Nuzul 4266

 
00:00

veḍalle `anhüm mâ kânû yed`ûne min ḳablü veżannû mâ lehüm mim meḥîṣ.

Arapça:

وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا يَدْعُونَ مِن قَبْلُ ۖ وَظَنُّوا مَا لَهُم مِّن مَّحِيصٍ

Türkçe:

Daha önce yakarıp durdukları, onlardan uzaklaşıp kaybolmuştur. Kaçacak hiçbir yerleri olmadığını anlamışlardır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Önceden tapmakta oldukları şeyler, kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur. Onlar da kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır.

Diyanet Vakfı:

Böylece önceden yalvarıp durdukları onlardan uzaklaşmıştır. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadığını anlamışlardır.

İngilizce:

The (deities) they used to invoke aforetime will leave them in the lurch, and they will perceive that they have no way of escape.

Fransızca:

Et ce qu'auparavant ils invoquaient les délaissera; et ils réaliseront qu'ils n'ont point d'échappatoire.

Almanca:

Und ihnen ist abhanden gegangen, woran sie vorher Bittgebete zu richten pflegten. Und sie glaubten, daß es für sie kein Entrinnen mehr gibt.

Rusça:

Те, к кому они взывали прежде, покинут их, и они обретут уверенность в том, что не смогут сбежать.

Açıklama:
Nuzul 4266 beslemesine abone olun.