Arapça:
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَتَاكُمْ عَذَابُهُ بَيَاتًا أَوْ نَهَارًا مَّاذَا يَسْتَعْجِلُ مِنْهُ الْمُجْرِمُونَ
Çeviriyazı:
ḳul era'eytüm in etâküm `aẕâbühû beyâten ev nehâram mâẕâ yesta`cilü minhü-lmücrimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "O'nun azabı size geceleyin uykuda veya güpe gündüz gelecek olsa, ne dersiniz? Günahkârların onu alelacele istemeleri için ne sebep vardır?"
Diyanet İşleri:
De ki: "Allah'ın azabı size gece veya gündüz gelirse, ne yaparsınız? Suçlular neye bunda acele ediyorlar?"
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Azabı geceleyin, yahut gündüzün birdenbire gelip çatarsa ne yaparsınız, söyleyin bakalım. Suçlular, azabın çabucak gelmesini ne diye isterler ki?
Şaban Piriş:
De ki: (Ey müşrikler!) Ne dersiniz? Allah’ın azabı size gece veya gündüz gelirse ne yaparsınız? Suçlular niye bunda acele ediyorlar?
Edip Yüksel:
De ki: "O'nun azabı ister gece veya gündüz gelsin, ama neden suçlular o konuda acele içindedirler?"
Ali Bulaç:
De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer O'nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu-günahkarlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?"
Suat Yıldırım:
De ki: “Ne dersiniz, şayet O'nun azabı size ha yatarken gelmiş, ha gündüzün! Mücrimlerin, bunlardan birini çarçabuk istemelerine ne sebep var ki!
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: «Bana haber veriniz! Eğer size onun azabı geceleyin veya gündüzün gelirse günahkârlar ondan neyi isti´câl ediveriyorlar?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şöyle söyle: "Diyelim O'nun azabı size gündüzün veya geceleyin gelecektir. Suçlular bunlardan hangisini aceleyle ister?"
Bekir Sadak:
Iyi bilin ki, Allah´in verdigi soz gercektir, ama cogu bunu bilmez.
İbni Kesir:
De ki: Görmüyor musunuz, ya Allah´ın azabı size gece veya gündüz gelirse? Suçlular neden bunu acele istiyorlar?
Adem Uğur:
De ki: (Ey müşrikler!) Ne dersiniz? Allah´ın azabı size geceleyin veya gündüzün gelirse (ne yaparsınız?). Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar!
İskender Ali Mihr:
De ki: “O´nun azabı şâyet gece veya gündüz size gelse (ne olur) düşündünüz mü (gördünüz mü)? Mücrimlerin (suçluların) O´ndan acele istediği nedir?”
Celal Yıldırım:
De ki: Allah´ın azabı ya gecelerken, ya da gündüzleyin gelecek olursa, suçlu günahkârlar bundan (hangisini) acele istiyorlar?
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Düşündünüz mü hiç, eğer O´nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu günahkâr olanlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?»
Fransızca:
Dis : "Voyez-vous ! Si Son châtiment vous arrivait de nuit ou de jour, les criminels pourraient-ils en hâter quelque chose ?
İspanyolca:
Di: «¿Qué os parece? Si os sorprendiera Su castigo de noche o de día, ¿querrían los pecadores aún adelantarlo?
İtalyanca:
Di': «Se il Suo castigo vi colpisse di notte o nella giornata, gli empi potrebbero affrettarne una parte?».
Almanca:
Sag: "Wie seht ihr es? Sollte Seine Peinigung über euch nachts oder am Tage hereinbrechen, was wollen denn die schwer Verfehlenden davon beschleunigen?"
Çince:
你说:你们告诉我吧!如果他的刑罚,在黑夜或白昼来临你们,那末,犯罪的人们要求早日实现的是什么刑罚呢?
Hollandaca:
Zeg: Verhaal mij, indien u Gods straf bij nacht of bij dag overvalt, welk gedeelte daarvan zullen de goddeloozen wenschen verhaast te zien?
Rusça:
Скажи: "Думали ли вы о том, что если мучения от Аллаха постигнут вас ночью или днем, какую часть их будут торопить грешники?"
Somalice:
waxaad dhahdaa bal ka warrama hadduu idiinku yimaaddo Cadaabkiisu (Eebe) Mir ama Maalin maxay ka dedejisan xaggiisa Dambiilayaashu.
Swahilice:
Sema: Mwaonaje ikikufikieni hiyo adhabu yake usiku au mchana, sehemu gani ya adhabu wanaihimiza wakosefu?
Uygurca:
ئېيتقىنكى: «ئېيتىڭلارچۇ! ئەگەر اﷲ نىڭ ئازابى سىلەرگە كېچىسى ياكى كۈندۈزى كەلسە (بۇنىڭدىن سىلەرگە نېمە پايدا؟) گۇناھكارلار (يەنى مۇشرىكلار) ئازابتىن قايسى نەرسىگە ئالدىرايدۇ؟
Japonca:
言ってやるがいい。「あなたがたは考えないのか,かれの懲罰は夜でも昼でも,あなたがたに下るのであろ。罪深い者たちが急ぐのは,そのどの(懲罰)であるのか。」
Arapça (Ürdün):
«قل أرأيتم» أخبروني «إن أتاكم عذابه» أي الله «بياتا» ليلا «أو نهارا ماذا» أيُّ شيء «يستعجل منه» أي العذاب «المجرمون» المشركون، فيه وضع الظاهر موضع المضمر، وجملة الاستفهام جواب الشرط: كقولك إذا أتيتك ماذا تعطيني، والمراد به التهويل أي ما أعظم ما استعجلوه.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम कह दो कि क्या तुम समझते हो कि अगर उसका अज़ाब तुम पर रात को या दिन को आ जाए तो (तुम क्या करोगे) फिर गुनाहगार लोग आख़िर काहे की जल्दी मचा रहे हैं
Tayca:
จงกล่าวเถิด(มุฮัมมัด) “พวกท่านเห็นแล้วมิใช่หรือ? หากการลงโทษของพระองค์ประสบแก่พวกท่าน ในเวลากลางคืน หรือเวลากลางวัน ทำไมพวกอาชญากรเหล่านั้นจึงขอร่นเวลา!”
İbranice:
אמור: 'איך תרגישו אם יבוא עליכם עונשו באישון לילה או באור יום? ומה הכופרים רוצים בזה שהם מבקשים להחישו
Hırvatça:
Reci: "Kažite vi meni: Ako će vas kazna Njegova noću ili danju zadesiti, zašto je onda požuruju zločinitelji?"
Rumence:
Spune: “Ce părere aveţi? Dacă osânda Lui ar veni asupra voastră noapte şi zi, nelegiuiţii ar mai cere grăbirea ei?
Transliteration:
Qul araaytum in atakum AAathabuhu bayatan aw naharan matha yastaAAjilu minhu almujrimoona
Türkçe:
Şöyle söyle: "Diyelim O'nun azabı size gündüzün veya geceleyin gelecektir. Suçlular bunlardan hangisini aceleyle ister?"
Sahih International:
Say, "Have you considered: if His punishment should come to you by night or by day - for which [aspect] of it would the criminals be impatient?"
İngilizce:
Say: "Do ye see,- if His punishment should come to you by night or by day,- what portion of it would the sinners wish to hasten?
Azerbaycanca:
De: “Bir deyin görək. Əgər (Allahın) əzabı sizə gecə, yaxud gündüz gəlsə (nə edərsiniz)! Günahkarlar buna (əzabın gəlməsinə) niyə tələsirlər?
Süleyman Ateş:
De ki: "Bakın, eğer O'nun azabı size geceleyin, ya da gündüzün gelirse... Suçlular bun(lar)dan hangisini acele istiyor?"
Diyanet Vakfı:
De ki: (Ey müşrikler!) Ne dersiniz? Allah'ın azabı size geceleyin veya gündüzün gelirse (ne yaparsınız?). Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar!
Erhan Aktaş:
De ki: “Söyleyin bakalım! O’nun azâbı ister gece uykuda ister gündüz gelsin. Suçlular neden bunu acele istiyorlar?”
Kral Fahd:
De ki: (Ey müşrikler!) Ne dersiniz? Allah'ın azabı size geceleyin veya gündüzün gelirse (ne yaparsınız?). Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar!
Hasan Basri Çantay:
De ki: «Ya Onun (Allahın) azabı geceleyin, yahud gündüzün size gelib çatarsa (ne yapacaksınız?) söyleyin bana. Günahkârların ona olan isti´câli (ne sebeb) nedir»?
Muhammed Esed:
De ki: "Ya bir gece vakti, ya da güpegündüz, eğer O´nun azabı başınızda koparsa, (neler hissedebileceğinizi) hiç düşündünüz mü? Günaha gömülüp gitmiş bir toplumun bunu tezlikle istemesini gerektirecek nasıl bir umudu olabilir ki?
Gültekin Onan:
10:49
Ali Fikri Yavuz:
De ki: “- Bana haber verin: Allah’ın azabı, geceleyin yatarken veya gündüzün meşguliyetinde size gelip çatarsa (ne yaparsınız?) artık onu, günahkârların acele olarak istemelerine sebep nedir?
Portekizce:
Dize: Que vos pareceria, se Seu castigo vos surpreendesse durante a noite ou de dia? Que porção dele os pecadorespretenderiam apressar?
İsveççe:
Säg: "Vad tror ni? Vare sig Hans straff drabbar er om natten eller om dagen, vad i detta [straff är det som] gör de obotfärdiga syndarna angelägna att få pröva det?
Farsça:
بگو: به من خبر دهید که اگر عذاب خدا شما را در شب یا در روز فرا رسد [چه قدرتی بر دفع آن دارید؟] گنهکاران چه چیزی از عذاب را به شتاب می خواهند؟
Kürtçe:
تۆ بڵێ (بەوانە) پێم بڵێن ئەگەر سزای خواتان بۆھات لەشەودا یان لەڕۆژدا ئایا تاوانباران بۆچی (سزایەک) پەلە دەکەن
Özbekçe:
Сен: «Хабар беринг-чи, агар Унинг азоби сизларга кечаси ёки кундузи келса, жиноятчилар унинг нимасига шошилмоқдалар?» деб айт.
Malayca:
Katakanlah: "Sudahkah kamu nampak jalan keluar jika datang kepada kamu azab Tuhan itu, pada waktu malam atau pada waktu siang? "Azab manakah yang orang- orang berdosa itu minta disegerakan (sedang sebarang azab wajib ditakuti)?
Arnavutça:
Thuaj: “Çka mendoni ju, nëse ju vie dënimi i Tij natën apo ditën, pse e nxitojnë atë (dënimin) mëkatarët?”
Bulgarca:
Кажи: “Какво мислите, ако Неговото мъчение дойде при вас нощем или денем? Какво ще ускорят от него престъпниците?”
Sırpça:
Реци: „Кажите ви мени: Ако ће Његова казна да вас задеси ноћу или дању, зашто је онда пожурују злочинци?“
Çekçe:
Rci: 'Domníváte se, že až se k vám dostaví trest Jeho v noci či za dne, že hříšníci si budou přát jeho uspíšení?
Urduca:
اِن سے کہو، کبھی تم نے یہ بھی سوچا کہ اگر اللہ کا عذاب اچانک رات کو یا دن کو آ جائے (تو تم کیا کر سکتے ہو؟) آخر یہ ایسی کونسی چیز ہے جس کے لیے مجرم جلدی مچائیں؟
Tacikçe:
Бигӯ: «Чӣ мекунед, агар азоби ӯ ба ногоҳ шабҳангом ё ба рӯз фаро расад? Гуноҳкорон чӣ чизро инчунин ба шитоб металабанд?
Tatarca:
Әйт: "Беләсезме, сезгә көндез яки кич Аллаһуның ґәзабы килсә, кәферләр ул ґәзабның кайсына ашыгырлар?"
Endonezyaca:
Katakanlah: "Terangkan kepadaku, jika datang kepada kamu sekalian sikaaan-Nya di waktu malam atau di siang hari, apakah orang-orang yang berdosa itu meminta disegerakan juga?"
Amharca:
«ቅጣቱ በሌሊት ወይም በቀን ቢመጣባችሁ፤ አጋሪዎቹ ከርሱ የሚቻኮሉበት ነገር ምንድን ነው ንገሩኝ» በላቸው፡፡
Tamilce:
(மேலும்) கூறுவீராக: (இணைவைப்பவர்களே!) “அவனுடைய தண்டனை இரவில்; அல்லது, பகலில் உங்களுக்கு வந்தால் (அதை உங்களால் தடுக்க முடியுமா)? என்பதை எனக்கு நீங்கள் அறிவியுங்கள்.” (நபியே!) (இக்)குற்றவாளிகள் எதை அவசரமாகத் தேடுகிறார்கள்?
Korece:
일러가로되 너희는 생각해 보았느뇨 하나님의 벌이 낮에나 흑은 밤에 너희에게 이를 때 죄인들이 그것으로 서둘러 유용함이 무엇이겠느뇨
Vietnamca:
Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói với chúng: “Các ngươi hãy nghĩ xem, nếu (Allah) ban hình phạt xuống các người vào ban đêm hoặc ban ngày thì hình phạt nào sẽ là cái mà những tên tội lỗi thúc giục nó mau đến?!”
Ayet Linkleri: