Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

11

Sûredeki Ayet No: 

104

Ayet No: 

1577

Sayfa No: 

233

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا نُؤَخِّرُهُ إِلَّا لِأَجَلٍ مَّعْدُودٍ

Çeviriyazı: 

vemâ nü'eḫḫiruhû illâ liecelim ma`dûd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz onu sadece belli bir süreye kadar geciktiriyoruz.

Diyanet İşleri: 

Biz, o günü, ancak belli bir süreye kadar geciktiririz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve biz o günün gelip çatmasını, ancak sayılı bir müddet için geciktiririz.

Şaban Piriş: 

Biz, o günü sayılı bir süreye kadar erteleriz.

Edip Yüksel: 

Onu ancak sayılı bir süre için erteliyoruz.

Ali Bulaç: 

Biz onu sayılı bir sürenin (ecelin) dışında ertelemeyiz.

Suat Yıldırım: 

Biz o günü ancak belirli bir müddete kadar erteleriz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Biz onu ancak sayılı bir müddet için tehire bırakmış oluruz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz onu, sadece belirli bir süre için erteliyoruz.

Bekir Sadak: 

Bu putperestlerin taptiklarinin batil oldugunda suphen olmasin

İbni Kesir: 

Biz, o günü, ancak sayılı bir süreye kadar erteleriz.

Adem Uğur: 

Biz onu (kıyamet gününü) sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.

İskender Ali Mihr: 

Ve Biz, onu (o günü), sayılı (belirli) bir vadeden(ecelden) başka ertelemeyiz.

Celal Yıldırım: 

O günü ancak belli bir vakte kadar geciktiririz.

Tefhim ul Kuran: 

Biz onu sayılı bir sürenin (ecelin) dışında ertelemeyiz.

Fransızca: 

Et Nous ne le retardons que pour un terme bien déterminé.

İspanyolca: 

No lo retrasaremos sino hasta el plazo fijado.

İtalyanca: 

Non lo posticiperemo che sino al suo termine stabilito.

Almanca: 

Und WIR schieben ihn nur bis zu einer berechneten Frist hinaus.

Çince: 

我只将它展缓到一个定期。

Hollandaca: 

Wij stellen dien niet uit, dan tot een vooraf bepaalden tijd.

Rusça: 

Мы отсрочим его лишь до определенного срока.

Somalice: 

dibna uguma dhigaynno muddo magacaaban darteed mooyee.

Swahilice: 

Na Sisi hatuiakhirishi ila kwa muda unao hisabiwa.

Uygurca: 

ئۇنى (يەنى قىيامەت كۈنىنى) بىز مۇئەييەن مۇددەتكىچە تەخىر قىلىمىز

Japonca: 

それは定められた一期のために過ぎず,われはそれを遅延させない。

Arapça (Ürdün): 

«وما نؤخره إلا لأجل معدود» لوقت معلوم عند الله.

Hintçe: 

और हम बस एक मुअय्युन मुद्दत तक इसमें देर कर रहे है

Tayca: 

และเรามิได้หน่วงมัน เว้นแต่เพื่อวาระที่ถูกกำหนดไว้

İbranice: 

ואיננו מאחרים אותו (את יום הדין) רק עד למועד שנקבע

Hırvatça: 

a Mi ga odgađamo samo za neko vrijeme.

Rumence: 

Noi nu o vom întârzia decât până la sorocul hotărât.

Transliteration: 

Wama nuakhkhiruhu illa liajalin maAAdoodin

Türkçe: 

Biz onu, sadece belirli bir süre için erteliyoruz.

Sahih International: 

And We do not delay it except for a limited term.

İngilizce: 

Nor shall We delay it but for a term appointed.

Azerbaycanca: 

Biz onu yalnız müəyyən bir müddət üçün tə’xirə salmışıq.

Süleyman Ateş: 

Biz onu, sadece sayılı bir süre için erteliyoruz.

Diyanet Vakfı: 

Biz onu (kıyamet gününü) sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.

Erhan Aktaş: 

Onu geciktirmemiz belli bir süreye kadardır.

Kral Fahd: 

Biz onu (kıyamet gününü) sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.

Hasan Basri Çantay: 

Biz onu (kıyaamet gününü) ancak sayılı bir müddet için gecikdiririz.

Muhammed Esed: 

Ve o Gün´ü Biz, belli bir sürenin dışında artık ertelemeyeceğiz.

Gültekin Onan: 

Biz onu sayılı bir ecelin dışında ertelemeyiz.

Ali Fikri Yavuz: 

Biz, o kıyamet gününü ancak sayılı bir müddet için geriye bırakıyoruz.

Portekizce: 

Que só adiamos por um prazo predeterminado.

İsveççe: 

Vi kommer inte att skjuta upp den över den fastställda tiden.

Farsça: 

و ما آن روز را جز برای مدتی اندک به تأخیر نمی اندازیم.

Kürtçe: 

وە ئێمە دوای ناخەین مەگەر بۆ کاتێکی دیارو بەرچاو نەبێت

Özbekçe: 

Уни Биз фақат саноқли муддатга кечиктирамиз.

Malayca: 

Dan tiadalah Kami lambatkan hari kiamat itu melainkan untuk suatu tempoh yang tertentu.

Arnavutça: 

Dhe Ne e shtyjmë atë vetëm gjer në afatin e caktuar.

Bulgarca: 

Не ще го забавим Ние освен за определен срок.

Sırpça: 

а Ми га одлажемо до тачно одређеног времена.

Çekçe: 

Námi pouze do lhůty stanovené odložený.

Urduca: 

ہم اس کے لانے میں کچھ بہت زیادہ تاخیر نہیں کر رہے ہیں، بس ایک گنی چنی مدت اس کے لیے مقرر ہے

Tacikçe: 

Ва ҷуз то андак муддате ба дераш намегузорем.

Tatarca: 

Ул көнне вакытлыча гына, дөнья беткәнче генә кичектерәбез.

Endonezyaca: 

Dan Kami tiadalah mengundurkannya, melainkan sampai waktu yang tertentu.

Amharca: 

(ይህንን ቀን) ለተቆጠረም ጊዜ እንጂ አናቆየውም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், எண்ணப்பட்ட ஒரு தவணைக்காகவே தவிர அதை (-அந்த மறுமை நாளை) நாம் பிற்படுத்த வில்லை.

Korece: 

하나님이 그날을 한정된 일정 기간까지 지연시키고 있을 뿐이라

Vietnamca: 

TA không trì hoãn ngày đó ngoại trừ một thời hạn đã định.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: