Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

67

Ayet No: 

1869

Sayfa No: 

265

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَجَاءَ أَهْلُ الْمَدِينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ

Çeviriyazı: 

vecâe ehlü-lmedîneti yestebşirûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şehir halkı, insan şeklindeki güzel yüzlü melekleri görünce, onlara iğrenç işlerini yapabileceklerini düşünüp sevinerek geldiler.

Diyanet İşleri: 

Şehir halkı, sevinerek geldiler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şehir halkı, birbirlerini müjdeleyerek misafirlerin yanına geldi.

Şaban Piriş: 

Şehir halkı sevinçle geldi.

Edip Yüksel: 

Kent halkı neşe içinde geldiler.

Ali Bulaç: 

Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi.

Suat Yıldırım: 

Şehir halkı da misafirlerin geldiğini duyup eğlenmek için gelmişlerdi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(67-69) Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. (Hazret-i Lût) Dedi ki: «Şüphe yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah´tan korkun ve beni utandırmayın.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şehir halkı geldi. Muştulanmış olmanın sevincini yaşıyorlardı.

Bekir Sadak: 

Senin hayatina and olsun ki, onlar sahosluklari icinde bocalayip duruyorlardi.

İbni Kesir: 

Şehir halkı sevinerek geldiler.

Adem Uğur: 

Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiIer.

İskender Ali Mihr: 

Ve şehir halkı, birbirini müjdeleyerek geldi.

Celal Yıldırım: 

(Memleketlerine yabancı kimselerin geldiğini haber alan) şehir halkı birbirine müjde vererek (Lût´a) geldiler.

Tefhim ul Kuran: 

Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi.

Fransızca: 

Et les habitants de la ville (Sodome) vinrent [à lui] dans la joie.

İspanyolca: 

La población de la ciudad vino, llena de alegría.

İtalyanca: 

Vennero [infatti] gli abitanti della città rallegrandosi.

Almanca: 

Und die Stadtbewohner kamen voller Erwartung einer frohen Botschaft.

Çince: 

城里的居民欣然而来,

Hollandaca: 

En de bewoners der stad kwamen tot Lot, zich verblijdende in het nieuws der aankomst van vreemdelingen.

Rusça: 

Жители города пришли, ликуя.

Somalice: 

Waxaana yimid dadkii Baladka oo bishaaraysan (aragga martida).

Swahilice: 

Na wakaja watu wa mji ule nao furahani.

Uygurca: 

(سەدۇم) شەھرىنىڭ ئاھالىسى (يەنى لۇتنىڭ قەۋمى) خۇشال بولۇشۇپ يېتىپ كېلىشتى

Japonca: 

町の住民たちは,(若者のニュースを聞いて)喜びに駆りたてられてやって来た。

Arapça (Ürdün): 

«وجاء أهل المدينة» مدينة سدوم وهم قوم لوط لما أخبروا أن في بيت لوط مردا حسانا وهم الملائكة «يستبشرون» حال طمعا في فعل الفاحشة بهم.

Hintçe: 

और (ये बात हो रही थीं कि) शहर के लोग (मेहमानों की ख़बर सुन कर बुरी नीयत से) खुशियाँ मनाते हुए आ पहुँचे

Tayca: 

และชาวเมือง ได้มาหาอย่างดีใจ

İbranice: 

אז הגיעו (לביתו) אנשי העיר בשמחה

Hırvatça: 

I dodoše stanovnici grada, veseli.

Rumence: 

Locuitorii cetăţii veniră să ceară veşti.

Transliteration: 

Wajaa ahlu almadeenati yastabshiroona

Türkçe: 

Şehir halkı geldi. Muştulanmış olmanın sevincini yaşıyorlardı.

Sahih International: 

And the people of the city came rejoicing.

İngilizce: 

The inhabitants of the city came in (mad) joy (at news of the young men).

Azerbaycanca: 

(Lutun gözəl qonaqları gəldiyini bilən) şəhər əhli (sevinərək) bir-birini muştuluqlayıb (onun yanına) gəldi.

Süleyman Ateş: 

(Lut kavminin oturduğu Sodom) Kent(inin) halkı, (Lut'un genç konuklarını duyup) sevinerek geldiler.

Diyanet Vakfı: 

Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiIer.

Erhan Aktaş: 

Şehir halkı sevinerek geldiler.

Kral Fahd: 

Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiler.

Hasan Basri Çantay: 

Şehir halkı sevine sevine (müsâfirlerin yanına) geldi.

Muhammed Esed: 

Bu arada, şehir halkı sevinerek (Lut´a) geldiler.

Gültekin Onan: 

Şehir ehli birbirlerine müjdeler vererek geldi.

Ali Fikri Yavuz: 

(Sedum) şehri halkı, (güzelliklerini haber aldıkları elçilerin ırzına tecavüz hırsı ile) sevinerek yanlarına geldi.

Portekizce: 

Os habitantes da cidade acudiram, regozijando-se (à casa de Lot),

İsveççe: 

Och stadens män, som gladde sig över den goda nyheten, kom [skyndande till Lots hus].

Farsça: 

و اهل شهر [با آگاه شدن از مهمانان لوط] شادی کنان [به خانه لوط] آمدند.

Kürtçe: 

جا خـەڵـکی (نێربازی) شارەکە ھاتن (بەرە و ماڵی لوط) و مژدەیان بە یەکتری دەدا

Özbekçe: 

Ва шаҳар аҳли севиниб, етиб келдилар. (Лут (а. с.) қавми яшайдиган Садум шаҳрининг жинояткор аҳолиси, Лутнинг уйига чиройли, ёш йигитлар келган эмиш, улар билан фоҳиша иш қиладиган бўлибмиз, деб севинган ҳолларида етиб келдилар.)

Malayca: 

Dan (semasa kedatangan mereka) datanglah penduduk bandar itu dengan gembira.

Arnavutça: 

Dhe, erdhën të gëzueshëm banorët e qytetit.

Bulgarca: 

И дойдоха жителите на града зарадвани.

Sırpça: 

И дођоше становници града, весели.

Çekçe: 

Rozradostněni zprávou přispěchali lidé města onoho

Urduca: 

اتنے میں شہر کے لوگ خوشی کے مارے بے تاب ہو کر لوطؑ کے گھر چڑھ آئے

Tacikçe: 

Аҳли шаҳр шодикунон омаданд.

Tatarca: 

Кеше кыяфәтендә килгән фәрештәләрне шәһәр халкы күргәч, лавата кылабыз, дип, йөгерешеп килделәр, шатланып.

Endonezyaca: 

Dan datanglah penduduk kota itu (ke rumah Luth) dengan gembira (karena) kedatangan tamu-tamu itu.

Amharca: 

የከተማይቱም ሰዎች የሚበሳሰሩ ኾነው መጡ፡፡

Tamilce: 

மேலும், அந்நகரவாசிகள் மகிழ்ச்சியடைந்தவர்களாக (லூத் நபியிடம்) வந்தார்கள்.

Korece: 

그 도시의 백성들이 기뻐하 며 서둘러 오더라

Vietnamca: 

Và người dân thành phố (Sodom) đến gặp (Lut) vui mừng.