Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

108

Ayet No: 

1062

Sayfa No: 

164

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاءُ لِلنَّاظِرِينَ

Çeviriyazı: 

veneza`a yedehû feiẕâ hiye beyḍâü linnâżirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve Musa elini koynundan çıkarıverdi, eli bembeyaz olmuş, bakanların gözünü kamaştırıyordu.

Diyanet İşleri: 

Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (ejderha) oluverdi; elini çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Elini koltuğuna sokup çıkarınca bakanlar gördüler ki bembeyaz, parılparıl parlayan bir el.

Şaban Piriş: 

Elini koynundan çıkardı. Birden o bakanların (gözünü kamaştıran) bembeyaz (bir el) oluverdi.

Edip Yüksel: 

Elini çıkardı, bakanlar için bembeyaz oluverdi.

Ali Bulaç: 

(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).

Suat Yıldırım: 

Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş! [20,18-22] {KM, Çıkış 4,2-8}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve elini (cebinden) çıkardı, o hemen bakanlar için bembeyaz (bir nûr) kesildi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Elini çekip çıkardı; birden o el, bakanların önünde bembeyaz kesildi.

Bekir Sadak: 

Sihirbazlar Firavun´a geldi, «Yenecek olursak bize suphesiz bir mukafat var degil mi?» dediler.

İbni Kesir: 

Elini çıkardı, ne görsün

Adem Uğur: 

Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.

İskender Ali Mihr: 

Ve elini (göğsünden) çekip çıkardığı zaman bakanlar, onun (elinin) beyaz olduğunu (gördüler).

Celal Yıldırım: 

Ve elini (koynuna sokup) çıkarıverdi de o, bakanlara bembeyaz (ışık saçan, pırıl pırıl) oluverdi.

Tefhim ul Kuran: 

(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi) .

Fransızca: 

Et il sortit sa main et voilà quelle était blanche (éclatante), pour ceux qui regardaient.

İspanyolca: 

Sacó su mano y he aquí que apareció blanca a los ojos de los presentes.

İtalyanca: 

Stese la mano, ed ecco che apparve bianca agli astanti.

Almanca: 

Dann zog er seine Hand (aus dem Hemd) heraus und sie wurde hell für die Zuschauer.

Çince: 

他抽出他的手来,那只手在观众的眼前忽然显出白光。

Hollandaca: 

Hij trok zijne hand uit zijne borst en, onthoud het, zij was voor de toeschouwers wit geworden

Rusça: 

Затем он вытащил руку, и она стала белой для смотрящих.

Somalice: 

Wuxuuna Siibay Gacantiisii markaasay soo Baxday iyadoo u Cad Dadka Eegi.

Swahilice: 

Na akatoa mkono wake, mara ukawa mweupe kwa watazamao.

Uygurca: 

قولىنى (ياقىسىدىن) چىقىرىۋىدى، ئۇ ناگاھان قارىغۇچىلارغا (نۇر چاقنىتىپ تۇرىدىغان) ئاپئاق بولۇپ كۆرۈندى

Japonca: 

またかれはその手を伸ばした。見なさい。それは誰の眼にも白かった。

Arapça (Ürdün): 

«ونزع يده» أخرجها من جيبه «فإذا هي بيضاء» ذات شعاع «للناظرين» خلاف ما كانت عليه من الأدمة.

Hintçe: 

और अपना हाथ बाहर निकाला तो क्या देखते है कि वह हर शख़्श की नज़र मे जगमगा रहा है

Tayca: 

“และเขาได้ชักมือของเขาออก แล้วทันมันก็ขาว แก่บรรดาผู้ที่มองดูกัน”

İbranice: 

והוציא את ידו (מחיקו,) והנה היא לבנה בעיני המסתכלים

Hırvatça: 

i izvadi ruku svoju - ona za prisutne postade bijela.

Rumence: 

El întinse mâna, şi iat-o albă pentru cei care o priveau.

Transliteration: 

WanazaAAa yadahu faitha hiya baydao lilnnathireena

Türkçe: 

Elini çekip çıkardı; birden o el, bakanların önünde bembeyaz kesildi.

Sahih International: 

And he drew out his hand; thereupon it was white [with radiance] for the observers.

İngilizce: 

And he drew out his hand, and behold! it was white to all beholders!

Azerbaycanca: 

(Sonra) əlini (qoltuğunun altından və ya cibindən) çıxartdı və o, bir anda baxanlara nur kəsildi.

Süleyman Ateş: 

Ve elini (böğründen) çıkardı, birden o, bakanlar için, bembeyaz parlayan bir şey oldu.

Diyanet Vakfı: 

Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.

Erhan Aktaş: 

Ve elini çıkardığı zaman, eli bakanlar için bembeyaz parlayıverdi.

Kral Fahd: 

Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.

Hasan Basri Çantay: 

Elini çıkardı. Ne görsünler: O da temâşâ edenlere (ışıklar saçan) bembeyaz (bir el).

Muhammed Esed: 

Ve (sonra) elini yukarı kaldırdı: Oo! Bir de baktılar, bembeyaz, ışıl ışıl!

Gültekin Onan: 

(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).

Ali Fikri Yavuz: 

Bir de elini (koynundan) çıkardı ki, ne görsünler

Portekizce: 

E mostrou a mão, e eis que era de um fulgor branco para os espectadores.

İsveççe: 

och han drog fram sin hand och den lyste [skinande] vit inför alla kringstående.

Farsça: 

و دستش را از گریبانش بیرون کشید که ناگاه دست برای بینندگان سپید و درخشان گشت.

Kürtçe: 

دەستی (لە باخەڵیەوە یان لە بنھەنگڵیەوە) دەرھێنا لە پڕ ئەو (دەستە) سپی و پرشنگداربوو بۆ بینەران

Özbekçe: 

Ва қўлини чиқарган эди... баногоҳ у назар солувчиларга оппоқ бўлиб кўринди. (Аслида, Мусо (а. с.) буғдойранг тусда эдилар. Фиръавн мўъжиза кўрсатишни талаб қилганда қўлларини қўлтиқларидан чиқарган заҳоти оппоқ тусда намоён бўлди.)

Malayca: 

Dan Nabi Musa mengeluarkan tangannya, tiba-tiba tangannya (menjadi) putih (bersinar-sinar) bagi orang-orang yang melihatnya.

Arnavutça: 

dhe e nxori dorën e tij – kur qe, për shikuesit dritë e bardhë.

Bulgarca: 

И извади ръката си, и ето я - сияйнобяла за гледащите!

Sırpça: 

и извади своју руку, и она за присутне постаде бела.

Çekçe: 

Potom vyňal ruku svou - a hle, zdála se bílá přihlížejícím.

Urduca: 

اس نے اپنی جیب سے ہاتھ نکالا اور سب دیکھنے والوں کے سامنے وہ چمک رہا تھا

Tacikçe: 

Ва дасташро берун овард, дар назари онон, ки медиданд сафеду дурахшон буд.

Tatarca: 

Янә Муса изүеннән кулын чыгарды, шул вакыт аның кулын кояш кеби ялтырый торган итеп күрделәр.

Endonezyaca: 

Dan ia mengeluarkan tangannya, maka ketika itu juga tangan itu menjadi putih bercahaya (kelihatan) oleh orang-orang yang melihatnya.

Amharca: 

እጁንም አወጣ፡፡ እርሷም ወዲያውኑ ለተመልካቾች ነጭ ኾነች፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர் தன் கையை (சட்டைப் பையிலிருந்து) வெளியில் எடுத்தார். அப்போது, பார்ப்பவர்களுக்கு அது மிக வெண்மையானதாக மாறி இருந்தது..

Korece: 

또 모세가 그의 손을 꺼내 니 보라 그것은 모든 구경꾼들에 게 하얗게 되었더라

Vietnamca: 

Và khi Y rút bàn tay của Y ra (sau khi áp nó bên sườn trong chiếc áo), nó trở nên trắng sáng trước mặt những người chứng kiến.