Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

99

Ayet No: 

1334

Sayfa No: 

202

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمِنَ الْأَعْرَابِ مَن يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَيَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ قُرُبَاتٍ عِندَ اللَّهِ وَصَلَوَاتِ الرَّسُولِ ۚ أَلَا إِنَّهَا قُرْبَةٌ لَّهُمْ ۚ سَيُدْخِلُهُمُ اللَّهُ فِي رَحْمَتِهِ ۗ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Çeviriyazı: 

vemine-l'a`râbi mey yü'minü billâhi velyevmi-l'âḫiri veyetteḫiẕü mâ yünfiḳu ḳurubâtin `inde-llâhi veṣalevâti-rrasûl. elâ innehâ ḳurbetül lehüm. seyüdḫilühümü-llâhü fî raḥmetih. inne-llâhe gafûrur raḥîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yine bedevilerden kimi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır ve harcadığını Allah katında yakınlıklara ve Peygamber'in dualarını almaya vesile sayar. Gerçekten de bu, onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmeti içine koyacaktır. Şüphesizki, Allah bağışlayıcıdır ve rahmet edicidir.

Diyanet İşleri: 

Bedevilerden, Allah'a ve ahiret gününe inanan, sarfettiğini, Allah katında ibadet ve Peygamberin dualarına nail olmağa vesile sayanlar da vardır. Bilin ki, verdikleri onlar için ibadettir. Allah, onlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz bağışlar ve merhamet eder.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bedevilerden Allah'a ve son güne inanıp sarfedileni Allah katında halis bir ibadet sayan ve Peygamberin dualarını kazanmaya vesile addedenler de var. Haberiniz olsun ki bu, gerçekten de onlar için bir ibadettir, Tanrıya yakın olmaya vesiledir. Allah, onları öz rahmetine ithal edecektir, şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahimdir.

Şaban Piriş: 

Bedevilerden, Allah’a ve ahiret gününe iman edin, infak ettiğini Allah katında yakınlıklar ve Rasûlün duasını almaya vesile sayanlar vardır. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine sokacaktır. Allah bağışlayan, merhamet edendir.

Edip Yüksel: 

Araplardan, ALLAH'a ve ahiret gününe inananlar da vardır. Harcadıklarını ise ALLAH'a yaklaştıracak bir vesile ve elçiye destek sayarlar. Gerçekten o, onlar için bir yaklaşma vesilesidir. ALLAH onları rahmetine sokacaktır. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Ali Bulaç: 

Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları Kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Suat Yıldırım: 

Kimi bedevîler de Allah'ı ve âhireti tasdik eder;Allah yolunda harcamasını, Allah’a yakın olmaya ve Resulünün dualarını almaya vesile sayar. İyi bilin ki bu, onlar için Allah’a yakınlık vesilesidir. Allah onları rahmet diyarı olan cennete yerleştirecektir.Çünkü Allah gafurdur, rahimdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur).

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve bedevilerden öylesi de vardır ki, Allah Teâlâ´ya ve ahiret gününe imân eder ve infak ettiği şeyi Allah Teâlâ nezdinde tekarrübe ve Peygamberin dualarına vesile (ittihaz) eder. Haberiniz olsun ki, onlar kendileri için bir yakınlıktır. Elbette Allah Teâlâ onları rahmetinin içine girdirecektir. Şüphe yok ki Allah Teâlâ yarlığayıcıdır, esirgeyicidir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Çöl Araplarından bazıları da Allah'a ve âhiret gününe inanır, harcadığını Allah yanında yakınlıklara ve resulün dualarına vesîle edinir. Dikkat edin! O harcadıkları gerçekten kendileri için bir yakınlık vesîlesidir. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır. Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.

Bekir Sadak: 

Allah´in, kullarinin tevbesini kabul ettigini, sadakalar aldigini, Allah´in tevbeleri kabul ve merhamet eden oldugunu bilmiyorlar mi?

İbni Kesir: 

9:98

Adem Uğur: 

Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah´a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber´in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (cennetine) koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir.

İskender Ali Mihr: 

Ve bedevî Araplar´dan Allah´a ve ahiret gününe (Allah´a ölmeden evvel ulaşma gününe) inananlar vardır. Ve infâk ettikleri şeyleri Allah´ın indinde ve Resul´ün dualarında bir (yakınlık) vesile kabul ederler. Muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Yine Bedevilerden öylesi de var ki, Allah´a, Âhiret gününe imân ederler. (Allah yolunda) harcadığını Allah katında yakınlıklara ve Peygamberin dualarına (lâyık olmaya vesile) edinirler. İyi bilin ki bu onlar için Allah katında bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine lâyık görüp kavuşturacaktır. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

Tefhim ul Kuran: 

Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah´a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve peygamberin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Fransızca: 

(Tel autre,) parmi les Bédouins, croit en Allah et au Jour dernier et prend ce qu'il dépense comme moyen de se rapprocher d'Allah et afin de bénéficier des invocations du Messager. C'est vraiment pour eux (un moyen) de se rapprocher (d'Allah) et Allah les admettra en Sa miséricorde. Car Allah est Pardonneur et Miséricordieux.

İspanyolca: 

Pero hay otros beduinos que creen en Alá y en el último Día y consideran lo que gastan y las oraciones del Enviado como medios de acercarse a Alá. ¿No es esto para ellos un medio de acercarse? Alá les introducirá en Su misericordia. Alá es indulgente, misericordioso.

İtalyanca: 

Ci sono altri beduini, che credono in Allah e nell'Ultimo Giorno e considera- no quello che spendono come un modo di avvicinarsi ad Allah e ottenere le benedizioni del Messaggero. Sono di certo un mezzo per avvicinarsi [ad Allah]. Presto Allah li farà entrare nella Sua misericordia. In verità Allah è perdonatore misericordioso!

Almanca: 

Und unter den Wüstenarabern ist manch einer, der den Iman an ALLAH und an den Jüngsten Tag verinnerlicht und das, was er abgibt, als etwas (dem Wohlgefallen von) ALLAH Näher- Bringendes ansieht sowie den Bittgebeten des Gesandten. Ja! Dies ist gewiß etwas (dem Wohlgefallen ALLAHs) Näher-Bringendes für sie. ER wird sie mit Seiner Gnade umgeben. Gewiß, ALLAH ist allvergebend, allgnädig.

Çince: 

游牧的阿拉伯人中有人想借信仰真主和末日,他们把所捐献的钱财当作媒介,以获得真主的亲近和使者的祝福。当然,他们必定要借此而获得真主的亲近,真主将使他们进入他的慈恩之中。真主确是至赦的,确是至慈的。

Hollandaca: 

En onder de Arabieren van de woestijn zijn er, die in God en den jongsten dag gelooven en die, hetgeen voor God wordt besteed, als een middel achten, om nader tot God gebracht te worden en de geboden van den gezant te verwerven. Is het middel tot die nadering niet in hunne handen? God zal hen in zijne genade opnemen; want God is barmhartig en genadig.

Rusça: 

Среди бедуинов есть и такие, которые веруют в Аллаха и Последний день и считают, что их пожертвования приблизят их к Аллаху и помогут заслужить молитвы Посланника. Воистину, они (пожертвования) действительно являются средством приближения. Аллах введет их в Свою милость, ведь Аллах - Прощающий, Милосердный.

Somalice: 

Reer baadiyaha waxaa ka mida kuwa rumeyn Eebe iyo maalinta aakhiro kana yeelan wuxuu bixin dhawaansho Eebe agtiisa, iyo u ducaynta Rasuulka (Iyaga) taasi waa dhawaanshahooda wuxuuna galin Eebe naxariistiisa, illeen Eebe waa dambi dhaafe naxariista.

Swahilice: 

Na katika Mabedui wapo wanao muamini Mwenyezi Mungu na Siku ya Mwisho, na wanaitakidi kuwa wanayo yatoa ndiyo ya kuwasogeza kwa Mwenyezi Mungu na ya kuwapatia dua za Mtume. Naam! Hayo ni kweli mambo ya kuwasogeza. Mwenyezi Mungu atawaingiza katika rehema yake. Hakika Mwenyezi Mungu ni Mwenye maghfira Mwenye kurehemu.

Uygurca: 

ئەئرابىلارنىڭ بەزىلىرى اﷲ قا ۋە ئاخىرەت كۈنىگە ئىمان ئېيتىدۇ، (اﷲ يولىدا) بەرگەن نەرسىلىرىنى اﷲ قا يېقىن بولۇشنىڭ ۋە پەيغەمبەرنىڭ دۇئاسىغا ئېرىشىشنىڭ ۋاسىتىسى قىلىدۇ، ئۇلار بۇ ئارقىلىق راستلا اﷲ قا بولغان يېقىنچىلىققا ئېرىشىدۇ، اﷲ قا ئۇلارنى ئۆزنىڭ رەھمىتى دائىرىسىگە كىرگۈزىدۇ، اﷲ ھەقىقەتەن (مۆمىن بەندىلىرىگە) ناھايىتى مەغپىرەت قىلغۇچىدۇر، (ئۇلارغا) تولىمۇ مېھرىباندۇر

Japonca: 

しかし(遊牧の)アラビア人の中のある者は,アッラーと最後の日を信じ,かれらの支出をアッラーに近付き,また使徒の祝福に預るための,捧げ物と考えている。聞け。本当にそれはかれらをアッラーに近付け,かれはやがてかれらを慈悲に浴させられる。本当にアッラーは寛容にして慈悲深くあられる。

Arapça (Ürdün): 

«ومن الأعراب من يؤمن بالله واليوم الآخر» كجهينة ومزينة «ويتخذ ما ينفق» في سبيل الله «قربات» تقربه «عند الله و» وسيلة إلى «صلوات» دعوات «الرسول» له «ألا إنها» أي نفقتهم «قُرُبةٌ» بضم الراء وسكونها «لهم» عنده «سيدخلهم الله في رحمته» جنته «إن الله غفور» لأهل طاعته «رحيم» بهم.

Hintçe: 

और कुछ देहाती तो ऐसे भी हैं जो ख़ुदा और आख़िरत पर ईमान रखते हैं और जो कुछ खर्च करते है उसे ख़ुदा की (बारगाह में) नज़दीकी और रसूल की दुआओं का ज़रिया समझते हैं आगाह रहो वाक़ई ये (ख़ैरात) ज़रूर उनके तक़र्रुब (क़रीब होने का) का बाइस है ख़ुदा उन्हें बहुत जल्द अपनी रहमत में दाख़िल करेगा बेशक ख़ुदा बड़ा बख़्शने वाला मेहरबान है

Tayca: 

และในหมู่อาหรับชนบทนั้น มีผู้ศรัทธาต่ออัลลอฮฺและวันอาคิเราะฮฺ และถือเอาสิ่งที่ตนบริจาคไปนั้นเป็นการใกล้ชิดกับอัลลอฮฺ และเป็นการขอพรของร่อซูล พึงรู้เถิดว่า แท้จริงมันเป็นการทำให้ใกล้ชิดแก่พวกเขา อัลลอฮฺจะทรงให้พวกเขาอยู่ในความเอ็นดูเมตตาของพระองค์ แท้จริงอัลลอฮฺนั้นเป็นผู้ทรงอภัยโทษ ทรงเอ็นดูเมตตาเสมอ

İbranice: 

אך יש בין שוכני המדבר כאלה אשר מאמינים באלוהים וביום האחרון, ורואים במה שהם תורמים (למען אלוהים) אמצעי התקרבות לאלוהים, וקבלת תפילות השליח בשבילם, בצדק ההתקרבות היא להם, ואלוהים יכניס אותם ברחמיו, כי אלוהים הוא הסלחן הרחום

Hırvatça: 

A ima beduina koji vjeruju u Allaha i u ahiret i koji smatraju da je ono što daju put da se Allahu približe i da Poslanikove dove zasluže. To im je, zaista, dobro djelo. Allah će ih milošću Svojom obasuti, Allah je, zaista, Onaj Koji oprašta grijehe i milostiv je.

Rumence: 

Pentru unii beduini, care cred în Dumnezeu şi în Ziua de Apoi, ceea ce dau este jertfă pentru Dumnezeu şi pentru binecuvântările trimisului. Oare nu o jertfă le va fi socotită? Dumnezeu va pogorî curând milostivenia Sa asupra lor. Dumnezeu este Iertător,

Transliteration: 

Wamina alaAArabi man yuminu biAllahi waalyawmi alakhiri wayattakhithu ma yunfiqu qurubatin AAinda Allahi wasalawati alrrasooli ala innaha qurbatun lahum sayudkhiluhumu Allahu fee rahmatihi inna Allaha ghafoorun raheemun

Türkçe: 

Çöl Araplarından bazıları da Allah'a ve âhiret gününe inanır, harcadığını Allah yanında yakınlıklara ve resulün dualarına vesîle edinir. Dikkat edin! O harcadıkları gerçekten kendileri için bir yakınlık vesîlesidir. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır. Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.

Sahih International: 

But among the bedouins are some who believe in Allah and the Last Day and consider what they spend as means of nearness to Allah and of [obtaining] invocations of the Messenger. Unquestionably, it is a means of nearness for them. Allah will admit them to His mercy. Indeed, Allah is Forgiving and Merciful.

İngilizce: 

But some of the desert Arabs believe in Allah and the Last Day, and look on their payments as pious gifts bringing them nearer to Allah and obtaining the prayers of the Messenger. Aye, indeed they bring them nearer (to Him): soon will Allah admit them to His Mercy: for Allah is Oft-forgiving, Most Merciful.

Azerbaycanca: 

Bədəvilər içərisində elələri də vardır ki, Allaha, axirət gününə inanır, xərclədiklərini Allaha yaxınlıq və Peyğəmbərin dualarına nail olmaq üçün vəsilə sayırlar. Bilin ki, bu onlar üçün (Allaha) yaxınlaşmağa bir səbəbdir. Allah onları Öz mərhəmətinə nail edəcəkdir. Həqiqətən, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!

Süleyman Ateş: 

Bedevi Araplardan kimi de var ki Allah'a ve ahiret gününe inanır, verdiğini Allah'a yakın dereceler kazanmağa ve Elçinin du'alarını almağa vesile sayar. Gerçekten o (verdikleri) kendileri için yakın dereceler(e vesile)dir. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır. Muhakkak ki Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Diyanet Vakfı: 

Bedevilerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (cennetine) koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir.

Erhan Aktaş: 

Bedevi Araplardan kimisi de Allah’a ve âhiret gününe inanır. İnfak ettiğini Allah katında yakınlığa ve Resûl’ün selâvatına(1) vesile sayar. Gerçekten o, kendileri için yakınlık vesilesidir. Allah, onları rahmetine alacak. Allah, Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir.

Kral Fahd: 

Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah’a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir.

Hasan Basri Çantay: 

Bedevilerden öyle adam da vardır ki Allaha ve âhiret gününe inanır, harcedeceğini Allah yanında yakınlıklara ve o peygamberin dualarına (vesîle) edinir. Haberiniz olsun ki bu, onlar için gerçek bir yakınlıkdır. Allah, onları rahmetine koyacakdır. Şübhesiz ki Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.

Muhammed Esed: 

Ama bedeviler arasında, Allaha ve Ahiret Gününe inanan, (Allah yolunda) harcadıklarını, kendilerini Allaha yaklaştıran ve Elçinin dualarında anılmalarını sağlayan vesileler olarak görenler de var. Bakın işte bu, (Allahın onlara) yakınlık (göstermesi) için gerçek bir vesile olacaktır; (çünkü) Allah onları rahmetiyle kuşatacaktır: gerçek şu ki, Allah çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır!

Gültekin Onan: 

Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Tanrı´ya ve ahiret gününe inanır ve infak ettiğini Tanrı katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Tanrı da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Tanrı bağışlayandır, esirgeyendir.

Ali Fikri Yavuz: 

Yine Bedevî’lerden öylesi de vardır ki, Allah’a ve âhiret gününe inanır

Portekizce: 

Também, entre os beduínos, há aqueles que crêem em Deus e no Dia do Juízo Final; consideram tudo quanto distribuemem caridade como um veículo que os aproximará de Deus e lhes proporcionará as preces do Mensageiro. Sabei que isso osaproximará! Deus os acolherá em Sua clemência, porque é Indulgente, Misericordiosíssimo.

İsveççe: 

Men [även] bland ökenaraberna finns det de som tror på Gud och den Yttersta dagen, och då de ger något [för Guds sak vet de att] det närmar dem till Gud och [ger dem en plats i] Sändebudets böner. Helt visst närmar det dem till [Honom] - Gud skall innesluta dem i Sin nåd; Han är ständigt förlåtande, barmhärtig.

Farsça: 

و گروهی از بادیه نشینانِ [جزیرة العرب] کسانی هستند که به خدا و روز قیامت ایمان دارند و آنچه را انفاق می کنند، مایه قرب به خدا و دعاهای پیامبر می دانند؛ آگاه باشید! انفاقشان وسیله تقرّب برای آنان است، به زودی خدا آنان را در رحمتش در آورد؛ زیرا خدا بسیار آمرزنده و مهربان است.

Kürtçe: 

وە ھەندێکی تر لەو عەرەبە دەشتەکیانە ھەیە کە باوەڕیان بەخوا و بەڕۆژی دوایی ھەیە وە وای دادەنێت ئەوەی دەی بەخشێت ھۆی نزیک بوونەوەیە لە خوا وە دوعا کردنی پێغەمبەر ﷺ بێداربن بێگومان ئەوە ھۆی نزیک بوونەوەیانە لەخواوە لە ئایندەدا خوا دەیانخاتە ناو میھرەبانی و ڕەحمەتی خۆیەوە بێگومان خوا لێبوردە و میھرەبانە

Özbekçe: 

Аъробийлардан Аллоҳга ва охират кунига иймон келтирадиган ҳамда инфоқ қиладиган нарсасини Аллоҳга қурбат ҳосил қилиш ва Расулнинг дуосига мушарраф этиш воситаси деб биладиганлари ҳам бор. Билсинларки, албатта, ўша нарсалар улар учун қурбатдир. Албатта, Аллоҳ уларни ўз раҳматига киритади. Албатта, Аллоҳ мағфиратли ва раҳмли зотдир. (Бу оятда васфлари келган аъробийлар мухлис, мўмин-мусулмон аъробийлардир. Улар Аллоҳга ва охират кунига иймон келтирган саодатманд кишилардир.)

Malayca: 

Dan sebahagian dari orang-orang A'raab itu ada yang beriman kepada Allah dan hari akhirat, dan memandang apa yang mereka dermakan (pada jalan Allah itu) sebagai amal-amal bakti (yang mendampingkan) di sisi Allah dan sebagai (satu jalan untuk mendapat) doa dari Rasulullah (yang membawa rahmat kepada mereka) Ketahuilah, sesungguhnya apa yang mereka dermakan itu adalah menjadi amal bakti bagi mereka (yang mendampingkan mereka kepada Allah); Allah akan masukkan mereka ke dalam rahmatNya; sesungguhnya Allah Maha Pengampun, lagi Maha Mengasihani.

Arnavutça: 

E ka nga beduinët, që besojnë Perëndinë dhe Ditën e Kijametit dhe atë që e kanë shpenzuar (në rrugën e Perëndisë), e marrin për afrim te Perëndia dhe meritimin e bekimit të Pejgamberit. E, me të vërtetë, ai shpenzim i tyre, është afrim i tyre (te Perëndia). Perëndia ata do t’i shpie në mëshirën e Vet. Se, Perëndia, me të vërtetë, është falës dhe mëshirues.

Bulgarca: 

А някои бедуини вярват в Аллах и в Сетния ден, и приемат онова, което дават, за приближаване към Аллах и към зова от Пратеника. То наистина е приближаване. Ще ги въведе Аллах в Своето милосърдие. Аллах е опрощаващ, милосърден.

Sırpça: 

А има бедуина који верују у Аллаха и у Будући свет и који сматрају да је оно што удељују пут да се Аллаху приближе и да заслуже Посланикове благослове. То им је, заиста, добро дело. Аллах ће да их обаспе Својом милошћу, Аллах, заиста, опрашта грехе и милостив је.

Çekçe: 

A jsou mezi kočovnými Araby někteří, kdož věří v Boha a v den poslední a pokládají příspěvky své za přiblížení se k Bohu a k modlitbám posla. Což toto není vskutku cesta, aby se přiblížili? A Bůh je uvede do milosrdenství Svého, neboť Bůh věru je odpoušt

Urduca: 

اور انہی بدویوں میں کچھ لوگ ایسے بھی ہیں جو اللہ اور روز آخر پر ایمان رکھتے ہیں اور جو کچھ خرچ کرتے ہیں اُسے اللہ کے تقرب کا اور رسولؐ کی طرف سے رحمت کی دعائیں لینے کا ذریعہ بناتے ہیں ہاں! وہ ضرور ان کے لیے تقرب کا ذریعہ ہے اور اللہ ضرور ان کو اپنی رحمت میں داخل کریگا، یقیناً اللہ درگزر کرنے والا اور رحم فرمانے والا ہے

Tacikçe: 

Ва баъзе аз арабҳои бодиянишин ба Худову рӯзи қиёмат имон доранд ва он чиро, ки харҷ мекунанд, барои наздик шудан ба Худо ва ба хотири дуъои паёмбар харҷ мекуканд. Бидонед, ки ҳамин сабаби наздикияшон ба Худо хоҳад шуд ва Худо ба раҳмати хеш дохилашон хоҳад кард, зеро омурзандаву меҳрубон аст!

Tatarca: 

Бәдәвий ґәрәбләреннән бәгъзеләре Аллаһуга вә ахирәт көненә ышаналар һәм Аллаһ юлына биргән маллары – Аллаһуга якын булырга сәбәп дип беләләр һәм биргән маллары белән расүлүллаһның догасын өстиләр. Әгаһ булыгыз! Аларның Аллаһуга якын булу өчен биргән садакалары, әлбәттә, Аллаһуга якын булуга сәбәптер, Аллаһ аларны бик тиз рәхмәтенә кертер, шиксез, Аллаһ ярлыкаучы вә рәхимле.

Endonezyaca: 

Di antara orang-orang Arab Badwi itu ada orang yang beriman kepada Allah dan hari kemudian, dan memandang apa yang dinafkahkannya (di jalan Allah) itu, sebagai jalan untuk mendekatkannya kepada Allah dan sebagai jalan untuk memperoleh doa Rasul. Ketahuilah, sesungguhnya nafkah itu adalah suatu jalan bagi mereka untuk mendekatkan diri (kepada Allah). Kelak Allah akan memasukan mereka kedalam rahmat (surga)Nya; Sesungguhnya Allah Maha Pengampun lagi Maha Penyayang.

Amharca: 

ከአዕራቦችም በአላህና በመጨረሻው ቀን የሚያምን የሚሰጣቸውንም (ምጽዋቶች) አላህ ዘንድ መቃረቢያዎችና ወደ መልክተኛው ጸሎቶች መዳረሻ አድርጎ የሚይዝ ሰው አልለ፡፡ ንቁ! እርሷ ለእነሱ በእርግጥ አቃራቢ ናት፡፡ አላህ በችሮታው ውስጥ (በገነቱ) በእርግጥ ያስገባቸዋል፡፡ አላህ መሓሪ አዛኝ ነውና፡፡

Tamilce: 

கிராம அரபிகளில் சிலர் இருக்கிறார்கள். அவர்கள் அல்லாஹ்வையும் இறுதி நாளையும் நம்பிக்கை கொள்கிறார்கள். இன்னும், அவர்கள் தாங்கள் தர்மம் புரிவதை அல்லாஹ்விடம் புண்ணியங்களாகவும், தூதரின் பிரார்த்தனைகளை பெறும் வழியாகவும் எடுத்துக் கொள்கிறார்கள். அறிந்து கொள்ளுங்கள்: நிச்சயமாக அது அவர்களுக்கு (நன்மை தரும்) புண்ணியமாக இருக்கும். அல்லாஹ் அவர்களைத் தன் கருணையில் பிரவேசிக்கச் செய்வான். நிச்சயமாக அல்லாஹ் மகா மன்னிப்பாளன், பெரும் கருணையாளன் ஆவான்.

Korece: 

유목민 가운데는 하나님과 내세를 믿어 그들이 바친 것으로 하나님께 가까이 하려하고 그것으로 선지자의 기도를 원하는 이들 이 있나니 그것은 곧 그들에게 가까이 있으며 하나님은 그들을 그 분의 은혜 속에 들어가게 하리니 하나님은 관용과 자비로 충만 하 심이라

Vietnamca: 

Tuy nhiên, trong đám dân Ả-rập du mục, cũng có những người có đức tin nơi Allah, nơi Đời Sau và coi việc chi dùng tài sản (cho con đường chính nghĩa của Allah) là phương tiện để đến gần Allah và để có được lời cầu xin phúc lành của Thiên Sứ (Muhammad). Không nghi ngờ gì nữa, đó là một phương tiện đến gần (Allah) dành cho họ! Allah sẽ thu nhận họ vào lòng thương xót của Ngài, quả thật, Allah là Đấng Tha Thứ, Đấng Nhân Từ.