
ḫâşi`aten ebṣâruhüm terheḳuhüm ẕilleh. ẕâlike-lyevmü-lleẕî kânû yû`adûn.
Türkçe:
Gözleri yere eğik; bir zillet kuşatmıştır onları. İşte bu gündür onlara vaat edilmiş olan.
İngilizce:
Their eyes lowered in dejection,- ignominy covering them (all over)! such is the Day the which they are promised!
Fransızca:
leurs yeux seront abaissés, l'avilissement les couvrira. C'est cela le jour dont on les menaçait !
Almanca:
Ihre Blicke sind (vor Ehrfurcht) gesenkt, und Demütigung überkommt sie. Dies ist der Tag, der ihnen immer angedroht wurde.
Rusça:
Их взоры потупятся, и унижение покроет их. Это будет тот день, который им обещан!
Arapça:
خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۚ ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.
Diyanet Vakfı:
Gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde. İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür!
