Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

33

Ayet No: 

1397

Sayfa No: 

212

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

كَذَٰلِكَ حَقَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى الَّذِينَ فَسَقُوا أَنَّهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Çeviriyazı: 

keẕâlike ḥaḳḳat kelimetü rabbike `ale-lleẕîne feseḳû ennehüm lâ yü'minûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hak dinden çıkmış fasıklara Rabbinin kelimesi şöyle gerçekleşti: Onlar artık imana gelmezler.

Diyanet İşleri: 

Böylece, fasık olanların inanmayacaklarına dair Rabbinin söylediği söz gerçekleşti.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Buyruktan çıkanlar, Rabbinin şu sözünü haketmişlerdir: Onlar, inanmazlar.

Şaban Piriş: 

Böylece Rabbinin fasıklar (hak yoldan çıkanlar) hakkındaki "Onlar inanmazlar" sözü hak oldu.

Edip Yüksel: 

Yoldan çıkmış olanların inanmıyacağına dair Rabbinin sözü işte böyle gerçekleşir.

Ali Bulaç: 

Böylece Rabbinin sözü o fasık kimseler üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: "Onlar şüphesiz iman etmezler."

Suat Yıldırım: 

Öyle büsbütün doğru yoldan çıkmış, isyanda ısrar eden o fâsıklara, imana gelmedikleri için, Rabbinin azap kararı kesinleşmiştir. [39,71]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İşte fıska düşmüş olanların aleyhine Rabbinin kelimesi şöylece tahakkuk etmiştir ki, şüphe yok onlar imân etmezler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bu, budur! Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, "Onlar iman etmezler!" sözü gerçekleşmiştir.

Bekir Sadak: 

Senin icin, «Onu uydurdu mu?» diyorlar. De ki: «Onun surelerine benzer bir sure meydana getirin, iddianizda samimi iseniz, Allah´tan baska cagiribileceklerinizi de cagirin.

İbni Kesir: 

Böylece, fasık olanların iman etmeyeceklerine dair Rabbının sözü gerçekleşti.

Adem Uğur: 

İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki &quot

İskender Ali Mihr: 

Böylece senin Rabbinin sözü fasık olan kimseler üzerine hak oldu. Muhakkak ki onlar, inanmazlar.

Celal Yıldırım: 

Bunun gibi, ilâhî sınırların ve O´na uzanan yolun dışına çıkanlara karşı Rabbin sözü gerçekleşti, ki onlar gerçekten imân etmezler.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece Rabbinin sözü o fıska sapanlar üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: «Onlar gerçekten iman etmezler.»

Fransızca: 

C'est ainsi que s'est réalisée la parole de ton Seigneur contre ceux qui sont pervers : "Ils ne croiront pas".

İspanyolca: 

Así se ha cumplido la sentencia de tu Señor contra los perversos: no creerán.

İtalyanca: 

Si attua così il decreto del tuo Signore contro i perversi che mai crederanno.

Almanca: 

Derart bewahrheitete sich das Wort deines HERRN hinsichtlich derjenigen, die Fisq betrieben, daß sie den Iman nicht verinnerlichen werden.

Çince: 

你的主的判决对放肆的人们落实了。他们毕竟是不信道的。

Hollandaca: 

Zoo heeft zich dit woord van God bij de boozen bewaarheid, dat zij nimmer zullen gelooven.

Rusça: 

Так подтвердилось Слово твоего Господа о том, что нечестивцы не уверуют.

Somalice: 

Saasay ugu Waajibtay Kalimadii Eebahaa kuwa faasiqoobay oo ah inayan rumeeynin (Xaqa).

Swahilice: 

Ndio kama hivyo kauli ya Mola wako Mlezi itakavyo wathibitikia wale walio potoka, ya kwamba hawatoamini.

Uygurca: 

پەرۋەردىگارىڭنىڭ اﷲ قا ئىتائەت قىلىشتىن باش تارتقانلار توغرىسىدىكى ھۆكمى ھەقلىق بولدى. ئۇلار (اﷲ نىڭ بىرلىكىگە، رەسۇلۇللانىڭ پەيغەمبەرلىكىگە) ئىمان ئېيتمايدۇ

Japonca: 

このように主の掟に背く者に対し,あなたの主の御言葉は真実であることが立証された。本当にかれらは信仰しないであろう。

Arapça (Ürdün): 

«كذلك» كما صرف هؤلاء عن الإيمان «حقَّت كلمة ربِّك على الذين فسقوا» كفروا وهي (لأملأن جهنم) الآية، أو هي «أنهم لا يؤمنون».

Hintçe: 

ये तुम्हारे परवरदिगार की बात बदचलन लोगों पर साबित होकर रही कि ये लोग हरगिज़ ईमान न लाएँगें

Tayca: 

เช่นนั้นแหละ ลิขิตของพระเจ้าของเจ้าย่อมเป็นจริงแก่บรรดาผู้ที่ฝ่าฝืนว่า แน่แท้พวกเขาจะไม่ศรัทธา

İbranice: 

לכן פסיקתו של ריבונך הוכחה כנכונה נגד אלה המופקרים, כי הם אינם מאמינים

Hırvatça: 

Tako se obistinila riječ Gospodara tvoga nad onima koji su buntovni, da vjerovati neće.

Rumence: 

Cuvântul Domnului tău astfel s-a împlinit asupra stricaţilor care nu credeau.

Transliteration: 

Kathalika haqqat kalimatu rabbika AAala allatheena fasaqoo annahum la yuminoona

Türkçe: 

Bu, budur! Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, "Onlar iman etmezler!" sözü gerçekleşmiştir.

Sahih International: 

Thus the word of your Lord has come into effect upon those who defiantly disobeyed - that they will not believe.

İngilizce: 

Thus is the word of thy Lord proved true against those who rebel: Verily they will not believe.

Azerbaycanca: 

(Allahın itaətindən çıxmış) fasiqlərin iman gətirməyəcəkləri barədə Rəbbinin sözü (hökmü) belə kerçək oldu. (Və ya: fasiqlər iman gətirməyəcəkləri üçün Rəbbinin hökmü-cəzası onlara belə vacib oldu).

Süleyman Ateş: 

Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği: "Onlar inanmazlar." sözü, gerçekleşti.

Diyanet Vakfı: 

İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki "Onlar inanmazlar" sözü gerçekleşmiş oldu.

Erhan Aktaş: 

Böylece, Rabb’inin fâsıklar hakkındaki kelimesi(1) gerçekleşmiş oldu. Onlar îmân etmezler.

Kral Fahd: 

İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki «Onlar inanmazlar» sözü gerçekleşmiş oldu.

Hasan Basri Çantay: 

(Onlar îmandan nice döndürüldülerse hakdan) çık (ıb sap) mış olanlara karşı Rabbinin (ezeldeki) şu sözü de öylece sabit olmuşdur: «Hakıykat onlar îman etmezler».

Muhammed Esed: 

Böylece günahkarca davranmaya eğilimli olanlar hakkında Rabbinin sözünün hak olduğu ortaya çıkmış oldu: "Onlar inanmayacaklar".

Gültekin Onan: 

Böylece rabbinin sözü o fasık kimseler üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Öyle büsbütün haktan çıkmış inatçı fâsıklara Rabbinin hükmü şöyle vâcib oldu: “- onlar, artık imana gelmezler.”

Portekizce: 

Assim se cumpriu a sentença de teu Senhor sobre os depravados, porque não creram.

İsveççe: 

Så går din Herres fördömande ord mot dem som trotsar Gud i uppfyllelse: de kommer inte att tro.

Farsça: 

این گونه فرمان قاطعانه پروردگارت درباره فاسقان محقّق و ثابت شد که اینان [به سبب گناه و لجاجت] ایمان نمی آورند.

Kürtçe: 

بەو جۆرە چەسپاوە بڕیاری پەروەردگارت لەسەر ئەوانەی لەسنوور لایانداوە بێگومان ئەوانە بڕوا ناھێنن

Özbekçe: 

Шундай қилиб, фосиқлик қилганларга Роббингнинг сўзи ҳақ бўлди. Улар иймон келтирмаслар.

Malayca: 

(Sebagaimana benarnya ketuhanan itu bagi Allah sahaja) demikianlah benarnya kalimah ketetapan hukum Tuhanmu, terhadap orang-orang yang fasik kerana bahawasanya mereka tidak beriman.

Arnavutça: 

Kështu u sendërtua (realizua) fjala e Zotit tënd, te ata që bënë çrregullime; se, me të vërtetë, ata nuk do të besojnë.

Bulgarca: 

Така се потвърди Словото на твоя Господ за онези, които са нечестивци, че те не ще вярват.

Sırpça: 

Тако се обистинила реч твога Господара над онима који су грешили, да неће да верују.

Çekçe: 

A takto se uskutečňuje slovo Pána tvého nad těmi, kdož nestoudní jsou - že totiž neuvěří!

Urduca: 

(اے نبیؐ، دیکھو) اس طرح نافرمانی اختیار کرنے والوں پر تمہارے رب کی بات صادق آ گئی کہ وہ مان کر نہ دیں گے

Tacikçe: 

Пас сухани Парвардигори ту дар бораи исёнгарон, ки гуфт: «Инҳо имон намеоваранд», ба ҳақиқат пайваст!

Tatarca: 

Аллаһ тәгаләнең хаклыгы дөресләнгән кеби, фасыйклар иман китермәсләр дигән сүз дә дөресләнде!

Endonezyaca: 

Demikianlah telah tetap hukuman Tuhanmu terhadap orang-orang yang fasik, karena sesungguhnya mereka tidak beriman.

Amharca: 

እንደዚሁ የጌታህ ቃል በእነዚያ ባመጹት ላይ እነርሱ የማያምኑ መሆናቸው ተረጋገጠች፡፡

Tamilce: 

(அல்லாஹ்விற்கு கீழ்ப்படியாமல்) உண்மையை மீறியவர்கள் மீது, - நிச்சயமாக அவர்கள் நம்பிக்கை கொள்ள மாட்டார்கள் - என்ற உம் இறைவனின் சொல் அவ்வாறே உறுதியாகி விட்டது.

Korece: 

이렇게 하여 주님의 말씀을 믿지 아니하는 불신자들에게 진실이 증명되었노라

Vietnamca: 

Lời nói của Thượng Đế của Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) về những kẻ bất tuân, dấy loạn đúng như thế, rằng chúng sẽ không có đức tin.

Rubu tag: 

Hizb tag: