Arapça:
قُلْ بِفَضْلِ اللَّهِ وَبِرَحْمَتِهِ فَبِذَٰلِكَ فَلْيَفْرَحُوا هُوَ خَيْرٌ مِّمَّا يَجْمَعُونَ
Çeviriyazı:
ḳul bifaḍli-llâhi vebiraḥmetihî febiẕâlike felyefraḥû. hüve ḫayrum mimmâ yecme`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki, "Allah'ın ihsanıyla ve rahmetiyle, yalnızca bunlarla sevinç duysunlar. Bu, onların biriktirip durduklarından daha hayırlıdır."
Diyanet İşleri:
De ki: "Bunlar, Allah'ın bol nimeti ve rahmetiyledir." Buna sevinsinler. O, onların topladıklarından daha hayırlıdır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Allah'ın ihsanıyla, rahmetiyle, yalnız bunlarla ferahlanıp sevinsinler. Bu, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır.
Şaban Piriş:
De ki: Bunlar, Allah’ın fazlı ve O’nun rahmetiyledir. İşte buna sevinsinler. Bu onların biriktirdiklerinden hayırlıdır.
Edip Yüksel:
De ki, "Sadece, ALLAH'ın lütfu ve rahmetiyle sevinsinler. Bu, topladıkları herşeyden daha hayırlıdr."
Ali Bulaç:
De ki: "Allah'ın bol ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır."
Suat Yıldırım:
De ki: “Allah'ın lütfuyla, rahmetiyle, evet sadece bununla sevinin!Çünkü bu, insanların dünya malı olarak topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: «Allah Teâlâ´nın fazlı ile ve rahmeti ile.» İşte yalnız onunla ferahlansınlar. O, onların topladıklarından daha hayırlıdır.
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki: "Allah'ın lütfuyla, O'nun rahmetiyle, sadece onunla sevinip ferahlasınlar! O, onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır."
Bekir Sadak:
Onlar Allah´a inanmis ve O´na karsi gelmekten sakinmislardir.
İbni Kesir:
De ki: Bunlar Allah´ın lütfu ve rahmeti iledir. Sadece bunlarla sevinsinler. O, bütün toplayıp yığdıklarından daha hayırlıdır.
Adem Uğur:
De ki: Ancak Allah´ın lütfu ve rahmetiyle, işte bunlarla sevinsinler. Bu, onların (dünya malı olarak) topladıklarından daha hayırlıdır.
İskender Ali Mihr:
De ki: “Allah´ın fazlı ve O´nun rahmeti ile artık ferahlasınlar (sevinsinler). O, onların topladıkları şeylerden (dünya mallarından) daha hayırlıdır.”
Celal Yıldırım:
De ki: Ancak Allah´ın geniş nimeti, yardım ve rahmetiyle
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Allah´ın bol ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır.»
Fransızca:
Dis : "[Ceci provient] de la grâce d'Allah et de sa miséricorde; Voilà de quoi ils devraient se réjouir. C'est bien mieux que tout ce qu'ils amassent".
İspanyolca:
Di: «¡Que se alegren del favor de Alá y de Su misericordia. Eso es mejor que lo que ellos amasan».
İtalyanca:
Di' loro che si compiacciano della grazia di Allah e della Sua misericordia, ché ciò è meglio di quello che accumulano.
Almanca:
Sag: "Über ALLAHs Gunst und Seine Gnade, darüber sollen sie sich freuen. Dies ist besser als das, was sie anhäufen."
Çince:
你说:这是由于真主的恩惠和慈恩,叫他们因此而高兴吧!这比他们所聚积的还要好。
Hollandaca:
Zeg: Door de genade van God en zijne barmhartigheid; dat zij er zich dus in verheugen; dit zal hun voordeeliger zijn dan de wereldsche rijkdommen, welke zij bijeenvergâren.
Rusça:
Скажи: "Это - милость и милосердие Аллаха". Пусть они возрадуются этому, ибо это лучше того, что они накапливают.
Somalice:
Waxaad dhahdaa Fadliga Eebe iyo Naxariisiisa arintaas ha ku farxeen (Mu'miniintu) iyadaa ugu Khayrroon waxay kulmine.
Swahilice:
Sema: Kwa fadhila ya Mwenyezi Mungu na rehema yake! Basi nawafurahi kwa hayo. Haya ni bora kuliko hayo wanayo yakusanya.
Uygurca:
ئېيتقىنكى، «ئۇلار اﷲ نىڭ پەزلى ۋە رەھمىتىدىن خۇشال بولسۇن، بۇ ئۇلارنىڭ يىغقان (دۇنيا - ماللىرىدىن) ياخشىدۇر»
Japonca:
言ってやるがいい。「アッラーの恩恵により,またその慈悲により,かれらを喜ばせなさい。それはかれらが蓄積したものに勝る。」
Arapça (Ürdün):
«قل بفضل الله» الإسلام «وبرحمته» القرآن «فبذلك» الفضل والرحمة «فليفرحوا هو خير مما يجمعون» من الدنيا بالياء والتاء.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम कह दो कि (ये क़ुरान) ख़ुदा के फज़ल व करम और उसकी रहमत से तुमको मिला है (ही) तो उन लोगों को इस पर खुश होना चाहिए
Tayca:
จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) “ด้วยความโปรดปรานของอัลลอฮ์ และด้วยความเมตตาของพระองค์ ดังกล่าวนั้นพวกเขาจงดีใจเถิด” ซึ่งมันดียิ่งกว่าสิ่งที่พวกเขาสะสมไว้
İbranice:
אמור: בחסד של אלוהים וברחמיו, בזאת ישמחו, כי הוא טוב יותר מכל אשר הם אוספים
Hırvatça:
Reci: "Zbog Allahove blagodarnosti i milosti - eto, zbog toga neka se raduju; to je bolje od onoga što gomilaju."
Rumence:
Spune: “Pentru harul lui Dumnezeu şi milostivenia Sa, să se bucure, căci acestea sunt mai bune decât ceea ce strâng!
Transliteration:
Qul bifadli Allahi wabirahmatihi fabithalika falyafrahoo huwa khayrun mimma yajmaAAoona
Türkçe:
De ki: "Allah'ın lütfuyla, O'nun rahmetiyle, sadece onunla sevinip ferahlasınlar! O, onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır."
Sahih International:
Say, "In the bounty of Allah and in His mercy - in that let them rejoice; it is better than what they accumulate."
İngilizce:
Say: "In the bounty of Allah. And in His Mercy,- in that let them rejoice": that is better than the (wealth) they hoard.
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) De: “Allahın ne’məti və mərhəməti ilə - ancaq onunla sevinsinlər. Bu onların yığdıqlarından (fani dünya malından) daha xeyirlidir!”
Süleyman Ateş:
De ki: "Allah'ın lutfiyle, rahmetiyle (evet) ancak onunla ferahlansınlar. O onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır."
Diyanet Vakfı:
De ki: Ancak Allah'ın lütfu ve rahmetiyle, işte bunlarla sevinsinler. Bu, onların (dünya malı olarak) topladıklarından daha hayırlıdır.
Erhan Aktaş:
De ki: “Allah’ın fazlı(1) ve rahmetiyle gönül huzuruna kavuşsunlar. Bu onların toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır.”
Kral Fahd:
De ki: Ancak Allah’ın lütfu ve rahmetiyle, işte bunlarla sevinsinler. Bu, onların (dünya malı olarak) topladıklarından daha hayırlıdır.
Hasan Basri Çantay:
De ki: «Ancak Allahın fazl (-u keremi) ile, rahmetiyle, işte yalınız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıb durdukları (bütün dünyalıklar) ından hayırlıdır».
Muhammed Esed:
Söyle (onlara), Allah´ın bu cömertliği ve rahmetiyle işte böylece sevinsinler: (sevinsinler ki,) bu onların toplayıp biriktirdiği her şeyden daha üstün, daha iyidir!
Gültekin Onan:
De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
De ki: “- Allah’ın ihsaniyle ve rahmetiyle, ancak bununla ferahlansınlar. Bu, onların toplamakta olduklarından (dünya menfaatından) daha hayırlıdır.
Portekizce:
Dize: Contentai-vos com a graça e a misericórdia de Deus! Isso é preferível a tudo quanto entesourarem!
İsveççe:
Säg: "Gläds över dessa Guds gåvor och över Hans barmhärtighet, som är förmer än [de rikedomar] ni kan samla!"
Farsça:
بگو: [این موعظه، دارو، هدایت و رحمت] به فضل و رحمت خداست، پس باید مؤمنان به آن شاد شوند که آن از همه ثروتی که جمع می کنند، بهتر است.
Kürtçe:
(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ ھەر بەھۆی چاکە و میھرەبانی خواوەیە جا کەواتە بابەوە دڵخۆش بن ئەوە چاکترە (بۆیان) لەوەی کۆی دەکەنەوە (لەشتی ئەم دونیایە)
Özbekçe:
Сен: «Аллоҳнинг фазли ила ва Унинг раҳмати ила. Бас, ана шу билан хурсанд бўлсинлар. У улар жамлайдиган нарсалардан яхшидир», деб айт. (Бир умматга икки дунё бахтига эриштирувчи илоҳий китоб берилиши ўша миллатга Аллоҳнинг фазли ва марҳаматидир. Бу миллат ушбу оятга амал қилиб, қанча хурсанд бўлса, арзийди. Аллоҳ таолонинг фазли ва марҳамати бўлмиш Қуръони Каримга иймон келтириб, уни ўзига дастур қилиб олган зотлар ўша энг улуғ фазл ва раҳматга эришган кишилар сифатида қанчалик хурсанд бўлсалар, шунчалик оз. Қуръонга эришиш дунёдаги бошқа ҳамма нарсаларни жамлаб, ўшаларга эга бўлишдан кўра яхшироқдир.)
Malayca:
Katakanlah (wahai Muhammad) "kedatangan Al-Quran itu adalah semata-mata dengan limpah kurnia Allah dan kasih sayangNya, maka dengan isi kandungan Al-Quran itulah hendaknya mereka bersukacita (bukan dengan yang lainnya), kerana ia lebih baik daripada apa yang mereka himpunkan dari segala benda dan perkara yang tidak kekal)".
Arnavutça:
Thuaj: “Me dhuntinë e Perëndisë dhe mëshirën e Tij – vetëm me këto le të gëzohen! Kjo është më mirë se ajo që grumbullojnë ata”.
Bulgarca:
Кажи: “С благодатта на Аллах и с Неговото милосърдие, с това нека ликуват! То е по-добро от това, което трупат.”
Sırpça:
Реци: „Нека се зато због Кур'ана - Аллахове благодати и милости радују; то је боље од онога што гомилају.“
Çekçe:
Rci: 'Nechť radují se z dobrodiní a milosrdenství Božího a z toho všeho a to lepší je než to, co shromažďují.'
Urduca:
اے نبیؐ، کہو کہ “یہ اللہ کا فضل اور اس کی مہربانی ہے کہ یہ چیز اس نے بھیجی، اس پر تو لوگوں کو خوشی منانی چاہیے، یہ اُن سب چیزوں سے بہتر ہے جنہیں لوگ سمیٹ رہے ہیں"
Tacikçe:
Бигӯ: «Ба фазли Худову раҳмати Ӯ». Шодмон шаванд, зеро ин ду аз ҳар чӣ ҷамъ мекунанд, беҳтар аст.
Tatarca:
Ий Мухәммәд г-м! Кешеләргә Аллаһуның юмартлыгы вә рәхмәте илә иңдерелгән Коръән белән сөйлә һәм Коръән белән гамәл кылырга өндә! Коръән иңдерелгән өчен һәм аның белән гамәл кылганнары өчен шатлансыннар. Коръән белән гамәл кылу алар җыйган малдан хәерлерәк.
Endonezyaca:
Katakanlah: "Dengan kurnia Allah dan rahmat-Nya, hendaklah dengan itu mereka bergembira. Kurnia Allah dan rahmat-Nya itu adalah lebih baik dari apa yang mereka kumpulkan".
Amharca:
«በአላህ ችሮታና በእዝነቱ (ይደሰቱ)፡፡ በዚህም ምክንያት ይደሰቱ፡፡ እርሱ ከሚሰበስቡት ሀብት በላጭ ነው» በላቸው፡፡
Tamilce:
(நபியே) கூறுவீராக! “(இந்தக் குர்ஆன்) அல்லாஹ்வின் அருளினாலும் அவனுடைய கருணையினாலும் (உங்களுக்கு) இறக்கப்பட்டிருக்கிறது. ஆகவே, இ(தை நம்பிக்கைக் கொண்டு, இதை பின்பற்றி நடப்ப)தன் மூலமே அவர்கள் மகிழ்ச்சியடையட்டும். இது அவர்கள் சேகரி(த்து சேமித்து வை)க்கின்ற (உலக செல்வத்)தை விட மிக மேலானதாகும்.”
Korece:
일러가로되 하나님의 풍성함과 은헤로 그들을 기쁘게 하리니 이는 그들이 축적한 것보다 나으 리라
Vietnamca:
Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy nói (với nhân loại): “Với hồng phúc của Allah và lòng thương xót của Ngài, các ngươi hãy vui hưởng.” Điều đó tốt hơn những gì mà họ đã tích lũy và tom góp được.
Ayet Linkleri: