Arapça:
وَمَا نُؤَخِّرُهُ إِلَّا لِأَجَلٍ مَّعْدُودٍ
Çeviriyazı:
vemâ nü'eḫḫiruhû illâ liecelim ma`dûd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz onu sadece belli bir süreye kadar geciktiriyoruz.
Diyanet İşleri:
Biz, o günü, ancak belli bir süreye kadar geciktiririz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve biz o günün gelip çatmasını, ancak sayılı bir müddet için geciktiririz.
Şaban Piriş:
Biz, o günü sayılı bir süreye kadar erteleriz.
Edip Yüksel:
Onu ancak sayılı bir süre için erteliyoruz.
Ali Bulaç:
Biz onu sayılı bir sürenin (ecelin) dışında ertelemeyiz.
Suat Yıldırım:
Biz o günü ancak belirli bir müddete kadar erteleriz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Biz onu ancak sayılı bir müddet için tehire bırakmış oluruz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz onu, sadece belirli bir süre için erteliyoruz.
Bekir Sadak:
Bu putperestlerin taptiklarinin batil oldugunda suphen olmasin
İbni Kesir:
Biz, o günü, ancak sayılı bir süreye kadar erteleriz.
Adem Uğur:
Biz onu (kıyamet gününü) sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.
İskender Ali Mihr:
Ve Biz, onu (o günü), sayılı (belirli) bir vadeden(ecelden) başka ertelemeyiz.
Celal Yıldırım:
O günü ancak belli bir vakte kadar geciktiririz.
Tefhim ul Kuran:
Biz onu sayılı bir sürenin (ecelin) dışında ertelemeyiz.
Fransızca:
Et Nous ne le retardons que pour un terme bien déterminé.
İspanyolca:
No lo retrasaremos sino hasta el plazo fijado.
İtalyanca:
Non lo posticiperemo che sino al suo termine stabilito.
Almanca:
Und WIR schieben ihn nur bis zu einer berechneten Frist hinaus.
Çince:
我只将它展缓到一个定期。
Hollandaca:
Wij stellen dien niet uit, dan tot een vooraf bepaalden tijd.
Rusça:
Мы отсрочим его лишь до определенного срока.
Somalice:
dibna uguma dhigaynno muddo magacaaban darteed mooyee.
Swahilice:
Na Sisi hatuiakhirishi ila kwa muda unao hisabiwa.
Uygurca:
ئۇنى (يەنى قىيامەت كۈنىنى) بىز مۇئەييەن مۇددەتكىچە تەخىر قىلىمىز
Japonca:
それは定められた一期のために過ぎず,われはそれを遅延させない。
Arapça (Ürdün):
«وما نؤخره إلا لأجل معدود» لوقت معلوم عند الله.
Hintçe:
और हम बस एक मुअय्युन मुद्दत तक इसमें देर कर रहे है
Tayca:
และเรามิได้หน่วงมัน เว้นแต่เพื่อวาระที่ถูกกำหนดไว้
İbranice:
ואיננו מאחרים אותו (את יום הדין) רק עד למועד שנקבע
Hırvatça:
a Mi ga odgađamo samo za neko vrijeme.
Rumence:
Noi nu o vom întârzia decât până la sorocul hotărât.
Transliteration:
Wama nuakhkhiruhu illa liajalin maAAdoodin
Türkçe:
Biz onu, sadece belirli bir süre için erteliyoruz.
Sahih International:
And We do not delay it except for a limited term.
İngilizce:
Nor shall We delay it but for a term appointed.
Azerbaycanca:
Biz onu yalnız müəyyən bir müddət üçün tə’xirə salmışıq.
Süleyman Ateş:
Biz onu, sadece sayılı bir süre için erteliyoruz.
Diyanet Vakfı:
Biz onu (kıyamet gününü) sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.
Erhan Aktaş:
Onu geciktirmemiz belli bir süreye kadardır.
Kral Fahd:
Biz onu (kıyamet gününü) sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.
Hasan Basri Çantay:
Biz onu (kıyaamet gününü) ancak sayılı bir müddet için gecikdiririz.
Muhammed Esed:
Ve o Gün´ü Biz, belli bir sürenin dışında artık ertelemeyeceğiz.
Gültekin Onan:
Biz onu sayılı bir ecelin dışında ertelemeyiz.
Ali Fikri Yavuz:
Biz, o kıyamet gününü ancak sayılı bir müddet için geriye bırakıyoruz.
Portekizce:
Que só adiamos por um prazo predeterminado.
İsveççe:
Vi kommer inte att skjuta upp den över den fastställda tiden.
Farsça:
و ما آن روز را جز برای مدتی اندک به تأخیر نمی اندازیم.
Kürtçe:
وە ئێمە دوای ناخەین مەگەر بۆ کاتێکی دیارو بەرچاو نەبێت
Özbekçe:
Уни Биз фақат саноқли муддатга кечиктирамиз.
Malayca:
Dan tiadalah Kami lambatkan hari kiamat itu melainkan untuk suatu tempoh yang tertentu.
Arnavutça:
Dhe Ne e shtyjmë atë vetëm gjer në afatin e caktuar.
Bulgarca:
Не ще го забавим Ние освен за определен срок.
Sırpça:
а Ми га одлажемо до тачно одређеног времена.
Çekçe:
Námi pouze do lhůty stanovené odložený.
Urduca:
ہم اس کے لانے میں کچھ بہت زیادہ تاخیر نہیں کر رہے ہیں، بس ایک گنی چنی مدت اس کے لیے مقرر ہے
Tacikçe:
Ва ҷуз то андак муддате ба дераш намегузорем.
Tatarca:
Ул көнне вакытлыча гына, дөнья беткәнче генә кичектерәбез.
Endonezyaca:
Dan Kami tiadalah mengundurkannya, melainkan sampai waktu yang tertentu.
Amharca:
(ይህንን ቀን) ለተቆጠረም ጊዜ እንጂ አናቆየውም፡፡
Tamilce:
இன்னும், எண்ணப்பட்ட ஒரு தவணைக்காகவே தவிர அதை (-அந்த மறுமை நாளை) நாம் பிற்படுத்த வில்லை.
Korece:
하나님이 그날을 한정된 일정 기간까지 지연시키고 있을 뿐이라
Vietnamca:
TA không trì hoãn ngày đó ngoại trừ một thời hạn đã định.
Ayet Linkleri: