
vekânû yeḳûlûne eiẕâ mitnâ vekünnâ türâbev ve`iżâmen einnâ lemeb`ûŝûn.
Türkçe:
Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?"
İngilizce:
And they used to say, "What! when we die and become dust and bones, shall we then indeed be raised up again?-
Fransızca:
et disaient : "Quand nous mourrons et serons poussière et ossements, serons-nous ressuscités ?
Almanca:
Auch pflegten sie zu sagen: "Auch wenn wir starben und zu Erde und Knochen wurden, werden wir etwa noch erweckt,
Rusça:
и говорили: "Неужели мы будем воскрешены после того, как мы умрем и станем прахом и костями?
Arapça:
وَكَانُوا يَقُولُونَ أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve diyorlardı ki: "Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?"
Diyanet Vakfı:
Ve diyorlardı ki: Biz öldükten, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?

eveâbâüne-l'evvelûn.
Türkçe:
"Önceki atalarımız da mı?"
İngilizce:
(We) and our fathers of old?
Fransızca:
ainsi que nos anciens ancêtres ? ..."
Almanca:
auch unsere ersten Ahnen?"
Rusça:
Или же наши отцы?"
Arapça:
أَوَآبَاؤُنَا الْأَوَّلُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Önceki atalarımızda mı?
Diyanet Vakfı:
Önceki atalarımız da mı?

ḳul inne-l'evvelîne vel'âḫirîn.
Türkçe:
De ki: "Öncekiler de sonrakiler de."
İngilizce:
Say: "Yea, those of old and those of later times,
Fransızca:
Dis : "En vérité les premiers et les derniers
Almanca:
Sag: "Gewiß, die ersten und die letzten
Rusça:
Скажи: "Воистину, как первые, так и последние поколения
Arapça:
قُلْ إِنَّ الْأَوَّلِينَ وَالْآخِرِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Öncekiler ve sonrakiler"
Diyanet Vakfı:
De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler,

lemecmû`ûne ilâ mîḳâti yevmim ma`lûm.
Türkçe:
Bilinen bir günün buluşma vakti/buluşma yerinde mutlaka bir araya getirileceklerdir.
İngilizce:
All will certainly be gathered together for the meeting appointed for a Day well-known.
Fransızca:
seront réunis pour le rendez-vous d'un jour connu".
Almanca:
werden zweifellos zur Verabredung eines bekannten Tages versammelt."
Rusça:
будут собраны в определенном месте в известный день.
Arapça:
لَمَجْمُوعُونَ إِلَىٰ مِيقَاتِ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.
Diyanet Vakfı:
Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır!
Sayfalar
