Nuzul 819

 
00:00

velev terâ iẕ vuḳifû `alâ rabbihim. ḳâle eleyse hâẕâ bilḥaḳḳ. ḳâlû belâ verabbinâ. ḳâle feẕûḳu-l`aẕâbe bimâ küntüm tekfürûn.

Arapça:

وَلَوْ تَرَىٰ إِذْ وُقِفُوا عَلَىٰ رَبِّهِمْ ۚ قَالَ أَلَيْسَ هَٰذَا بِالْحَقِّ ۚ قَالُوا بَلَىٰ وَرَبِّنَا ۚ قَالَ فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ

Türkçe:

Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Sordu: "Gerçek değil miymiş bu?" Dediler: "Rabbimize yemin olsun ki, gerçekmiş." Dedi: "O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara şöyle der: "Bu, bir gerçek değil midir?". Onlar da: "Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir" derler. Rableri de onlara: "Öyleyse inkârınız sebebiyle azabı tadın!" der.

Diyanet Vakfı:

Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah: Bu (yeniden dirilme olayı), hak değil miymiş? diyecek. Onlar da "Rabbimize andolsun ki evet!" diyecekler. Allah da, Öyle ise inkar ettiğinizden dolayı azabı tadın! diyecek.

İngilizce:

If thou couldst but see when they are confronted with their Lord! He will say: "Is not this the truth?" They will say: "Yea, by our Lord!" He will say: "Taste ye then the penalty, because ye rejected Faith."

Fransızca:

Si tu les voyais, quand ils comparaîtront devant leur Seigneur. Il leur dira : "Cela n'est-il pas la vérité ? " Ils diront : "Mais si ! Par notre Seigneur ! " Et, il dira : "Goûtez alors au châtiment pour n'avoir pas cru".

Almanca:

Und würdest du doch sehen, als sie ihrem HERRN vorstellig wurden! ER sagte: "Ist dies nicht dieWahrheit?!" Sie sagten: "Doch mit Sicherheit, bei unserem HERRN!" ER sagte: "Dann erfahrt die Peinigung für das, was ihr an Kufr zu betreiben pflegtet."

Rusça:

Если бы ты только увидел их, когда их остановят перед их Господом. Он скажет: "Разве это не истина?" Они скажут: "Конечно, клянемся нашим Господом!" Он скажет: "Вкусите же мучения за то, что вы были неверующими!"

Açıklama:
Nuzul 819 beslemesine abone olun.