Arapça:
ذَٰلِكُمْ فَذُوقُوهُ وَأَنَّ لِلْكَافِرِينَ عَذَابَ النَّارِ
Çeviriyazı:
ẕâliküm feẕûḳûhü veenne lilkâfirîne `aẕâbe-nnâr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte gördünüz ya, şimdilik siz bunu tadın, şu da kesindir ki, ahirette kâfirlere cehennem azabı vardır.
Diyanet İşleri:
İşte bunu tadın, inkar edenlere cehennem azabı da vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İşte tadın şimdi bunu ve şüphe yok ki kafirler için bir de ateşle azap var.
Şaban Piriş:
İşte size (azap) tadın onu! Ve kâfirlere bir de ateşin azabı vardır.
Edip Yüksel:
İşte bunu tadın. Kafirler için bir de ateş azabı var.
Ali Bulaç:
İşte bu sizin; tadın bunu. İnkara sapanlara bir de ateş azabı vardır.
Suat Yıldırım:
İşte ey kâfirler! Bunu gördünüz ya, şimdi tadın bakalım onu! Kâfirlere ayrıca bir de cehennem azabı var!
Ömer Nasuhi Bilmen:
İşte gördünüz ya! Şimdi bunu tadınız. Ve şüphesiz ki, kâfirler için ateş azabı da vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte gördünüz! Hadi tadın onu! Küfre sapanlar için ateş azabı da var.
Bekir Sadak:
Ey inkarcilar! «Zafer istiyorsaniz, iste zafer geldi (aleyhinize cikti).Peygambere karsi gelmekten vazgecerseniz sizin iyiliginize olur, yok tekrar donerseniz biz de doneriz
İbni Kesir:
İşte bunu tadın. Muhakkak ki kafirlere bir de ateş azabı vardır.
Adem Uğur:
İşte bu yenilgi size Allah´ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kâfirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır.
İskender Ali Mihr:
İşte böylece artık onu tadın! Ve muhakkak ki kâfirlere, ateşin azabı vardır.
Celal Yıldırım:
İşte bunu (bugünkü azabımızı) tadın. Doğrusu kâfirlere bir de (Cehennem) ateşi azabı vardır.
Tefhim ul Kuran:
İşte bu, sizin
Fransızca:
Voilà (votre sort); goûtez-le donc ! Et aux mécréants le châtiment du Feu (sera réservé).
İspanyolca:
¡Ahí tenéis! ¡Gustadlo! Y que los infieles tendrán el castigo del Fuego.
İtalyanca:
Assaggiate questo! I miscredenti avranno il castigo del Fuoco!
Almanca:
Dies ist (die Peinigung), so erfahrt sie! Und für die Kafir ist gewiß noch die Peinigung des Feuers bestimmt.
Çince:
这种(刑罚)你们尝试一下吧。不信道的人,将来必受火刑。
Hollandaca:
Dit zal uwe straf zijn; gevoelt die dus; ook zullen de ongeloovigen de straf van het hellevuur ondergaan.
Rusça:
Вот так! Вкусите же его! Воистину, неверующим уготованы мучения в Огне.
Somalice:
ee Arrintaas Dhadhamiya, Gaalana waxaa u Sugnaaday Cadaabka Naarta.
Swahilice:
Ndio hivyo! Basi ionjeni! Na bila ya shaka makafiri wana adhabu ya Moto.
Uygurca:
(ئى كاپىرلار جامائەسى! بۇ دۇنيادا) مۇشۇنداق جازانى تېتىڭلار. كاپىرلار (ئاخىرەتتە) دوزاخ ئازابىغا دۇچار بولىدۇ
Japonca:
これこそは,(主が行われる)不信者への火刑である。あなたがたはそれを味わえ。
Arapça (Ürdün):
«ذلكم» العذاب «فذوقوه» أيها الكفار في الدنيا «وأن للكافرين» في الآخرة «عذاب النار».
Hintçe:
(काफिरों दुनिया में तो) लो फिर उस (सज़ा का चखो और (फिर आख़िर में तो) काफिरों के वास्ते जहन्नुम का अज़ाब ही है
Tayca:
“นั่นแหละ พวกเจ้าจงลิ้มรสมันเถิด และแท้จริงสำหรับบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธานั้น คือ การลงโทษแห่งไฟนรก”
İbranice:
זה עונשכם, אז טעמו אותו בעודכם בחיים. ואכן לכופרים (גם מחכה) העונש של אש הגיהינום
Hırvatça:
Kazna vam je to, pa je iskusite, a nevjernike čeka patnja u Vatri.
Rumence:
Acesta vă este vouă! Gustaţi-l! Tăgăduitorii, de osânda Focului, vor avea parte.
Transliteration:
Thalikum fathooqoohu waanna lilkafireena AAathaba alnnari
Türkçe:
İşte gördünüz! Hadi tadın onu! Küfre sapanlar için ateş azabı da var.
Sahih International:
"That [is yours], so taste it." And indeed for the disbelievers is the punishment of the Fire.
İngilizce:
Thus (will it be said): "Taste ye then of the (punishment): for those who resist Allah, is the penalty of the Fire."
Azerbaycanca:
Hələ ki, bunu (dünyadakı bu əzabı) dadın. Kafirləri üstəlik cəhənnəm əzabı da gozləyir.
Süleyman Ateş:
İşte siz şimdi tadın onu; (ayrıca) kafirler için ateş azabı da vardır!
Diyanet Vakfı:
İşte bu yenilgi size Allah'ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kafirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır.
Erhan Aktaş:
Şimdi onu tadın. Kâfirler için yalnızca ateşin azâbı vardır.
Kral Fahd:
İşte bu yenilgi size Allah’ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kâfirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır.
Hasan Basri Çantay:
İşte bunu gördünüz ya: Şimdi tadın onu! Kâfirlere bir de (cehennem) ateş (in) in azabı vardır.
Muhammed Esed:
Bu (sizin için, ey Allahın düşmanları)! Haydi, öyleyse tadın onu; ve (bilin ki) hakkı inkar edenleri ateşli bir azap beklemektedir!
Gültekin Onan:
İşte bu sizin
Ali Fikri Yavuz:
Ey kâfirler! Bu, şimdiki azâbınızdır, tadın bunu! Kâfirlere âhirette bir de cehennem azâbı vardır.
Portekizce:
Tal é (o castigo pelo desafio); provai-o, pois! E sabei que os incrédulos sofrerão o tormento infernal.
İsveççe:
[och till honom skall riktas orden:] "Smaka detta [straff i denna värld, och minns att] Eldens plåga väntar dem som förnekar sanningen!"
Farsça:
این [می ازات شما در دنیاست] ، پس آن رابچشید، و [بدانید] برای کافران در قیامت، عذاب آتش است.
Kürtçe:
(حوکم و سزای ئێوە) ئەوەیە دەی بیچەژن وە بەڕاستی بۆ بێ بڕوایان سزای ئاگری دۆزەخ ھەیە
Özbekçe:
Мана шу сизники, тортаверинглар! Албатта, кофирларга дўзах азоби бордир.
Malayca:
Itulah (azab dunia) maka rasalah dia (hai orang-orang kafir). Sesungguhnya orang-orang yang kafir disediakan baginya azab neraka (di akhirat).
Arnavutça:
Ky është ndëshkimi, shijonie ju (mohuesit) atë. Me siguri, për mohuesit ka dënim zjarri.
Bulgarca:
Ето, вкусете го! За неверниците е мъчението на Огъня.
Sırpça:
Казна вам је то, па је искусите, а невернике чека патња у Ватри.
Çekçe:
Toto je trest váš, ochutnejte ho a vězte, že pro nevěřící přichystán je trest ohně pekelného.
Urduca:
یہ ہے تم لوگوں کی سزا، اب اس کا مزا چکھو، اور تمہیں معلوم ہو کہ حق کا انکار کرنے والوں کے لیے دوزخ کا عذاب ہے
Tacikçe:
Уқубатро бичашед ва азоби оташ аз они кофирон аст!
Tatarca:
Ий мөшрикләр, үтерелмәк сезгә җәзадыр, ул ґәзабны татыгыз! Ул гына түгел, ахирәттә мөшрикләргә ут ґәзабе булачак.
Endonezyaca:
Itulah (hukum dunia yang ditimpakan atasmu), maka rasakanlah hukuman itu. Sesungguhnya bagi orang-orang yang kafir itu ada (lagi) azab neraka.
Amharca:
ይህ (ቅጣታችሁ ነው) ቅመሱትም፡፡ ለከሓዲዎችም የእሳት ቅጣት በእርግጥ አለባቸው፡፡
Tamilce:
அது (உங்களுக்கு இவ்வுலக தண்டனையாகும்)! அதை சுவையுங்கள். இன்னும் நிராகரிப்பவர்களுக்கு (மறுமையில்) நிச்சயமாக நரக தண்டனை உண்டு.
Korece:
너희를 위한 벌이 있나니 그것을 맛보라 실로 불신자들을 위 해서는 유황의 벌이 있노라
Vietnamca:
Đó là (hình phạt) dành cho các ngươi (hỡi những kẻ chống đối Allah và Thiên Sứ của Ngài). Bởi thế, các ngươi hãy nếm lấy nó và (các ngươi hãy nên biết) rằng những kẻ vô đức tin chắc chắn sẽ phải bị trừng phạt nơi Hỏa Ngục (vào Đời Sau).
Ayet Linkleri: