Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

Sûre No: 

16

Sûredeki Ayet No: 

72

Ayet No: 

1973

Sayfa No: 

274

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَاللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا وَجَعَلَ لَكُم مِّنْ أَزْوَاجِكُم بَنِينَ وَحَفَدَةً وَرَزَقَكُم مِّنَ الطَّيِّبَاتِ ۚ أَفَبِالْبَاطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَتِ اللَّهِ هُمْ يَكْفُرُونَ

Çeviriyazı: 

vellâhü ce`ale leküm min enfüsiküm ezvâcev vece`ale leküm min ezvâciküm benîne veḥafedetev verazeḳaküm mine-ṭṭayyibât. efebilbâṭili yü'minûne vebini`meti-llâhi hüm yekfürûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah, size kendi cinsinizden eşler, o eşlerinizden de oğullar ve torunlar yarattı. Sizi helal ve güzel gıdalarla rızıklandırdı. Onlar, hâlâ batıla mı inanıyorlar? ve Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

Diyanet İşleri: 

Allah size kendinizden eşler var eder. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar var eder. Size temiz şeylerden rızık verir. Öyleyken batıla inanıyorlar ve Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Allah size, kendi cinsinizden eşler halketti, eşlerinizden de size oğullar, torunlar verdi ve tertemiz şeylerle rızıklandırdı sizi. Hala batıla inanırlar da Allah'ın nimetine karşı nankörlükle mi bulunurlar?

Şaban Piriş: 

Allah, kendi canlarınızdan sizin için eşler kıldı. Ve yine kendi eşlerinizden size oğullar ve torunlar vermiştir. Sizi temiz ve güzel rızıklarla rızıklandırmıştır. Buna rağmen batıla iman edip, Allah’ın nimetini inkar mı ediyor onlar?

Edip Yüksel: 

Ve ALLAH kendi cinsinizden sizin için eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için çocuklar ve torunlar yarattı ve size güzel rızıklar verdi. Böyleyken onlar batıla inanıp ALLAH'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

Ali Bulaç: 

Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı ve size eşlerinizden çocuklar ve torunlar yarattı ve sizi güzel şeylerden rızıklandırdı. Şimdi onlar, batıla mı inanıyorlar ve Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?

Suat Yıldırım: 

Allah kendilerinizden, insan kardeşlerinizden size eşler yarattı. Eşlerinizden size oğullar, torunlar verdi ve sizleri hoş, güzel gıdalarla besledi.Böyle iken onlar batıla inanıyor da Allah'ın bunca nimetlerini inkâr mı ediyorlar?

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Allah Teâlâ sizin için kendi cinsinizden zevceler kıldı ve sizin için zevcelerinizden oğullar, torunlar yarattı. Ve sizi temiz, hoş şeylerden merzûk kıldı. Ama bâtıla imân ederler de onlar Allah´ın nîmetlerini inkârda mı bulunurlar?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah size, kendi benliklerinizden eşler nasip etti. Eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar oluşturdu. Ve sizleri güzel ve temiz nimetlerle rızıklandırdı. Şimdi bunlar, bâtıla mı inanıyorlar? Ve bunlar, evet bunlar, Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

Bekir Sadak: 

Goklekin ve yerin gaybi Allah´a aittir, kiyamet saatinin kopusu bir goz kirpmasi kadar veya daha cabuk bir zaman icinde olur. suphesiz Allh her seye Kadir´dir.

İbni Kesir: 

Allah sizin için kendinizden eşler yarattı. Eşlerinizden de sizin için oğullar, torunlar varetti. Temiz şeylerden size rızık verdi. Böyleyken batıla inanıyorlar da Allah´ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

Adem Uğur: 

Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı ve sizi temiz gıdalarla rızıklandırdı. Onlar hâla bâtıla inanıp Allah´ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

İskender Ali Mihr: 

Ve Allah, sizin için sizin nefsinizden zevceler (eşler) ve sizin için zevcelerinizden oğullar ve torunlar kıldı. Ve sizi tayyib (helâl, temiz) rızıklarla rızıklandırdı. Hâlâ bâtıla mı inanıyorlar? Ve onlar, Allah´ın ni´metini inkâr mı ediyorlar?

Celal Yıldırım: 

Allah, size kendinizden eşler verdi ve eşlerinizden size oğullar ve torunlar sundu ve sizi pâk ve helâl şeylerden rızıklandırdı. Buna rağmen bâtıla inanıyorlar da Allah´ın nîmetini onlar inkâr mı ediyorlar?

Tefhim ul Kuran: 

Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı ve size eşlerinizden de çocuklar ve torunlar yarattı ve sizi güzel şeylerden rızıklandırdı. Şimdi onlar, batıla mı inanıyorlar ve Allah´ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

Fransızca: 

Allah vous a fait à partir de vous-mêmes des épouses, et de vos épouses Il vous a donné des enfants et des petits-enfants. Et Il vous a attribué de bonnes choses. Croient-ils donc au faux et nient-ils le bienfait d'Allah ?

İspanyolca: 

Alá os ha dado esposas nacidas de vosotros. Y, de vuestras esposas, hijos varones y nietos. Os ha proveído también de cosas buenas. ¿Creen, pues, en lo falso y no creerán en la gracia de Alá?

İtalyanca: 

Allah vi ha dato spose della vostra specie, e da loro vi ha dato figli e nipoti e vi ha concesso le cose migliori. Crederanno al falso e disconosceranno la benevolenza di Allah?

Almanca: 

Und ALLAH machte euch aus euren eigenen Wesen Partnerwesen. Und ER machte euch aus euren Partnerwesen Kinder und Enkel und gewährte euch Rizq von den Tay-yibat . Bekunden sie etwa den Iman an das für nichtig Erklärte und betreiben ALLAHs Gaben gegenüber Kufr?!

Çince: 

真主以你们的同类做你们的妻子,并为你们从妻子创造儿孙。真主还以佳美的食物供给你们。难道他们信仰虚妄,而辜负主恩吗?

Hollandaca: 

God heeft u vrouwen gekozen onder de uwen en u van uwe vrouwen kinderen en kleinkinderen geschonken, en heeft u goede dingen tot voeding gegeven. Wilt gij dus gelooven in datgene wat ijdel is, en ondankbaar Gods goedheid loochenen?

Rusça: 

Аллах сделал для вас супруг из вас самих, даровал вам от них детей, внуков и наделил вас благами. Неужели они веруют в ложь и не веруют в милость Аллаха?

Somalice: 

Eebe wuxuu idinka yeelay naftiinna azwaaj wuxuuna idinka yeelay Haweenkiinna caruur iyo farac idinkuna arsaaqay wanaag ma baadhilbay rumayn oy Nicmada Eebay ka Gaaloobi.

Swahilice: 

Na Mwenyezi Mungu amekuumbieni wake katika jinsi yenu, na akakujaalieni kutoka kwa wake zenu wana na wajukuu, na akakuruzukuni vitu vizuri vizuri. Basi je, wanaamini upotovu na wanazikataa neema za Mwenyezi Mungu?

Uygurca: 

اﷲ سىلەر (نىڭ ئۇنى - ئۈلپەت ئېلىشىڭلار) ئۈچۈن خوتۇنۇڭلارنى ئۆز تىپىڭلاردىن ياراتتى، سىلەر ئۈچۈن ئۇلاردىن ئوغۇللارنى ۋە نەۋرىلەرنى ياراتتى. سىلەرگە تۈرلۈك شېرىن نەرسىلەرنى رىزىق قىلىپ بەردى. ئۇلار باتىلغا (يەنى بۇتلارغا) ئىشىنىپ اﷲ نىڭ نېمىتىگە كۇفرىلىق قىلامدۇ؟

Japonca: 

またアッラーはあなたがたのために,あなたがたの間から配偶者を定め,配偶者からあなたがたのために子女や孫を与えられる。また良いものを与えられる。それでもかれらは虚偽を信仰して,アッラーの恩恵を拒否するのか。

Arapça (Ürdün): 

«والله جعل لكم من أنفسكم أزواجا» فخلق حواء من ضلع آدم وسائر الناس من نطف الرجال والنساء «وجعل لكم من أزواجكم بنين وحفدة» أولاد الأولاد «ورزقكم من الطيبات» من أنواع الثمار والحبوب والحيوان «أفبالباطل» الصنم «يؤمنون وبنعمة الله هم يكفرون» بإشراكهم.

Hintçe: 

और ख़ुदा ही ने तुम्हारे लिए बीबियाँ तुम ही में से बनाई और उसी ने तुम्हारे वास्ते तुम्हारी बीवियों से बेटे और पोते पैदा किए और तुम्हें पाक व पाकीज़ा रोज़ी खाने को दी तो क्या ये लोग बिल्कुल बातिल (सुल्तान बुत वग़ैरह) पर ईमान रखते हैं और ख़ुदा की नेअमत (वहदानियत वग़ैरह से) इन्कार करते हैं

Tayca: 

และอัลลอฮ์ทรงกำหนดคู่ครองแก่พวกเจ้าซึ่งมาจากหมู่พวกเจ้า และทรงทำให้พวกเจ้ามีลูกและหากนจากคู่ครองของพวกเจ้าและทรงประทานริซกีจากสิ่งดี ๆ แก่พวกเจ้า ดังนั้น ต่อสิ่งเท็จพวกเขาศรัทธาและต่อความโปรดปรานของอัลลอฮ์พวกเขาเนรคุณกระนั้นหรือ?

İbranice: 

ואלוהים יצר לכם מעצמכם זוגות, ועשה מהזוגות שלכם ילדים ונכדים, והוא פרנס אתכם מכל טוב (טהור.) האם בהבל יאמינו ובחסדי אלוהים יכפרו

Hırvatça: 

Allah vam stvara žene od vaše, ljudske, vrste, a od žena vaših daje vam sinove i unuke; i opskrbljuje vas dobrima. Pa zar u laž oni vjeruju, a Allahove blagodati poriču?!

Rumence: 

Dumnezeu v-a făcut soţii din voi înşivă şi prin soţiile voastre, v-a dăruit copii şi nepoţi. El v-a înzestrat cu cele bune. Şi atunci ei vor mai crede în deşărtăciune şi vor tăgădui binefacerile lui Dumnezeu?

Transliteration: 

WaAllahu jaAAala lakum min anfusikum azwajan wajaAAala lakum min azwajikum baneena wahafadatan warazaqakum mina alttayyibati afabialbatili yuminoona wabiniAAmati Allahi hum yakfuroona

Türkçe: 

Allah size, kendi benliklerinizden eşler nasip etti. Eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar oluşturdu. Ve sizleri güzel ve temiz nimetlerle rızıklandırdı. Şimdi bunlar, bâtıla mı inanıyorlar? Ve bunlar, evet bunlar, Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

Sahih International: 

And Allah has made for you from yourselves mates and has made for you from your mates sons and grandchildren and has provided for you from the good things. Then in falsehood do they believe and in the favor of Allah they disbelieve?

İngilizce: 

And Allah has made for you mates (and companions) of your own nature, and made for you, out of them, sons and daughters and grandchildren, and provided for you sustenance of the best: will they then believe in vain things, and be ungrateful for Allah's favours?-

Azerbaycanca: 

Allah sizin üçün özünüzdən (Adəm və Həvvadan, yaxud öz cinsinizdən) zövcələr yaratdı, zövcələrinizdən də sizin üçün oğullar, nəvələr əmələ gətirdi, pak (halal) ne’mətlərindən sizə ruzi verdi. Belə olduqda, onlar (müşriklər) batilə inanıb Allahın ne’mətini inkarmı edirlər?

Süleyman Ateş: 

Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı ve eşlerinizden de size oğullar ve torunlar yarattı ve sizi güzel rızıklarla besledi. Böyle iken onlar, batıla inanıp da Allah'ın ni'metine nankörlük mü ediyorlar?

Diyanet Vakfı: 

Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı ve sizi temiz gıdalarla rızıklandırdı. Onlar hala batıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

Erhan Aktaş: 

Allah sizin için, kendinizden eşler var etti ve eşlerden de çocuklar ve torunlar var etti. Temiz şeylerle rızıklandırdı. Hala Bâtıl'a mı inanıyorlar? Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

Kral Fahd: 

Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı ve sizi temiz gıdalarla rızıklandırdı. Onlar hâla bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar? 

Hasan Basri Çantay: 

Allah sizin için kendilerinizden çiftler yapdı. Size çiftlerinizden oğullar ve torunlar verdi ve sizi güzel güzel (nimetler) den rızıklandırdı. Şimdi baatıla inanıyorlar da onlar, Allahın ni´metlerine nankörlük mü ediyorlar?

Muhammed Esed: 

Size kendi cinsinizden eşler takdir eden; eşlerinizden de size çocuklar, torunlar veren; ve sizi(n hepinizi) temiz ve hoş şeylerle rızıklandıran Allah´tır. Hal böyleyken, insanlar kalkıp yine de asılsız, boş şeylere inanıp, Allah´ın nimetine karşı nankörlük mü yapacaklar?

Gültekin Onan: 

Tanrı size kendi nefslerinizden eşler yarattı ve size eşlerinizden çocuklar ve torunlar yarattı ve sizi güzel şeylerden rızıklandırdı. Şimdi onlar batıla mı inanıyorlar ve Tanrı´nın nimetine küfür mü ediyorlar?

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, size kendilerinizden zevceler verdi ve zevcelerinizden de, sizin için, oğullarla torunlar yarattı, sizi güzel ve pâk nimetlerden rızıklandırdı. Şimdi bâtıla (putlara) iman ediyorlar da Allah’ın nimetini (İslâm’ı) inkâr mı ediyorlar?

Portekizce: 

Deus vos designou esposas de vossa espécie, e delas vos concedeu filhos e netos, e vos agraciou com todo o bem;crêem, porventura, na falsidade e descrêem das mercês de Deus?

İsveççe: 

Och Gud har skapat åt er hustrur av samma natur som ni själva och genom era hustrur har Han gett er barn och barnbarn, och Han har försett er med goda ting för ert livsuppehälle. Skall de då [fortsätta att] tro på det som inte är sant och förneka Guds välgärningar,

Farsça: 

و خدا برای شما همسرانی از جنس خودتان قرار داد و از همسرانتان، فرزندان و نوادگانی پدید آورد، و از نعمت های پاکیزه و دلپذیر به شما روزی داد، [با این همه لطف و رحمت] آیا به باطل ایمان می آورند و نعمت های خدا را ناسپاسی می کنند؟!

Kürtçe: 

وە خوا لە ڕەگەزی خۆتان ھاوسەری بۆ بەدی ھێناون وە لە ژن و ھاوسەرەکانتان کوڕ و نەوەی بۆ فەراھەم ھێناون وە ڕزق و ڕۆزی پاک و خۆشی پێدا وون دەی ئایا ئەوان ھەر بە ناھەق و بەتاڵ باوەڕ دێنن وە بە چاکەو نیعمەتەکانی خوایش بێ باوەڕ و سپڵەن

Özbekçe: 

Аллоҳ сизларга ўзларингиздан жуфлар қилди ва сизларга жуфтларингиздан болалар ва набиралар қилди ҳамда сизларга пок ризқларни берди. Ботилга иймон келтирадилар-у, Аллоҳнинг неъматига куфр келтирадиларми?! (Ояти каримада жон, жуфти ҳалол, фарзанд ва набира каби неъматлар ҳақида сўз кетмоқда. Бу орқали ўша улуғ неъматларни беришга ягона Аллоҳнинг ўзи ҳақли экани таъкидланади. Шунингдек, Аллоҳ таоло мазкур неъматлардан баҳраманд бўлган бандаларнинг ягона илоҳи-маъбуди бўлишга ҳам ҳақли эканига ишорат қилинади.)

Malayca: 

Dan Allah menjadikan bagi kamu dari diri kamu sendiri pasangan-pasangan (isteri), dan dijadikan bagi kamu dari pasangan kamu: anak-anak dan cucu-cicit, serta dikurniakan kepada kamu dari benda yang baik lagi halal; maka patutkah mereka (yang ingkar itu) percaya kepada perkara yang salah (penyembahan berhala), dan mereka kufur pula akan nikmat Allah?

Arnavutça: 

Perëndia ka krijuar gratë nga lloji juaj, e nga gratë tuaja u jep djemtë e nipat dhe u furnizon me ushqime të mira. A, mos vallë, ata besojnë në gënjeshtra (idhuj), e mohojnë dhuntinë e Perëndisë,

Bulgarca: 

Аллах ви отреди съпруги от самите вас и ви отреди от съпругите ви деца и внуци, и ви дава препитание от благата. И нима в лъжата вярват, а щедростта на Аллах отхвърлят?

Sırpça: 

Аллах вам од вашег рода ствара жене, а од жена ваших даје вам синове и унуке, и укусна јела вам даје. Па зашто у лаж они верују, а Аллахове благодати поричу.

Çekçe: 

Bůh dal vám manželky mezi vámi zrozené a učinil vám z manželek vašich syny a vnuky a uštědřil vám všemožné věci výtečné. Což věřit budou v božstva falešná, jsouce tak za dobrodiní Boží nevděční?

Urduca: 

اور وہ اللہ ہی ہے جس نے تمہارے لیے تمہاری ہم جنس بیویاں بنائیں اور اسی نے ان بیویوں سے تمہیں بیٹے پوتے عطا کیے اور اچھی اچھی چیزیں تمہیں کھانے کو دیں پھر کیا یہ لوگ (یہ سب کچھ دیکھتے اور جانتے ہوئے بھی) باطل کو مانتے ہیں اور اللہ کے احسان کا انکار کرتے ہیں

Tacikçe: 

Худо барои шумо аз миёни худатон ҳамсароне қарор дод ва аз ҳамсаронатон фарзандон ва фарзандзодагон падид овард ва аз чизҳои хушу пок рӯзиятон дод. Оё ҳануз ба ботил имон меоваранд ва неъмати Худоро ношукрӣ мекунанд?

Tatarca: 

Аллаһ, сезнең өчен үз җенесегездән хатыннар халык кылды, вә хатыннарыгыздан сезгә балалар вә балаларның балаларын яратты, вә сезне хәләл яхшы ризыклар белән ризыкландырды, әйә кире кешеләр ялганга ышанып Аллаһ нигъмәтләрен инкяр итәләрме?

Endonezyaca: 

Allah menjadikan bagi kamu isteri-isteri dari jenis kamu sendiri dan menjadikan bagimu dari isteri-isteri kamu itu, anak-anak dan cucu-cucu, dan memberimu rezeki dari yang baik-baik. Maka mengapakah mereka beriman kepada yang bathil dan mengingkari nikmat Allah?"

Amharca: 

አላህም ከነፍሶቻችሁ (ከጎሶቻችሁ) ለእናንተ ሚስቶችን አደረገ፡፡ ለእናንተም ከሚስቶቻችሁ ወንዶች ልጆችን፣ የልጅ ልጆችንም አደረገላችሁ፡፡ ከመልካሞችም ጸጋዎች ሰጣችሁ፡፡ ታድያ በውሸት (በጣኦት) ያምናሉን በአላህም ጸጋ እነሱ ይክዳሉን

Tamilce: 

இன்னும், உங்களிலிருந்தே (உங்கள்) மனைவிகளை உங்களுக்காக அல்லாஹ் படைத்தான். உங்கள் மனைவிகளிலிருந்து ஆண் பிள்ளைகளையும், பேரன்களையும் உங்களுக்கு படைத்தான். இன்னும், நல்லவற்றிலிருந்து உங்களுக்கு உணவளித்தான். ஆக, (இவ்வாறிருக்க) அவர்கள் (சிலைகள் அல்லது இறை நேசர்கள் குழந்தை பாக்கியம் தருவார்கள் என்று) பொய்யை நம்பிக்கை கொண்டு, அல்லாஹ்வின் அருட்கொடையை நிராகரிக்கின்றனரா?

Korece: 

하나님은 너희를 위해 너희 중에서 배우자를 두어 너희 아내 들로부터 아들과 자손을 갖게 하 고 너희를 위한 일용할 양식으로 는 좋은 것을 주시었노라 그런데 그들이 믿는 것은 헛된 것이니 그 들은 하나님의 은혜를 불신함이라

Vietnamca: 

Chính Allah đã tạo ra cho các ngươi những người bạn đời từ đồng loại của các ngươi; và từ những người bạn đời của các ngươi, Ngài đã tạo ra cho các ngươi con cái và cháu chắt; và Ngài ban cho các ngươi nguồn thực phẩm tốt sạch. Lý nào họ lại tin tưởng vào những thứ ngụy tạo và phủ nhận ân huệ của Allah?!