Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

94

Ayet No: 

1458

Sayfa No: 

219

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِن كُنتَ فِي شَكٍّ مِّمَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ فَاسْأَلِ الَّذِينَ يَقْرَءُونَ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكَ ۚ لَقَدْ جَاءَكَ الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ

Çeviriyazı: 

fein künte fî şekkim mimmâ enzelnâ ileyke fes'eli-lleẕîne yaḳraûne-lkitâbe min ḳablik. leḳad câeke-lḥaḳḳu mir rabbike felâ tekûnenne mine-lmümterîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sana indirdiklerimizde herhangi bir şüpheye düşersen, senden önce kitap okuyanlara sor. Andolsun ki, sana Rabbinden hak gelmiştir. Sakın şüphe edenlerden olma!

Diyanet İşleri: 

Sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce indirdiğimiz Kitap'ları okuyanlara sor. And olsun ki, sana Rabbinden gerçek gelmiştir, sakın şüphelenenlerden olma.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sana indirdiğimiz şeyde şüpheye düşersen (imkan yok ya), senden önce kitap okuyanlara sor. Andolsun ki gerçek, Rabbinden gelmiştir sana, artık şüphelenenlerden olma.

Şaban Piriş: 

Şayet sana indirdiğimizden şüphede isen senden önce indirdiğimiz kitapları okuyanlara sor. Andolsun ki sana Rabbinden hak gelmiştir. Sakın şüphelenenlerden olma!

Edip Yüksel: 

Sana indirdiğimiz hakkında bir kuşkun varsa, kitabı (senden) önce okumuş olanlara sor. Sana Rabbinden gerçek gelmiş bulunuyor. Şüphecilerden olma.

Ali Bulaç: 

Sana indirdiğimizden eğer kuşkudaysan, senden önce kitabı okuyanlara sor. Andolsun, Rabbinden sana gerçek gelmiştir, şu halde kuşkuya kapılanlardan olma.

Suat Yıldırım: 

Eğer, faraza, sana indirdiğimiz hususlardan herhangi birinde şüphe edersen, senden önce kitap okuyanlara sor.Celalim hakkı için, sana Rabbin tarafından gerçek gelmiştir, bunda en ufak bir tereddüdün olmasın! Sakın Allah'ın âyetlerini yalan sayanlardan olma, yoksa hüsrana uğrayanlardan olursun. [7,157]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Eğer sen, sana indirmiş olduğumuz şeylerden şüphede olmuş isen senden evvel kitap okumakta olanlardan sor. Andolsun ki, sana hak, Rabbinden gelmiştir. Artık şüphe edenlerden olma.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şayet sen, sana indirdiğimizden kuşkulanmakta isen, senden önce kitabı okuyanlara sor. Yemin olsun, hak sana Rabbinden gelmiştir. O halde, sakın kuşkulananlardan olma!

Bekir Sadak: 

Rabbin dileseydi, yeryuzunde bulunanlarin hepsi inanirdi. oyle iken insanlari inanmaya sen mi zorlayacaksin?

İbni Kesir: 

Sana indirdiklerimizden şüphe ediyorsan

Adem Uğur: 

(Resülüm!) Eğer sana indirdiğimizden (bu anlattığımız olaylardan) kuşkuda isen, senden önce Kitab´ı (Tevrat´ı) okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphecilerden olma!

İskender Ali Mihr: 

Bundan sonra eğer sana indirdiğimiz şey hakkında şüphe içinde olursan, o zaman senden önce kitabı okuyan kimselere sor. Andolsun ki

Celal Yıldırım: 

Sana indirdiğimiz şeylerde şüpheye düştüğünü (farzedelim) o takdirde senden önce kitap okuyanlardan sor. And olsun ki Rabbinden sana hak (bir kitab) gelmiştir, sakın şüphe edenlerden olma.

Tefhim ul Kuran: 

Sana indirdiğimizden eğer kuşkudaysan, senden önce kitabı okuyanlara sor. Andolsun, Rabbinden sana gerçek gelmiştir, şu halde kuşkuya kapılanlardan olma.

Fransızca: 

Et si tu es en doute sur ce que Nous avons fait descendre vers toi, interroge alors ceux qui lisent le Livre révélé avant toi. La vérité certes t'est venue de ton Seigneur : ne sois donc point de ceux qui doutent.

İspanyolca: 

Si tienes alguna duda acerca de lo que te hemos revelado, pregunta a quienes, antes de ti, ya leían la Escritura. Te ha venido, de tu Señor, la Verdad. ¡No seas, pues, de los que dudan!

İtalyanca: 

E se dubiti a proposito di ciò che abbiamo fatto scendere su di te, interroga coloro che già prima recitavano le Scritture. La verità ti è giunta dal tuo Signore: non essere tra i dubbiosi.

Almanca: 

Und solltest du über das in Zweifel sein, was WIR dir zuteil werden ließen, dann frage diejenigen, welche die Schrift (At-taurat) vor dir lesen. Gewiß, bereits kam die Wahrheit zu dir von deinem HERRN, so sei nicht von den Zweifel- Hegenden!

Çince: 

假若你怀疑我所降示你的经典,你就问问那些常常诵读在你之前所降示的天经的人们。从你的主发出的真理,确已降临你,故你切莫居于怀疑者的行列,

Hollandaca: 

Indien gij in twijfel verkeert nopens eenig gedeelte van datgene, wat wij u hebben nedergezonden, vraag dan hun, die het boek der wet vóór u hebben gelezen. Thans is de waarheid van uwen Heer tot u gekomen; wees dus niet een van hen die twijfelen.

Rusça: 

Если ты сомневаешься в том, что Мы ниспослали тебе, то спроси тех, которые читают Писание раньше тебя. Воистину, к тебе явилась истина от твоего Господа. Не будь же в числе сомневающихся.

Somalice: 

haddaad Shakisantahay waxaan kugu soo Dejinay warso kuwa Akhriya Kitaabka hortaa, waxaa kaaga yimid xagga Eebe Xaq, ee ha Noqonin kuwa Shakiya.

Swahilice: 

Na ikiwa unayo shaka katika tuliyo kuteremshia, basi waulize wasomao Kitabu kabla yako. Kwa yakini imekwisha kujia Haki kutoka kwa Mola wako Mlezi. Basi usiwe miongoni mwa wenye shaka.

Uygurca: 

مۇبادا سەن ساڭا بىز نازىل قىلغان كىتابتىن شەكلىنىدىغان بولساڭ، سەندىن ئىلگىرى كىتاب ئوقۇغانلار (يەنى تەۋرات بىلەن ئىنجىل نازىل قىلىنغان يەھۇدىيلار ۋە ناسارالار) دىن سوراپ باققىن، شۈبھىسىزكى، ساڭا پەرۋەردىگارىڭ تەرىپىدىن ھەق (قۇرئان) كەلدى. سەن ھەرگىز شەك قىلغۇچىلاردىن بولمىغىن

Japonca: 

あなたがもしわれの命令したものに就いて疑うならば,あなた以前の啓典を読んでいる者に問え。確かに真理は,主からあなたに(育?)されたのである。だからあなたは懐疑に陥ってはならない。

Arapça (Ürdün): 

(فإن كنت) يا محمد (في شك مما أنزلنا إليك) من القصص فرضاً (فاسأل الذين يقرءون الكتاب) التوراة (من قبلك) فإنه ثابت عندهم يخبروك بصدقه قال صلى الله عليه وسلم: "" لا أشك ولا أسأل "" (لقد جاءك الحق من ربك فلا تكونن من الممترين) الشاكين فيه.

Hintçe: 

पस जो कुरान हमने तुम्हारी तरफ नाज़िल किया है अगर उसके बारे में तुम को कुछ शक़ हो तो जो लोग तुम से पहले से किताब (ख़ुदा) पढ़ा करते हैं उन से पूछ के देखों तुम्हारे पास यक़ीनन तुम्हारे परवरदिगार की तरफ से बरहक़ किताब आ चुकी तो तू न हरगिज़ शक़ करने वालों से होना

Tayca: 

หากเจ้าอยู่ในการสงสัย ในสิ่งที่เราได้ให้แก่เจ้า ก็จงถามบรรดาผู้อ่านคัมภีร์ก่อนเจ้า(เตารอฮ์) โดยแน่นอนสัจธรรมได้มายังเจ้าจากพระเจ้าของเจ้า ดังนั้นเจ้าจงอย่าอยู่ในหมู่ผู้สงสัย

İbranice: 

אם יש לך ספק כל שהוא בנוגע למה שהורד אליך (מהעניין הזה,) שאל את אלה שקראו את הספר (התורה והבשורה) לפניך.כבר בא אליך הצדק מריבונך, לכן, אל תהיה מן הספקנים

Hırvatça: 

A ako sumnjaš u ono što ti objavljujemo, upitaj one koji čitaju Knjigu, prije tebe objavljenu. Tebi Istina od Gospodara tvoga dolazi, i nikako ne budi od onih koji sumnjaju.

Rumence: 

Dacă te vei îndoi de ceea ce ţi-am pogorât, întreabă-i pe cei care au citit Cartea înaintea ta. Adevărul ţi-a venit de la Domnul tău, iar tu nu eşti dintre cei care se îndoiesc

Transliteration: 

Fain kunta fee shakkin mimma anzalnna ilayka faisali allatheena yaqraoona alkitaba min qablika laqad jaaka alhaqqu min rabbika fala takoonanna mina almumtareena

Türkçe: 

Şayet sen, sana indirdiğimizden kuşkulanmakta isen, senden önce kitabı okuyanlara sor. Yemin olsun, hak sana Rabbinden gelmiştir. O halde, sakın kuşkulananlardan olma!

Sahih International: 

So if you are in doubt, [O Muhammad], about that which We have revealed to you, then ask those who have been reading the Scripture before you. The truth has certainly come to you from your Lord, so never be among the doubters.

İngilizce: 

If thou wert in doubt as to what We have revealed unto thee, then ask those who have been reading the Book from before thee: the Truth hath indeed come to thee from thy Lord: so be in no wise of those in doubt.

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbərim!) Əgər sənə nazil etdiyimizə şübhə edirsənsə, (bu haqda) səndən əvvəl kitab (Tövrat) oxuyanlardan (Abdullah ibn Salam kimi kitab əhlindən) soruş. Haqq sənə, sözsüz ki, Rəbbindən gəlmişdir. Şübhə edənlərdən olma!

Süleyman Ateş: 

Eğer sen, sana indirdiğimizden kuşkuda isen, senden önce Kitabı okuyanlara sor. Andolsun, sana Rabbinden hak geldi, sakın kuşkulananlardan olma!

Diyanet Vakfı: 

(Resülüm!) Eğer sana indirdiğimizden (bu anlattığımız olaylardan) kuşkuda isen, senden önce Kitab'ı (Tevrat'ı) okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphecilerden olma!

Erhan Aktaş: 

Eğer sana indirdiğimizden şüphe ediyorsan, senden önce Kitâp’ı duyuranlara sor! Ant olsun ki Rabb’inden sana gelen hakikâttir. Sakın kuşku duyanlardan olma.

Kral Fahd: 

(Rasûlüm!) Eğer sana indirdiğimizden (bu anlattığımız olaylardan) kuşkuda isen, senden önce Kitab'ı (Tevrat'ı) okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphecilerden olma!

Hasan Basri Çantay: 

Eğer sana indirdiğimiz (kıssaların her hangi birin) den (bilfarz) şübhede isen senden evvel kitab okuyanlara sor. Andolsun ki hak sana Rabbinden gelmişdir. O halde sakın şübhecilerden olma.

Muhammed Esed: 

Bütün bunlardan sonra, (ey insanoğlu!), sana indirdiğimiz şey(in doğruluğun)dan hala şüphede isen, önceki çağlarda vahyedilmiş metin(leri) okuyan kimselere sor: (O zaman anlayacaksın ki) Rabbinden sana gelen haktır. O halde, artık şüphecilerden olma.

Gültekin Onan: 

Sana indirdiğimizden eğer kuşkudaysan senden önce kitabı okuyanlara sor. Andolsun, rabbinden sana gerçek gelmiştir, şu halde kuşkuya kapılanlardan olma.

Ali Fikri Yavuz: 

Ey Rasûlüm, eğer sana indirdiğimiz kıssa ve haberlerden bilfarz şüphe edecek olursan, senden evvel kitap (Tevrat) okuyanlara sor

Portekizce: 

Porém, se estás em dúvida sobre o que te temos revelado, consulta aqueles que leram o Livro antes de ti. Sem dúvidaque te chegou a verdade do teu Senhor; não sejas, pois, dos que estão em dúvida.

İsveççe: 

OM DU skulle känna tveksamhet inför något av det som Vi har uppenbarat för dig, fråga då dem som läser den Skrift [som uppenbarades] före din tid och [du skall se att] vad du har fått ta emot från din Herre är sanningen; hys därför inte minsta tvivel om detta!

Farsça: 

و [به فرض محال] اگر از آنچه بر تو نازل کردیم در شک و تردیدی، از آنان که پیش از تو کتاب [آسمانی] می خواندند بپرس [کتابی که نزول قرآن را از سوی خدا خبر داده] تا روشن شود که حق از سوی پروردگارت به سوی تو آمده؛ بنابراین از تردیدکنندگان مباش.

Kürtçe: 

جائەگەر تۆ لەگوماندایت لەوەی کە ناردومانەتە خوارەوە بۆت ئەوە پرسیار لەوانە بکە کە کتێبی ئاسمانی شارەزان و دەیخوێننەوە لەپێش تۆ سوێند بەخوا بەڕاستی بۆت ھاتووە ھەق و ڕاستی لەپەروەردگارتەوە کەواتە لەدەستەی گومانداران مەبە

Özbekçe: 

Агар сенга нозил қилган нарсамиздан шакда бўлсанг, сендан олдин китобни ўқиганлардан сўра. Батаҳқиқ, сенга Роббингдан ҳақ келди. Бас, ҳеч шубҳа қилгувчилардан бўлма.

Malayca: 

Oleh sebab itu, sekiranya engkau (wahai Muhammad) merasa ragu-ragu tentang apa yang Kami turukan kepadamu, maka bertanyalah kepada orang-orang yang membaca kitab-kitab yang diturunkan dahulu daripadamu (kerana mereka mengetahui kebenarannya). Sesungguhnya telah datang kepadamu kebenaran dari Tuhanmu, maka jangan sekali-kali engkau menjadi dari golongan yang ragu-ragu.

Arnavutça: 

Nëse ti je në dyshim në atë që të kemi shpallur ty, pyeti ata që kanë lexuar Librin para teje. Padyshim, ty të ka ardhur e Vërteta nga Zoti yt, e mos u bën kurrsesi nga ata që dyshojnë.

Bulgarca: 

И ако се съмняваш в онова, което ти низпослахме [о, Мухаммад], питай четящите Писанието преди теб! При теб вече дойде истината от твоя Господ. И не бъди от съмняващите се!

Sırpça: 

А ако сумњаш у оно што ти објављујемо, упитај оне који читају Књигу, објављену пре тебе. Теби Истина од твога Господара долази, и никако не буди од оних који сумњају.

Çekçe: 

Jsi-li na pochybách o tom, co jsme ti seslali, dotaž se těch, kdož Písmo před tebou seslané přednášejí. A věru ti přišla nyní od Pána tvého pravda - nebuď tedy jedním z těch, kdož pochybují.

Urduca: 

اب اگر تجھے اُس ہدایت کی طرف سے کچھ بھی شک ہو جو ہم نے تجھ پر نازل کی ہے تو اُن لوگوں سے پوچھ لے جو پہلے سے کتاب پڑھ رہے ہیں فی الواقع یہ تیرے پاس حق ہی آیا ہے تیرے رب کی طرف سے، لہٰذا تو شک کرنے والوں میں سے نہ ہو

Tacikçe: 

Агар дар он чӣ бар ту нозил кардаем, дар шубҳа ҳастӣ, аз онҳое, ки китоби осмонии пеш аз туро мехонанд, бипурс. Албатта ҳақ аст он чӣ аз ҷониби Парвардигорат бар ту нозил шудааст. Пас набояд дар шумори шубҳакукандагон бошӣ!

Tatarca: 

Әгәр Без сиңа иңдергән китап хакында шиктә булсаң, иңгән китапларны синнән әүвәл укучылардан сора: аларның китабында синең хакта хәбәр бар. Тәхкыйк хак булган Коръән сиңа Раббыңнан килде, шикләнүчеләрдән булма.

Endonezyaca: 

Maka jika kamu (Muhammad) berada dalam keragu-raguan tentang apa yang Kami turunkan kepadamu, maka tanyakanlah kepada orang-orang yang membaca kitab sebelum kamu. Sesungguhnya telah datang kebenaran kepadamu dari Tuhanmu, sebab itu janganlah sekali-kali kamu temasuk orang-orang yang ragu-ragu.

Amharca: 

ወደ አንተም ካወረድነው በመጠራጠር ውስጥ ብትሆን እነዚያን ከአንተ በፊት መጽሐፉን የሚያነቡትን ጠይቅ፡፡ እውነቱ ከጌታህ ዘንድ በእርግጥ መጥቶልሃል፡፡ ከተጠራጣሪዎቹም አትሁን፡፡

Tamilce: 

ஆக, (நபியே!) நாம் உமக்கு இறக்கிய (வேதத்)தில் நீர் சந்தேகத்தில் இருந்தால் உமக்கு முன்னர் (கொடுக்கப்பட்ட) வேதத்தை படிக்கின்றவர்களிடம் கேட்பீராக! உம் இறைவனிடமிருந்து உண்மை உமக்கு திட்டவட்டமாக வந்துவிட்டது. ஆகவே, சந்தேகப்படுபவர்களில் நீர் அறவே ஆகிவிடாதீர்!

Korece: 

하나님이 그대에게 계시한 것에 그대가 의심한다면 그대 이 전에 성서를 읽은 자들에게 물어 보라 실로 주님으로부터 그대에 게 진리가 이르렀나니 의심하지 말라

Vietnamca: 

Cho nên, nếu như Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hoài nghi về những gì mà TA đã mặc khải cho Ngươi thì Ngươi hãy hỏi những ai đọc Kinh Sách thời trước Ngươi (như người Do Thái và Thiên Chúa). Quả thật, đó là chân lý từ Thượng Đế của Ngươi được mang đến cho Ngươi. Vì vậy, Ngươi chớ là kẻ sinh lòng hoài nghi.

Rubu tag: 

Hizb tag: