Arapça:
كَذَٰلِكَ حَقَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى الَّذِينَ فَسَقُوا أَنَّهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Çeviriyazı:
keẕâlike ḥaḳḳat kelimetü rabbike `ale-lleẕîne feseḳû ennehüm lâ yü'minûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hak dinden çıkmış fasıklara Rabbinin kelimesi şöyle gerçekleşti: Onlar artık imana gelmezler.
Diyanet İşleri:
Böylece, fasık olanların inanmayacaklarına dair Rabbinin söylediği söz gerçekleşti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Buyruktan çıkanlar, Rabbinin şu sözünü haketmişlerdir: Onlar, inanmazlar.
Şaban Piriş:
Böylece Rabbinin fasıklar (hak yoldan çıkanlar) hakkındaki "Onlar inanmazlar" sözü hak oldu.
Edip Yüksel:
Yoldan çıkmış olanların inanmıyacağına dair Rabbinin sözü işte böyle gerçekleşir.
Ali Bulaç:
Böylece Rabbinin sözü o fasık kimseler üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: "Onlar şüphesiz iman etmezler."
Suat Yıldırım:
Öyle büsbütün doğru yoldan çıkmış, isyanda ısrar eden o fâsıklara, imana gelmedikleri için, Rabbinin azap kararı kesinleşmiştir. [39,71]
Ömer Nasuhi Bilmen:
İşte fıska düşmüş olanların aleyhine Rabbinin kelimesi şöylece tahakkuk etmiştir ki, şüphe yok onlar imân etmezler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bu, budur! Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, "Onlar iman etmezler!" sözü gerçekleşmiştir.
Bekir Sadak:
Senin icin, «Onu uydurdu mu?» diyorlar. De ki: «Onun surelerine benzer bir sure meydana getirin, iddianizda samimi iseniz, Allah´tan baska cagiribileceklerinizi de cagirin.
İbni Kesir:
Böylece, fasık olanların iman etmeyeceklerine dair Rabbının sözü gerçekleşti.
Adem Uğur:
İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki "
İskender Ali Mihr:
Böylece senin Rabbinin sözü fasık olan kimseler üzerine hak oldu. Muhakkak ki onlar, inanmazlar.
Celal Yıldırım:
Bunun gibi, ilâhî sınırların ve O´na uzanan yolun dışına çıkanlara karşı Rabbin sözü gerçekleşti, ki onlar gerçekten imân etmezler.
Tefhim ul Kuran:
Böylece Rabbinin sözü o fıska sapanlar üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: «Onlar gerçekten iman etmezler.»
Fransızca:
C'est ainsi que s'est réalisée la parole de ton Seigneur contre ceux qui sont pervers : "Ils ne croiront pas".
İspanyolca:
Así se ha cumplido la sentencia de tu Señor contra los perversos: no creerán.
İtalyanca:
Si attua così il decreto del tuo Signore contro i perversi che mai crederanno.
Almanca:
Derart bewahrheitete sich das Wort deines HERRN hinsichtlich derjenigen, die Fisq betrieben, daß sie den Iman nicht verinnerlichen werden.
Çince:
你的主的判决对放肆的人们落实了。他们毕竟是不信道的。
Hollandaca:
Zoo heeft zich dit woord van God bij de boozen bewaarheid, dat zij nimmer zullen gelooven.
Rusça:
Так подтвердилось Слово твоего Господа о том, что нечестивцы не уверуют.
Somalice:
Saasay ugu Waajibtay Kalimadii Eebahaa kuwa faasiqoobay oo ah inayan rumeeynin (Xaqa).
Swahilice:
Ndio kama hivyo kauli ya Mola wako Mlezi itakavyo wathibitikia wale walio potoka, ya kwamba hawatoamini.
Uygurca:
پەرۋەردىگارىڭنىڭ اﷲ قا ئىتائەت قىلىشتىن باش تارتقانلار توغرىسىدىكى ھۆكمى ھەقلىق بولدى. ئۇلار (اﷲ نىڭ بىرلىكىگە، رەسۇلۇللانىڭ پەيغەمبەرلىكىگە) ئىمان ئېيتمايدۇ
Japonca:
このように主の掟に背く者に対し,あなたの主の御言葉は真実であることが立証された。本当にかれらは信仰しないであろう。
Arapça (Ürdün):
«كذلك» كما صرف هؤلاء عن الإيمان «حقَّت كلمة ربِّك على الذين فسقوا» كفروا وهي (لأملأن جهنم) الآية، أو هي «أنهم لا يؤمنون».
Hintçe:
ये तुम्हारे परवरदिगार की बात बदचलन लोगों पर साबित होकर रही कि ये लोग हरगिज़ ईमान न लाएँगें
Tayca:
เช่นนั้นแหละ ลิขิตของพระเจ้าของเจ้าย่อมเป็นจริงแก่บรรดาผู้ที่ฝ่าฝืนว่า แน่แท้พวกเขาจะไม่ศรัทธา
İbranice:
לכן פסיקתו של ריבונך הוכחה כנכונה נגד אלה המופקרים, כי הם אינם מאמינים
Hırvatça:
Tako se obistinila riječ Gospodara tvoga nad onima koji su buntovni, da vjerovati neće.
Rumence:
Cuvântul Domnului tău astfel s-a împlinit asupra stricaţilor care nu credeau.
Transliteration:
Kathalika haqqat kalimatu rabbika AAala allatheena fasaqoo annahum la yuminoona
Türkçe:
Bu, budur! Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, "Onlar iman etmezler!" sözü gerçekleşmiştir.
Sahih International:
Thus the word of your Lord has come into effect upon those who defiantly disobeyed - that they will not believe.
İngilizce:
Thus is the word of thy Lord proved true against those who rebel: Verily they will not believe.
Azerbaycanca:
(Allahın itaətindən çıxmış) fasiqlərin iman gətirməyəcəkləri barədə Rəbbinin sözü (hökmü) belə kerçək oldu. (Və ya: fasiqlər iman gətirməyəcəkləri üçün Rəbbinin hökmü-cəzası onlara belə vacib oldu).
Süleyman Ateş:
Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği: "Onlar inanmazlar." sözü, gerçekleşti.
Diyanet Vakfı:
İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki "Onlar inanmazlar" sözü gerçekleşmiş oldu.
Erhan Aktaş:
Böylece, Rabb’inin fâsıklar hakkındaki kelimesi(1) gerçekleşmiş oldu. Onlar îmân etmezler.
Kral Fahd:
İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki «Onlar inanmazlar» sözü gerçekleşmiş oldu.
Hasan Basri Çantay:
(Onlar îmandan nice döndürüldülerse hakdan) çık (ıb sap) mış olanlara karşı Rabbinin (ezeldeki) şu sözü de öylece sabit olmuşdur: «Hakıykat onlar îman etmezler».
Muhammed Esed:
Böylece günahkarca davranmaya eğilimli olanlar hakkında Rabbinin sözünün hak olduğu ortaya çıkmış oldu: "Onlar inanmayacaklar".
Gültekin Onan:
Böylece rabbinin sözü o fasık kimseler üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Öyle büsbütün haktan çıkmış inatçı fâsıklara Rabbinin hükmü şöyle vâcib oldu: “- onlar, artık imana gelmezler.”
Portekizce:
Assim se cumpriu a sentença de teu Senhor sobre os depravados, porque não creram.
İsveççe:
Så går din Herres fördömande ord mot dem som trotsar Gud i uppfyllelse: de kommer inte att tro.
Farsça:
این گونه فرمان قاطعانه پروردگارت درباره فاسقان محقّق و ثابت شد که اینان [به سبب گناه و لجاجت] ایمان نمی آورند.
Kürtçe:
بەو جۆرە چەسپاوە بڕیاری پەروەردگارت لەسەر ئەوانەی لەسنوور لایانداوە بێگومان ئەوانە بڕوا ناھێنن
Özbekçe:
Шундай қилиб, фосиқлик қилганларга Роббингнинг сўзи ҳақ бўлди. Улар иймон келтирмаслар.
Malayca:
(Sebagaimana benarnya ketuhanan itu bagi Allah sahaja) demikianlah benarnya kalimah ketetapan hukum Tuhanmu, terhadap orang-orang yang fasik kerana bahawasanya mereka tidak beriman.
Arnavutça:
Kështu u sendërtua (realizua) fjala e Zotit tënd, te ata që bënë çrregullime; se, me të vërtetë, ata nuk do të besojnë.
Bulgarca:
Така се потвърди Словото на твоя Господ за онези, които са нечестивци, че те не ще вярват.
Sırpça:
Тако се обистинила реч твога Господара над онима који су грешили, да неће да верују.
Çekçe:
A takto se uskutečňuje slovo Pána tvého nad těmi, kdož nestoudní jsou - že totiž neuvěří!
Urduca:
(اے نبیؐ، دیکھو) اس طرح نافرمانی اختیار کرنے والوں پر تمہارے رب کی بات صادق آ گئی کہ وہ مان کر نہ دیں گے
Tacikçe:
Пас сухани Парвардигори ту дар бораи исёнгарон, ки гуфт: «Инҳо имон намеоваранд», ба ҳақиқат пайваст!
Tatarca:
Аллаһ тәгаләнең хаклыгы дөресләнгән кеби, фасыйклар иман китермәсләр дигән сүз дә дөресләнде!
Endonezyaca:
Demikianlah telah tetap hukuman Tuhanmu terhadap orang-orang yang fasik, karena sesungguhnya mereka tidak beriman.
Amharca:
እንደዚሁ የጌታህ ቃል በእነዚያ ባመጹት ላይ እነርሱ የማያምኑ መሆናቸው ተረጋገጠች፡፡
Tamilce:
(அல்லாஹ்விற்கு கீழ்ப்படியாமல்) உண்மையை மீறியவர்கள் மீது, - நிச்சயமாக அவர்கள் நம்பிக்கை கொள்ள மாட்டார்கள் - என்ற உம் இறைவனின் சொல் அவ்வாறே உறுதியாகி விட்டது.
Korece:
이렇게 하여 주님의 말씀을 믿지 아니하는 불신자들에게 진실이 증명되었노라
Vietnamca:
Lời nói của Thượng Đế của Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) về những kẻ bất tuân, dấy loạn đúng như thế, rằng chúng sẽ không có đức tin.
Ayet Linkleri: