Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

129

Ayet No: 

1083

Sayfa No: 

165

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالُوا أُوذِينَا مِن قَبْلِ أَن تَأْتِيَنَا وَمِن بَعْدِ مَا جِئْتَنَا ۚ قَالَ عَسَىٰ رَبُّكُمْ أَن يُهْلِكَ عَدُوَّكُمْ وَيَسْتَخْلِفَكُمْ فِي الْأَرْضِ فَيَنظُرَ كَيْفَ تَعْمَلُونَ

Çeviriyazı: 

ḳâlû ûẕîne min ḳabli en te'tiyenâ vemim ba`di mâ ci'tenâ. ḳâle `asâ rabbüküm ey yühlike `adüvveküm veyestaḫlifeküm fi-l'arḍi feyenżura keyfe ta`melûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kavmi de dediler ki: "Sen bize gelmeden önce de eziyet gördük, sen geldikten sonra da." Musa dedi ki: "Umulur ki, Rabbiniz düşmanlarınızı helak edip de sizi yeryüzünde halife kılacaktır ve sizin nasıl işler yaptığınıza bakacaktır."

Diyanet İşleri: 

Milleti: "Sen bize gelmeden önce de, geldikten sonra da eziyet çektik" dediler. Musa da: "Rabbinizin düşmanlarınızı yok etmesi ve yeryüzünde sizi onların yerine geçirmesi umulur. O zaman nasıl davranacağınıza bakar" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sen gelmeden önce de eziyet çektik, geldikten sonra da çekiyoruz dediler. Musa, umarım ki dedi, Rabbiniz, düşmanlarınızı helak eder, yeryüzünde hükümdar eder sizi de neler yapacağınıza bakar, dener sizi.

Şaban Piriş: 

Kavmi ise: Sen bize gelmeden önce de geldikten sonra da bize işkence edildi, dediler. Musa da: Rabbinizin düşmanlarınızı helak etmesi ve sizi yeryüzünde nasıl davranacağınıza bakmak için, iktidara getirmesi umulur, dedi.

Edip Yüksel: 

"Sen bize gelmeden önce de, bize geldikten sonra da eziyet edildik," dediler. (Musa da) "Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı yok ederek onların yerine sizleri yeryüzüne yerleştirsin ve sonra nasıl davranacağınıza baksın," dedi.

Ali Bulaç: 

Dediler ki: "Sen bize gelmeden önce de, geldikten sonra da eziyete uğratıldık." (Musa:) "Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler (egemenler) kılacak, böylece nasıl davranacağınızı gözleyecek" dedi.

Suat Yıldırım: 

İsrailoğulları: “Biz, hem sen bize gelmeden önce, hem de sen bize peygamber olarak geldikten sonra işkenceye mâruz kaldık!” diye yakındılar.Mûsâ ise, şöyle dedi: “Hele biraz daha sabredin. Umulur ki, Rabbiniz düşmanlarınızı imha eder de, onların yerine sizi hakim kılıp nasıl hareket edeceğinize bakar.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dediler ki: «Biz senin bize gelmenden evvel de ve bize geldiğinden sonra da eza edildik». «Umulur ki,» Dedi, «Rabbiniz düşmanlarınızı helâk eder de sizi yerde onların halefi kılacak olur. Tâ ki nasıl amel edeceğinize nazar buyursun.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler ki: "Senin bize gelişinden önce de işkenceye uğratıldık, gelişinden sonra da." Mûsa dedi: "Rabbinizin, düşmanınızı yok etmesi ve nasıl davranacağınıza bakmak üzere yeryüzünde sizi yöneticiler yapması umulabilir."

Bekir Sadak: 

Azap baslarina cokunce, «Ey Musa! Rabbine, sana verdigi ahde gore bizim icin yalvar. Bizden azabi kaldirirsan sana, and olsun ki, inanacagiz ve Israilogullarini seninle beraber gonderecegiz&quot

İbni Kesir: 

Dediler ki: Sen, bize gelmezden önce de, geldikten sonra da eziyyet edildik. Dedi ki: Rabbınızın, düşmanınızı yok etmesi ve yeryüzünde sizi onların yerine getirmesi umulur. Ve o zaman nasıl davranacağınıza bakacaktır.

Adem Uğur: 

Onlar da, sen bize (peygamber olarak) gelmeden önce de geldikten sonra da bize işkence edildi, dediler. (Musa), &quot

İskender Ali Mihr: 

Şöyle dediler: “Sen, bize gelmeden önce de ve bize getirdiğin şeyden sonra da bize eziyet edildi, (Hz. Musa da) dedi ki: “Umulur ki

Celal Yıldırım: 

Kavmi Ona : «Ey Musa ! Sen bize (peygamber olarak) gelmeden önce de ve bize geldikten sonra da hep eziyete uğradık» diye (sızlandılar). Musa onlara : «Umulur ki Rabblniz düşmanınızı yok eder ve sizi yeryüzünde onların yerine geçirir de nasıl (hareket) edeceğinize bakar» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

Dediler ki: «Sen bize gelmeden önce de, geldikten sonra da eziyete uğratıldık.» (Musa:) «Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler (egemenler) kılacak, böylece nasıl davranacağınızı gözleyecek» dedi.

Fransızca: 

Ils dirent : "Nous avons été persécutés avant que tu ne viennes à nous, et après ton arrivée." Il dit : "Il se peut que votre Seigneur détruise votre ennemi et vous donne la lieutenance sur terre, et Il verra ensuite comment vous agirez".

İspanyolca: 

Dijeron: «Hemos sufrido antes de que tú vinieras a nosotros y luego de haber venido». Dijo: «Puede que vuestro Señor destruya a vuestro enemigo y os haga sucederles en la tierra para ver cómo actuáis».

İtalyanca: 

Dissero: «Siamo stati perseguitati prima che tu venissi e dopo che venisti a noi». Rispose: «Può darsi che presto il vostro Signore distrugga il nemico e vi costituisca vicari sul paese per poi guardare quello che farete».

Almanca: 

Sie sagten: "Uns wurde Schaden zugefügt, bevor du zu uns kamst und nachdem du zu uns kamst." Er sagte: "Möglich ist es, daß euer HERR euren Feind zugrunde richtet und euch als Nachfolger im Lande einsetzt. Dann sieht ER, wie ihr handelt."

Çince: 

他们说:你到来之前,我们受虐待,你到来之后,我们仍然受虐待!他说:你们的主,或许会毁灭你们的仇敌,而以你们为这地方的代治者,看看你们是怎样工作的。

Hollandaca: 

Zij antwoordden: Wij werden bedroefd door het dooden onzer mannelijke kinderen, voor gij tot ons kwaamt en ook sedert gij tot ons zijt gekomen. Mozes zeide: Misschien wil God uwe vijanden verdelgen, en u hun op aarde doen opvolgen, opdat hij moge zien hoe gij dan handelt.

Rusça: 

Они сказали: "Нам причиняли страдания до того, как ты явился к нам, и причиняют их после твоего пришествия к нам". Он сказал: "Быть может, ваш Господь погубит вашего врага и сделает вас их преемниками на земле, а затем посмотрит, как вы будете поступать".

Somalice: 

Waxayna ku dhaheen waa nala Dhihay ka hor Imaatinkaaga iyo ka dib Imaatinkaaga, wuxuuna (Nabi Muuse) ku Yidhi waxay u Dhawdahay in Eebihiin halaago Cadawgiinna oo Dhulka idinku reebo si uu u Eego waxaad Fashaan.

Swahilice: 

Wakasema: Tumeudhiwa kabla hujatufikia, na baada ya wewe kutujia! Musa akasema: Huenda Mola wenu Mlezi akamhiliki adui wenu, na akakufanyeni nyinyi ndio wa kufuatia kushika nchi, ili atazame mtavyo kuja tenda nyinyi.

Uygurca: 

ئۇلار: «سەن بىزگە كېلىشتىن بۇرۇنمۇ، كەلگەندىن كېيىنمۇ ھامان خارلىنىپ كەلدۇق» دېدى. مۇسا: «پەرۋاردىگارىڭلارنىڭ دۈشمىنىڭلارنى ھالاك قېلىشى، (مىسىر) زېمىنىدا ئۇلارنىڭ ئورنىغا سىلەرنى دەسسىتىشى، سىلەرنىڭ قانداق ئىش قىلىدىغانلىقىڭلارغا قارىشىمۇ ھەقىقەقتۇر» دېدى

Japonca: 

かれは言った。「わたしたちは,あなた(ムーサー)がやって来る以前も,またやって来てから後も迫害を被った。」かれは言った。「これは主が,あなたがたの敵を滅ぼし,あなたがたにこの地を継がせ,どのようにあなたがたが行うかを御覧になるであろう。」

Arapça (Ürdün): 

«قالوا أوذينا من قبل أن تأتينا ومن بعد ما جئتنا قال عسى ربُّكم أن يهلك عدوكم ويستخلفكم في الأرض فينظر كيف تعملون» فيها.

Hintçe: 

वह लोग कहने लगे कि (ऐ मूसा) तुम्हारे आने के क़ब्ल (पहले) ही से और तुम्हारे आने के बाद भी हम को तो बराबर तकलीफ ही पहुँच रही है (आख़िर कहाँ तक सब्र करें) मूसा ने कहा अनकरीब ही तुम्हारा परवरदिगार तुम्हारे दुश्मन को हलाक़ करेगा और तुम्हें (उसका जानशीन) बनाएगा फिर देखेगा कि तुम कैसा काम करते हो

Tayca: 

“พวกเขา กล่าวว่า พวกเราได้รับการทารุณ ทั้งก่อนจากที่ท่าจะมายังพวกเรา และหลังจากที่ท่าได้มายังเราเขา กล่าวว่าหวังว่าพระเจ้าของพวกท่านจะทรงทำลายศัตรูของพวกท่าและจะทรงให้พวกท่าสืบช่วง แทนในแผ่นดินแล้วพระองค์จะทรงดูว่าพวกท่านจะทำอย่างไร?

İbranice: 

הם אמרו, 'הורע לנו לפני בואך, ואף לאחר בואך.'אמר: (משה ')ייתכן שריבונכם רוצה להשמיד את אויבכם ולהוריש לכם את הארץ, ויראה כיצד אתם מתנהגים

Hırvatça: 

"Zlostavljani smo", rekoše oni, "prije nego što si nam došao, a i nakon što si došao!" A Musa reče: "Možda će Gospodar vaš neprijatelja vašeg uništiti, a vas nasljednicima na Zemlji učiniti, da bi vidio kako ćete postupiti."

Rumence: 

Ei spuseră: “Noi am suferit înainte ca tu să vii la noi, precum şi după ce ai venit.” El spuse: “Poate Domnul vostru îl va nimici pe vrăjmaşul vostru şi apoi vă va face urmaşii lui pe pământ pentru a vedea ce veţi face.”

Transliteration: 

Qaloo ootheena min qabli an tatiyana wamin baAAdi ma jitana qala AAasa rabbukum an yuhlika AAaduwwakum wayastakhlifakum fee alardi fayanthura kayfa taAAmaloona

Türkçe: 

Dediler ki: "Senin bize gelişinden önce de işkenceye uğratıldık, gelişinden sonra da." Mûsa dedi: "Rabbinizin, düşmanınızı yok etmesi ve nasıl davranacağınıza bakmak üzere yeryüzünde sizi yöneticiler yapması umulabilir."

Sahih International: 

They said, "We have been harmed before you came to us and after you have come to us." He said, "Perhaps your Lord will destroy your enemy and grant you succession in the land and see how you will do."

İngilizce: 

They said: "We have had (nothing but) trouble, both before and after thou camest to us." He said: "It may be that your Lord will destroy your enemy and make you inheritors in the earth; that so He may try you by your deeds."

Azerbaycanca: 

(Musaya iman gətirənlər) dedilər: “Sən bizə peyğəmbər gəlməmişdən əvvəl də, sonra da biz əziyyət çəkdik!” (Musa onlara belə) cavab verdi: “Bəlkə də, Rəbbiniz düşməninizi məhv edib sizi yer üzünün varisləri edəcək, sonra isə nə etdiyinizə (özünüzü necə apardığınıza) baxacaq!”

Süleyman Ateş: 

(Ey Musa), sen bize gelmezden önce de, sen bize geldikten sonra da bize işkence edildi. dediler. (Musa) dedi: "Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı yok eder ve onların yerine sizi yeryüzüne hakim kılar da nasıl hareket edeceğinize bakar."

Diyanet Vakfı: 

Onlar da, sen bize (peygamber olarak) gelmeden önce de geldikten sonra da bize işkence edildi, dediler. (Musa), "Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helak eder ve onların yerine sizi yer yüzüne hakim kılar da nasıl hareket edeceğinize bakar" dedi.

Erhan Aktaş: 

“Sen bize gelmeden önce de, bize geldikten sonra da bize eziyet edildi.” dediler. O da: “Umulur ki Rabb’iniz düşmanlarınızı yok eder ve sizi yeryüzüne halîfeler(1) kılar da nasıl davranacağınıza bakar.” dedi.

Kral Fahd: 

Onlar da, sen bize (peygamber olarak) gelmeden önce de geldikten sonra da bize işkence edildi, dediler. (Musa), «Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helâk eder ve onların yerine sizi yeryüzüne hakim kılar da nasıl hareket edeceğinize bakar» dedi.

Hasan Basri Çantay: 

(İsrâîl oğulları): «Biz, dediler, sen bize (peygamber olarak) gelmezden evvel de, bize geldiğinden sonra da işkenceye dûçâr edildik». (Musa şöyle) dedi: «Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helak edecek, sizi bu yerde hükümdar yapacak da sizin nasıl hareket edeceğinize bakacakdır».

Muhammed Esed: 

(Fakat İsrailoğulları:) "Biz, sen gelmeden önce de çok eziyet çektik, geldikten sonra da!" dediler. (Musa cevaben): "Belki de, Rabbiniz düşmanınızı yok edip yeryüzüne sizi varis kılacak: Ve sonra sizin nasıl (ve neler) yaptığınıza bakacak!"

Gültekin Onan: 

Dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Mûsa’ya iman edenler de: “- Sen bize Peygamber gelmeden önce de, bize Peygamber geldikten sonra da eziyet gördük.” dediler. Mûsa şöyle dedi: “-Umulur ki Rabbiniz, düşmanlarınızı helâk edecek ve sizi onlar yerine sahip kılacaktır da sizin nasıl hareket edeceğinize bakacaktır.”

Portekizce: 

Disseram-lhe: Fomos maltratados, antes e depois que tu nos chegaste. Respondeu-lhes: É possível que o vosso Senhorextermine os vossos inimigos e vos faça herdeiros na terra, para ver como vos comportais.

İsveççe: 

[Israeliterna] svarade: "Vi har lidit ont både innan du kom till oss och efter det att du kom." [Moses] svarade: "Kanske skall er Herre förgöra er fiende och ge er [hans] land i arv och sedan låta er visa ert sinnelag med era handlingar."

Farsça: 

گفتند: پیش از آنکه تو نزد ما بیایی شکنجه و آزار شدیم، و نیز پس از آنکه آمده ای [مورد شکنجه و آزاریم]. گفت: امید است که پروردگارتان دشمنانتان را نابود کند، و شما را در این سرزمین، جانشین [آنان] گرداند، پس بنگرد که شما [پس از فرعونیان] چگونه عمل می کنید؟

Kürtçe: 

(گەلەکەی) ووتیان: پێش ھاتنی تۆ بۆ ناومان ئازار دراین ھەروەھا پاش ھاتنی تۆ بۆ ناومان (بەپێغەمبەرایەتی) (موسا) فەرمووی: بەڵکو پەروەردگارتان دوژمنەکەتان لەناو بەرێت و ئێوە بکات بەجێنشینی (دوژمنەکانتان) لەسەر زەوی جا تەماشا دەکات ئێوە چۆن کار دەکەن

Özbekçe: 

Улар: «Сен бизга келмасингдан олдин ҳам, келганингдан кейин ҳам озор тортдик», дедилар. У: «Шоядки Роббингиз душманларингизни ҳалок этиб, сизларни ер юзига халифа қилиб, қандай амал қилишингизга назар солса», деди. (Қавм Пайғамбарига таъна қилди. Сен келмасингдан бурун ҳам озор тортар эдик, ўшанда ҳам ўғилларимизни ўлдириб, аёлларимизни тирик қолдирар эдилар, сен келганингдан кейин ҳам бари бир озор топмоқдамиз. Уларнинг фикрича, Пайғамбар келиши ҳамоно ҳамма нарса уларнинг фойдасига ҳал бўлиб қолиши керак экан. Улар Пайғамбар шахсига таъна қилмоқдалар. Аммо нега ўзларига назар солмайдилар? Ўзлари нималар қилдилар? Иймон келтирдиларми? Иймон тақозо этган бирор-бир ишни қилдиларми?)

Malayca: 

Mereka berkata: "Kami telah dianiaya dan diperhambakan (oleh Firaun) sebelum engkau datang kepada kami dan sesudah engkau datang kepada kami". Nabi Musa menjawab: "Mudah-mudahan Tuhan kamu akan membinasakan musuh kamu dan menjadikan kamu khalifah di bumi, kemudian Ia akan memerhati bagaimana pula perbuatan kamu?"

Arnavutça: 

(Populli i Musait) thanë: “Na kemi qenë të torturuar para se të vish ti dhe pas ardhjes tënde”. (Musai) tha: “Zoti juaj do ta zhdukë armikun tuaj, e juve do t’ju bëjë trashëgimtarë në Tokë, e t’ju vërejë se si do të veproni”.

Bulgarca: 

Казаха: “Бяха ни причинени страдания и преди да дойдеш, и след като дойде при нас.” Каза: “Може вашият Господ да погуби врага ви и да ви стори наследници на земята, за да види как ще постъпите.”

Sırpça: 

„Злостављани смо.“ Рекоше они, „пре него што си нам дошао, а и након што си дошао!“ А Мојсије рече: „Можда ће ваш Господар да уништи вашег непријатеља, а вас наследницима на Земљи да учини, да би видео како ћете да поступите.“

Çekçe: 

Odpověděli: 'Byli jsme utištěni předtím, než jsi k nám přišel, i po tom, cos k nám přišel.' Řekl: 'Možná že Pán váš zahubí nepřátele vaše a učiní vás nástupci jejich na zemi, aby viděl, jak si budete počínat.'

Urduca: 

اس کی قوم کے لوگوں نے کہا "تیرے آنے سے پہلے بھی ہم ستائے جاتے تھے اور اب تیرے آنے پر بھی ستائے جا رہے ہیں" اس نے جواب دیا "قریب ہے وہ وقت کہ تمہارا رب تمہارے دشمن کو ہلاک کر دے اور تم کو زمین میں خلیفہ بنائے، پھر دیکھے کہ تم کیسے عمل کرتے ہو"

Tacikçe: 

Гуфтанд: «Пеш аз он ки ту биёӣ, дар ранҷ будем ва пас аз он ки омадӣ, боз дар ранҷем». Гуфт: «Умед аст, ки Парвардигоратон душманатонро ҳалок кунад ва шуморо дар рӯи замин ҷонишини ӯ гардонад. Он гоҳ бингарад, ки чӣ мекунед!»

Tatarca: 

Муса кауме әйтте: "Ий Муса! Без син килгәнче дә бу Фиргаун кауменнән күп золым күрдек һәм син килгәч тә золым күрмәктәбез", – дип. Муса әйтте: "Раббыгызның сезнең дошманнарыгызны тиздән һәлак итмәклеге өметле һәм алар урынына сезне халифә итмәклеге, Аллаһ сезне күзәтер, ничек эш кылырсыз икән!"

Endonezyaca: 

Kaum Musa berkata: "Kami telah ditindas (oleh Fir'aun) sebelum kamu datang kepada kami dan sesudah kamu datang. Musa menjawab: "Mudah-mudahan Allah membinasakan musuhmu dan menjadikan kamu khalifah di bumi(Nya), maka Allah akan melihat bagaimana perbuatanmu.

Amharca: 

«ከመምጣትህም በፊት ከመጣኽልንም በኋላ ተሰቃየን» አሉት፡፡ «ጌታችሁ ጠላቶቻችሁን ሊያጠፋ እንዴት እንደምትሠሩም ይመለከት ዘንድ በምድር ላይ ሊተካችሁ ይሻል» አላቸው፡፡

Tamilce: 

அதற்கு அவர்கள் கூறினார்கள்: “(மூஸாவே!) நீர் எங்களிடம் வருவதற்கு முன்னரும் துன்புறுத்தப்பட்டோம்; இன்னும், நீர் எங்களிடம் வந்த பின்னரும் துன்புறுத்தப்படுகிறோம்.” அதற்கு (மூஸா) கூறினார்: “உங்கள் இறைவன் உங்கள் எதிரிகளை அழித்து, (அவர்களின்) பூமியில் உங்களை ஆட்சியாளர்களாக ஆக்கக்கூடும். ஆக, நீங்கள் எவ்வாறு (செயல்கள்) செய்கிறீர்கள் (-நடந்து கொள்கிறீர்கள்) என அவன் கவனிப்பான்.”

Korece: 

그들이 대답하되 저희는 당신이 저희에게 임하기 전에도 그리고 저희에게 도래한 이후에도 박해를 받아 왔습니다 하니 그가 이르길 너희들의 주님께서 너희들 의 적들을 멸망케하여 너희로 하 여금 그 대지 위에서 통치하게 하 리라 그런 후 그분께서 너희가 행 동함을 지켜보시리라

Vietnamca: 

(Người dân thưa với Musa) nói: “Chúng tôi bị đàn áp trước và sau khi Người đến.” (Musa) nói: “Có lẽ, Thượng Đế của các người sẽ tiêu diệt kẻ thù của các người và cho các người nối nghiệp họ trên vùng đất này, và Ngài muốn xem các người sẽ hành động như thế nào (tri ân hay vong ơn Ngài).”