Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

11

Sûredeki Ayet No: 

108

Ayet No: 

1581

Sayfa No: 

233

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ وَأَمَّا الَّذِينَ سُعِدُوا فَفِي الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ إِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَ ۖ عَطَاءً غَيْرَ مَجْذُوذٍ

Çeviriyazı: 

veemme-lleẕîne sü`idû fefi-lcenneti ḫâlidîne fîhâ mâ dâmeti-ssemâvâtü vel'arḍu illâ mâ şâe rabbük. `aṭâen gayra mecẕûẕ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Mutlu olanlar ise cennettedirler. Orada gökler ve yer durdukça duracaklar, ancak Rabbinin diledikleri başka. (Bu) ardı arası kesilmeyen bir ihsan olacak.

Diyanet İşleri: 

Mesud olanlar ise cennettedirler. Rabbinin dilemesi bir yana, sonsuz bir lütuf olarak, gökler ve yer durdukça, orada temelli kalacaklardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ama kutlu olanlarsa cennettedir, orada ebedi kalır Rabbinin dilediğinden başka hepsi, gökler ve yeryüzü durdukça; bitip tükenmesi olmayan bir bağıştır bu.

Şaban Piriş: 

Mesut olanlar ise cennettedirler. Gökler ve yer durdukça, orada ebedi kalacaklardır. Ancak Rabbinin (daha önce müminlerden bir kısım günahkârların azabını) dilediği kimseler müstesna. Bu tükenmez/kesintisiz bir lütufdur.

Edip Yüksel: 

Mutluluğu hakkedenler ise, gökler ve yer kaldığı sürece cennette kalıcıdırlar. Rabbinin dilerse başka. Kesintisiz bir ödüldür bu.

Ali Bulaç: 

Mutlu olanlar da, artık onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır.

Suat Yıldırım: 

Mutlu olanlar ise cennettedirler. Senin Rabbinin dilemesi hariç gökler ve yer durdukça orada ebedî kalacaklardır. Kesintisi olmayan bir ihsan içinde olacaklardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Velâkin said olanlar cennettedirler. Rabbin dilediği müddetten başka gökler ve yer devam ettikçe orada muhalleddirler. Bir atiyye ki, kesilmiş değildir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Mutluluğa erdirilenlere gelince, onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar, hep orada kalacaklardır. Kesintisiz bir lütuf olarak...

Bekir Sadak: 

Haksizlik yapanlara yonelmeyin, yoksa ates size de dokunur. Sizin Allah´tan baska dostunuz yoktur

İbni Kesir: 

Bahtiyar olanlar ise cennettedirler. Gökler ve yer durdukça temelli kalacaklardır orada. Rabbının dilediği başka. Bu, ardı arkası kesilmeyen bir vergidir.

Adem Uğur: 

Mutlu olanlara gelince, onlar da cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar da orada ebedî kalacaklardır. Bu (nimetler) bitmez, tükenmez bir lütuftur.

İskender Ali Mihr: 

Fakat mutlu olanlar, artık cennettedir. (Cennetlerin) semaları ve arzı durdukça, Rabbinin dilediği şey (cenneti yok etmeyi dilemesi) hariç, onlar orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır).

Celal Yıldırım: 

Bahtlı-mutlu olanlar ise, Cennet´tedirler

Tefhim ul Kuran: 

Mutlu olanlar da, artık onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orda temelli kalacaklardır. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır.

Fransızca: 

Et quant aux bienheureux, ils seront au Paradis, pour y demeurer éternellement tant que dureront les cieux et la terre - à moins que ton Seigneur n'en décide autrement - c'est là un don qui n'est jamais interrompu.

İspanyolca: 

Los felices, en cambio, estarán en el Jardín, eternamente, mientras duren los cielos y la tierra, a menos que tu Señor disponga otra cosa. Será un don ininterrumpido.

İtalyanca: 

Coloro invece che saranno felici, rimarranno nel Paradiso fintanto che dureranno i cieli e la terra, a meno che il tuo Signore non decida altrimenti. Sarà questo un dono senza fine.

Almanca: 

Und hinsichtlich derjenigen, die freudig waren, diese sind in der Dschanna. Darin bleiben sie ewig, wie die Himmel und die Erde (des Jenseits) bleiben - außer was dein HERR will. Dies ist eine ununterbrochene Gabe.

Çince: 

至于幸福的,将进入乐园,而永居其中,天长地久,除非你的主所意欲的。那是不断的赏赐。

Hollandaca: 

Maar zij die gelukkig zullen zijn, worden in het paradijs toegelaten; zij zullen daarin zoo lang verblijven, als de hemelen, en de aarde voortduren, behalve wat uw Heer, naar hem behaagt, bij hunne gelukzaligheid zal voegen; eene weldadigheid, die niet gestoord zal worden.

Rusça: 

Счастливые же пребудут в Раю. Они пребудут там вечно, пока существуют небеса и земля, если только твой Господь не пожелает иного. Это будет неиссякаемый дар.

Somalice: 

kuwa la liibaanayna jannay ku waari inta samooyinku jiraan iyo Dhulku wuxuu Eebe doono mooyee, waana siismo aan go'ayn.

Swahilice: 

Na ama wale walio bahatika, wao watakuwamo Peponi wakidumu humo muda wa kudumu mbingu na ardhi, isipo kuwa apendavyo Mola wako Mlezi. Hicho ni kipawa kisio na ukomo.

Uygurca: 

سائادەتمەنلەرگە كەلسەك، ئۇلار جەننەتكە كىرىدۇ، (جەننەتنىڭ) ئاسمان - زېمىنى يوقالمايلا تۇرسا، ئۇلار جەننەتتە پەرۋەردىگارىڭ خالىغان زامانغىچە داۋاملىق تۇرىۋېرىدۇ (بۇ ئۇلارغا قىلىنغان) ئۈزۈلۈپ قالمايدىغان ئىنئامدۇر

Japonca: 

(その日)幸福な者たちは楽園に入り,あなたの主の御好みによる以外,天と地の続く限り,その中に永遠に住むであろう。限りない賜物である。

Arapça (Ürdün): 

«وأما الذين سَُعدوا» بفتح السين وضمها «ففي الجنة خالدين فيها ما دامت السماوات والأرض إلا» غير «ما شاء ربك» كما تقدم، ودل عليه فيهم قوله «عطاءً غير مجذوذ» مقطوع وما تقدم من التأويل هو الذي ظهر وهو خال من التكلف والله أعلم بمراده.

Hintçe: 

और जो लोग नेक बख्त हैं वह तो बेहश्त में होगें (और) जब तक आसमान व ज़मीन (बाक़ी) है वह हमेशा उसी में रहेगें मगर जब तेरा परवरदिगार चाहे (सज़ा देकर आख़िर में जन्नत में ले जाए

Tayca: 

และสำหรับบรรดาผู้เป็นสุขก็จะอยู่ในสวนสวรรค์ พวกเขาจะพำนักอยู่ในนั้นตลอดกาลตราบเท่าที่ชั้นฟ้าทั้งหลายและแผ่นดินยืนยัง เว้นแต่ที่พระเจ้าของของเจ้า ทรงประสงค์ เป็นการประทานให้โดยปราศจากการตัดทอน

İbranice: 

אך, המאושרים הם אלה שיהיו בגן העדן, ולנצח יהיו בו, כל עוד השמים והארץ קיימים, אלא אם ירצה ריבונך אחרת, תהיה זו מתנה שאינה מתכלה

Hırvatça: 

A sretni će u Džennet; u njemu će boraviti, dok je nebesa i Zemlje, osim ako drukčije Gospodar tvoj ne odredi; bit će to dar koji će neprekidno trajati.

Rumence: 

Preafericiţii vor fi în Rai, unde vor veşnici cât vor dura cerurile şi pământul, numai dacă Domnul tău nu va voi altfel. Acesta este un dar ce nu se strică.

Transliteration: 

Waamma allatheena suAAidoo fafee aljannati khalideena feeha ma damati alssamawatu waalardu illa ma shaa rabbuka AAataan ghayra majthoothin

Türkçe: 

Mutluluğa erdirilenlere gelince, onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar, hep orada kalacaklardır. Kesintisiz bir lütuf olarak...

Sahih International: 

And as for those who were [destined to be] prosperous, they will be in Paradise, abiding therein as long as the heavens and the earth endure, except what your Lord should will - a bestowal uninterrupted.

İngilizce: 

And those who are blessed shall be in the Garden: They will dwell therein for all the time that the heavens and the earth endure, except as thy Lord willeth: a gift without break.

Azerbaycanca: 

Xoşbəxt olanlar isə Cənnətdədirlər. Onlar, Rəbbinin dilədiyindən (bə’zi kamil mö’minlərin daha yüksək mərtəbələrə - ərşi-ə’laya qalxması, bir müddət Cəhənnəmdə əylənməsi və Allahın izni ilə onlara günahkarlardan ötrü şəfaət etmək şərəfi nəsib olmasından) əlavə, tükənməz bir ne’mət kimi göylər və yer durduqca orada əbədi qalacaqlar.

Süleyman Ateş: 

Mutlu kılınanlar ise cennettedirler. Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Meğer Rabbin, çıkmalarını dilemiş olsun. Bu, Kesintisiz bir vergidir!.

Diyanet Vakfı: 

Mutlu olanlara gelince, onlar da cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar da orada ebedi kalacaklardır. Bu (nimetler) bitmez, tükenmez bir lütuftur.

Erhan Aktaş: 

Mutlu olanlar ise, Cennet’tedirler. Rabb’in aksini dilemedikçe, gökler ve yer durdukça, orada sürekli kalacaklardır. Bu kesintisiz bir iyiliktir.

Kral Fahd: 

Mutlu olanlara gelince, onlar da cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar da orada ebedî kalacaklardır. Bu (nimetler) bitmez, tükenmez bir lütuftur.

Hasan Basri Çantay: 

Mes´ud olanlara gelince: Onlar da cennetdedirler. Rabbinin dilediği (müddet) müstesna olmak üzere gökler ve yer durdukça onlar orada ebedî kalıcıdırlar. (Bu), bir lütf-ü ihsandır ki (tükenib) kesilmesi yokdur.

Muhammed Esed: 

Bahtiyar olanlara gelince, onlar (da dünyada yaptıklarından ötürü) cennette (yaşayacak) ve Rabbin bunun aksini dilemedikçe, gökler ve yer yerinde durduğu sürece -bitmeyen bir lütfun sonucu olarak- orada kalacaklar.

Gültekin Onan: 

Mutlu olanlar da, artık onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır.

Ali Fikri Yavuz: 

Amma bahtiyar olanlar, cennetliktirler, Ahiretin gökleri ve yeri durdukça, onlar, cennette ebedî olarak kalıcıdırlar. Ancak Rabbinin (daha önce müminlerden bir kısım günahkârların azabını) dilediği müddet müstesna. Bu bitmez ve tükenmez bir lütûfdur.

Portekizce: 

Os venturosos, porém, morarão eternamente no Paraíso, enquanto perdurarem os céus e a terra, a menos que teu Senhordisponha doutra sorte. Esta é uma graça ininterrupta.

İsveççe: 

De saliga skall ha paradiset till boning och där skall de förbli så länge himmel och jord består, om inte din Herre vill annorlunda - en gåva av oavbruten lycka utan ände.

Farsça: 

اما نیک بختان [که به توفیق و رحمت خدا سعادت یافته اند] تا آسمان ها و زمین پابرجاست، در بهشت جاودانه اند مگر آنچه را مشیّت پروردگارت اقتضا کرده، [بهشت] عطایی قطع ناشدنی و بی پایان است.

Kürtçe: 

بەڵام ئەوانەی کەبەختەوەر و ئاسوودەکراون ئەوە لەبەھەشتدان بەھەمیشەیی دەمێننەوە تیایدا تا ئاسمان و زەوی بمێنێت مەگەر ئەو کەسەی پەروەردگارت بیەوێت ئەوە بەخشینێکە بێ بڕانەوە

Özbekçe: 

Бахтли бўлганлар жаннатдадирлар. Улар унда, модомики осмонлару ер бор экан, абадийлар. Магар Аллоҳ хоҳласа, (Ўзи билур). Бу туганмас инъомдир. (Яъни, бахтлилар жаннатда абадий қолиш билан бирга, туганмас неъматларга ҳам эга бўладилар. Саҳиҳ ҳадисда ривоят қилинишича, уларга: «Эй аҳли жаннатлар, сизлар энди абадий яшайсизлар, ўлмайсизлар, абадий ёш бўласизлар, қаримайсизлар, абадий соғ бўласизлар, бемор бўлмайсизлар, абадий неъматда бўласизлар, ноумид бўлмайсизлар», дейилади.)

Malayca: 

Adapun orang-orang yang berbahagia (disebabkan imannya dan taatnya), maka di dalam Syurgalah tempatnya. Mereka kekal di dalamnya selagi ada langit dan bumi kecuali apa yang dikehendaki oleh Tuhanmu sebagai pemberian nikmat yang tidak putus-putus.

Arnavutça: 

Kurse fatlumët, do të gjenden në Xhennet, ku do të qëndrojnë përherë në të, derisa të jenë qiejt dhe Toka, përveç nëse ndryshe e cakton Zoti yt. Kjo është dhuratë e pashkëputshme.

Bulgarca: 

А онези, които са ощастливени, ще бъдат в Рая, там ще пребивават вечно, докато съществуват небесата и земята, освен ако не пожелае друго твоят Господ - дар неизчерпаем.

Sırpça: 

А срећни ће у Рај; у њему ће вечно да бораве, док је небеса и Земље, осим ако другачије твој Господар не одреди; биће то дар који ће да траје непрекидно.

Çekçe: 

Pokud se týká blažených, ti do zahrad se dostanou a nesmrtelní tam zůstanou, dokud nebesa a země budou trvat a dokud Pán tvůj nebude chtít jinak a to dar bude nezkrácený.

Urduca: 

رہے وہ لوگ جو نیک بخت نکلیں گے، تو وہ جنت میں جائیں گے اور وہاں ہمیشہ رہیں گے جب تک زمین و آسمان قائم ہیں، الا یہ کہ تیرا رب کچھ اور چاہے ایسی بخشش ان کو ملے گی جس کا سلسلہ کبھی منقطع نہ ہوگا

Tacikçe: 

Аммо некбахтон то осмонҳову замин боқӣ ҳастанд, дар биҳишт ҷовидон бимонанд; ғайри он чӣ Парвардигорат бихоҳад. Атои Ӯ ҳеҷ қатъ намешавад.

Tatarca: 

Вә әмма яхшы мөселманнар җәннәтнең җире вә күкләре даими булган хәлдә җәннәттә мәңге калырлар, мәгәр җәннәткә керә алмый торырлар Раббың теләгән гөнаһлы мөэмин кешеләр, ул җәннәт мөэминнәргә Аллаһудан һич бетми торган бүләктер.

Endonezyaca: 

Adapun orang-orang yang berbahagia, maka tempatnya di dalam surga, mereka kekal di dalamnya selama ada langit dan bumi, kecuali jika Tuhanmu menghendaki (yang lain); sebagai karunia yang tiada putus-putusnya.

Amharca: 

እነዚያም ዕድለኞቹማ ጌታህ ከሻው (ጭማሬ) ሌላ ሰማያትና ምድር እስከ ዘወተሩ ድረስ በውስጧ ዘውታሪዎች ኾነው በገነት ውስጥ ይኖራሉ፡፡ የማይቋረጥ ስጦታን ተሰጡ፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, (நம்பிக்கை கொண்டு நன்மைகளை செய்து) நற்பாக்கியம் பெற்றவர்கள் சொர்க்கத்தில் இருப்பார்கள். எனினும், (நம்பிக்கை கொண்டு, ஆனால் பாவங்களை செய்த நம்பிக்கையாளர்கள் விஷயத்தில்) உம் இறைவன் நாடியதைத் தவிர. (அத்தகையவர்கள் தண்டனை அனுபவிப்பதற்காக நரகத்தில் தள்ளப்பட்டு; பிறகு, சொர்க்கம் செல்ல அனுமதிக்கபப்டுவார்கள். பிறகு சொர்க்கம் சென்ற எல்லோரும்) வானங்களும் பூமியும் நிலைத்திருக்கும் வரை முடிவுறாத அருட்கொடையாக அதில் என்றென்றும் தங்கி இருப்பார்கள்.

Korece: 

그러나 축복을 받는 자들은천국에 있게 되어 주님의 뜻에 따 라 그곳에서 영생하리니 이는 천 지가 존속할 때까지라 실로 그분 은 끝없이 은혜를 베푸시니라

Vietnamca: 

Còn đối với những người hạnh phúc, họ sẽ ở trong Thiên Đàng, họ sẽ ở trong đó lâu bằng thời gian mà trời đất hãy còn tồn tại ngoại trừ Thượng Đế của Ngươi muốn khác đi, một sự ban thưởng không giới hạn.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: