Nuzul 822

ḳad na`lemü innehû leyaḥzünüke-lleẕî yeḳûlûne feinnehüm lâ yükeẕẕibûneke velâkinne-żżâlimîne biâyâti-llâhi yecḥadûn.

Türkçe:
Söylediklerinin seni kederlendirdiğini çok iyi biliyoruz. Gerçek şu ki, onlar seni yalanlamıyorlar; o zalimler Allah'ın ayetlerine karşı direnmekteler.
İngilizce:
We know indeed the grief which their words do cause thee: It is not thee they reject: it is the signs of Allah, which the wicked contemn.
Fransızca:
Nous savons qu'en vérité ce qu'ils disent te chagrine. Or, vraiment ils ne croient pas que tu es menteur, mais ce sont les versets (le Coran) d'Allah, que les injustes renient.
Almanca:
Bereits wissen WIR, daß dich das, was sie sagen, sicher traurig macht. Doch sie bezichtigen nicht dich der Lüge, sondern die Unrecht-Begehenden leugnen ALLAHs Ayat ab.
Rusça:
Мы знаем, что тебя печалит то, что они говорят. Они не считают лжецом тебя - беззаконники отрицают знамения Аллаха!
Arapça:
قَدْ نَعْلَمُ إِنَّهُ لَيَحْزُنُكَ الَّذِي يَقُولُونَ ۖ فَإِنَّهُمْ لَا يُكَذِّبُونَكَ وَلَٰكِنَّ الظَّالِمِينَ بِآيَاتِ اللَّهِ يَجْحَدُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onların söylediklerinin seni üzdüğünü elbette biliyoruz. Onlar aslında seni yalanlamıyorlar, fakat, o zalimler Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
Diyanet Vakfı:
Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.
Nuzul 822 beslemesine abone olun.