
felâ ta`lemü nefsüm mâ uḫfiye lehüm min ḳurrati a`yün. cezâem bimâ kânû ya`melûn.
Arapça:
فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّا أُخْفِيَ لَهُم مِّن قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Türkçe:
Hiç kimse, yaptıklarına karşılık onlar için hangi göz aydınlığının saklandığını bilmez.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez.
Diyanet Vakfı:
Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.
İngilizce:
Now no person knows what delights of the eye are kept hidden (in reserve) for them - as a reward for their (good) deeds.
Fransızca:
Aucun être ne sait ce qu'on a réservé pour eux comme réjouissance pour les yeux, en récompense de ce qu'ils oeuvraient !
Almanca:
So weiß kein Mensch, was für ihn an Freude verborgen wurde als Belohnung für das, was sie zu tun pflegten.
Rusça:
Ни один человек не знает, какие услады для глаз сокрыты для них в воздаяние за то, что они совершали.
Açıklama:
