Arapça:
فَفَتَحْنَا أَبْوَابَ السَّمَاءِ بِمَاءٍ مُّنْهَمِرٍ
Çeviriyazı:
fefetaḥnâ ebvâbe-ssemâi bimâim münhemir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Diyanet İşleri:
Biz de bunun üzerine gök kapılarını boşanan sularla açtık.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken açtık göklerin kapılarını da şarıl şarıl ardı gelmez yağmurlar yağdırdık.
Şaban Piriş:
Bunun üzerine biz de göğün kapılarını şiddetle boşanan sulara açtık.
Edip Yüksel:
Bunun üzerine göğün kapılarını boşanan sularla açtık.
Ali Bulaç:
Biz de 'bardaktan boşanırcasına akan' bir su ile göğün kapılarını açtık.
Suat Yıldırım:
Biz de derhal, boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(11-12) Biz de gök kapılarını bir çok su ile açtık (pek müthiş bir yağmur yağdırdık). Ve yeri de pınarlar halinde fışkırttık. Artık su, takdir edilmiş bir emre binaen birbirine kavuşuverdi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz de açtık gök kapılarını seller gibi akan bir su ile.
Bekir Sadak:
And olsun ki Kuran´i, ogut olsun diye kolaylastirdik
İbni Kesir:
Bunun üzerine Biz de gök kapılarını boşanan sularla açmıştık.
Adem Uğur:
Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
İskender Ali Mihr:
Bunun üzerine, semanın kapılarını gürül gürül akan suya açtık.
Celal Yıldırım:
Bunun üzerine göğün kapılarını sağnak halinde boşanan su ile açıverdik.
Tefhim ul Kuran:
Biz de ´bardaktan boşanırcasına akan´ bir su ile göğün kapılarını açtık.
Fransızca:
Nous ouvrîmes alors les portes du ciel à une eau torrentielle,
İspanyolca:
Abrimos las puertas del cielo a una lluvia torrencial
İtalyanca:
Spalancammo le porte del cielo ad un'acqua torrenziale,
Almanca:
Dann öffneten WIR dir Tore des Himmels mit geschütteten Wassermassen,
Çince:
我就以倾注的雨水开了许多天门,
Hollandaca:
Daarop openden wij de poorten des hemels, waaruit het water stroomde.
Rusça:
Мы открыли врата неба, откуда стала изливаться вода,
Somalice:
Markaasaan ku furay Albaabbada Samada (Cirka) Biyo badanna ka keenay.
Swahilice:
Basi tukaifungua milango ya mbingu kwa maji yanayo miminika.
Uygurca:
ئاسماننىڭ دەرۋازىلىرىنى قويۇلۇپ ياغقۇچى يامغۇر بىلەن ئېچىۋەتتۇق
Japonca:
それでわれは,天の諸門を開き水を注ぎ降らせた。
Arapça (Ürdün):
«ففتحنا» بالتخفيف والتشديد «أبواب السماء بماءٍ منهمر» منصب انصبابا شديدا.
Hintçe:
तो अब तू ही (इनसे) बदला ले तो हमने मूसलाधार पानी से आसमान के दरवाज़े खोल दिए
Tayca:
ดังนั้น เราจึงได้เปิดประตูแห่งชั้นฟ้าให้น้ำฝนเทลงมาอย่างหนัก
İbranice:
אז פתחנו את שערי השמים והורדנו את מי המבול
Hırvatça:
I Mi smo kapije nebeske pootvarali vodi koja je neprestano lila,
Rumence:
şi am rupt izvoarele pământului, iar apele s-au contopit după o Poruncă dată.
Transliteration:
Fafatahna abwaba alssamai bimain munhamirin
Türkçe:
Biz de açtık gök kapılarını seller gibi akan bir su ile.
Sahih International:
Then We opened the gates of the heaven with rain pouring down
İngilizce:
So We opened the gates of heaven, with water pouring forth.
Azerbaycanca:
Biz (onun duasını qəbul edərək) göyün qapılarını sel kimi axan bir yağışla açdıq.
Süleyman Ateş:
Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Diyanet Vakfı:
Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Erhan Aktaş:
Biz de hemen göğün kapılarını gürül gürül boşalan su ile açtık.
Kral Fahd:
Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Hasan Basri Çantay:
Bunun üzerine biz de şarıl şarıl dökülen bir suya gök kapılarını açdık.
Muhammed Esed:
Biz de seller gibi akan bir su ile göğün kapılarını açtık
Gültekin Onan:
Biz de ´bardaktan boşanırcasına akan´ bir su ile göğün kapılarını açtık.
Ali Fikri Yavuz:
Bunun üzerine, biz de bardakdan boşanırcasına bir yağmur ile göğün kapılarını açtık.
Portekizce:
Então abrimos as portas do céu, com água torrencial (que fizemos descer).
İsveççe:
Och Vi öppnade himlens portar och lät rikligt regn strömma [utan uppehåll],
Farsça:
پس [در پاسخ درخواستش] درهای آسمان را به آبی بسیار فراوان و ریزان گشودیم،
Kürtçe:
ئێمەش ھەموو دەرگای ئاسمانمان کردەوە بەئاوی بارانی بەلێزمە
Özbekçe:
Осмон эшикларини шаррос сув билан очиб юбордик.
Malayca:
Maka Kami bukakan pintu-pintu langit, dengan menurunkan hujan yang mencurah- curah.
Arnavutça:
Dhe, Ne ia kemi hapur dyert e qiellit me ujë (shi) të rrëmbyeshëm,
Bulgarca:
И разтворихме Ние вратите на небето със струяща вода,
Sırpça:
И Ми смо небеске капије поотварали води која је непрестано лила,
Çekçe:
A brány nebeské jsme otevřeli pro vodu tekoucí proudem
Urduca:
تب ہم نے موسلا دھار بارش سے آسمان کے دروازے کھول دیے اور زمین کو پھاڑ کر چشموں میں تبدیل کر دیا
Tacikçe:
Ва мо низ дарҳои осмонро ба рӯи обе, ки ба шиддат мерехт, кушодем.
Tatarca:
Нух кавеменә каты яңгыр белән күк ишекләрен ачтык.
Endonezyaca:
Maka Kami bukakan pintu-pintu langit dengan (menurunkan) air yang tercurah.
Amharca:
ወዲያውም የሰማይን ደጃፎች በሚንቧቧ ውሃ ከፈትን፡፡
Tamilce:
ஆகவே, நாம் அடை மழையைக் கொண்டு மேகத்தின் வாசல்களை திறந்து விட்டோம்.
Korece:
그리하여 하나님은 하늘의 문들을 열고 비를 내리게 하여
Vietnamca:
Vì vậy, TA đã mở các cổng của bầu trời cho nước (mưa) đổ xuống.
Ayet Linkleri: