Arapça:
قَالَ إِنَّكُمْ قَوْمٌ مُّنكَرُونَ
Çeviriyazı:
ḳâle inneküm ḳavmüm münkerûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Lût dedi ki: "Doğrusu siz ürkülecek bir kavimsiniz."
Diyanet İşleri:
Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: "Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
O, siz dedi tanınmamış kimselersiniz.
Şaban Piriş:
Siz, tanınmayan kimselersiniz, dedi Lût.
Edip Yüksel:
(Lut:) "Siz, bizce tanınmayan bir topluluksunuz," dedi.
Ali Bulaç:
(Lut) Dedi ki: "Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz."
Suat Yıldırım:
Elçiler Lut'un evine gelince O: “Doğrusu, siz ürkülecek kimselersiniz.” dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Lut aleyhisselâm) Dedi ki: «Muhakkak siz, meçhul bir tâifesiniz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Lût: "Siz tanınmayan kimselersiniz." dedi.
Bekir Sadak:
sehir halki, sevinerek geldiler.
İbni Kesir:
Lut: Doğrusu siz, tanınmamış kimselersiniz, dedi.
Adem Uğur:
Lût onlara: "
İskender Ali Mihr:
(Lut (A.S) şöyle) dedi: “Muhakkak ki
Celal Yıldırım:
Lût, onlara : «Elbette (yabancısınız) tanınan bir topluluk değilsiniz,» dedi.
Tefhim ul Kuran:
(Lut) Dedi ki: «Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz.»
Fransızca:
celui-ci dit : "Vous êtes [pour moi] des gens inconnus".
İspanyolca:
dijo: «Sois gente desconocida».
İtalyanca:
[questi] disse loro: «Invero siete gente che non conosciamo».
Almanca:
sagte er: "Ihr seid ziemlich unbekannte Leute."
Çince:
他说:你们确是一些陌生的人。
Hollandaca:
Zeide hij tot hen: Waarlijk, gij zijt een volk, dat mij onbekend is.
Rusça:
он сказал: "Воистину, вы - люди незнакомые".
Somalice:
Wuxuu yidhi Idinku waxaad Tihiin Qoom aan la Garanaynin.
Swahilice:
Alisema (Luut'i): Hakika nyinyi ni watu msio juulikana.
Uygurca:
لۇت: «سىلەر ھەقىقەتەن ناتونۇش ئادەملەرغۇ؟» دېدى
Japonca:
かれは言った。「あなたがたは,見なれない方がたです。」
Arapça (Ürdün):
«قال» لهم «إنكم قوم منكرون» لا أعرفكم.
Hintçe:
फरिश्तों ने कहा (नहीं) बल्कि हम तो आपके पास वह (अज़ाब) लेकर आए हैं
Tayca:
เขา (บริวารของลูฏ) กล่าวว่า “แท้จริงพวกท่านเป็นกลุ่มชนที่ไม่คุ้นหน้า”
İbranice:
אמר להם: ' הן, אינכם מוכרים לי
Hırvatça:
on reče: "Vi ste, doista, ljudi neznani!"
Rumence:
acesta spuse: “Voi sunteţi nerecunoscători.”
Transliteration:
Qala innakum qawmun munkaroona
Türkçe:
Lût: "Siz tanınmayan kimselersiniz." dedi.
Sahih International:
He said, "Indeed, you are people unknown."
İngilizce:
He said: "Ye appear to be uncommon folk."
Azerbaycanca:
(Lut) dedi: “Siz yad adamlarsınız (mən sizi tanımıram)!”
Süleyman Ateş:
(Lut): "Siz hiç tanınmamış kimselersiniz!" dedi.
Diyanet Vakfı:
Lut onlara: "Hakikaten siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.
Erhan Aktaş:
Lût: “Doğrusu çekinilecek kimselersiniz.” dedi.
Kral Fahd:
Lût onlara: «Hakikaten siz tanınmayan kimselersiniz» dedi.
Hasan Basri Çantay:
(Lût) dedi ki: «Herhalde siz tanınmamış bir zümresiniz».
Muhammed Esed:
(Lut onlara): "Doğrusu, siz (burada) tanınmayan kimselersiniz!" dedi.
Gültekin Onan:
(Lut) Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Lût dedi ki: “- Doğrusu siz ürkülecek bir kavimsiniz
Portekizce:
Este lhes disse: Pareceis estranhos a mim!
İsveççe:
sade han: "Jag känner er inte."
Farsça:
لوط گفت: بی تردید شما گروهی ناشناخته اید.
Kürtçe:
(لوط) ووتی بەڕاستی ئێوە دەستەیەکی نەناسراون
Özbekçe:
У: «Албатта, сиз нотаниш қавмсиз», деди.
Malayca:
Nabi Lut berkata: "Sesungguhnya kamu suatu kaum yang tidak dikenali (serta tidak diketahui baiknya kedatangan kamu)".
Arnavutça:
(Luti) tha: “Ju, me të vërtetë, jeni njerz të panjohur!”
Bulgarca:
той каза: “Вие сте непознати хора.”
Sırpça:
он рече: „Ви сте, заиста, непознати људи!“
Çekçe:
pravil Lot: 'Věru jste pro mne lidé podezřelí!'
Urduca:
تو اُس نے کہا "آپ لوگ اجنبی معلوم ہوتے ہیں"
Tacikçe:
Лут гуфт: «Шумо бегонаед».
Tatarca:
Лут әйтте: "Сез ят кунакларсыз, без сезне танымыйбыз".
Endonezyaca:
ia berkata: "Sesungguhnya kamu adalah orang-orang yang tidak dikenal".
Amharca:
(ሉጥ) «እናንተ የተሳታችሁ ሕዝቦች ናችሁ» አላቸው፡፡
Tamilce:
அவர் கூறினார்: “நிச்சயமாக நீங்கள் அறிமுகமற்ற கூட்டமாகும்!”
Korece:
룻이 내가 알지 못하는 당신들은 누구이뇨 라고 말하니
Vietnamca:
(Lut) bảo: “Quả thật, các vị là những vị khách lạ mặt.”
Ayet Linkleri: