Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

126

Ayet No: 

1361

Sayfa No: 

207

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَوَلَا يَرَوْنَ أَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فِي كُلِّ عَامٍ مَّرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ

Çeviriyazı: 

evelâ yeravne ennehüm yüftenûne fî külli `âmim merraten ev merrateyni ŝümme lâ yetûbûne velâ hüm yeẕẕekkerûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar (münafıklar) her yıl bir veya iki kere kendilerinin çeşitli belalara uğratıldıklarını görmüyorlar mı? Böyle iken yine de tevbe etmiyor ve ibret almıyorlar.

Diyanet İşleri: 

Onlar, yılda bir iki defa belaya uğratılıp imtihana çekildiklerini görmüyorlar mı? Böyleyken yine tevbe etmiyorlar, ibret de almıyorlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Görmezler mi ki onlar her yıl bir, yahut iki kere musibetlere uğratılırlar da gene ne tövbe ederler, ne ibret alırlar.

Şaban Piriş: 

Onlar, her yıl bir veya bir kaç kez fitneye uğratıldıklarını görmüyorlar mı? Böyle iken yine de tevbe etmiyorlar ve ibret de almıyorlar.

Edip Yüksel: 

Her sene, bir iki defa belalarla sınandıklarını görmüyorlar mı? Buna rağmen ne tevbe ediyorlar, ne de öğüt alıyorlar.

Ali Bulaç: 

Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar.

Suat Yıldırım: 

Onlar, görmüyorlar mı ki her yıl, bir veya iki kere imtihan ediliyor,çeşitli belalara çarptırılıyorlar da yine nifaklarından dönüş yapmıyor, onlar bundan ibret de almıyorlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ya görmüyorlar mı ki, onlar her yıl mutlaka bir defa veya iki defa bir fitneye, bir belâya tutuluyorlar da sonra tevbe etmiyorlar. Ve onlar düşünüp ibret de almıyorlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Görmüyorlar mı ki, her yıl bir veya iki kez imtihan ediliyorlar. Hâlâ ne tövbeye yelteniyorlar ne de öğüt alıyorlar.

Bekir Sadak: 

Iclerinden birine, «Insanlari uyar ve inananlara, Rableri katinda yuksek makamlar oldugunu mujdele» diye vahyetmemiz, insanlarin tuhafina mi gitti ki, kafirler: «Bu apacik bir buyucudur» dediler?

İbni Kesir: 

Onlar görmezler mi ki

Adem Uğur: 

Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belâlarla) imtihan edildiklerıni görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.

İskender Ali Mihr: 

Ve onlar, senede bir veya iki kere imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra tövbe etmiyorlar (Allah´a yönelmiyorlar) ve onlar zikir yapmıyorlar (Allah´ın ismini ardarda tekrar etmiyorlar).

Celal Yıldırım: 

Onlar her yıl bir veya iki defa fitneye uğradıklarını görmüyorlar mı ? Sonra da tevbe etmiyorlar ve onlar ibret ve öğüt de almıyorlar.

Tefhim ul Kuran: 

Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar.

Fransızca: 

Ne voient-ils pas que chaque année on les éprouve une ou deux fois ? Malgré cela, ils ne se repentent, ni ne se souviennent.

İspanyolca: 

¿Es que no ven que se les prueba una o dos veces al año? Pero ni se arrepienten ni se dejan amonestar.

İtalyanca: 

Non si accorgono che ogni anno sono tentati una o due volte, quindi non si pentono e non si ricordano!

Almanca: 

Nehmen sie etwa nicht wahr, daß sie jedes Jahr ein- oder zweimal Fitna ausgesetzt werden, doch dann weder bereuen sie, noch besinnen sie sich?!

Çince: 

难道他们不知道吗?他们每年受一两次考验,但总是不改悔,也不觉悟。

Hollandaca: 

Zien zij niet, dat zij ieder jaar eens of tweemaal worden beproefd. En toch hebben zij geen berouw en overwegen niet.

Rusça: 

Неужели они не видят, что каждый год они подвергаются испытанию один или два раза? Они не раскаиваются после этого и не поминают назидание.

Somalice: 

miyeyna arkayn in la Imtixaamo sanad kasta hal jeer ama labo jeer markaas ayan toobadkeenin xusuusanaynnam

Swahilice: 

Je! Hawaoni ya kwamba wanatiwa mtihanini kila mwaka mara moja au mara mbili? Kisha hawatubu, wala hawakumbuki.

Uygurca: 

ئۇلار ئۆزلىرىنىڭ ھەر يىلى بىر قېتىم ياكى ئىككى قېتىم سىنىلىدىغانلىقىنى (يەنى ئۇلار توغرىسىدا ۋەھيى نازىل بولۇپ، سىرلىرىنىڭ پاش قىلىنىدىغانلىقىنى) بىلمەمدۇ؟ ئاندىن ئۇلار تەۋبە قىلمايدۇ (يەنى نىفاقتىن قايتمايدۇ). ئىبرەتمۇ ئالمايدۇ

Japonca: 

かれらは毎牢,1度や2度試みられるのに気付かないのか。それでもかれらは悔悟せず,また改心しないのである。

Arapça (Ürdün): 

«أولا يرون» بالياء أي المنافقون، والتاء أيها المؤمنون «أنهم يُفتنون» يُبتلون «في كل عام مرة أو مرتين» بالقحط والأمراض «ثم لايتوبون» من نفاقهم «ولا هم يذَّكرون» يتعظون.

Hintçe: 

क्या वह लोग (इतना भी) नहीं देखते कि हर साल एक मरतबा या दो मरतबा बला में मुबितला किए जाते हैं फिर भी न तो ये लोग तौबा ही करते हैं और न नसीहत ही मानते हैं

Tayca: 

และพวกเขาไม่เห็นดอกหรือว่า แท้จริงพวกเขาจะถูกทดสอบในทุก ๆปี ครั้งหนึ่งหรือสองครั้ง แล้วพวกเขาก็ไม่ยอมกลับเนื้อกลับตัวและพวกเขาก็ไม่สำนึกผิดอีกด้วย

İbranice: 

הלא יראו (הצבועים) שהם נבחנו בכל שנה פעם או פעמיים? אך הם אינם מבקשים סליחה והם לא יזכרו

Hırvatça: 

Zar oni ne vide da svake godine jedanput ili dvaput u iskušenje padaju, pa opet, oni se ne kaju, niti se prisjećaju i pouku ne uzimaju!

Rumence: 

Ei nu văd că în fiece an sunt ispitiţi să se răzvrătească o dată ori de două ori? Apoi ei nu se căiesc şi nici măcar nu-şi amintesc.

Transliteration: 

Awala yarawna annahum yuftanoona fee kulli AAamin marratan aw marratayni thumma la yatooboona wala hum yaththakkaroona

Türkçe: 

Görmüyorlar mı ki, her yıl bir veya iki kez imtihan ediliyorlar. Hâlâ ne tövbeye yelteniyorlar ne de öğüt alıyorlar.

Sahih International: 

Do they not see that they are tried every year once or twice but then they do not repent nor do they remember?

İngilizce: 

See they not that they are tried every year once or twice? Yet they turn not in repentance, and they take no heed.

Azerbaycanca: 

Münafiqlər ildə bir-iki dəfə bəlaya giriftar olduqlarını görmürlərmi? Bununla belə, yenə tövbə edib ibrət almırlar!

Süleyman Ateş: 

Kendilerinin her yıl bir iki defa sınandıklarını görmüyorlar mı? Yine de tevbe etmiyor, öğüt almıyorlar.

Diyanet Vakfı: 

Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belalarla) imtihan edildiklerıni görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.

Erhan Aktaş: 

Kendilerinin yılda bir iki defa sınandıklarını görmüyorlar mı? Yine de tevbe edip öğüt almıyorlar!

Kral Fahd: 

Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belâlarla) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.

Hasan Basri Çantay: 

(Münafıklar) görmüyorlar mı ki onlar her yıl ya bir, ya iki kerre çeşidli belâlara çarpılıyorlar da yine (nifaklarından) tevbe etmiyorlar ve onlar (bundan) ibret de almıyorlar.

Muhammed Esed: 

Peki, bunlar her yıl bir ya da iki kere denenip sınandıklarını bilmiyorlar mı ki tevbe edip (Allah´ı) anmıyorlar?

Gültekin Onan: 

Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Münafıklar, her yıl bir veya iki kere çeşitli belâlara çarpıldıklarını görmezler mi? Böyle iken, yine tevbe etmezler ve ibret almazlar.

Portekizce: 

Não reparam, acaso, que são tentados uma ou duas vezes por ano? Porém não se arrependem, nem meditam.

İsveççe: 

Inser de inte att de sätts på prov gång på gång, år efter år? Men de ångrar sig inte och de lägger inte [prövningarna] på minnet.

Farsça: 

آیا نمی بینند که در هر سال یک بار یا دو بار [به وسیله جهاد یا پیش آمدهای دیگر] آزمایش می شوند، ولی نه توبه می کنند ونه پند می گیرند.

Kürtçe: 

ئایا ئەوانە نازانن و نابینن بێگومان ئەوان تاقی دەکرێنەوە لەھەموو ساڵێکدا جارێک یان دووجار پاشان ئەوان ناگەڕێنەوە و تۆبەناکەن و پەند وەرناگرن

Özbekçe: 

Улар ҳар йили бир ёки икки марта фитна қилаётганларига қарамайдиларми? Шунда ҳам на тавба қилмаслар ва на эсламаслар. (Ҳар йили уларнинг ҳаётида бир ёки икки марта синовли ишлар, касалликми, бошқа мусибатми бўлиб ўтади. Аслида ўша ҳодисалар уларнинг кўзини очиши керак. Лекин улар бу нарсаларга ибрат кўзи билан қарамайдилар.)

Malayca: 

Dan (patutkah) mereka (berdegil) tidak mahu memperhatikan, bahawa mereka dicuba (dengan berbagai-bagai bencana) pada tiap-tiap tahun, sekali atau dua kali; kemudian mereka tidak juga bertaubat, dan tidak pula mereka mahu beringat (dan insaf)?

Arnavutça: 

Vallë, a nuk shohin ata se çdo vit, një herë ose dy herë vihen në sprovë, e megjithatë, përsëri, as nuk pendohen as nuk këshillohen.

Bulgarca: 

Не виждат ли, че ги подлагат на изпитание всяка година един или два пъти? После нито се разкайват, нито се поучават.

Sırpça: 

Зар они не виде да им сваке године једном или двапута долазе искушења, и опет се не кају, нити поуку примају!

Çekçe: 

Což nevidí, že v každém roce jsou jednou či dvakrát vystaveni pokušení? A přece se potom nekají a nevzpamatují se.

Urduca: 

کیا یہ لوگ دیکھتے نہیں کہ ہر سال ایک دو مرتبہ یہ آزمائش میں ڈالے جاتے ہیں؟ مگر اِس پر بھی نہ توبہ کرتے ہیں نہ کوئی سبق لیتے ہیں

Tacikçe: 

Оё намебинанд, ки дар ҳар сол як ё ду бор мавриди озмоиш воқеъ мешаванд? Вале на тавба мекунанд ва на панд мегиранд.

Tatarca: 

Ул монафикълар белмиләрме, елда бер-ике мәртәбә алар фетнәләнәләр, ягъни эшләре ачыла, шулай да тәүбә итмиләр һәм вәгазьләнмиләр, гыйбрәтләнмиләр.

Endonezyaca: 

Dan tidaklah mereka (orang-orang munafik) memperhatikan bahwa mereka diuji sekali atau dua kali setiap tahun, dan mereka tidak (juga) bertaubat dan tidak (pula) mengambil pelajaran?

Amharca: 

በየዓመቱ አንድ ወይም ሁለት ጊዜ እነርሱ የሚሞከሩ መኾናቸውን አያዩምን ከዚያም አይጸጸቱምን እነሱም አይገሰጹምን

Tamilce: 

ஒவ்வோர் ஆண்டிலும் ஒரு முறையோ அல்லது இரு முறைகளோ நிச்சயமாக அவர்கள் சோதிக்கப்படுகிறார்கள் என்பதை அவர்கள் கவனிக்கவில்லையா? பிறகும், அவர்கள் திருந்துவதுமில்லை. இன்னும், அவர்கள் நல்லுணர்ச்சி பெறுவதுமில்லை.

Korece: 

그들은 그들이 매년 한 두 번 시험받고 있음을 알고 있으면 서도 그들은 회개도 아니하고 주 의도 아니하더라

Vietnamca: 

Phải chăng chúng không thấy rằng chúng đã gặp họa mỗi năm đến một hoặc hai lần ư? Nhưng rồi chúng không ăn năn cũng không nhớ.