Arapça:
فَدَعَا رَبَّهُ أَنِّي مَغْلُوبٌ فَانتَصِرْ
Çeviriyazı:
fede`â rabbehû ennî maglûbün fenteṣir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunun üzerine Rabbine: "Ben yenik düştüm, bana yardım et!" diyerek yalvardı.
Diyanet İşleri:
O da: "Ben yenildim, bana yardım et" diye Rabbine yalvarmıştı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken Rabbine dua etti: Şüphe yok ki altoldum ben, artık sen yardım et bana.
Şaban Piriş:
O da: Ben yenik düştüm, bana yardım et, diye Rabbine dua etti.
Edip Yüksel:
Rabbini çağırdı, "Ben yenildim; bana yardım et."
Ali Bulaç:
Sonunda Rabbine dua etti: "Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık Sen (bu kafir toplumdan) intikam al."
Suat Yıldırım:
O da: “Ya Rabbî, ben mağlubum, artık Sen bana yardım et!” dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
54:9
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunun üzerine yakardı Rabbine, "Yenilgiye uğradım işte, yardım et!" diye...
Bekir Sadak:
Benim azabim ve uyarmam nasilmis?
İbni Kesir:
O da Rabbına yalvarmış: Ben
Adem Uğur:
Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı.
İskender Ali Mihr:
Sonunda, Rabbine dua etti: “Muhakkak ki ben, mağlûp olanım. Öyleyse intikam al.”
Celal Yıldırım:
O da Rabbına yalvarıp, «yenilgiye uğradım, bana yardım et!» diye duâ etti.
Tefhim ul Kuran:
Sonunda Rabbine dua etti: «Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık sen intikam al.»
Fransızca:
il invoqua donc son Seigneur : "Moi, je suis vaincu. Fais triompher (Ta cause)".
İspanyolca:
Entonces, invocó a su Señor. «¡Estoy vencido! ¡Defiéndete!»
İtalyanca:
Invocò il suo Signore: «Sono sopraffatto: fa' trionfare la Tua causa».
Almanca:
Dann richtete er Bittgebete an seinen HERRN: "Ich bin unterlegen, so stehe bei!"
Çince:
故他祈祷他的主说:我确是被压迫的,求你相助吧!
Hollandaca:
Hij riep daarom zijn Heer aan, zeggende: Waarlijk, ik ben overweldigd: wreek mij dus.
Rusça:
Тогда он воззвал к своему Господу: "Меня одолели. Помоги же мне!"
Somalice:
Eebuuna tuugay inuu tabaryaryahay oo u gargaaro.
Swahilice:
Basi akamwomba Mola wake Mlezi akasema: Kwa hakika mimi nimeshindwa, basi ninusuru!
Uygurca:
ئۇ پەرۋەردىگارىڭغا: «ھەقىقەتەن مەن بوزەك قىلىندىم، ياردەم قىلغىن» دەپ دۇئا قىلدى
Japonca:
それでかれは主に,「わたしは,本当に力尽きました。どうか御助け下さい。」と祈った。
Arapça (Ürdün):
«فدعا ربه أني» بالفتح، أي بأني «مغلوب فانتصر».
Hintçe:
और उनको झिड़कियाँ भी दी गयीं, तो उन्होंने अपने परवरदिगार से दुआ की कि (बारे इलाहा मैं) इनके मुक़ाबले में कमज़ोर हूँ
Tayca:
เขาจึงวิงวอนขอต่อพระเจ้าของเขาว่า แท้จริงข้าพระองค์ถูกพิชิตเสียแล้ว ได้โปรดช่วยเหลือ(ข้าพระองค์)ด้วย
İbranice:
אז קרא אל ריבונו, ' הם גוברים עליי, אז חלץ אותי
Hırvatça:
I on je Gospodara svoga zamolio: "Ja sam pobijeđen, pa Ti pomozi!"
Rumence:
Atunci am deschis stăvilarele cerului dând drumul apelor vijelioase
Transliteration:
FadaAAa rabbahu annee maghloobun faintasir
Türkçe:
Bunun üzerine yakardı Rabbine, "Yenilgiye uğradım işte, yardım et!" diye...
Sahih International:
So he invoked his Lord, "Indeed, I am overpowered, so help."
İngilizce:
Then he called on his Lord: "I am one overcome: do Thou then help (me)!"
Azerbaycanca:
(Nuh) Rəbbinə dua edib: “Mən (öz qövmümüm içində) məğlub oldum, buna görə də (onlardan) intiqam al!” – dedi.
Süleyman Ateş:
Bunun üzerine Rabbine: "Ben yenik düştüm, yardım et!" diye yalvardı.
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı.
Erhan Aktaş:
Sonunda Rabb’ine çağrıda bulundu: “Doğrusu ben yenik düştüm, bana yardım et.”
Kral Fahd:
Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı.
Hasan Basri Çantay:
Nihayet, o da Rabbine «Ben hakıykaten mağlûbum. Artık (benim) intikaam (ımı) sen al» diye düâ etdi.
Muhammed Esed:
Bunun üzerine (Nuh,) Rabbine: "Doğrusu ben yenik düştüm, artık Sen gel ve bana yardım et!" şeklinde yalvardı.
Gültekin Onan:
Sonunda rabbine dua etti: "
Ali Fikri Yavuz:
Nihayet o da, Rabbine şöyle dua etti: “- Ben mağlûbum, benim için onlardan intikam al.”
Portekizce:
Então ele invocou seu Senhor, dizendo: Estou vencido! Socorre-me!
İsveççe:
Och han ropade till sin Herre: "De är starkare än jag; [Herre,] kom till min hjälp!"
Farsça:
پس پروردگارش را خواند که من مغلوب شده ام [و از ستم و زورگویی آنان دلتنگم] بنابراین انتقام [مرا از اینان] بگیر.
Kürtçe:
جا (نوح) ھاواری کردە پەروەردگاری و (ووتی): بەڕاستی من شکستم خواردووە (بێ دەسەڵاتم) دەی تۆ یارمەتیم بدە،
Özbekçe:
Бас, у Роббисига дуо қилиб: «Албатта, мен мағлуб бўлдим, ёрдам бер», деди.
Malayca:
Lalu dia berdoa merayu kepada Tuhannya dengan berkata: Sesungguhnya aku ini dikalahkan (oleh kaumku yang ingkar), oleh itu menangkanlah daku (terhadap mereka)!
Arnavutça:
Dhe, iu lut Zotit të vet: “Unë jam i mundur (prej popullit tim), andaj Më ndihmo!”
Bulgarca:
Тогава призова той своя Господ: “Аз съм победен, помогни ми!”
Sırpça:
И он је свога Господара замолио: „Ја сам побеђен, па Ти помози!“
Çekçe:
Pána svého vzýval: 'Pomoz mi, jsem přemožen!'
Urduca:
آخر کار اُس نے اپنے رب کو پکارا کہ "میں مغلوب ہو چکا، اب تو اِن سے انتقام لے"
Tacikçe:
Ва Парвардигорашро дуъо кард: «Ман мағлуб шудаам, интиқом бигир!»
Tatarca:
Нух Раббысына дога кылды: "Тәхкыйк мин җиңелдем, ий Раббым миңа ярдәм бир, алардан үч ал", – дип.
Endonezyaca:
Maka dia mengadu kepada Tuhannya: "bahwasanya aku ini adalah orang yang dikalahkan, oleh sebab itu menangkanlah (aku)".
Amharca:
ጌታውንም «እኔ የተሸነፍኩ ነኝና እርዳኝ» ሲል ጠራ፡፡
Tamilce:
ஆகவே, அவர் தனது இறைவனிடம், “நிச்சயமாக நான் (பலவீனமாக இருக்கிறேன்,) தோற்கடிக்கப்பட்டேன். ஆகவே, நீ (எனக்காக) பழி தீர்ப்பாயாக!” என்று பிரார்த்தித்தார்.
Korece:
그때 그가 주님께 기도하더라 제가 허약하오니 저를 도와 주소서
Vietnamca:
(Nuh) đã khẩn cầu Thượng Đế của Y: “Quả thật, bề tôi đã thua cuộc, xin Ngài giúp đỡ!”
Ayet Linkleri: