Arapça:
أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ ۖ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِّثْلِهِ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُم مِّن دُونِ اللَّهِ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
Çeviriyazı:
em yeḳûlûne-fterâh. ḳul fe'tû bi`aşri süverim miŝlihî müfterayâtiv ved`û meni-steṭa`tüm min dûni-llâhi in küntüm ṣâdiḳîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa "onu kendi uydurdu" mu diyorlar? O halde sen de onlara de ki: "Haydi siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin. Allah'dan başka çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın. Eğer doğru söylüyorsanız" (bunu yaparsınız).
Diyanet İşleri:
Senin için: "Onu uydurdu" diyorlar, öyle mi? De ki: "Öyleyse onun surelerine benzer uydurma on sure meydana getirin, iddianızda samimi iseniz, Allah'tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yoksa kendi uyduruyor mu diyorlar? De ki: Hadi, gerçekseniz, Allah'tan başka gücünüz kime yetiyorsa, kimlere güveniyorsanız onları da çağırın da hep beraber, buna eşit on sure meydana getirin.
Şaban Piriş:
Yoksa: "Onu kendisi uydurdu mu?" diyorlar. De ki: Ona benzer uydurulmuş on sûre getirin. Eğer doğru iseniz Allah’tan başka gücünüzün yettiği kimseleri de çağırın!
Edip Yüksel:
Onu (Kuran'ı) o uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Haydi ona benzer, uydurulmuş on sure getirin. ALLAH'tan başka tüm dostlarınızı da çağırın, doğru sözlülerseniz!
Ali Bulaç:
Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sûre getirin ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."
Suat Yıldırım:
Yoksa “Kur'ân’ı kendisi uydurmuş.” mu diyorlar.De ki: “İddianızda tutarlı iseniz, haydi belagatte onunkine benzer on sûre getirin, isterse kendi uydurmanız olsun ve Allah’tan başka çağırabileceğiniz herkesi de yardımınıza çağırın! [2,23; 10,38]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Yoksa, «O´nu kendisi uydurdu?» mu diyorlar? De ki: «Onun mislinden on sûre uydurmalar olarak getiriniz, Allah Teâlâ´dan başka gücünüz yettiği kimseleri de davet ediniz, eğer sâdık kimseler oldunuz ise.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Yoksa, "Onu uydurdu" mu diyorlar! De ki: "Öyleyse hadi, onun benzeri, uydurma on sure de siz getirin; eğer doğru sözlüler iseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi de çağırın."
Bekir Sadak:
Yalan soyleyerek Allah´a iftira edenden daha zalim kim vardir? Iste bunlar Rablerine goturulurler ve sahidler: «Rablerine yalan soyleyenler bunlardir» derler. Bilin ki Allah´in laneti haksizlik yapanlaradir.
İbni Kesir:
Yoksa: Onu kendisi uydurdu mu? diyorlar. De ki: Eğer doğru söylüyorsanız
Adem Uğur:
Yoksa, "
İskender Ali Mihr:
Yoksa: “Onu uydurdu mu?” diyorlar. “Öyleyse onun gibi uydurulmuş olan 10 sure getirin. Ve eğer siz, doğru söyleyenlerseniz, Allah´tan başka gücünüzün yettiği kişileri de çağırın!” de.
Celal Yıldırım:
Yoksa Kur´ân´ı O mu uydurdu diyorlar ? De ki: Öyle ise haydi onun gibi uydurma on sûre getirin ve sözünüzde doğrulardan iseniz, Allah´ tan başka gücünüzün yettiği (kadar) kimseleri (de yardımınıza) çağırın.
Tefhim ul Kuran:
Yoksa: «Onu kendisi uydurdu» mu diyorlar? De ki: «Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sure getirin ve eğer doğru sözlüler iseniz, Allah´tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.»
Fransızca:
Où bien ils disent : "Il l'a forgé [le Coran]" - Dis : "Apportez donc dix Sourates semblables à ceci, forgées (par vous). Et appelez qui vous pourrez (pour vous aider), hormis Allah, si vous êtes véridiques".
İspanyolca:
O dicen: «Él lo ha inventado». Di: «Si es verdad lo que decís, ¡traed diez suras como él, inventadas, y llamad a quien podáis, en lugar de llamar a Alá!»
İtalyanca:
Oppure diranno: «Lo ha inventato». Di': «Portatemi dieci sure inventate
Almanca:
Oder sagen sie etwa: "Er hat ihn (den Quran) erdichtet!" Sag: 1 "Dann bringt doch zehn ähnlich erdichtete Suras und ruft dazu auf jeden, den ihr anstelle von ALLAH (rufen) könnt, solltet ihr wahrhaftig sein."
Çince:
难道他们说他捏造经典吗?你说:你们试拟作十章吧。你们应当舍真主而祈祷你们所能祈祷的,倘若你们是诚实的人。
Hollandaca:
Zullen zij zeggen: Hij heeft den Koran uitgedacht? Antwoord: Brengt dan tien hoofdstukken voort, door u zelven uitgedacht gelijk aan dit; en roept aan wien gij wilt om u te helpen, behalve God, indien gij de waarheid spreekt.
Rusça:
Или же они говорят: "Он измыслил Коран". Скажи: "Принесите десять вымышленных сур, подобных этим, и призовите, кого сумеете, помимо Аллаха, если вы говорите правду".
Somalice:
mise waxay odhan wuu been abuurtay, waxaad dhahdaa karaa Toban Suuradood oo la mida oo la been abuurtay una yeedha ciddaad kartaan oo Eebe ka soo hadhay haddaad run sheegaysaan.
Swahilice:
Au wanasema: Ameizua? Sema: Basi leteni Sura kumi zilizo zuliwa mfano wa hii, na waiteni muwawezao badala ya Mwenyezi Mungu, ikiwa mnasema kweli.
Uygurca:
ئۇلار قۇرئاننى (مۇھەممەد) ئۆزى ئىجاد قىلغان دېيىشەمدۇ؟ ئېيتقىنكى، «(بۇ سۆزۈڭلاردا) راستچىل بولساڭلار، اﷲ تىن غەيرىي چاقىرالايدىغانلىكى كىشىلىرىڭلارنى (ياردەمگە) چاقىرىپ، (پاساھەت ۋە بالاغەت جەھەتتىن) قۇرئاندىكىگە ئوخشايدىغان ئون سۆز ئىجاد قىلىپ بېقىڭلار»
Japonca:
またかれらは,「かれがそれ(クルアーン)を作ったのです。」と言う。言ってやるがいい。「もしあなたがたの言葉が真実ならば,それに類する10章を作って,持って来なさい。また出来るならあなたがた(を助けることの出来る)アッラー以外の者を呼びなさい。」
Arapça (Ürdün):
«أم» بل أ «يقولون افتراه» أي القرآن «قل فأتوا بعشر سور مثله» في الفصاحة والبلاغة «مفتريات» فإنكم عربيون فصحاء مثلي تحداهم بها أولا ثم بسورة «وادعوا» للمعاونة على ذلك «من استطعتم من دون الله» أي غيره «إن كنتم صادقين» في أنه افتراء.
Hintçe:
तुम्हें उनका ख्याल न करना चाहिए और ख़ुदा हर चीज़ का ज़िम्मेदार है क्या ये लोग कहते हैं कि उस शख़्श (तुम) ने इस (क़ुरान) को अपनी तरफ से गढ़ लिया है तो तुम (उनसे साफ साफ) कह दो कि अगर तुम (अपने दावे में) सच्चे हो तो (ज्यादा नहीं) ऐसे दस सूरे अपनी तरफ से गढ़ के ले आओं
Tayca:
หรือพวกเขากล่าวว่า “เขา(มุฮัมมัด) ได้ปลอมแปลงอัลกุรอานขึ้นมา” (มุฮัมมัด) จงกล่าวเถิด “ดังนั้น พวกท่านจงนำมาสักสิบซูเราะฮ์ที่ถูกปลอมแปลงขึ้นให้ได้อย่างอัลกรุอาน และพวกท่านจงเรียกผู้ที่มีความสามารถในหมู่พวกท่านอื่นจากอัลลอฮ์(ให้มาช่วย) ถ้าพวกท่านเป็นพวกสัตย์จริง
İbranice:
ואולי יגידו: 'הוא בדה אותו (הקוראן,') אמור: 'הביאו עשר סורות בדויות כמוהו, והזמינו לעזרתכם את כל אשר תוכלו מלבד אלוהים, אם אתם אכן צודקים
Hırvatça:
Zar oni da govore: "On ga izmišlja!" Reci: "Pa sačinite vi deset Kur'anu sličnih, izmišljenih sura, i koga god hoćete, od onih u koje pored Allaha vjerujete, u pomoć pozovite, ako istinu govorite!"
Rumence:
Ori ei spun: “El l-a născocit!” Spune: “Veniţi cu zece sure născocite de voi şi să fie deopotrivă cu el! Chemaţi pe cine veţi putea, afară de Dumnezeu, dacă spuneţi adevărul.”
Transliteration:
Am yaqooloona iftarahu qul fatoo biAAashri suwarin mithlihi muftarayatin waodAAoo mani istataAAtum min dooni Allahi in kuntum sadiqeena
Türkçe:
Yoksa, "Onu uydurdu" mu diyorlar! De ki: "Öyleyse hadi, onun benzeri, uydurma on sure de siz getirin; eğer doğru sözlüler iseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi de çağırın."
Sahih International:
Or do they say, "He invented it"? Say, "Then bring ten surahs like it that have been invented and call upon [for assistance] whomever you can besides Allah, if you should be truthful."
İngilizce:
Or they may say, "He forged it," Say, "Bring ye then ten suras forged, like unto it, and call (to your aid) whomsoever ye can, other than Allah!- If ye speak the truth!
Azerbaycanca:
Yoxsa (müşriklər): “Onu (Qur’anı) özündən uydurdu!” - deyirlər. (Onlara) de: “Əgər doğru deyirsinizsə, onun kimi özünüzdən on surə uydurub gətirin və (bu işdə) Allahdan başqa, kimi bacarırsınızsa, onu da köməyə çağırın.
Süleyman Ateş:
Yoksa, "O'nu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Öyleyse siz de onun benzeri on uydurulmuş sure getirin; eğer doğru iseniz Allah'tan başka, çağırabildiklerinizi de (yardıma) çağırın (da bunu yapın)!"
Diyanet Vakfı:
Yoksa, "Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sure getirin.
Erhan Aktaş:
Yoksa “Onu uydurdu.” mu diyorlar? De ki: “Eğer, doğru söylüyorsanız haydi onun benzeri on sûre(1) getirin. Allah’tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın.”
Kral Fahd:
Yoksa, «Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu» mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin.
Hasan Basri Çantay:
Yoksa onu (Kur´ânı) kendisi mi uydurdu diyorlar? De ki: «O halde haydi siz de onun gibi on sûre getirin düzme ve uydurma olarak. Allahdan başka kime gücünüz yetiyorsa (kime güveniyorsanız) onları da (yardıma) çağırın, eğer (iddianızda) doğrucular iseniz.
Muhammed Esed:
ve bunun içindir ki: "Onu (Kuranı) (Muhammedin kendisi) uydurdu!" diyorlarsa, (onlara) de ki: "Madem öyle, doğru sözlü kimselerdensiniz, o zaman, onunkilerle aynı değerde insan zihninden çıkma on sure getirin (de görelim); hem (bu iş için) Allahtan başka kimi (yardıma) çağırabilirseniz çağırın.
Gültekin Onan:
Yoksa: "
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa, Kur’ân’ı kendisi uydurdu mu, diyor müşrikler? O halde şöyle de: “- Haydin onun gibi uydurma on sûre getirin ve bunun için, Allah’dan başka gücünüzün yettiğini de çağırın. Eğer doğru söylüyorsanız, bunu yaparsınız.”
Portekizce:
Ou dizem: Ele o forjou! Dize: Pois bem, apresentais dez suratas forjadas, semelhantes às dele, e pedi (auxílio), paratanto, a quem possais, em vez de Deus, se estiverdes certos.
İsveççe:
Och de säger: "[Muhammad] har författat [Koranen]!" Svara då: "Visa fram tio [av er] författade, likvärdiga suror och kalla dem ni kan [till er hjälp] - utom Gud - om det ni säger är sant.
Farsça:
بلکه [در برابر همه قرآن می ایستند و] می گویند: او این قرآن را از نزد خود ساخته [و به خدا نسبت می دهد] بگو: اگر راستگویید، شما هم ده سوره مانند آن بیاورید و هر کس را غیر خدا می توانید، به یاری خود دعوت کنید.
Kürtçe:
یان ئەوانە دەڵێن پێغەمبەر ﷺ ئەو (قورئانە) ی ھەڵبەستووە بڵێ دەی ئێوەش دە سورەتی وەکو ئەو (قورئانە) بھێنن ھەڵبەستراوبن وەبانگ بکەن (بۆ پشتیوانیتان) ھەرکەس دەتوانن بێجگە لە خوائەگەر ئێوە ڕاست دەکەن
Özbekçe:
Ёки: «Ўзи тўқиб олди», дерларми? Сен: «Бас, агар ростгўй бўлсаларингиз, Аллоҳдан бошқа кимни чақиришга қодир бўлсангиз, чақириб, бунга ўхшаш ўнта тўқилган сура келтиринг-чи», дегин. (Мушрикларнинг аввалги оятда келган «Пайғамбарга хазина туширса ёки у билан бирга фаришта ҳам Пайғамбар этиб юборилсагина унга эргашамиз», деган мантиқсиз гаплари етмаганидек, улар: «Қуръонни Пайғамбарнинг ўзи тўқиб олган», ҳам дейдилар. Бундан ҳам аччиғинг чиқмасин, хафа бўлма. «Аллоҳдан бошқа кимни чақиришга қодир бўлсангиз, чақириб, бунга ўхшаш ўнта тўқилган сура келтиринг-чи», дегин.)
Malayca:
Bukan itu sahaja kata-kata mereka bahkan mereka menuduh dengan mengatakan: "Ia (Muhammad) yang mereka-reka Al-Quran itu! " katakanlah (wahai Muhammad): "(Jika demikian tuduhan kamu), maka cubalah buat serta datangkan sepuluh surah rekaan yang sebanding dengan Al-Quran itu, dan panggilah siapa sahaja yang kamu sanggup memanggilnya, yang lain dari Allah, jika betul kamu orang-orang yang benar".
Arnavutça:
Apo do të thonë ata: “E ka trilluar atë (Kur’anin) ai!” Thuaj (o Muhammed!): “Sillni dhjetë sure të ngjashme të trilluara dhe thirrni kë të mundeni, përpos Perëndisë, nëse thuani të vërtetën!”
Bulgarca:
Или казват: “Той си го е измислил.” Кажи: “Донесете десет сури подобни на неговите - измислени - и позовете когото можете, освен Аллах, ако говорите истината!
Sırpça:
Зар они да говоре: „Он га измишља!“ Реци: „Па сачините ви десет Кур'ану сличних, измишљених поглавља, и кога год хоћете, од оних у које верујете поред Аллаха, позовите у помоћ, ако истину говорите!“
Çekçe:
Nebo říkají: 'On si to vymyslil!' Odpověz: Přineste tedy deset súr podobných tomuto, vámi vymyšlených, a pozvěte si na pomoc, koho jen můžete, kromě Boha, jste-li pravdomluvní!'
Urduca:
کیا یہ کہتے ہیں کہ پیغمبر نے یہ کتاب خود گھڑ لی ہے؟ کہو، "اچھا یہ بات ہے تو اس جیسی گھڑی ہوئی دس سورتیں تم بنا لاؤ اور اللہ کے سوا اور جو جو (تمہارے معبود) ہیں اُن کو مدد کے لیے بلا سکتے ہو تو بلا لو اگر تم (انہیں معبود سمجھنے میں) سچے ہو
Tacikçe:
Ё он ки мегӯянд, ки аз худ бармебофад ва ба дурӯғ ба Худо нисбаташ мекунад. Бигӯ: «Агар рост мегӯед, ҷуз Худо ҳар киро, ки тавонед, ба ёрӣ биталабед ва даҳ сура монанди он ба ҳам барбофта, биёваред.
Tatarca:
Әйә ул мөшрикләр: "Мухәммәд үзе уйлап чыгарды да аннары Аллаһуга ифтира кыла", – дип әйтәләрме? Син әйт: "Сез дә Коръән сүрәләре кеби ун сүрә китерегез дә аннары шуны Аллаһуга ифтира кылыгыз һәм Аллаһудан башка ярдәм өстәмәк мөмкин булган нәрсәләрне ярдәмгә чакырыгыз, әгәр дөрес сөйләүчеләрдән булсагыз!"
Endonezyaca:
Bahkan mereka mengatakan: "Muhammad telah membuat-buat Al Quran itu", Katakanlah: "(Kalau demikian), maka datangkanlah sepuluh surat-surat yang dibuat-buat yang menyamainya, dan panggillah orang-orang yang kamu sanggup (memanggilnya) selain Allah, jika kamu memang orang-orang yang benar".
Amharca:
ይልቁንም «(ቁርኣንን) ቀጣጠፈው» ይላሉን፡- «እውነተኞች እንደሆናችሁ ብጤው የሆኑን ዐስር የተቀጣጠፉ ሱራዎች አምጡ፡፡ ከአላህም ሌላ የቻላችሁትን (ረዳት) ጥሩ» በላቸው፡፡
Tamilce:
அல்லது, அவர் இதை இட்டுக்கட்டினார் என அவர்கள் கூறுகிறார்களா? (நபியே!) கூறுவீராக! நீங்கள் உண்மையாளர்களாக இருந்தால் (உங்களால்) இட்டுக்கட்டப்பட்ட இது போன்ற பத்து அத்தியாயங்களை நீங்கள் கொண்டு வாருங்கள். இன்னும், அல்லாஹ்வை அன்றி உங்களுக்கு யாரை (எல்லாம் அழைக்க) இயலுமோ அவர்களை (எல்லாம் உதவிக்கு) அழைத்துக் கொள்ளுங்கள்.
Korece:
그대가 그것을 위조하였다 그들이 말하리라 일러가로되 그와 같은 열개의 장을 제시하고 너희 가 진실이라면 하나님 외에 너희 가 할 수 있는 모두에게 구원하여 보라
Vietnamca:
Hay chúng nói: “Y đã bịa ra Nó (Qur’an).” Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy nói với chúng: “Vậy các ngươi hãy mang đến mười chương Kinh giống như Nó đã được bịa ra xem nào và các ngươi hãy kêu gọi bất cứ ai ngoài Allah đến hỗ trợ các ngươi, nếu các ngươi nói thật!”
Ayet Linkleri: