
feḳâlû enü'minü libeşerayni miŝlinâ veḳavmühümâ lenâ `âbidûn.
Türkçe:
Şöyle dediler: "Kendilerine bağlı toplum bize kulluk-kölelik ederken, biz kalkıp bizim gibi iki insan olan şu adamlara mı inanacağız?"
İngilizce:
They said: "Shall we believe in two men like ourselves? And their people are subject to us!"
Fransızca:
Ils dirent : "Croirons-nous en deux hommes comme nous dont les congénères sont nos esclaves.
Almanca:
Sie sagten dann: "Sollen wir etwa den Iman an zwei Menschen wie wir verinnerlichen, deren Leute für uns Diener sind?!"
Rusça:
Они сказали: "Неужели мы уверуем в двух людей, которые подобны нам, тогда как их народ служит нам?"
Arapça:
فَقَالُوا أَنُؤْمِنُ لِبَشَرَيْنِ مِثْلِنَا وَقَوْمُهُمَا لَنَا عَابِدُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onun için: Biz, dediler, "kavimleri bize kölelik ederken bizim benzerimiz olan bu iki adama inanacak mıyız?"
Diyanet Vakfı:
Bu yüzden dediler ki: Kavimleri bize kölelik ederken, bizim gibi olan bu iki adama inanır mıyız?
