

Korece: 

하나님께서 너희를 어머니 태내에서 나오게 하사 너희는 조 금도 알지 못함이라 그리고 그분 은 너희에게 청각과 시각과 지혜 를 주셨으니 감사하라

Vietnamca: 

Chính Allah đã mang các ngươi (hỡi con người) ra khỏi bụng mẹ của các ngươi trong tình trạng không biết một điều gì. Rồi sau đó, Ngài ban cho các ngươi thính giác, thị giác và trái tim suy nghĩ, mong rằng các ngươi có thể biết tạ ơn.