Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

14

Sûredeki Ayet No: 

27

Ayet No: 

1777

Sayfa No: 

259

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ ۖ وَيُضِلُّ اللَّهُ الظَّالِمِينَ ۚ وَيَفْعَلُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ

Çeviriyazı: 

yüŝebbitü-llâhü-lleẕîne âmenû bilḳavli-ŝŝâbiti fi-lḥayâti-ddünyâ vefi-l'âḫirah. veyüḍillü-llâhu-żżâlimîne veyef`alü-llâhü mâ yeşâ'.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah, iman edenleri, dünya hayatında da, ahirette de sağlam bir söz üzerinde tutar; zalimleri de saptırır ve Allah, dilediğini yapar.

Diyanet İşleri: 

Allah inananları, dünya hayatında ve ahirette sağlam bir söz üzerinde tutar; zalimleri de saptırır. Allah dilediğini yapar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah, inananlara dünya yaşayışında da, ahirette de o sabit sözle sebat verir ve zulmedenleri saptırır ve Allah, dilediğini yapar.

Şaban Piriş: 

Allah iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam bir söz ile sabit kılar, zalimleri de saptırır. Allah ne dilerse yapar.

Edip Yüksel: 

ALLAH inananları dünya hayatında da, ahirette de kanıtlanmış sözle destekler. ALLAH zalimleri ise saptırır ve ALLAH dilediğini yapar.

Ali Bulaç: 

Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini yapar.

Suat Yıldırım: 

Allah iman edenleri hem dünyada hem âhirette o sabit söz üzerinde sağlam bir şekilde tutar. Zalimleri ise şaşırtır. Allah elbette dilediğini yapar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Allah Teâlâ mü´minleri dünya hayatında da, ahirette de sabit kavil ile tesbit eder ve Allah Teâlâ zalimleri dalâlete düşürür ve Allah Teâlâ dilediğini yapar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah, inananları dünya hayatında da âhirette de tutarlı sözle sağlamlaştırır. Allah, zalimleri şaşırtır. Allah, dilediğini yapar.

Bekir Sadak: 

(32-33) Gokleri ve yeri yaratan, yukardan indirdigi su ile rizik olarak urunler yetistiren, emri geregince denizde yuzmek uzere gemileri, nehirleri, belli yorungelerinde yuruyen ay ve gunesi, geceyle gunduzu sizin buyrugunuza veren Allah´tir.

İbni Kesir: 

Allah

Adem Uğur: 

Allah Teâlâ sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.

İskender Ali Mihr: 

Allah âmenû olanları (ölmeden önce Allah´a ulaşmayı dileyenleri) sabit sözle dünya ve ahiret hayatında sebat ettirir. Ve zalimleri dalâlette bırakır. Allah dilediği şeyi yapar.

Celal Yıldırım: 

Allah imân edenleri Dünya hayatında da, Âhiret´te de sabit bir söz ile sağlamlaştırır. Zâlimleri ise saptırır ve Allah dilediğini yapar.

Tefhim ul Kuran: 

Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp saptırır

Fransızca: 

Allah affermit les croyants par une parole ferme, dans la vie présente et dans l'au-delà . Tandis qu'Il égare les injustes. Et Allah fait ce qu'Il veut.

İspanyolca: 

Alá confirma con palabra firme a quienes creen, en la vida de acá y en la , otra. Pero Alá extravía a los ímpios. Alá hace lo que quiere.

İtalyanca: 

Allah rafforza coloro che credono con la parola ferma, in questa vita come nell'altra e, allo stesso tempo, svia gli ingiusti. Allah fa ciò che vuole.

Almanca: 

ALLAH gewährt Festigkeit denjenigen, die den Iman verinnerlicht haben, durch feststehende Worte im diesseitigen Leben und im Jenseits. Und ALLAH läßt die Unrecht-Begehenden abirren. Und ALLAH macht, was ER will.

Çince: 

在今世和后世,真主以坚固的言辞使信道者坚信,真主使不义者误入迷途,真主是为所欲为的。

Hollandaca: 

God zal degenen, die gelooven, door het standvastige woord des geloofs, zoowel in dit leven als in het toekomstige, bevestigen; maar God zal den booze in dwaling brengen; want God doet wat hem behaagt.

Rusça: 

Аллах поддерживает верующих твердым словом в мирской жизни и Последней жизни. А беззаконников Аллах вводит в заблуждение - Аллах вершит то, что пожелает.

Somalice: 

wuxuu ku sugaa Eebe kuwa rumeeyey xaqa Erayga sugan (ashaadada iyo xaqa) Nolosha adduun iyo Aakhiraba wuxuuna falaa Eebe wuxuu doono.

Swahilice: 

Mwenyezi Mungu huwatia imara wenye kuamini kwa kauli ya imara katika maisha ya dunia na katika Akhera. Na Mwenyezi Mungu huwaacha kupotea hao wenye kudhulumu. Na Mwenyezi Mungu hufanya apendavyo.

Uygurca: 

اﷲ مۆمىنلەرنى مۇستەھكەم ئىمان بىلەن دۇنيادا ۋە ئاخىرەتتە مەھكەم تۇرغۇزىدۇ. اﷲ زالىملا - نى گۇمراھ قىلىدۇ، اﷲ خالىغىنىنى قىلىدۇ

Japonca: 

アッラーは現世の生活においてもまた来世でも,堅固な(地歩に立つ)御言葉で,信仰する者たちを立たせられる。だがアッラーは悪を行う者を迷うに任せ,かれは御心のままになされる。

Arapça (Ürdün): 

«يثبت الله الذين آمنوا بالقول الثابت» هي كلمة التوحيد «في الحياة الدنيا وفي الآخرة» أي في القبر لما يسألهم الملكان عن ربهم ودينهم ونبيهم فيجيبون بالصواب كما في حديث الشيخين «ويضل الله الظالمين» الكفار فلا يهتدون للجواب بالصواب بل يقولون لا ندري كما في الحديث «ويفعل الله ما يشاء».

Hintçe: 

जो लोग पक्की बात (कलमा तौहीद) पर (सदक़ दिल से ईमान ला चुके उनको ख़ुदा दुनिया की ज़िन्दगी में भी साबित क़दम रखता है और आख़िरत में भी साबित क़दम रखेगा (और) उन्हें सवाल व जवाब में कोई वक्त न होगा और सरकशों को ख़ुदा गुमराही में छोड़ देता है और ख़ुदा जो चाहता है करता है

Tayca: 

อัลลอฮทรงให้บรรดาผู้ศรัทธาหนักแน่นด้วยคำกล่าวที่มั่นคง ในการมีชีวิตอยุ่ทั้งในโลกนี้ และในปรโลก และอัลลอฮทรงให้บรรดาผู้อธรรมหลงทาง และอัลลอฮทรงกระทำสิ่งที่พระองค์ทรงประสงค์

İbranice: 

אלוהים מחזק את אלה אשר האמינו במילים יציבות בעולם הזה ובעולם הבא. את המקפחים יתעה אלוהים, ואלוהים יעשה את אשר ירצה

Hırvatça: 

Allah vjernike postojanom riječju učvršćuje u životu na dunjaluku, a i na ahiretu, a zulumćare u zabludu odvodi; Allah radi što hoće.

Rumence: 

Dumnezeu îi întăreşte pe cei care cred cu un cuvânt puternic în Viaţa de Acum şi în Viaţa de Apoi, iar pe nedrepţi Dumnezeu îi rătăceşte. Dumnezeu face ceea ce voieşte.

Transliteration: 

Yuthabbitu Allahu allatheena amanoo bialqawli alththabiti fee alhayati alddunya wafee alakhirati wayudillu Allahu alththalimeena wayafAAalu Allahu ma yashao

Türkçe: 

Allah, inananları dünya hayatında da âhirette de tutarlı sözle sağlamlaştırır. Allah, zalimleri şaşırtır. Allah, dilediğini yapar.

Sahih International: 

Allah keeps firm those who believe, with the firm word, in worldly life and in the Hereafter. And Allah sends astray the wrongdoers. And Allah does what He wills.

İngilizce: 

Allah will establish in strength those who believe, with the word that stands firm, in this world and in the Hereafter; but Allah will leave, to stray, those who do wrong: Allah doeth what He willeth.

Azerbaycanca: 

Allah iman gətirənləri dünyada da, axirətdə də möhkəm bir sözlə (kəlmeyi-şəhadətlə) sabitqədəm edər. Allah zalımları (haqq yoldan) sapdırar. Allah istədiyini edər!

Süleyman Ateş: 

Allah, inananları, dünya hayatında da, ahirette de sağlam sözle tesbit eder. Allah, zalimleri de şaşırtır ve Allah, dilediğini yapar.

Diyanet Vakfı: 

Allah Teala sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.

Erhan Aktaş: 

Allah, îmân edenleri dünya hayatında da âhirette de sapasağlam(1) ayakta tutar. Allah, zalim olanları saptırır. Allah dilediğini yapar.

Kral Fahd: 

Allah Teâlâ sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.

Hasan Basri Çantay: 

Allah, îman, edenlere dünyâ hayaatında da, âhiretde de, o sabit söz (ler) inde, dâima sebat ihsan eder. Allah zaalimleri (kâfirleri) şaşırtır. Allah ne dilerse yapar.

Muhammed Esed: 

Allah, imana erişenlerin durumunu sapasağlam ve dosdoğru bir sözle, hem dünya hayatında ve hem de ahirette sağlamlaştırır; haksızlık yapanları ise, Allah sapıklık içinde bırakır; çünkü Allah dilediğini yapar.

Gültekin Onan: 

Tanrı, inananları, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp saptırır. Tanrı dilediğini yapar.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, iman edenleri hem dünyada, hem ahirette (kabirde) sabit söz olan şehadet kelimesi (eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abdühü ve Rasûlüh) ile tesbit eder

Portekizce: 

Deus afirmará os fiéis com a palavra firme da vida terrena, tão bem como na outra vida; e deixará que os iníquos sedesviem, porque procede como Lhe apraz.

İsveççe: 

Gud stärker de troende med det ord vars sanning står fast i denna värld och i evigheten; men de orättfärdiga låter Han gå vilse. - Gud gör vad Han vill.

Farsça: 

خدا مؤمنان را به سبب اعتقاد و ایمانشان در زندگی دنیا و آخرت ثابت قدم و پابرجا می دارد، و خدا ستمکاران [به آیاتش] را [به علت لجاجت و عنادشان] گمراه می کند، و خدا هر چه بخواهد [بر اساس حکمتش] انجام می دهد.

Kürtçe: 

ئەوانەی کەبڕوایان ھێناوە خوا دامەزراویان دەکات بە ووتەی بەڕێ وجێ (کە شایەتومانە) لەژیانی دونیا و لەڕۆژی دوایشدا وە خوا ستەمکارانیش گومڕا دەکات وە خوا ھەرچی بیەوێت دەیکات

Özbekçe: 

Аллоҳ иймон келтирганларни бу дунё ҳаётида ҳам, охиратда ҳам собит сўз ила собитқадам қилур. Аллоҳ золимларни залолатга кетказур. Аллоҳ хоҳлаганини қилур.

Malayca: 

Allah menetapkan (pendirian) orang-orang yang beriman dengan kalimah yang tetap teguh dalam kehidupan dunia dan akhirat; dan Allah menyesatkan orang-orang yang berlaku zalim (kepada diri mereka sendiri); dan Allah berkuasa melakukan apa yang dikehendakiNya.

Arnavutça: 

Perëndia besimtarët i forcon me fjalë të qëndrueshme, në këtë botë dhe në botën tjetër, kurse zullumqarët i shpie në humbje; Perëndia punon ç’të dojë.

Bulgarca: 

Аллах укрепва вярващите с непоколебимо слово и в земния живот, и в отвъдния. И оставя Аллах угнетителите в заблуда. Аллах прави, каквото пожелае.

Sırpça: 

Аллах учвршћује вернике постојаном речју у животу на овом свету, а и на оном свету, а многобошце одводи у заблуду; Аллах ради шта хоће.

Çekçe: 

Bůh povzbuzuje ty, kdož uvěřili, slovem pevným v životě pozemském i budoucím, zatímco nespravedlivé nechává bloudit. A Bůh činí, co Jemu se zlíbí.

Urduca: 

ایمان لانے والوں کو اللہ ایک قول ثابت کی بنیاد پر دنیا اور آخرت، دونوں میں ثبات عطا کرتا ہے، اور ظالموں کو اللہ بھٹکا دیتا ہے اللہ کو اختیار ہے جو چاہے کرے

Tacikçe: 

Худо мӯъминонро ба сабаби эътиқоди устуворашон дар дунёву охират пойдор медорад. Ва золимонро гумроҳ месозад ва ҳар чӣ хоҳад, ҳамон мекунад.

Tatarca: 

Иман китереп хак диндә булган кешеләрне Аллаһ дөньяда вә ахирәттә дәлил белән сабит булган "Лә Илаһә Илләллаһ" сүзенә беркетер, әмма иман китермәгән залимләрне Аллаһ адаштырыр, Аллаһ теләгән эшне кылыр.

Endonezyaca: 

Allah meneguhkan (iman) orang-orang yang beriman dengan ucapan yang teguh itu dalam kehidupan di dunia dan di akhirat; dan Allah menyesatkan orang-orang yang zalim dan memperbuat apa yang Dia kehendaki.

Amharca: 

አላህ እነዚያን ያመኑትን በቅርቢቱም ሕይወት በመጨረሻይቱም (በመቃብር) በተረጋገጠው ቃል ላይ ያረጋቸዋል፡፡ ከሓዲዎችንም አላህ ያሳስታቸዋል፡፡ አላህም የሚሻውን ይሠራል፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கை கொண்டவர்களை உலக வாழ்க்கையிலும் மறுமையிலும், (லாயிலாஹ இல்லல்லாஹ் எனும்) உறுதியான சொல்லைக் கொண்டு அல்லாஹ் உறுதிப்படுத்துகிறான். இன்னும், அநியாயக்காரர்களை அல்லாஹ் வழிகெடுக்கிறான்; இன்னும், அல்லாஹ், தான் நாடுவதைச் செய்கிறான்.

Korece: 

하나님은 현세와 내세에서 말씀으로 믿는 자들을 안정케 하 사 죄지은 자들을 방황케 하시니 하나님은 그분이 원하시는 대로 하시니라

Vietnamca: 

Allah giữ vững lời nói của những người có đức tin trên cõi đời này và ở Đời Sau. Và Allah bỏ mặc những kẻ làm điều sai quấy đi lạc. Và Allah làm bất cứ điều gì Ngài muốn.