
velemmâ câehümü-lḥaḳḳu ḳâlû hâẕâ siḥruv veinnâ bihî kâfirûn.
Arapça:
وَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ قَالُوا هَٰذَا سِحْرٌ وَإِنَّا بِهِ كَافِرُونَ
Türkçe:
Ne var ki, hak kendilerine geldiğinde şöyle dediler: "Bu bir büyü, biz bunu inkâr ediyoruz!"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendilerine hak geldiği zaman onlar: "Bu bir büyüdür doğrusu biz onu tanımıyoruz." dediler.
Diyanet Vakfı:
Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir büyüdür, biz onu tanımıyoruz, dediler.
İngilizce:
But when the Truth came to them, they said: "This is sorcery, and we do reject it."
Fransızca:
Et quand la Vérité leur vint, ils dirent : "C'est de la magie et nous n'y croyons pas".
Almanca:
Und als zu ihnen die Wahrheit kam, sagten sie: "Dies ist Magie, und wir sind doch dem gegenüber äußerst kufr-betreibend."
Rusça:
Когда же истина явилась к ним, они сказали: "Это - колдовство, и мы не веруем в него".
Açıklama:
