Arapça:
مَن كَانَ يُرِيدُ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا وَزِينَتَهَا نُوَفِّ إِلَيْهِمْ أَعْمَالَهُمْ فِيهَا وَهُمْ فِيهَا لَا يُبْخَسُونَ
Çeviriyazı:
men kâne yürîdü-lḥayâte-ddünyâ vezînetehâ nüveffi ileyhim a`mâlehüm fîhâ vehüm fîhâ lâ yübḫasûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Her kim dünya hayatını ve güzelliklerini isterse biz onlara amellerinin karşılığını orada tamamen öderiz. Bu hususta kendilerine bir densizlik yapılmaz.
Diyanet İşleri:
Dünya hayatını ve güzelliklerini isteyenlere, orada işlediklerinin karşılığını tastamam veririz; onlar orada bir eksikliğe de uğratılmazlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kim dünya yaşayışını ve ziynetini dilerse bu çeşit kişilerin yaptıklarının karşılığını tam olarak öderiz ve onlar, bu hususta hiçbir zarara uğramazlar.
Şaban Piriş:
Dünya hayatını ve onun süslerini isteyenlere, orada yaptıklarının karşılığını tam olarak veririz ve hiçbir eksikliğe de uğratılmazlar.
Edip Yüksel:
Kim dünya hayatını ve lüksünü ararsa, yaptıklarının karşılığını orada tam öderiz ve onlar orada hiç bir eksikliğe uğratılmazlar.
Ali Bulaç:
Kim dünya hayatını ve onun çekiciliğini isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiçbir eksikliğe uğratılmazlar.
Suat Yıldırım:
Kim dünya hayatını ve dünyanın zinet ve şatafatını isterse, Biz orada onların işlerinin karşılığını kendilerine tam tamına öderiz ve onlara dünyada asla haksızlık yapılmaz. [17,18-21; 42,20; 2,201]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Her kim dünya hayatını ve onun ziynetini dilerse onlara da dünya amellerini tamamen öderiz ve onlar orada bir eksikliğe uğratılmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Her kim iğreti hayatı ve onun süsünü isterse böylelerinin yapıp ettiklerinin karşılığını kendilerine bu hayatta tam olarak veririz. Onlar dünyada hiçbir eksiltmeye uğratılmazlar.
Bekir Sadak:
Bunlar yeryuzunde Allah´i aciz birakamazlar. Allah´dan baska kendilerini kurtaracak dostlari da yoktur. Azap onlara kat kat verilir
İbni Kesir:
Kim, dünya hayatını ve onun süsünü isterse
Adem Uğur:
Kim, (yalnız) dünya hayatını ve zinetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar.
İskender Ali Mihr:
Kim dünya hayatını ve onun ziynetini (süsünü) isterse (istedi ise) onların amellerini(n karşılığını) orada, onlara öderiz (veririz). Ve onlara, orada (karşılıkları) eksiltilmez.
Celal Yıldırım:
Dünya hayatını, onun süs ve şatafatını isteyenlere, Dünya´da işlediklerinin karşılığını tastamam veririz ve onlar burada bir zarara ve eksikliğe de uğratılmazlar.
Tefhim ul Kuran:
Kim dünya hayatını ve onun çekiciliğini isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiç bir eksikliğe de uğratılmazlar.
Fransızca:
Ceux qui veulent la vie présente avec sa parure, Nous les rétribuerons exactement selon leurs actions sur terre, sans que rien leur en soit diminué.
İspanyolca:
A quienes hayan deseado la vida de acá y su ornato, les remuneraremos en ella con arreglo a sus obras y no serán defraudados en ella.
İtalyanca:
Coloro che bramano gli agi della vita terrena,
Almanca:
Wer das diesseitige Leben und seinen Schmuck will, denen werden WIR darin ihre Werke vergelten und sie werden darin nicht benachteiligt!
Çince:
凡欲享受今世生活及其装饰的人,在今世我要使他们享受自己行为的完全的报酬;在今世,他们不受亏待。
Hollandaca:
Zij die het tegenwoordige leven met zijne uiterlijke pracht kiezen, hun zullen wij de belooning hunner werken in dit leven schenken, en deze zal voor hen niet worden verminderd.
Rusça:
Тем, кто желает жизни в этом мире и ее украшений, Мы сполна воздадим за их поступки в этом мире, и они не будут обделены.
Somalice:
ciddii dooni nolosha adduunyo iyo quruxdeeda waxaan u dhamaynaynaa camalkooda dhexdeeda lagamana nusqaamiyo.
Swahilice:
Wanao taka maisha ya dunia na pumbao lake tutawalipa humo vitendo vyao kaamili. Na wao humo hawatopunjwa.
Uygurca:
(قىلغان ياخشى ئەمەللىرى بىلەن پەقەت) ھاياتىي دۇنيانى ۋە ئۇنىڭ زىبۇزىننىتىنى (يەنى دۇنيانىڭ نېمەتلىرىنى) كۆزلەيدىغان كىشىلەرگە ئۇلارنىڭ ئەمەللىرىنىڭ ئەجرىنى بۇ دۇنيادىلا تولۇق بېرىمىز، دۇنيادا ئۇلارنىڭ ئەجرىدىن ھېچ نەرسە كېمەيتىلمەيدۇ
Japonca:
現世の生活とその栄華を望む者には,われは現世のかれらの行いに対し十分に報いるであろう。かれらは少しも減らされることはないのである。
Arapça (Ürdün):
«من كان يريد الحياة الدنيا وزينتها» بأن أصَرَّ على الشرك، وقيل هي في المرائين «نوفِّ إليهم أعمالهم» أي جزاء ما عملوه من خير كصدقة وصلة رحم «فيها» بأن نوسع عليهم رزقهم «وهم فيها» أي الدنيا «لا يبخسون» ينقصون شيئا.
Hintçe:
नेकी करने वालों में से जो शख़्श दुनिया की ज़िन्दगी और उसके रिज़क़ का तालिब हो तो हम उन्हें उनकी कारगुज़ारियों का बदला दुनिया ही में पूरा पूरा भर देते हैं और ये लोग दुनिया में घाटे में नहीं रहेगें
Tayca:
ผู้ใดปรารถนาการมีชีวิตอยู่ในโลกนี้และความเพริศแพร้วของมัน เราก็จะตอบแทนให้พวกเขาอย่างครบถ้วน ซึ่งการงานของพวกเขาในโลกนี้เท่านั้น และพวกเขาจะไม่ถูกริดรอนในการงานนั้นแต่อย่างใด
İbranice:
מי אשר שואף לחיי העולם הזה וקישוטיו, נגמול להם לפי מעשיהם בעולם הזה ולא יקופחו
Hırvatça:
Onima koji streme životu na ovome svijetu i dunjalučkim ukrasima, Mi ćemo im to zbog njihovih djela - u potpunosti - i dati, i u tome zakinuti neće biti.
Rumence:
Celui ce vrea Viaţa de Acum şi podoaba ei, Noi îi vom răsplăti în timpul ei faptele sale şi nu va fi cu nimic oropsit.
Transliteration:
Man kana yureedu alhayata alddunya wazeenataha nuwaffi ilayhim aAAmalahum feeha wahum feeha la yubkhasoona
Türkçe:
Her kim iğreti hayatı ve onun süsünü isterse böylelerinin yapıp ettiklerinin karşılığını kendilerine bu hayatta tam olarak veririz. Onlar dünyada hiçbir eksiltmeye uğratılmazlar.
Sahih International:
Whoever desires the life of this world and its adornments - We fully repay them for their deeds therein, and they therein will not be deprived.
İngilizce:
Those who desire the life of the present and its glitter,- to them we shall pay (the price of) their deeds therein,- without diminution.
Azerbaycanca:
Kim (axirətdən vaz keçib) dünyanı və onun bərbəzəyini istəyirsə, Biz ona əməllərinin əvəzini (sağlamlıq, sərvət, övlad, gözəl yaşayış) elə orada (dünyada) verərik. Onların dünyadakı mükafatları əsla azaldılmaz. (Dünyada yaxşı işlər görüb e’tiqadı olmayan şəxsə axirətdə dünyəvi əməlləri heç bir fayda verməz. Çünki Allah ona dünyadakı yaxşı əməllərinin əvəzini elə dünyanın özündə verər).
Süleyman Ateş:
Kimler dünya hayatını ve süsünü isterse onlara oradaki amellerin(in karşılığın)ı tam veririz ve onlar orada hiçbir eksikliğe uğratılmazlar.
Diyanet Vakfı:
Kim, (yalnız) dünya hayatını ve zinetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar.
Erhan Aktaş:
Kim sadece dünya hayatını ve onun ziynetini(1) isterse, onlara yaptıklarının karşılığını eksiksiz veririz. Bu hususta onlara hiçbir haksızlık yapılmaz.
Kral Fahd:
Kim, (yalnız) dünya hayatını ve ziynetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar.
Hasan Basri Çantay:
Kim (yalınız) dünyâ hayaatını ve onun zînet (ve ihtişam) ını arzu ederse onların yapdıklarının (çalışdıklarının) karşılığını burada tamamen öderiz. Onlar bu hususda bir eksikliğe de uğratılmazlar.
Muhammed Esed:
Dünya hayatını ve onun görkemini, zenginliğini isteyenlere gelince, onlara bu (hayatta) yapıp ettiklerinin karşılığını tam olarak ödeyeceğiz ve onlar da hak ettiklerinden asla yoksun bırakılmayacaklar:
Gültekin Onan:
Kim dünya hayatını ve onun çekiciliğini isterse onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiç bir eksikliğe uğratılmazlar.
Ali Fikri Yavuz:
Kim dünya hayatını ve onun gösterişli zevklerini isterse, biz onlara, amellerinin karşlığını tamamen öderiz (sıhhat, zenginlik ve zevkle yaşarlar). Bu hususta, onlara noksanlık yapılmaz.
Portekizce:
Quanto àqueles que preferem a vida terrena e seus encantos, far-lhes-emos desfrutar de suas obras, durante ela, e semdiminuição.
İsveççe:
DE VILKAS hela håg står till det jordiska livet och dess fröjder, dem skall Vi i detta [liv] ge hela lönen för deras handlingar, och ingenting skall här dras ifrån;
Farsça:
کسانی که زندگی دنیا و زیور و زینتش را بخواهند، ثمره تلاششان را به طور کامل در [همین] دنیا به آنان می دهیم و در اینجا چیزی از آنان کاسته نخواهد شد.
Kürtçe:
ھەرکەس دەیەوێت ژیانی دونیا و ڕازاوە و جوانی ئەو ئێمە (بەرھەمی) کردەوەکانیان بەتەواوی پێ دەدەین تیایدا وە ئەوان لەم ژیانەدا کەموکوڕیان لەگەڵ ناکرێت
Özbekçe:
Кимки бу дунё ҳаётини ва унинг зийнатини хоҳласа, бу борадаги амалларининг (самараси)ни тўлиқ берурмиз. Улар бунда камситилмаслар.
Malayca:
Sesiapa yang keadaan usahanya semata-mata berkehendakkan kehidupan dunia dan perhiasannya (dengan tidak disaksikan sama oleh Al-Quran tentang sah batalnya), maka Kami akan sempurnakan hasil usaha mereka di dunia, dan mereka tidak dikurangkan sedikitpun padanya.
Arnavutça:
Ata që e duan (vetëm) jetën e kësaj bote dhe bukuritë e saj, Na do t’ua plotësojmë krejtësisht punët e tyre në të (botë) dhe atyre në të (këtë botë) nuk do t’u mungohet asgjë.
Bulgarca:
Които желаят земния живот и неговата украса, през него ще им изплатим за деянията. И не ще бъдат ощетени през него.
Sırpça:
Онима који желе само живот на овоме свету и овосветске украсе, Ми ћемо то наспрам њихових дела - у потпуности - да им дамо, и у томе неће да буду закинути.
Çekçe:
Ty, kdož touží po životě pozemském a jeho ozdobách, ty plně odměníme za skutky jejich v něm a nebudou v tom ošizeni.
Urduca:
جو لوگ بس اِسی دنیا کی زندگی اور اس کی خو ش نمائیوں کے طالب ہوتے ہیں ان کی کار گزاری کا سارا پھل ہم یہیں ان کو دے دیتے ہیں اور اس میں ان کے ساتھ کوئی کمی نہیں کی جاتی
Tacikçe:
Онон, ки зиндагиву зинати ин дунёро бихоҳанд, пас ҳамаи музди кирдорашонро дар ин ҷаҳон медиҳем ва дар он нуқсоне намебинанд.
Tatarca:
Берәү дөнья тереклеген генә вә дөнья тормышының матурлыгын теләсә, Без аларга дөньяви эшләренең файдасын дөньяда биреп бетерербез һәм аларга дөньяви эшләренә кимчелек китерелмәс.
Endonezyaca:
Barangsiapa yang menghendaki kehidupan dunia dan perhiasannya, niscaya Kami berikan kepada mereka balasan pekerjaan mereka di dunia dengan sempurna dan mereka di dunia itu tidak akan dirugikan.
Amharca:
ቅርቢቱን ሕይወትና ጌጧን የሚሹ የሆኑትን ሰዎች ሥራዎቻቸውን (ምንዳዋን) በእርሷ ውስጥ ወደነሱ እንሞላላቸዋለን፡፡ እነሱም በርሷ ውስጥ ምንም አይጎድልባቸውም፤
Tamilce:
எவர்கள் (தங்களது நற்செயல்களுக்கு கூலியாக மறுமையை நாடாமல்) உலக வாழ்க்கையையும், அதன் அலங்காரத்தையும் விரும்பக்கூடியவர்களாக இருந்தார்களோ அதில் அவர்களின் நற்செயல்களுக்கு முழுமையாக கூலி தந்து விடுவோம். இன்னும், அதில் அவர்கள் குறைக்கப்பட மாட்டார்கள்.
Korece:
현세의 부귀영화를 원하는 자 하나님은 그들에게 그들 행위 에 따라 보상을 하리니 그 안에 조금도 제함이 없노라
Vietnamca:
Ai ham muốn đời sống trần tục này cũng như sự hào nhoáng của nó, TA sẽ ban cho họ đầy đủ phần công lao của họ trong đó, và họ sẽ không bị cắt giảm bất cứ điều gì ở nơi đó.
Ayet Linkleri: