Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

Sûre No: 

16

Sûredeki Ayet No: 

40

Ayet No: 

1941

Sayfa No: 

271

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّمَا قَوْلُنَا لِشَيْءٍ إِذَا أَرَدْنَاهُ أَن نَّقُولَ لَهُ كُن فَيَكُونُ

Çeviriyazı: 

innemâ ḳavlünâ lişey'in iẕâ eradnâhü en neḳûle lehû kün feyekûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz bir şeyi dilediğimiz zaman, ona sözümüz sadece "ol" dememizdir. O da hemen oluverir.

Diyanet İşleri: 

Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece ona "Ol" dememizdir ve hemen olur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sözümüz budur ancak, birşeyin olmasını diledik mi ona ol deriz, derhal olur.

Şaban Piriş: 

Biz bir şeyi dilediğimiz zaman ona sözümüz sadece “Ol!” demektir. O da hemen oluverir.

Edip Yüksel: 

Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman ona sadece "Ol," deriz ve o da olur.

Ali Bulaç: 

Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir.

Suat Yıldırım: 

Biz herhangi bir şeyin olmasını istediğimizde, sadece “Ol!” deriz, o da hemen oluverir. [54,50; 31,28; 36,82]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Bizim bir şeye sözümüz, onu dilediğimiz zaman ona «Ol» dememizden ibarettir ki, o da hemen oluverir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz bir şeyi dilediğimizde, onun hakkında söyleyeceğimiz söz, "Ol!" demekten ibarettir; o hemen oluverir.

Bekir Sadak: 

Kotu isler duzenleyenler Allah´in kendilerini yere batirmasindan yahut farketmedikleri bir yerden onlara azabin gelmesinden guvende midirler?

İbni Kesir: 

Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman ona, sözümüz sadece

Adem Uğur: 

Biz, bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, ona (söyleyecek) sözümüz sadece &quot

İskender Ali Mihr: 

Bir şeyin (olmasını) istediğimiz zaman Bizim sözümüz, ona sadece: “Ol!” dememizdir. O, hemen olur.

Celal Yıldırım: 

Biz bir şeyin olmasını dilediğimiz zaman, sözümüz ona sadece «ol!» dememizdir

Tefhim ul Kuran: 

Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca «Ol» demekten ibarettir

Fransızca: 

Quand Nous voulons une chose, Notre seule parole est : "Sois". Et, elle est.

İspanyolca: 

Cuando queremos algo, Nos basta decirle: «¡Sé!», y es.

İtalyanca: 

Quando vogliamo una cosa, Ci basta dire "Sii!" ed essa è.

Almanca: 

Unser Wort einer Sache gegenüber, wenn WIR sie wollen, ist ausschließlich, daß WIR ihr sagen: "Sei!" Dann ist sie.

Çince: 

当我要创造一件事物的时候,我只对它说声有,它就有了。

Hollandaca: 

Indien wij willen, dat iets bestaat, zeggen wij slechts: Zij, en het is.

Rusça: 

Когда Мы хотим чего-либо, то стоит Нам сказать: "Будь!" - как это сбывается.

Somalice: 

haddaan doono arrinna waa inaan uun ku dhahno ahow oy abaato.

Swahilice: 

Kauli yetu kwa kitu tunacho kitaka kiwe, ni kukiambia: Kuwa! Basi kinakuwa.

Uygurca: 

بىز بىرەر شەيئىنى ۋۇجۇدقا كەلتۈرمەكچى بولساق، ئۇنىڭغا: «ۋۇجۇدقا كەل» دەيمىز - دە، ئۇ ۋۇجۇدقا كېلىدۇ

Japonca: 

本当に事を望む時それに対するわれの言葉は,唯それに「有れ」と言うだけで,つまりその通りになるのである。

Arapça (Ürdün): 

«إنما قوْلنا لشيء إذا أردناه» أي أردنا إيجاده وقولنا مبتدأ خبره «أن نقول له كن فيكونُ» أي فهو يكون وفي قراءة بالنصب عطفاً على نقول والآية لتقرير القدرة على البعث.

Hintçe: 

हम जब किसी चीज़ (के पैदा करने) का इरादा करते हैं तो हमारा कहना उसके बारे में इतना ही होता है कि हम कह देते हैं कि 'हो जा' बस फौरन हो जाती है (तो फिर मुर्दों का जिलाना भी कोई बात है)

Tayca: 

แท้จริงเมื่อเราปรารถนาคำตรัสของเราแก่สิ่งใด เราก็จะกล่าวแก่มันว่า “จงเป็น” แล้วมันก็เป็นขึ้น

İbranice: 

הן, כאשר אנחנו רוצים לברוא דבר כלשהו, אנחנו רק אומרים לו: 'היה'! והיה

Hırvatça: 

Ako nešto hoćemo, Mi samo za to reknemo: "Budi!", i ono bude.

Rumence: 

când vrem ceva, singurul Nostru Cuvânt pe care-l spunem este “Fii!” şi atunci este.

Transliteration: 

Innama qawluna lishayin itha aradnahu an naqoola lahu kun fayakoonu

Türkçe: 

Biz bir şeyi dilediğimizde, onun hakkında söyleyeceğimiz söz, "Ol!" demekten ibarettir; o hemen oluverir.

Sahih International: 

Indeed, Our word to a thing when We intend it is but that We say to it, "Be," and it is.

İngilizce: 

For to anything which We have willed, We but say the word, "Be", and it is.

Azerbaycanca: 

Biz hər hansı bir şeyi (yaratmaq) istədikdə ona sözümüz: “Ol!” deməkdir. O da dərhal olar.

Süleyman Ateş: 

Biz bir şeyi(n olmasını) istediğimiz zaman, söyleyeceğimiz söz, sadece ona "ol" dememizdir, derhal oluverir.

Diyanet Vakfı: 

Biz, bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, ona (söyleyecek) sözümüz sadece "Ol" dememizdir. Hemen oluverir.

Erhan Aktaş: 

Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, sözümüz ona sadece, “Ol.” demektir. O da olur.(1)

Kral Fahd: 

Biz, bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, ona (söyleyecek) sözümüz sadece «ol» dememizdir. Hemen oluverir.

Hasan Basri Çantay: 

Bir şey´i (n olmasını) dilediğimiz zaman sözümüz ancak ona «Ol» dememizden ibâretdir. O da derhal oluverir.

Muhammed Esed: 

Biz, ne zaman bir şeyin olmasını istesek, ona sadece "Ol!" deriz ve o (şey hemen) oluverir.

Gültekin Onan: 

Onu istediğimizde herhangi birşey için sözümüz, ona yalnızca &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Biz de bir şeyi dilediğimiz zaman, ona sözümüz sadece şöyle dememizdir: “- Ol” , o da hemen oluverir.

Portekizce: 

Sabei que quando desejamos algo, dizemos: Seja! e é.

İsveççe: 

När det är Vår vilja att något skall vara säger Vi endast till det: "Var!" - och det är.

Farsça: 

[زنده کردن مردگان برای ما دشوار نیست] فرمان ما درباره چیزی چون [به وجود آمدنش را] اراده کنیم، فقط این است که به آن می گوییم: باش، پس [بی درنگ] موجود می شود.

Kürtçe: 

بەڕاستی کاتێک (زیندووکردنەوە و بەدیھێنانی ھەرشتێکمان ) بوێت (ئەمەیە) کەپێی دەڵێین ببە ئەویش یەکسەر دەبێت

Özbekçe: 

Агар Биз бир нарсанинг бўлишини ирода қилсак, унга «бўл» демоғимиз кифоя. Бас, ўша нарса бўладир.

Malayca: 

Sesungguhnya perkataan Kami kepada sesuatu apabila Kami kehendaki, hanyalah Kami berkata kepadanya: "Jadilah engkau! ", maka menjadilah ia.

Arnavutça: 

Nëse dëshirojmë të bëhet diçka, Na – vetëm me një të thënme për atë: “Bëhu!” dhe ajo bëhet.

Bulgarca: 

Нашето Слово към нещо, когато го пожелаем, е само да му кажем: “Бъди!”. И то става.

Sırpça: 

Ако нешто хоћемо, Ми само за то кажемо: „Буди!“ И оно буде.

Çekçe: 

A když cokoliv si přejeme, Naše slovo jediné, jež řekneme, je: 'Budiž!' - a stane se.

Urduca: 

(رہا اس کا امکان تو) ہمیں کسی چیز کو وجود میں لانے کے لیے اس سے زیادہ کچھ کرنا نہیں ہوتا کہ اسے حکم دیں "ہو جا" اور بس وہ ہو جاتی ہے

Tacikçe: 

Фармони Мо ба ҳар чизе, ки иродаашро бикунем, ин аст, ки мегӯем: «Мавҷуд шав!» Ва мавҷуд мешавад.

Tatarca: 

Без бер нәрсәнең булуын теләсәк, ул нәрсәнең бар булуы өчен "бар бул!" – дип әйтүебез җитә, һич кичекмичә бар булыр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya perkataan Kami terhadap sesuatu apabila Kami menghendakinya, Kami hanya mengatakan kepadanya: "kun (jadilah)", maka jadilah ia.

Amharca: 

ለማንኛውም ነገር (መኾኑን) በሻነው ጊዜ ቃላችን ለእርሱ «ኹን» ማለት ብቻ ነው፤ ወዲውም ይኾናል፡፡

Tamilce: 

நாம் ஒரு பொருளை (உருவாக்க) நாடினால், அதற்கு நாம் (கூறுகிற) கூற்றெல்லாம் “ஆகு!” என்று கூறுவதுதான். (உடனே அது) ஆகிவிடும்.

Korece: 

실로 하나님이 원하는 어떤 것이 있을 때 하나님은 그것에 관하여 있어라 그러면 있느니라

Vietnamca: 

(Các ngươi hãy biết rằng) quả thật, khi muốn điều gì đó xảy ra, TA chỉ cần phán với lời: “Hãy thành!” thì nó sẽ thành đúng như vậy.