Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

11

Sûredeki Ayet No: 

91

Ayet No: 

1564

Sayfa No: 

232

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالُوا يَا شُعَيْبُ مَا نَفْقَهُ كَثِيرًا مِّمَّا تَقُولُ وَإِنَّا لَنَرَاكَ فِينَا ضَعِيفًا ۖ وَلَوْلَا رَهْطُكَ لَرَجَمْنَاكَ ۖ وَمَا أَنتَ عَلَيْنَا بِعَزِيزٍ

Çeviriyazı: 

ḳâlû yâ şu`aybü mâ nefḳahû keŝîram mimmâ teḳûlü veinnâ lenerâke fînâ ḍa`îfâ. velevlâ rahṭuke leracemnâk. vemâ ente `aleynâ bi`azîz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Biz senin söylediklerinin çoğundan birşey anlamıyoruz. Ayrıca seni içimizde çok zayıf biri olarak görüyoruz. Eğer akrabaların olmasaydı mutlaka seni recmederdik (taşa tutardık). Senin bize hiçbir üstünlüğün yoktur."

Diyanet İşleri: 

Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyor ve doğrusu seni aramızda güçsüz görüyoruz. Eğer taraftarların olmasaydı seni taşlardık. Esasen bizim gözümüzde pek itibarın da yoktur dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey Şuayb dediler, söylediğin sözlerin çoğunu anlamıyoruz ve seni de içimizde zayıf görmedeyiz. Kabilen olmasaydı seni taşlardık ve sen, bizden üstün değilsin zaten.

Şaban Piriş: 

Ey Şuayb! Biz, senin söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve biz, senin aramızda zayıf olduğunu görüyoruz, dediler. Eğer kabilen olmasaydı seni taşa tutardık, dediler. Yoksa bizim yanımızda hiç bir değerin de yok, dediler.

Edip Yüksel: 

Şuayb," dediler, "Senin söylediklerinin bir çoğunu anlamıyoruz. Üstelik biz, seni aramızda güçsüz görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni taşlardık. Senin bize karşı herhangi bir üstünlüğün yoktur.

Ali Bulaç: 

Ey Şuayb" dediler. "Senin söylediklerinin çoğunu biz 'kavrayıp anlamıyoruz'. Doğrusu biz seni içimizde zayıf biri görüyoruz. Eğer yakın-çevren olmasaydı, gerçekten seni taşa tutar-öldürürdük. Sen bize karşı güçlü ve üstün değilsin.

Suat Yıldırım: 

Halkı ise “Şuayb!” dediler, “söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz, kabul etmiyoruz.Hem içimizde seni pek zayıf görüyoruz, eğer senin üç beş kişilik akraba grubunun hatırı olmasaydı seni taşa tutar linç ederdik.Bizim nazarımızda senin hiç önemin yoktur.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dediler ki: «Ya Şuayb! Söylediklerinden bir çoğunu iyice anlayamıyoruz. Şüphe yok ki, biz seni aramızda cidden zayıf görüyoruz ve eğer senin aşiretin olmasa idi elbette seni taşlayarak öldürürdük ve sen bizim üzerimize bir izzet sahibi değilsin.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler ki: "Ey Şuayb! Söylediklerinin birçoğunu anlamıyoruz. Ve biz seni aramızda zayıf bir adam olarak görüyoruz. Hani, kabilen olmasa, kafanı taşla ezivereceğiz. Senin bize karşı hiçbir üstünlüğün yok."

Bekir Sadak: 

(96-97) And olsun ki Musa´yi FIravun ve erkanina mucizeleremizle, apacik bir delil ile gonderdik. Firavun´un buyruguna uydular, oysa Firavun´un buyurdugu sagduyuya uygun degildi.

İbni Kesir: 

Dediler ki: Ey Şuayb

Adem Uğur: 

Dediler ki: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf (âciz) görüyoruz! Eğer kabilen olmasa, seni mutlaka taşlayarak öldürürüz. Sen bizden üstün değilsin.

İskender Ali Mihr: 

Şöyle dediler: “Ya Şuayb, senin söylediklerinin çoğunu biz anlamadık! Ve gerçekten biz, seni içimizde zayıf görüyoruz. Ve senin rahtın (sana destek olan gurubun) olmasaydı mutlaka seni taşlardık. Ve sen, bize karşı üstün değilsin.”

Celal Yıldırım: 

Dediler ki: Ey Şuâyb ! Biz senin söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve biz seni aramızda zayıf olarak görüyoruz. Kabilen olmasaydı, elbette seni taşlardık. Hem sen bizim yanımızda pek aziz-şerefli, itibırlı, üstün bir kimse de değilsin.

Tefhim ul Kuran: 

«Ey Şuayb» dediler. «Senin söylediklerinin çoğunu biz ´kavrayıp anlamıyoruz´. Doğrusu biz seni içimizde zayıf da görüyoruz. Eğer yakın çevren olmasaydı, gerçekten biz seni taşa tutar öldürürdük. Sen bize karşı güçlü ve üstün değilsin.»

Fransızca: 

Ils dirent : "ô Chuaïb, nous ne comprenons pas grand chose à ce que tu dis; et vraiment nous te considérons comme faible parmi nous. Si ce n'est ton clan, nous t'aurions certainement lapidé. Et rien ne nous empêche de t'atteindre".

İspanyolca: 

Dijeron: «¡Suayb! No entendemos mucho de lo que dices. Entre nosotros se te tiene por débil. Si no hubiera sido por tu clan, te habríamos lapidado. No nos impresionas».

İtalyanca: 

Dissero: «O Shu'ayb, non capiamo molto di quello che dici e invero ti consideriamo un debole tra noi. Se non fosse per il tuo clan ti avremmo certamente lapidato, poiché non ci sembri affatto potente».

Almanca: 

Sie sagten: "Schu'aib! Wir begreifen nicht viel von dem, was du sagst - außerdem gewiß sehen wir, daß du doch unter uns ein Schwacher bist. Und wäre dein Stamm nicht, hätten wir dich gewiß gesteinigt, und du bist für uns sicherlich nicht unbezwingbar."

Çince: 

他们说:舒阿卜啊!你所说的话有很多是我们所不理解的。我们的确认为你是我们中的一个弱者,假若不为你的家族,我们誓必辱骂你,你对于我们并非尊贵的。

Hollandaca: 

Zij antwoordden: O Shoaïb! wij verstaan niet veel van hetgeen gij zegt, en wij zien dat gij een man zonder macht onder ons zijt; indien het niet om uw gezin ware, zouden wij u zekerlijk hebben gesteenigd, en gij zoudt niet de overhand op ons gehad hebben.

Rusça: 

Они сказали: "О Шуейб! Многое из того, что ты говоришь, нам непонятно. Мы считаем тебя слабым среди нас. Если бы не твой род, мы побили бы тебя камнями. Ты нисколько не дорог нам".

Somalice: 

waxay dheheen Schucaybow ma kasaynno wax badan ood sheegi waxaana kugu aragnaa inaad dhexdannada ku tabar yartahay, hadduusan Qoomkaagu jirin waan ku dhegexyeyn lahayn, mana tihid adugu mid cisi naguleh.

Swahilice: 

Wakasema: Ewe Shua'ibu! Mengi katika hayo unayo yasema hatuyafahamu. Na sisi tunakuona huna nguvu kwetu. Lau kuwa si jamaa zako tunge kupiga mawe, wala wewe si mtukufu kwetu.

Uygurca: 

ئۇلار: «ئى شۇئەيب! بىز سېنىڭ ئېيتقانلىرىڭنىڭ نۇرغۇنىنى چۈشەنمەيمىز. بىز ئەلۋەتتە سېنى ئارىمىزدا كۈچسىز ئادەم دەپ قارايمىز، سېنىڭ قەۋم - قېرىنداشلىرىڭ بولمىغاندا ئىدى، بىز سېنى چوقۇم تاش - كېسەك قىلىپ ئۆلتۈرەتتۇق، سەن بىزگە ئەتىۋارلىق ئەمەسسەن» دېدى

Japonca: 

かれらは言った。「シュアイブよ,あなたの言うことをまるで理解出来ない。またわたしたちは,本当にあなたは頼りにならないと思う。あなたの同族(のこと)を考えなかったならば,わたしたちはきっとあなたを石打ちにしたであろう。あなたはわたしたちの間では無力なのである。」

Arapça (Ürdün): 

«قالوا» إيذانا بقلة المبالاة «يا شعيب ما نفقهُ» نفهم «كثيرا مما تقول وإنا لنراك فينا ضعيفا» ذليلا «ولولا رهطك» عشيرتك «لرجمناك» بالحجارة «وما أنت علينا بعزيز» كريم عن الرجم وإنما رهطك هم الأعزة.

Hintçe: 

और वह लोग कहने लगे ऐ शुएब जो बाते तुम कहते हो उनमें से अक्सर तो हमारी समझ ही में नहीं आयी और इसमें तो शक नहीं कि हम तुम्हें अपने लोगों में बहुत कमज़ोर समझते है और अगर तुम्हारा क़बीला न होता तो हम तुम को (कब का) संगसार कर चुके होते और तुम तो हम पर किसी तरह ग़ालिब नहीं आ सकते

Tayca: 

พวกเขากล่าวว่า “โอ้ ชุอัยบ์เอ๋ย! เราไม่เข้าใจส่วนมากที่ท่านกล่าว และแท้จริงเราเห็นว่าท่านเป็นคนอ่อนแอในหมู่พวกเรา ถ้ามิใช่เพราะครอบครัวของท่านแล้ว เราจะเอาหินขว้างท่าน และท่านก็มิได้เป็นผู้มีเกียรติเหนือพวกเรา”

İbranice: 

אמרו: 'הוי, שועיב! אין אנו מבינים הרבה ממה שאתה אומר. ואנו רואים שאין לך שום כוח עלינו, ולולא בני משפחתך היינו רוגמים אותך באבנים, ואין לך ערך הּוד וכבוד בעינינו

Hırvatça: 

"O Šuajbe", rekoše oni, "Mi ne shvatamo mnogo toga što ti govoriš, a vidimo da si ti među nama jadan; da nije rodbine tvoje, mi bismo te kamenovali, ti nad nama nemaš moć i ne uživaš nikakav ugled."

Rumence: 

Ei spuseră: “O, Şu’aib! Noi nu înţelegem deloc ce spui. Noi te vedem slab în mijlocul nostru, şi dacă nu ar fi fost obştea ta te-am fi omorât cu pietre, căci tu nu ai nici o putere asupra noastră.”

Transliteration: 

Qaloo ya shuAAaybu ma nafqahu katheeran mimma taqoolu wainna lanaraka feena daAAeefan walawla rahtuka larajamnaka wama anta AAalayna biAAazeezin

Türkçe: 

Dediler ki: "Ey Şuayb! Söylediklerinin birçoğunu anlamıyoruz. Ve biz seni aramızda zayıf bir adam olarak görüyoruz. Hani, kabilen olmasa, kafanı taşla ezivereceğiz. Senin bize karşı hiçbir üstünlüğün yok."

Sahih International: 

They said, "O Shu'ayb, we do not understand much of what you say, and indeed, we consider you among us as weak. And if not for your family, we would have stoned you [to death]; and you are not to us one respected."

İngilizce: 

They said: "O Shu'aib! much of what thou sayest we do not understand! In fact among us we see that thou hast no strength! Were it not for thy family, we should certainly have stoned thee! for thou hast among us no great position!"

Azerbaycanca: 

Onlar dedilər: “Ey Şüeyb! Dediklərinin çoxunu başa düşmür və səni aramızda zəif (gücsüz) görürük. Əgər əşirətin (dinimizə tapınan qəbilən) olmasaydı, səni daşqalaq edərdik. Yoxsa sən bizim üçün əziz (hörmətli) bir adam deyilsən!”

Süleyman Ateş: 

Dediler ki: "Ey Şu'ayb, senin söylediklerinden çoğunu anlamıyoruz, biz seni içimizde zayıf görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni mutlaka taşla(yarak öldürü)rdük! Senin bizim yanımızda hiçbir değerin yoktur!"

Diyanet Vakfı: 

Dediler ki: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf (aciz) görüyoruz! Eğer kabilen olmasa, seni mutlaka taşlayarak öldürürüz. Sen bizden üstün değilsin.

Erhan Aktaş: 

“Ey Şu’ayb! Dediklerinin çoğunu anlamıyoruz, biz, seni içimizde güçsüz görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni taşlardık. Esasen sen değerli biri de değilsin.” dediler.

Kral Fahd: 

Dediler ki: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf (âciz) görüyoruz! Eğer kabilen olmasa, seni mutlaka taşlayarak öldürürüz. Sen bizden üstün değilsin.

Hasan Basri Çantay: 

Dediler ki: «Ey Şuayb, biz senin söylemekde olduğundan bir çoğunu iyice anlamıyoruz. Seni de içimizden cidden zaîf görüyoruz. Eğer kabilen olmasaydı muhakkak ki seni taşla öldürürdük. Sen bizden üstün bir şeref saahibi değilsin ki...»

Muhammed Esed: 

(Fakat soydaşları o´na:) "Ey Şuayb! Söylediklerinden pek bir şey anlamıyoruz" dediler, "ayrıca aramızda ne kadar zayıf olduğunun da açıkça farkındayız; eğer ailen olmasaydı seni mutlaka öldüresiye taşlardık! Öyle ya, bizim üstümüzde bir gücün, bir nüfuzun yok ki!"

Gültekin Onan: 

11:89

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar şöyle dediler: “-Ey Şuayp! Biz, senin söylediklerinin çoğunu iyice anlamıyoruz ve seni de içimizde hakikaten zayıf (âciz) görüyoruz. Eğer aşiretin olmasaydı, muhakkak seni taşla öldürürdük. Senin bize karşı hiç bir üstünlüğün ve kıymetin yok

Portekizce: 

Disseram: Ó Xuaib, não compreendemos muito do que dizes e, para nós, é incapaz; se não fosse por tua família,ter-te-íamos apedrejado, porque não ocupas grande posição entre nós.

İsveççe: 

[Men] de sade: "Mycket av det som du säger, Shu`ayb, övergår vårt förstånd. Vad vi kan se är att du har en svag [ställning] bland oss och om inte din familj hade funnits, skulle vi helt säkert ha stenat dig till döds; över oss har du ingen makt!"

Farsça: 

گفتند: ای شعیب! بسیاری از مطالبی که می گویی نمی فهمیم، و به راستی تو را در [مقایسه با] خود، ناتوان و ضعیف می بینیم، و اگر عشیره ات نبودند، بی تردید سنگسارت می کردیم، وتو بر ما پیروز نیستی.

Kürtçe: 

ووتیان ئەی شوعەیب ئێمە تێناگەین لەزۆرێک لەوەی تۆ دەیڵێیت بەڕاستی ئێمە تۆ بە لاواز دەبینین لەناوماندا خۆ ئەگەر (لەبەر) خزمەکانت نەبوایە دڵنیابە بەرد بارانمان دەکردیت (چونکە) تۆ خۆت ھیچ دەسەڵاتێکت نیە لەبەرامبەر ئێمەدا

Özbekçe: 

Улар: «Эй Шуайб, айтганларингнинг кўпини яхши тушунмадик ва биз сени ичимизда заифҳол кўряпмиз, агар одамларинг бўлмаганида, сени тошбўрон қилар эдик. Сенинг ўзинг биз учун қимматли эмассан», дедилар.

Malayca: 

Mereka berkata: "Wahai Syuaib,! kami tidak mengerti kebanyakan dari apa yang engkau katakan itu, dan sesungguhnya kami melihat engkau orang yang lemah dalam kalangan kami; dan kalau tidaklah kerana kaum keluargamu, tentulah kami telah melemparmu (dengan batu hingga mati). Dan engkau pula bukanlah orang yang dipandang mulia dalam kalangan kami!"

Arnavutça: 

Ata thanë: “O Shuajb, na nuk kuptojmë shumë nga ato që na thua ti dhe na të shohim të dobët në mesin tonë. E, sikur të mos ishte farefisi yt, na të kishim mbytur me gurë, ti nuk je i respektuar te ne”.

Bulgarca: 

Рекоха: “О, Шуайб, не проумяваме много от онова, което казваш. Виждаме, че си много слаб сред нас. Ако не бе твоят род, щяхме да те пребием с камъни. Не си на почит при нас.”

Sırpça: 

„Јофоре“, рекоше они, „Ми не схватамо много тога што ти говориш, а видимо да си ти међу нама јадан; да није твоје родбине, ми бисмо те каменовали, ти над нама немаш моћ и не уживаш никакав углед.“

Çekçe: 

Odpověděli: 'Šu´ajbe, chápeme jen málo z toho, co říkáš, avšak vidíme věru, žes slabý mezi námi, a nebýt rodu tvého, věru bychom tě ukamenovali, neboť nejsi vůči nám příliš mocný.'

Urduca: 

انہوں نے جواب دیا "اے شعیبؑ، تیری بہت سی باتیں تو ہماری سمجھ ہی میں نہیں آتیں اور ہم دیکھتے ہیں کہ تو ہمارے درمیان ایک بے زور آدمی ہے، تیری برادری نہ ہوتی تو ہم کبھی کا تجھے سنگسار کر چکے ہوتے، تیرا بل بوتا تو اتنا نہیں ہے کہ ہم پر بھاری ہو"

Tacikçe: 

Гуфтанд: «Эй Шуъайб, бисёре аз чизҳоеро, ки мегӯӣ, намефаҳмем, туро дар миёни худ нотавон мебинем, агар ба хотири қабилаат набуд, сангсорат мекардем ва ту бар мо пирӯзӣ наёбӣ».

Tatarca: 

Кауме әйттеләр: "Ий Шөґәеб, син сөйләгән сүзләрнең күбрәген аңламыйбыз һәм арабызда сине бик зәгыйфь күрәбез, әгәр синең иман китергән иярченнәрең булмаса иде, без сине ташлар белән бәреп үтерер идек вә синең безгә көчең җитә торган түгел".

Endonezyaca: 

Mereka berkata: "Hai Syu'aib, kami tidak banyak mengerti tentang apa yang kamu katakan itu dan sesungguhnya kami benar-benar melihat kamu seorang yang lemah di antara kami; kalau tidaklah karena keluargamu tentulah kami telah merajam kamu, sedang kamupun bukanlah seorang yang berwibawa di sisi kami".

Amharca: 

«ሹዐይብ ሆይ! ከምትለው ነገር ብዙውን አናውቀውም፡፡ እኛም አንተን በእኛ ውስጥ ደካማ ሆነህ እናይሃለን፡፡ ጎሳዎችህም ባልኖሩ ኖሮ በወገርንህ ነበር፤ አንተም በእኛ ላይ የተከበርክ አይደለህም» አሉት፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் கூறினார்கள்: “ஷுஐபே! நீர் கூறுவதில் பலவற்றை நாம் விளங்க (முடிய)வில்லை. இன்னும், நிச்சயமாக நாம் உம்மை எங்களில் பலவீனராகக் காண்கிறோம். இன்னும், உம் குடும்பத்தார்கள் இல்லாவிடில் உம்மைக் கல் எறிந்தே கொன்றிருப்போம். இன்னும், நீர் நம்மிடம் மதிப்புடையவராகவும் இல்லை.”

Korece: 

이때 그들이 말하더라 슈아 이브여 그대가 말한 것을 우리는 많이 이해하지 못하니 그대는 우 리 가운데서 허약할 뿐이라 만일 그대의 가족이 없었다면 그대에게 돌팔매질을 했을 것이라 그대는 우리 가운데서는 강하지 못하노라

Vietnamca: 

(Người dân của Shu’aib) nói: “Này Shu’aib, bọn ta không hiểu nhiều những gì ngươi nói, và thực tế bọn ta thấy ngươi là kẻ yếu hèn trong bọn ta, nếu không vì nể trọng dòng họ của ngươi thì bọn ta đã ném đá giết ngươi, bởi lẽ ngươi đối với bọn ta chẳng có một sự tôn trọng nào cả.”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: