Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

13

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

1721

Sayfa No: 

251

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ ۖ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لَا يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ إِلَّا كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى الْمَاءِ لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهِ ۚ وَمَا دُعَاءُ الْكَافِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَالٍ

Çeviriyazı: 

lehû da`vetü-lḥaḳḳ. velleẕîne yed`ûne min dûnihî lâ yestecîbûne lehüm bişey'in illâ kebâsiṭi keffeyhi ile-lmâi liyeblüga fâhü vemâ hüve bibâligih. vemâ dü`âü-lkâfirîne illâ fî ḍalâl.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Gerçek dua O'nadır. O'nun dışında yalvarıp durdukları ise onlara hiçbir şeyle cevap veremezler. Onlar olsa olsa ağzına su gelsin diye iki avucunu açana benzer ki, o, ona gelmez. Kâfirlerin duası hep bir sapıklık içindedir.

Diyanet İşleri: 

Gerçek dua ve ibadet ancak O'nadır. O'ndan başka çağırdıkları putlar kendilerine hiçbir cevap vermezler. Durumları, suyun ağzına gelmesi için avuçlarını ona açmış bekleyen adamın durumu gibidir. Hiçbir zaman suya kavuşamaz. İşte kafirlerin yalvarışıda böyle, boşunadır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçek dua, ancak onadır. Ondan başkalarına dua edenlerin duaları kabul edilmez. Bu çeşit adam, ağzına gelsin diye suya ellerini uzatmış, bekleyip duran adama benzer, su ağzına gelmez onun ve kafirlerin duası, sapıklıkta kalmadan başka bir şey değildir.

Şaban Piriş: 

Gerçek dua/ibadet yalnızca O’nadır. O’ndan başka dua ettikleri, kendilerine hiçbir karşılık veremezler. Durumları, ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu (uzaktan) açan kimse gibidir. Halbuki su (ağzına) ulaşmaz. İşte kâfirlerin duası sapıklıktan başka bir şey değildir.

Edip Yüksel: 

Gerçek dua O'na yöneltilendir. O'nun dışında çağırdıkları ise onlara hiç bir şekilde karşılık veremezler. Tıpkı suya avuçlarını uzatan; ancak ağzına hiç bir şey ulaşmıyan kimse gibi... İnkarcıların duası boşunadır.

Ali Bulaç: 

Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O'na (olan)dır. Onların Allah'tan başka çağırdıkları ise, onlara hiçbir şeyle cevab veremezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. İnkar edenlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir.

Suat Yıldırım: 

Geçerli dua O'na yapılan duadır. Müşriklerin O’ndan başka yöneldikleri putlar ise, kendilerine hiçbir surette icabet edemezler.Onların durumu tıpkı, ağzına su ulaşsın diye iki elini önündeki kuyuya doğru uzatan adamın durumuna benzer.Oysa bu durumda su, hiçbir zaman ona ulaşamaz. İşte kâfirlerin duası öyle boşa gider.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Hak olan davet, Allah içindir. Ve o kimseler ki, Allah´tan başkalarına duada bulunurlar, kendileri için hiçbir şey ile icabet etmezler. Ancak ağzına erişsin diye suya karşı iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki, o su ona ulaşıcı değildir. Kâfirlerin duaları ise ancak bir sapıklık içindedir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gerçek dua yalnız O'na/hak davet yalnız O'nun için yapılır. O'nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemiyorlar. Küfre sapanların dua ve davetleri, şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz.

Bekir Sadak: 

Sana Rabbinden indirilenin gercek oldugunu bilen kimse, onu bilmeyen kore benzer mi? Ancak akil sahipleri ibret alirlar.

İbni Kesir: 

Gerçek dua ancak O´nadır. O´ndan başka taptıkları kendilerine hiçbir şeyle cevap veremezler. Durumları

Adem Uğur: 

El açıp yalvarmaya lâyık olan ancak O´dur. O´nun dışında el açıp dua ettikleri onların isteklerini hiçbir şeyle karşılamazlar. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki (suyu ağzına götürmedikçe) su onun ağzına girecek değildir. Kâfirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır.

İskender Ali Mihr: 

Hakkın daveti O´nadır (Kendisinedir, Allah´adır). O´ndan başkasına davet ettikleri (şeyler), onlara bir şeyle icabet etmezler. Onlar ancak suya, onun ağzına, suyun ulaşması için avucunu açmış kimse gibidir. O (su), ona ulaşacak değildir. Ve kâfirlerin daveti, dalâletten (su nasıl onların ağızlarına ulaşamıyorsa, dalâlette olanlar da hidayete ulaşamaz) başka bir şey değildir.

Celal Yıldırım: 

Gerçek ibâdet ancak O´nadır. O´ndan başka duâ ve ibâdet ettikleri (putlar, şekiller) kendilerine hiçbir şey ile cevap veremezler. Bunlar, ağızlarına ulaşsın diye avuçlarını suya doğru açıp da bir türlü ona ulaşamayan kimseye benzerler. Kâfirlerin duâ ve ibâdeti sapıklık içinde bocalamaktan başka bir anlam taşımaz.

Tefhim ul Kuran: 

Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O´na (olan) dır. Onların Allah´tan başka çağırdıkları ise, onlara hiç bir şeyle cevap vermezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. Küfre sapanların duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir.

Fransızca: 

A lui l'appel de la Vérité ! Ceux qu'ils invoquent en dehors de Lui ne leur répondent d'aucune façon; semblables à celui qui étend ses deux mains vers l'eau pour la porter à sa bouche, mais qui ne parvient jamais à l'atteindre. L'invocation des mécréants n'est que vanité.

İspanyolca: 

La verdadera invocación es la que se dirige a Él. Los que invocan a otros, en lugar de invocarle a Él, no serán escuchados nada. Les pasará, más bien, como a quien, deseando alcanzar el agua con la boca, se contenta con extender hacia ella las manos y no lo consigue. La invocación de los infieles es inútil.

İtalyanca: 

A Lui [spetta] la vera invocazione! Quelli che invocano all'infuori di Lui non rispondono loro in alcunché, sono come colui che tende le mani verso l'acqua affinché giunga alla sua bocca, ma essa non vi giunge: vana è l'invocazione dei miscredenti.

Almanca: 

Ihm alleine gebührt das wahre Bittgebet. Und diejenigen, die sie anstelle von Ihm bitten, erfüllen ihnen nichts außer dem, was demjenigen (erfüllt wird), der seine Hände zum Wasser ausstreckt, damit es seinen Mund erreicht, wobei es ihn nicht erreicht. Und das Bittgebet der Kafir ist nur verfehlt.

Çince: 

真实的祈祷只归于他,他们舍他而祈祷的(偶像),一点也不能答应他们的祈求。但他们好像一个人,把两只手掌伸向水中,以便水达到他的口,其实,水绝不会达到他的口的。不信道者的祈祷,只在迷误中。

Hollandaca: 

Hij alleen is waardig te worden aangebeden, en de afgoden, die zij naast hem aanroepen, zullen hen volstrekt niet hooren; evenmin als degeen wordt verhoord, die zijne handen naar het water uitstrekt, opdat het tot zijn mond opstijge, ofschoon het hem nimmer kunne bereiken; de smeeking der ongeloovigen is geheel verkeerd.

Rusça: 

К Нему обращен призыв истины. А те, которых они призывают вместо Него, ничем не отвечают им. Они подобны тому, кто простирает руки к воде, чтобы поднести ее ко рту, но не может этого сделать. Воистину, мольба неверующих является всего лишь заблуждением.

Somalice: 

Eebe waxaa u Sugnaaday Baryo (iyo Cibaado) Xaqa, waxa ka soo hadhayna waxba uma ajiibaan (kuwa baryi) sida mid ku fidiyey Gacmihiisa Xagga Biyaha inay Afkiisa gaadhaan, mana gaadhayaan, Baryada Gaaladuna waxaan baadi ahayn ma aha.

Swahilice: 

Wa kuombwa kweli ni Yeye tu. Na hao wanao waomba badala yake hawawajibu chochote; bali ni kama mwenye kunyoosha viganja vyake kwenye maji ili yafike kinywani mwake, lakini hayafiki. Na maombi ya makafiri hayako ila katika upotovu.

Uygurca: 

ھەقىقىي قىلىنغان دۇئا اﷲ قا قارىتىلىدۇ، (يەنى ئىخلاس بىلەن قىلىنغان دۇئانى اﷲ ئىجابەت قىلىدۇ). كۇففارلارنىڭ اﷲ نى قويۇپ، دۇئالىرىنى قاراتقان مەبۇدلىرى كۇففارلارنىڭ ھېچقانداق دۇئاسىنى ئىجابەت قىلمايدۇ. ئۇلار (يەنى كاپىرلار) شۇنداق بىر ئادەمگە ئوخشايدۇكى، ئۇ ئاغزىمىزغا سۇ چۈشسۇن دەپ (نېرىدىن) ئىككى ئالىقىنىنى سۇغا قارىتىپ ئېچىپ تۇرىدۇ، (ئەمەلىيەتتە سۇ ئاڭلىمايدىغان، ھېس - تۇيغۇسىز نەرسە بولغاچقا) سۇ ھەرگىز ئۇنىڭ ئاغزىغا چۈشمەيدۇ، كاپىرلارنىڭ مەبۇدلىرىغا قىلغان دۇئاسى پۈتۈنلەي بىكاردۇر

Japonca: 

真実の祈りはかれに(だけ祈ることで)ある。かれの外にかれらが祈るものは,決してかれらに答えない。丁度両手を水に差し伸べて,それが自分のロに届く(のを望む)ようなもので,それはかれに届かない。信仰がない者の祈りは,(心が)迷っている(ので無益なこと)に過ぎない。

Arapça (Ürdün): 

«له» تعالى «دعوة الحق» أي كلمته وهي لا إله إلا الله «والذين يدعون» بالياء والتاء يعبدون «من دونه» أي غيره وهم الأصنام «لا يستجيبون لهم بشيء» مما يطلبونه «إلا» استجابة «كباسط» أي كاستجابة باسط «كفيه إلى الماء» على شفير البئر يدعوه «ليبلغ فاه» بارتفاعه من البئر إليه «وما هو ببالغه» أي فاه أبدا فكذلك ما هم بمستجيبين لهم «وما دعاء الكافرين» عبادتهم الأصنام أو حقيقة الدعاء «إلا في ضلال» ضياع.

Hintçe: 

(मुसीबत के वक्त) उसी का (पुकारना) ठीक पुकारना है और जो लोग उसे छोड़कर (दूसरों को) पुकारते हैं वह तो उनकी कुछ सुनते तक नहीं मगर जिस तरह कोई शख़्श (बग़ैर उंगलियां मिलाए) अपनी दोनों हथेलियाँ पानी की तरफ फैलाए ताकि पानी उसके मुँह में पहुँच जाए हालॉकि वह किसी तरह पहुँचने वाला नहीं और (इसी तरह) काफिरों की दुआ गुमराही में (पड़ी बहकी फिरा करती है)

Tayca: 

สำหรับพระองค์นั้นคือการวิงวอนที่แท้จริง และบรรดาผู้วิงวอนอื่นจากพระองค์ มัน(เจว็ด) จะไม่สนองตอบใดๆแก่พวกเขา เว้นแต่เสมือนกับผู้ที่แบมือทั้งสองไปยังน้ำเพื่อให้ไหลสู่ปากของเขา และมันจะไหลถังไม่ได้ และการวิงวอนของพวกปฏิเสธศรัทธานั้นหาใช่อื่นใด นอกจากอยู่ในการหลงผิด

İbranice: 

הקריאה הצודקת שייכת לו בלבד, ואלה אשר קוראים (לאלילים שונים) מלבדו, לא ייענו להם כלל. דומים הם למי שמושיט את כפות ידיו אל המים להביאם אל פיו, אך הם לא יגיעו אליו, כי קריאת הכופרים היא רק בתעייה ברורה

Hırvatça: 

Samo se Njemu može istinski moliti. A oni kojima se pored Njega mole - neće im se odazvati, kao što ni voda neće stići u usta onome koji prema njoj samo dlanove svoje pruži; dova nevjernika zasigurno je beskorisna.

Rumence: 

Către El este chemarea adevărului. Cei pe care îi cheamă în locul Lui nu le vor răspunde, precum cel care întinde căuşul mâinilor către apă s-o ducă la gură, însă nu o poate duce. Chemarea tăgăduitorilor nu este decât rătăcire.

Transliteration: 

Lahu daAAwatu alhaqqi waallatheena yadAAoona min doonihi la yastajeeboona lahum bishayin illa kabasiti kaffayhi ila almai liyablugha fahu wama huwa bibalighihi wama duAAao alkafireena illa fee dalalin

Türkçe: 

Gerçek dua yalnız O'na/hak davet yalnız O'nun için yapılır. O'nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemiyorlar. Küfre sapanların dua ve davetleri, şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz.

Sahih International: 

To Him [alone] is the supplication of truth. And those they call upon besides Him do not respond to them with a thing, except as one who stretches his hands toward water [from afar, calling it] to reach his mouth, but it will not reach it [thus]. And the supplication of the disbelievers is not but in error [i.e. futility].

İngilizce: 

For Him (alone) is prayer in Truth: any others that they call upon besides Him hear them no more than if they were to stretch forth their hands for water to reach their mouths but it reaches them not: for the prayer of those without Faith is nothing but (futile) wandering (in the mind).

Azerbaycanca: 

Haqq olan (qəbul edilən) dua yalnız Ona (Allaha) olan duadır. Ondan başqasına edilən dualar (Ondan qeyrisinə ibadət edənlərin duaları) qəbul olunmaz (bütlər, tanrılar onların dualarını əsla eşitməzlər). (Müşriklərin vəziyyəti quyu üstündə duraraq) ağzına su gəlmək üçün iki ovcunu açan (dili və əlləri ilə quyuya işarə edərək ovcunun su ilə dolmasını gözləyən), lakin (quyu heç bir şey anlamadığı üçün) suyun ona yetişmədiyi adamın vəziyyətinə bənzəyir. (Bütlər də belədir, çünki onlar görməz, eşitməz və dərk etməzlər). Kafirlərin duası zəlalətdən (puç, mə’nasız sözlərdən) başqa bir şey deyildir!

Süleyman Ateş: 

Gerçek du'a, ancak O'na yapılır. O'ndan başka du'a ettikleri ise, kendilerinin hiçbir isteklerini karşılayamazlar. (Onların durumu) tıpkı ağzına gelsin diye suya avuçlarını uzatan kimse gibidir. Oysa (uzanıp suyu avuçlamadıkça su) on(un ağzın)a gelmez. İşte kafirlerin du'ası, öyle boşa gider.

Diyanet Vakfı: 

El açıp yalvarmaya layık olan ancak O'dur. O'nun dışında el açıp dua ettikleri onların isteklerini hiçbir şeyle karşılamazlar. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki (suyu ağzına götürmedikçe) su onun ağzına girecek değildir. Kafirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır.

Erhan Aktaş: 

Gerçek olan dûa ancak O’na yapılandır. Onların, O’nun yanı sıra istekte bulundukları varlıklar(1), hiçbir şekilde onlara karşılık veremezler. Onlar, elleri suya ulaşmadığı halde, ağızlarına su kendiliğinden gelsin diye iki avucunu açanlar gibidir. Kâfirlerin dûası sapkıncadır.

Kral Fahd: 

Hak olan duâ (Lâ ilâhe illallâh, Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur,) yalnız O'na mahsustur. Ondan başkasına dua edenlere, (yalvarıp yakaranlara), onlar hiçbir şekilde cevap veremezler. Bu, ağzına gelmesi için suya avuç açan kimse gibidir ki, su, ona asla gitmez. İşte kâfirlerin duası da, böyle boşunadır.

Hasan Basri Çantay: 

Hak (olan) da´vet (ve düâ) ancak Onadır. Onu bırakıb çağırdıkları (düâ etdikleri putlar) ise kendilerine hiç bir şeyle icabet etmezler. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan (adam) gibidir ki o, buna asla ulaşıcı değildir. Kâfirlerin düâsı sapıklık içinde kalmakdan başka (bir mahiyyetde) değildir.

Muhammed Esed: 

Nihai Gerçek´e varmak amacıyla yapılan bütün dualar, bütün çağrı ve arayışlar ancak O´na yöneltilmelidir; çünkü insanların O´nu bırakıp da yakardıkları (öteki varlıklar ve güçler) bu yakarışlarına hiçbir şekilde karşılık veremezler. Öyle ki, (onlara, yakarıp duran kimsenin durumu) ellerini suya doğru uzatıp, suyun kendisine ulaşmasını bekleyen birinin durumuna benzer; oysa bu durumda su asla ona ulaşmayacaktır. Bunun içindir ki, hakkı inkar edenlerin yakarması kendilerini sapıklık içinde tüketmekten başka bir sonuç getirmez.

Gültekin Onan: 

Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O´na (olan)dır. Onların Tanrı´dan başka çağırdıkları ise, onlara hiç bir şeyle cevab veremezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. Kafirlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir.

Ali Fikri Yavuz: 

Makbul olan dua, ancak Allah’a olan duadır. O’ndan başka (müşriklerin) yalvarıp durduklaı putlar ise, kendilerine hiç bir şeyle karşılık vermezler. O kâfirlerin hali, kuyu başında, su, ağzına gelsin diye, suya doğru iki avucunu açıp uzatana benzer ki, su ona yükselip gelmez (çünkü his ve idraki yoktur. İşte putlar da böyledir. Asla fayda veya zarar veremezler.) kâfirlerin dua ve ibadetleri, sapıklıkta ve boşuna yerde olmaktan başka bir şey değildir.

Portekizce: 

Somente a Ele são dirigidas as súplicas verdadeiras, e os que invocam, em vez d'Ele, em nada os atenderão; sãosemelhantes a quem estende a mão até à água, para que a mesma lhe suba à boca, coisa que jamais acontecerá. Sabei que asúplica dos incrédulos é improfícua.

İsveççe: 

Till Honom riktas all sann bön. De som människor åkallar i Hans ställe kan inte svara dem; [dessa människor beter sig lika bakvänt] som den som när han vill dricka sträcker flata handen mot vattnet - så når det inte [den törstiges] mun. Förnekarnas bön är bara en meningslös gest.

Farsça: 

دعوت حق [که اجابتش مایه سعادت دنیا و آخرت است] فقط ویژه خداست. و کسانی را که مشرکان به جای خدا می خوانند، چیزی [از درخواست ها و نیازهایشان را] برای آنان برآورده نمی کنند [درخواست این بی خردان از بتان بی جان و جاندار نیست] مگر مانند کسی که دو دستش را به سوی آبی [که با آن فاصله زیادی دارد] می گشاید تا آب به دهانش برسد و حال آنکه هرگز نخواهد رسید، و دعا و درخواست کافران [از غیر خدا] جز در گمراهی و تباهی [که به نتیجه و هدف نمی رسد] نیست.

Kürtçe: 

نزاو پاڕانەوەی ھەقیش ھەر بۆ (خوایە) ئەوانەش دەلاڵێنەوە و نزا لای غەیری خوا دەکەن ھیچ وەڵامێکیان نادەنەوە (نایەن بەھاواریانەوە) مەگەر وەک کەسێک (کەتینووی بێت لەدوورەوە) ھەردوو مشتی خۆی بۆلای ئاوێک درێژ کردبێ بۆ ئەوەی (ئاو) بگاتە دەمی بەڵام نایگاتێ نزاو دوعای بێ بڕوایان (لەبتەکانیان) ھیچ نیە جگە لە گومڕایی و سەر لێشێوان

Özbekçe: 

Ҳақ даъвати Уникидир. Ундан ўзгага дуо қилаётганларга эса, ҳеч бир нарсада ижобат этмаслар. Магар, икки кафтини сувга узатиб, сув оғзига етишини кутган одамга ўхшарлар. Ҳолбуки, унга етмас. Кофирларнинг дуоси залолатдан ўзга ҳеч нарса эмасдир.

Malayca: 

Kuasa menerima ibadat yang benar adalah tertentu bagi Allah; dan benda-benda yang mereka sembah yang lain dari Allah, tidak akan dapat menyahut atau memberikan sesuatupun kepada mereka, hanyalah seperti orang yang membentangkan kedua tapak tangannya kepada air supaya sampai ke mulutnya, padahal air itu sudah tentu tidak akan sampai kepadanya. Dan tiadalah ibadat dan doa permohonan orang-orang kafir itu melainkan dalam kesesatan.

Arnavutça: 

Vetëm për Te është lutja e vërtetë! E, ata (mohuesit) që i luten tjetërkujt – përpos Perëndisë, nuk u përgjigjet atyre me kurrgjë, ashtu sikundër ai që i zgjatë dy duart tek uji (pranë pusit), për t’i ardhur te goja; por, ai, kurrsesi nuk i vjen. Lutja e mohuesve është e kotë.

Bulgarca: 

Негов е Зовът на истината, а онези, които [съдружаващите] зоват вместо Него, не им отвръщат с нищо, подобно на човек, протягащ дланите си към водата, за да стигне до устата му, ала не стига тя до нея. Зовът на неверниците е само заблуда.

Sırpça: 

Само Њему може истински да се моли. А они којима се поред Њега моле - неће да им се одазову, као што ни вода неће да стигне у уста ономе који према њој само своје дланове пружи; молба неверника засигурно је бескорисна.

Çekçe: 

Jen Jemu patří vzývání pravé; ti, kdož vzývají něco jiného kromě Něho, nebudou v ničem vyslyšeni, stejně jako voda nedospěje k ústům toho, jenž po ní dlaně své vztahuje, ona však není v dosahu jeho, vždyť vzývání nevěřících jen bludem je.

Urduca: 

اسی کو پکارنا برحق ہے رہیں وہ دوسری ہستیاں جنہیں اس کو چھوڑ کر یہ لوگ پکارتے ہیں، وہ اُن کی دعاؤں کا کوئی جواب نہیں دے سکتیں اُنہیں پکارنا تو ایسا ہے جیسے کوئی شخص پانی کی طرف ہاتھ پھیلا کر اُس سے درخواست کرے کہ تو میرے منہ تک پہنچ جا، حالانکہ پانی اُس تک پہنچنے والا نہیں بس اِسی طرح کافروں کی دعائیں بھی کچھ نہیں ہیں مگر ایک تیر بے ہدف!

Tacikçe: 

Хоси Ӯст дуову илтиҷои ростин. Онҳо, ки ҷуз Ӯро илтиҷо мекунанд, ҳеҷ посухашон намегӯянд. Монанди касе, ки ду даст ба сӯи об барад то об ба даҳон расонад ва натавонад, ки об ба даҳон расонад. Ва дуъои кофирон ҷуз ба гумроҳӣ нест!

Tatarca: 

Аллаһу тәгаләнең дәгъвәте хак, ягъни Аның файдалы дигәне хак файдалыдыр вә Аның зарарлы дигәне хак зарарлыдыр. Аллаһудан башка сынымларга табынучыларның, һичбер сорауларына җавап бирә алмыйлар, сынымлардан ярдәм көтүчеләрнең мисалы: авызыма су килеп керсен, дип, суга таба кулын сузып торган кеше кеби ки, күпме генә суга карап кул сузып торсалар да, су авызларына килеп керәчәге юк. Ул ахмаклар җансыз сынымларга кул сузып, алардан нәрсәдер көтәләр. Кәферләрнең догалары адашудан башка нәрсә түгел.

Endonezyaca: 

Hanya bagi Allah-lah (hak mengabulkan) doa yang benar. Dan berhala-berhala yang mereka sembah selain Allah tidak dapat memperkenankan sesuatupun bagi mereka, melainkan seperti orang yang membukakan kedua telapak tangannya ke dalam air supaya sampai air ke mulutnya, padahal air itu tidak dapat sampai ke mulutnya. Dan doa (ibadat) orang-orang kafir itu, hanyalah sia-sia belaka.

Amharca: 

ለእርሱ (ለአላህ) የእውነት መጥሪያ አለው፡፡ እነዚያም ከእርሱ ሌላ የሚገዙዋቸው (ጣዖታት) ወደ አፉ ይደርስ ዘንድ ወደ ውሃ መዳፎቹን (በሩቅ ሆኖ) እንደሚዘረጋ (ሰው መልስ) እንጂ ለነርሱ በምንም አይመልሱላቸውም፡፡ እርሱም ወደ አፉ ደራሽ አይደለም፡፡ የከሓዲዎችም ጥሪ በከንቱ እንጂ አይደለም፡፡

Tamilce: 

(பலன் தரும்) உண்மைப் பிரார்த்தனை அவனுக்கே உரியது. இவர்கள் அவனையன்றி எவர்களை அழைக்கிறார்களோ அவர்கள் இவர்களுக்கு எதையும் பதில் தரமாட்டார்கள். தண்ணீர் பக்கம் தன் இரு கைகளையும் அது (தானாகவே) தன் வாயை அடைவதற்காக விரிப்பவனைப் போன்றே தவிர (இவர்களின் செயல் இல்லை). அதுவோ (ஒரு போதும்) அதை அடையாது. (சிலைகளை வணங்குகின்ற) நிராகரிப்பாளர்களின் பிரார்த்தனை வழிகேட்டில் தவிர இல்லை.

Korece: 

그분만을 위하여 드리는 기도가 진리이니 그분 아닌 다른 것에 기도할 때 하나님은 그들에 게 응답을 하지 아니하시며 그들 은 마치 물을 향하여 물이 그의 입에 이르도륵 두손을 벌리나 물 이 그외 입에 이르지 않는 것과 같나니 불신자들의 기도는 방황에불과함이라

Vietnamca: 

Sự cầu nguyện chỉ xứng đáng thuộc về một mình (Allah) bởi (các thần linh bục tượng) mà (những kẻ đa thần) cầu nguyện ngoài Ngài đều không đáp lại chúng bất cứ thứ gì. (Hình ảnh cầu xin, khấn vái đó) chẳng khác nào hình ảnh của một người (đang khát) đưa hai bàn tay ra hứng nước đưa vào miệng nhưng nước không thể đến miệng của y được. Thật vậy, sự cầu nguyện của những kẻ vô đức tin chỉ đưa họ lún sâu vào lầm lạc.