
ḳâlû bel ci'nâke bimâ kânû fîhi yemterûn.
Arapça:
قَالُوا بَلْ جِئْنَاكَ بِمَا كَانُوا فِيهِ يَمْتَرُونَ
Türkçe:
Dediler: "Sana öyle bir şey getirdik ki,onun hakkında kuşkulanıp duruyorlardı."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Elçiler dediler ki: "Bilakis biz sana onların şüphe ettiği azabı getirdik."
Diyanet Vakfı:
Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helakı) getirdik.
İngilizce:
They said: "Yea, we have come to thee to accomplish that of which they doubt.
Fransızca:
- Ils dirent : "Nous sommes plutôt venus à toi en apportant (le châtiment) à propos duquel ils doutaient.
Almanca:
Sie sagten: "Nein, sondern wir brachten dir das, was sie anzuzweifeln pflegten.
Rusça:
Они сказали: "Но мы явились к тебе с тем, в чем они сомневались.
Açıklama:
