
fe`atev `an emri rabbihim feeḫaẕethümu-ṣṣâ`iḳatü vehüm yenżurûn.
Arapça:
فَعَتَوْا عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ فَأَخَذَتْهُمُ الصَّاعِقَةُ وَهُمْ يَنظُرُونَ
Türkçe:
Daha sonra onlar, Rablerinin emrine kafa tuttular da gözleri baka baka yıldırım kendilerini yakaladı.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlarsa Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar. Bunun üzerine kendilerini, bakıp dururlarken yıldırım yakalayıp, çarptı.
Diyanet Vakfı:
Rablerinin emrine karşı geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi.
İngilizce:
But they insolently defied the Command of their Lord: So the stunning noise (of an earthquake) seized them, even while they were looking on.
Fransızca:
Ils défièrent le commandement de leur Seigneur. La foudre les saisit alors qu'ils regardaient.
Almanca:
Dann erhoben sie sich über die Anweisung ihres HERRN, dann erschlug sie der Blitzschlag während sie zuschauten.
Rusça:
Они ослушались веления своего Господа, и их поразило губительное наказание, пока они наблюдали за этим.
Açıklama:
